Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle farklı fay hatlarına sahip bir ülke... Türkiye'nin fay hatları, Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı, Batı Anadolu Fay Hattı ve Güney Anadolu Fay Hattı gibi birçok büyük fay hattını içermekte...

Bu fay hatları, Türkiye'nin neredeyse tamamında deprem riski yaratan büyük kırılma hatları...

Kuzey Anadolu Fay Hattı, Türkiye'nin en aktif fay hatlarından biri.

Bu fay hattı, Marmara Denizi'nden başlayarak Karadeniz'e kadar uzanmakta ve 1939'dan bu yana 7 büyük deprem meydana gelmiş durumda...

1999 Gölcük depremi, bu fay hattının en yıkıcı depremlerinden biriydi ve binlerce insanın ölümüne neden oldu.

Bu fay hattı, İstanbul ve Bursa dâhil olmak üzere birçok büyük şehirde yüksek riskli bölgeler içermekte.

* * *

Türkiye nüfusunun ise yüzde 71’i 1. ve 2. derece deprem bölgelerinde, 3. ve 4. deprem bölgelerinde yaşayan nüfus dâhil edildiğinde toplam nüfusun yüzde 98’i deprem tehdidi altında bulunuyor.

Yani deprem tehlikesinden muaf bölgemiz yok gibi…

Bu gerçeklik karşısında toplum, kişi ve devlet olarak yapmamız gerekenler var hiç kuşkusuz.

Türkiye’de yapıların güvenliği hala önemli bir sorun teşkil etmekte.

TÜİK verilerine göre ülkemizdeki konutların yüzde 40’ı kaçak yahut ruhsatsız; yapı kullanma izin belgesi temel alındığında bu oran yüzde 67’e çıkmakta.

15 milyon dolayında olduğu tahmin edilen bina stokunun yüzde 10’unun yenilenmesi, yüzde 30’unun ise onarılması gerekiyor uzmanlara göre.

Bursa’da da bu kapsamda yapılması gerekenler var kuşkusuz...

* * *

Alinur Aktaş döneminde Bursa Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Burkent, kent merkezindeki değişik ilçelerde birçok kentsel dönüşüm projeleri başlatmıştı.

Ve bunların bir kısmı ihale edilmişti...

Seçimlerin ardından çalışmalar durdu...

Burkent bu projeleri sürdürecek mi yoksa yeni bir planlama mı yapılacak bilinmiyor ama Başkan Bozbey Türkiye’nin yaşadığı en büyük felaketlerden biri olan 17 Ağustos depreminin 25. yıl dönümünde Bursa’nın deprem gerçeğini anımsatmış ve “Depreme, merkezi yönetimden sivil topluma kadar, kentin tüm paydaşlarıyla birlikte hazırlanmak çok önemli. Hep birlikte, güç birliği yaparak bu konuda gerekli adımları atmalı ve toplumsal dayanışmayı en üst seviyede tutmalıyız. Dayanıklı ve hazırlıklı kentler olma yolunda çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz’’ demişti...

Ve 17 Ağustos 1999 yılında yaşanan Büyük Marmara Depremi’nin 25. yıl dönümünde, olası depremlerin yıkıcı etkisini en aza indirmek adına yapılan çalışma ve projeleri Bursalı basın mensupları ile paylaşmış, bu konudaki duyarlılığını ve kararlılığını belirtmişti.

* * *

Evet, depremlerin afetlere dönüşmesini engellemek insanoğlunun elinde...

Burada vatandaşla birlikte devlete ve yerel yönetimlere büyük görev ve sorumluluk düşmekte...

Merkezi yönetimden, tüm kent paydaşlarına kadar deprem konusunda iş birliğinin önemi açık...

Başkan Bozbey, daha önce Nilüfer’de uygulamaya koydukları Mahalle Afet Konteyneri, Mahalle Afet Gönüllüleri ve deprem öncü işaret izleme istasyonlarını tüm Bursa’ya yaymayı hedeflediklerini biliyoruz.

Bu güne dek kentimizde depremsellikle ilgili yapılan çalışmaları ve ortaya çıkan verileri bir araya getirerek, eksik kalan kısımlarını da tamamladıklarında Başkan Bozbey’in kapsamlı Kentsel Dönüşüm Projeleri gerçekleştireceğine inanıyoruz...