Hava Durumu

Cengiz Han’ın adaleti..!

Yazının Giriş Tarihi: 03.11.2024 21:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.11.2024 21:50

Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han, Buhara halkına bir haber gönderdi;

Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla aman vermeyeceğiz.’

Bunun üzerine Müslümanlar iki grup oldu...

Bir grup; ‘Asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak da gazi olur, şerefimizle yaşarız’ dediler.

Diğer grup ise; ‘Kan dökülmesine neden olmayalım, barış iyidir, hem silah hem de orduolarak sayıca onlardan az olduğumuz için gücümüz onlara yetmez’ diyerek teslim oldular.

Cengiz Han, silah bırakanlara;

Teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galip geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım’ dedi.

Böylece İki Müslüman grup savaşmaya başladılar...

Moğollar’ın da yardımı ile teslim olanlar galip geldi.

Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti.

Ve sonra o ünlü sözünü söyledi;

Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da aynısını bize yapar..!’

(Hafizoğlu.Net’en alıntı)

Sözün Özü:

Türk Ceza Yasası’nın 307. maddesi, "Düşmanla işbirliği yapma" başlığı altında düzenlenen suçlar kapsamında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile savaş halinde olan devletin ordusunda hizmet kabul etmek suç olarak kabul edilmiştir.

Bu suçun cezası ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır.

*

Filistin topraklarında kurulduğu günden beri bölge insanına özellikle de Müslümanlara baskı uygulayan İsrail, bir terör örgütü gibi hareket etmektedir.

Özellikle 7 Ekim 2023’ten beri Gazze’ye yönelik birçok saldırı düzenlemiş, Gazze’de yaşayan binlerce masum insanı katletmiş yahut yaralamıştır.

Bu saldırılar, Uluslararası Hukuk, Savaş Hukuku ve Uluslararası Ceza Hukuku kurallarını, Uluslararası Ceza Mahkemesi kararlarını, Cenevre ve Lahey Sözleşmelerini, BM Konvansiyonel Silahlar Sözleşmesi’ni, İnsan Hakları İzleme Örgütü raporlarını ve insanlık vicdanını ihlal etmektedir.

İsrail, Gazze’de ve şimdi de Lübnan’da bebekleri, çocukları, kadınları, silahsız sivilleri, gazetecileri, hastaneleri, okulları, sivil konutları, cami ve kiliseleri, mülteci kamplarını, ambulansları, yaralı konvoylarını, kültürel mirası bombalamaktadır.

Sağ kalan sivil halka açlık ve susuzluk çektirmekte, enerji ve diğer temel gereksinim maddelerine ambargo uygulayarak onların da ölmelerine yol açmaktadır.

Tüm bu durumlar, savaş suçunun konusu olmanın yanı sıra aynı zamanda insanlığa karşı da işlenen suçlara da konu olmaktadır. Kuruluşundan beri İsrail’in yaptığı katliam dizisi ve hukuk tanımayan eylemleri karşısında, ABD başta olmak üzere birçok ülke, İsrail yönetimine koşulsuz askeri ve siyasi destek sağlamış ve halen de sürdürmektedirler.

Ancak bu durum karşısında Müslüman ülkeler de anlamlı, etkili bir tepki gösterememektedirler.

Kardeş kardeşi unutmuş, olanları görmez olmuş bir görüntü içindedirler.

Suriye’de rejimin saldırılarında eşlerini, çatışmalarda ise oğullarını yitiren milyonlarca Suriyeliye Türkiye kucak açmıştır...

Ne yazık ki İsrail vahşeti karşısında bütün dünya gibi Müslüman ülkelerden de etkili bir ses çıkmamaktadır.

Hatta bir kısmı İsrail ile ilişkilerini eskisi gibi sürdürmektedirler...

Dünya kamuoyunu, Müslüman ülkeleri, insanlık vicdanını harekete geçirmek için Türkiye bütün gücüyle yardımlar başta olmak üzere çaba göstermektedir.

Neredeyse her 10 dakikada bir çocuğun canlı yayında katledildiği böylesi açık bir soykırım gösterisinde Müslüman ülkeler ortak bir tavır neden alamıyorlar?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.