Ünlü bir politikacı kendisine muhteşem bir villa yaptırmış.
Bu villada yok yokmuş...
Akla gelebilecek her şeyin en iyisi bulunmaktaymış.
Politikacı; gelen konuklarına hep aynı soruyu sorarmış.
-Villamı nasıl buldunuz?
Konuklar da hep aynı yanıtı verirmiş;
-Harika. Muhteşem. Şahane. Bundan güzeli olamaz...
Politikacı kurum-kurum kurulurmuş...
Günlerden bir gün, Politikacının villasına bir din bilgini gelmiş. Politikacı aynı soruyu ona da sormuş...
Din bilgini;
-Evet, çok güzel, her şey şahane... Ama şu delik olmasaydı keşke, diye yanıtlamış.
Politikacı şaşkın gözlerle çevresine bakmış;
-Hangi delik, anlayamadım Hocam? diye sormuş.
Din bilgini yanıtlamış sorusunu Politikacının;
-Hangisi olacak, Azrail'in gireceği delik. Orası açık kalmış..!"
(Alıntı)
Sözün Özü:
İnsanın doğumuyla başlayan sınırlı olan yaşam serüveni ölümüyle son bulur.
Bu sınır olan yaşam serüveni içersin de insan Allah’ın sunduğu nimetlerden yararlanarak iyi yahut kötü işler yaparak yaşamını sürdürür.
Ama en sonunda ebedi âlem olan ahrete göç eder.
Ayeti Kerimelerinde Yüce Yaradan;
"Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Eğer inanır, (günahlardan) korunursanız (Allah) sizi ödüllendirir…” buyurur.
Bu dünya geçicidir, asıl yurt ahirettir.
Peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri;
“Dünyanın, Cenâb-ı Hakkın yanında bir sinek kanadı kadar değeri olsaydı, kâfirler bir yudum suyu ondan içmeyecek idiler.” buyurmuşlardır.
Bu dünya sınav yeridir, asıl önemlisi iyi ve doğru şeyler yapmak, kalıcı olan onlardır...
Birçoğumuz diyecek ki bu dünyada hiç mi eğlenmeyelim?
Dünyada tabi ki o da olacak.
Ne ki, bu dünya bizim asıl amacımız olmamalı, aracımız olmalı.
Bu dünya salt gereksinimimiz olanı almak için bize emanet olarak sunulmuştur.
İnsan öldüğü zaman malını öbür dünyaya götürmez...
Bu maldan ancak yaşadığı sürece yararlanabilir...
Böyle tatsız gerçeklerle doludur dünya...
En çok sevdiğiniz her ne varsa, hepsi bu dünyada kalmıyor mu?
Dünyaya ve dünya malına tamah etmek, dünya malına bağlanmak, bu bağlanmayı abarttıkça abartmak, dünya malı uğruna her şeyi göze almak, insan olarak yaptığımız en büyük hatalardan biri olsa da, mal canın yongası diyen biziz.
Dünya malına sahip olma adına yapılan hırslar, çevrilen entrikalar, kazılan kuyular, doymak bilmeyen iştahlar, acımayı unutmalar, vicdan ve merhameti hiçe saymalar, hakkı olmayanı dahi eline geçirme adına had ve hudut tanımayan davranışlar içine girmeler, insanoğlunun tipik yaklaşımları arasında ne yazık ki...
‘Benim malım, benim mülküm, benim arabam, benim arazim, benim villam’ diye sahiplenenler, övünenler, gerinenler, mal ve mülküyle ayakları yere değmeyen konuşmalar ve açıklamalar yapanlar..!
Anlatmaya doyamadığınız, kimselere vermeye kıyamadığınız dünya malını, öbür tarafa götüren mi var?
Vazgeçilmez gelen nimetleri, sahiplenme duyguları, her birimizi sarmanın ötesinde, bizi kuşatıp, esir almasın..!
Dünya malı elimizde sımsıkı tutabileceğimiz, bırakamayacağımız bir şey de değil çünkü...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
Her şey şahane de..!
Ünlü bir politikacı kendisine muhteşem bir villa yaptırmış.
Bu villada yok yokmuş...
Akla gelebilecek her şeyin en iyisi bulunmaktaymış.
Politikacı; gelen konuklarına hep aynı soruyu sorarmış.
-Villamı nasıl buldunuz?
Konuklar da hep aynı yanıtı verirmiş;
-Harika. Muhteşem. Şahane. Bundan güzeli olamaz...
Politikacı kurum-kurum kurulurmuş...
Günlerden bir gün, Politikacının villasına bir din bilgini gelmiş. Politikacı aynı soruyu ona da sormuş...
Din bilgini;
-Evet, çok güzel, her şey şahane... Ama şu delik olmasaydı keşke, diye yanıtlamış.
Politikacı şaşkın gözlerle çevresine bakmış;
-Hangi delik, anlayamadım Hocam? diye sormuş.
Din bilgini yanıtlamış sorusunu Politikacının;
-Hangisi olacak, Azrail'in gireceği delik. Orası açık kalmış..!"
(Alıntı)
Sözün Özü:
İnsanın doğumuyla başlayan sınırlı olan yaşam serüveni ölümüyle son bulur.
Bu sınır olan yaşam serüveni içersin de insan Allah’ın sunduğu nimetlerden yararlanarak iyi yahut kötü işler yaparak yaşamını sürdürür.
Ama en sonunda ebedi âlem olan ahrete göç eder.
Ayeti Kerimelerinde Yüce Yaradan;
"Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Eğer inanır, (günahlardan) korunursanız (Allah) sizi ödüllendirir…” buyurur.
Bu dünya geçicidir, asıl yurt ahirettir.
Peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri;
“Dünyanın, Cenâb-ı Hakkın yanında bir sinek kanadı kadar değeri olsaydı, kâfirler bir yudum suyu ondan içmeyecek idiler.” buyurmuşlardır.
Bu dünya sınav yeridir, asıl önemlisi iyi ve doğru şeyler yapmak, kalıcı olan onlardır...
Birçoğumuz diyecek ki bu dünyada hiç mi eğlenmeyelim?
Dünyada tabi ki o da olacak.
Ne ki, bu dünya bizim asıl amacımız olmamalı, aracımız olmalı.
Bu dünya salt gereksinimimiz olanı almak için bize emanet olarak sunulmuştur.
İnsan öldüğü zaman malını öbür dünyaya götürmez...
Bu maldan ancak yaşadığı sürece yararlanabilir...
Böyle tatsız gerçeklerle doludur dünya...
En çok sevdiğiniz her ne varsa, hepsi bu dünyada kalmıyor mu?
Dünyaya ve dünya malına tamah etmek, dünya malına bağlanmak, bu bağlanmayı abarttıkça abartmak, dünya malı uğruna her şeyi göze almak, insan olarak yaptığımız en büyük hatalardan biri olsa da, mal canın yongası diyen biziz.
Dünya malına sahip olma adına yapılan hırslar, çevrilen entrikalar, kazılan kuyular, doymak bilmeyen iştahlar, acımayı unutmalar, vicdan ve merhameti hiçe saymalar, hakkı olmayanı dahi eline geçirme adına had ve hudut tanımayan davranışlar içine girmeler, insanoğlunun tipik yaklaşımları arasında ne yazık ki...
‘Benim malım, benim mülküm, benim arabam, benim arazim, benim villam’ diye sahiplenenler, övünenler, gerinenler, mal ve mülküyle ayakları yere değmeyen konuşmalar ve açıklamalar yapanlar..!
Anlatmaya doyamadığınız, kimselere vermeye kıyamadığınız dünya malını, öbür tarafa götüren mi var?
Vazgeçilmez gelen nimetleri, sahiplenme duyguları, her birimizi sarmanın ötesinde, bizi kuşatıp, esir almasın..!
Dünya malı elimizde sımsıkı tutabileceğimiz, bırakamayacağımız bir şey de değil çünkü...