Hava Durumu

“NİZAMLA BİSMİLLAH. SELÂMETLE MAŞAALLAH. REFAHLA İNŞAALLAH. FAZİLETLE ELHAMDÜLİLLAH. SAADETE ERENLERE SELÂM OLSUN! ÜLKE SEÇMENİ! ŞİMDİ: ‘YENİDEN REFAH’A BUYRUN’

Yazının Giriş Tarihi: 23.10.2021 16:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.10.2021 16:11

Demek ki, ağızdan dökülen bir ifade olmayıp, Milli Görüş siyaset çizgisinin parti isimleri imiş. Böyle tevafuklar, dini anlayış içinde özellik arz eder hatta bu yüzdendir ki; bilhassa tasavvuf ve mutasavvıflara gönül bağlamış, gönül deryası taşkın insanlar buna keramet derler ve ben de bunlara iştirak ediyorum. Mayıs 21’de açılan kapatılma davasının başlamasında RP, 4.8.1997 günü Ön Savunma denilen müdafaayı sundu. Bu dava, Anayasanın hem lafzına, hem de ruhuna aykırı açılmıştır. Bu dava 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı açılmıştır. Denme suretiyle ön savunmada haksız bir dava açılmıştır denmiş oluyordu. Bunlar olurken, Refahyol hükümeti, Tansu Çiller’in bir an evvel Başbakanlık mührünü elde etmek için, Muhterem Erbakan’dan; meydana gelen 28 Şubat olayı ve takip eden günlerdeki baskıları ileri sürerek dönüşümlü Başbakanlık maddesini işletmek istemişti. Erbakan; Demirel’i çok iyi tanıdığını, bizim istifamızın sonunda görevi size vermez. Şeklinde böyle bir çözüme hemen yanaşmamışsa da, Çiller’in ısrarı ve kulaklara ulaştırılan,
18/Haziran 1997’ye kadar hükümet çekilmezse şartlar tamam olur, ihtilâl meşru olur diyerek senelerce evvel DP’lilere seslenen İnönü’nün sözlerine benzer ifadelerde ortalığı sarmıştı.

 

Muhterem Erbakan RP için kapatılma davası açılmışken, D-8’leri de kurmuşken, Tansu Hanım’ın isteğini çevirirse, zaten partisini tutamayacağı da göz önüne alınırsa, istifanın gerekli olduğuna kanaat getirmiş olmalı. Bilmiyorum; muhterem Erbakan’ın, hücumlara maruz kalmaya başladıktan sonra yukarılarda izah ettiğimiz gibi milletvekili ve büyükşehir belediyeleri ve daha alt belediye mekanizmasında yer alanlar, Erbakan Başbakan diye bar bar bağıranlar, çeşitli platformda liderlerini
müdafaaya pekte gayret sarf etmediler. Meselâ; Taksim’de Câmi için gerek Beyoğlu Belediye Başkanı Nusret Bayraktar, gerekse Büyükşehir Başkanı R. Tayyip Erdoğan seslerini çıkarmadılar. Hoca’yı komplonun karşısında yalnız bıraktılar. Bütün
bunları Hoca’nın görmüş olduğunu zannediyorum. Muhterem Afet Ilgaz Hanımefendi’nin geçtiğimiz yıl hastane koridorunda tekerlekli koltukla hasta raporu almak için vakur bir dik duruşla sırasını bekleyen Hoca’nın görüntüsünden, “Yalnız Adam!” acıyı ve sevinci yalnız yaşamaya mahkûm deyişi hiç de boş bir tespit değildi.

 

Hocamız da Afet Ablamız da şimdi merhum ve merhumeler. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet-i âla, makamları Âl'î olsun. Fiemanillah.

Kaynak: 'Bitmeyen Mücadele Erbakan' isimli kitabımdan.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.