Evin telefonu sabaha karşı üç buçukta çaldı, uyku sersemi adam telefonu açtı.
Telefondaki ses annesine aitti...
Telaşlandı, korktu başlarına bir şey mi gelmişti?
Annesi 'Nasılsın oğlum iyi misin? ' diye sordu.
Oğlu şaşkın bir ifadeyle 'İyiyim anne hayırdır bir şey mi oldu siz iyi misiniz? ' dedi.
Annesi, 'Biz de iyiyiz, bir şeyimiz yok, sadece sesini duymak istedim' dedi.
Oğlu da 'Anne bunun için mi aradın saat sabahın üç buçuğu, yarın da konuşabilirdik' deyince annesi de 'Rahatsız mı ettim oğlum ?' dedi.
Oğlu 'Evet anne rahatsız ettin' deyince annesi;
'Otuz sene önce sen de beni bu saatte rahatsız etmiştin oğlum, doğum günün kutlu olsun..!'
(SG Başmüfettişi Kadir Işık’tan alıntı)
Sözün Özü:
Yaşam, doğum ile ölüm arasında varlık gösteren bir evredir.
Bu evrede Allah c.c insanlara kulluk görevlerinin yanında birtakım sorumluluklar da yüklemiştir.
Bunlardan biriside yaşlılara saygıdır.
Çünkü yaşlılık çağına erişen insanlar kimi kez manevi ilgiye kimi de bakıma gereksinim duyarlar.
Kimilerimiz genç, kimilerimiz yaşlılık devresine ulaştı, kimilerimizde ömür yeterse ulaşacağı güne doğru her saniye ilerleyiş içinde.
Bugün yaşlılığı en iyi yaşlı kimselerden dinleyebiliriz.
Onların hisleri, düşünceleri bizlere ayrı bir nasihat olur.
Çünkü onlardan dinleyeceğimiz nasihatler bize gençlik çağımızın önemini derinden hissettirir.
Yaratılmışlar içinde insana en çok yakın olan ve insan üzerinde en çok hakkı bulunan anne ve babadır.
Çünkü Allah onları insanın var olması için neden kılmıştır.
Bunun içindir ki Allah kendisine ibadetten sonra ikinci derecede anne ve babaya iyilik yapılmasını emretmiştir.
Ancak annenin hakkı daha fazladır...
Çünkü anne, babadan daha çok zahmet çeker...
Karnında taşıdığı çocuğu büyüdükçe zahmeti artar.
Çocuk doğunca onu emzirir, sağlıklı olarak büyümesine özen gösterir. Bu konuda hiçbir özveriden kaçınmaz, çoğu zaman gece uykusunu terk eder ve çocuğun hizmetini seve-seve yapar.
Özellikle özürlü çocukların annelerinin özverilerini sözcüklerle anlatabilmek olası değildir.
Bunun için ‘anne hakkı ödenemez.’ Buyuruyor Peygamberimiz (SAV)
Anne-baba yaşlılıktan dolayı hafıza ve güç kaybına maruz kalabilir, bazı hastalıklara yakalanabilir.
Bu hastalıkların getirmiş olduğu sıkıntılara karşı da sabır ve tahammül göstermek gerekir.
Allah onların gönüllerinin hoş tutulmasını, aynı zamanda onlara karşı kötü davranılmamasını, onları rencide edici söz ve davranışlardan kaçınılmasını emretmektedir.
Kısaca anne-babaya iyi davranışlarda bulunulması esastır.
Onlar senin yanında yaşlanacak olursa, hoşuna gitmeyecek bir hareket yaptıklarında sakın onları azarlama; gönüllerini kırma!
Bir zamanlar sen de hoşa gitmeyen işler yaptığında, annen ve baban seni anlayışla karşılamaz mıydı?
Şimdi onlar yaşlandı...
Senin çocukluk günlerinde yaptıklarına benzer garip de hareketler yapabilirler, yersiz bulacağın sözler de söyleyebilirler.
Sen de onlara aynı şekilde anlayış göster; şefkatli ve merhametli ol!
Onlara ‘Of’ bile deme..!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
Bir doğum günü telefonu..!
Evin telefonu sabaha karşı üç buçukta çaldı, uyku sersemi adam telefonu açtı.
Telefondaki ses annesine aitti...
Telaşlandı, korktu başlarına bir şey mi gelmişti?
Annesi 'Nasılsın oğlum iyi misin? ' diye sordu.
Oğlu şaşkın bir ifadeyle 'İyiyim anne hayırdır bir şey mi oldu siz iyi misiniz? ' dedi.
Annesi, 'Biz de iyiyiz, bir şeyimiz yok, sadece sesini duymak istedim' dedi.
Oğlu da 'Anne bunun için mi aradın saat sabahın üç buçuğu, yarın da konuşabilirdik' deyince annesi de 'Rahatsız mı ettim oğlum ?' dedi.
Oğlu 'Evet anne rahatsız ettin' deyince annesi;
'Otuz sene önce sen de beni bu saatte rahatsız etmiştin oğlum, doğum günün kutlu olsun..!'
(SG Başmüfettişi Kadir Işık’tan alıntı)
Sözün Özü:
Yaşam, doğum ile ölüm arasında varlık gösteren bir evredir.
Bu evrede Allah c.c insanlara kulluk görevlerinin yanında birtakım sorumluluklar da yüklemiştir.
Bunlardan biriside yaşlılara saygıdır.
Çünkü yaşlılık çağına erişen insanlar kimi kez manevi ilgiye kimi de bakıma gereksinim duyarlar.
Kimilerimiz genç, kimilerimiz yaşlılık devresine ulaştı, kimilerimizde ömür yeterse ulaşacağı güne doğru her saniye ilerleyiş içinde.
Bugün yaşlılığı en iyi yaşlı kimselerden dinleyebiliriz.
Onların hisleri, düşünceleri bizlere ayrı bir nasihat olur.
Çünkü onlardan dinleyeceğimiz nasihatler bize gençlik çağımızın önemini derinden hissettirir.
Yaratılmışlar içinde insana en çok yakın olan ve insan üzerinde en çok hakkı bulunan anne ve babadır.
Çünkü Allah onları insanın var olması için neden kılmıştır.
Bunun içindir ki Allah kendisine ibadetten sonra ikinci derecede anne ve babaya iyilik yapılmasını emretmiştir.
Ancak annenin hakkı daha fazladır...
Çünkü anne, babadan daha çok zahmet çeker...
Karnında taşıdığı çocuğu büyüdükçe zahmeti artar.
Çocuk doğunca onu emzirir, sağlıklı olarak büyümesine özen gösterir. Bu konuda hiçbir özveriden kaçınmaz, çoğu zaman gece uykusunu terk eder ve çocuğun hizmetini seve-seve yapar.
Özellikle özürlü çocukların annelerinin özverilerini sözcüklerle anlatabilmek olası değildir.
Bunun için ‘anne hakkı ödenemez.’ Buyuruyor Peygamberimiz (SAV)
Anne-baba yaşlılıktan dolayı hafıza ve güç kaybına maruz kalabilir, bazı hastalıklara yakalanabilir.
Bu hastalıkların getirmiş olduğu sıkıntılara karşı da sabır ve tahammül göstermek gerekir.
Allah onların gönüllerinin hoş tutulmasını, aynı zamanda onlara karşı kötü davranılmamasını, onları rencide edici söz ve davranışlardan kaçınılmasını emretmektedir.
Kısaca anne-babaya iyi davranışlarda bulunulması esastır.
Onlar senin yanında yaşlanacak olursa, hoşuna gitmeyecek bir hareket yaptıklarında sakın onları azarlama; gönüllerini kırma!
Bir zamanlar sen de hoşa gitmeyen işler yaptığında, annen ve baban seni anlayışla karşılamaz mıydı?
Şimdi onlar yaşlandı...
Senin çocukluk günlerinde yaptıklarına benzer garip de hareketler yapabilirler, yersiz bulacağın sözler de söyleyebilirler.
Sen de onlara aynı şekilde anlayış göster; şefkatli ve merhametli ol!
Onlara ‘Of’ bile deme..!