Hava Durumu

Kent parklarını örülmüş duvarlardan kurtarmak..!

Yazının Giriş Tarihi: 19.09.2024 22:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.09.2024 22:12

Mahalle parkları dâhil bütün kent parklarının varlığı ve kalitesi, insanın ruhsal ve bedensel sağlığının gelişimi, kamusal yaşamın gelişimi, çevre ve ekonomik anlamda yaşam çevrelerinin kalitesini destekler.

Şehirlerde yer alan yeşil alanlar, bahçeler ve parklar, hem daha yaşanılabilir bir iklim hem de daha estetik ve iç açıcı bir görünüm sağlar.

Hızlı ve yoğun kentleşme nedeniyle yeşil alanlara ve şehir parklarına daha fazla önem vereceğimiz bir sürece giriyoruz.

Yoksa bunun bedelini daha stresli ve daha monoton bir yaşam sürerek ödemeyeceğiz ilerde.

Şehirde yaşayan insanın binalar arasına sıkışıp kaldığını hissetmesinin önüne geçmek zorundayız kent halkı olarak...

Şehir parkları önemli yani...

Yaşamın monotonluğundan ve stresinden kurtulmak için en etkili yol her zaman için kendini doğanın kollarına bırakmaktır çünkü...

Birçok felsefede yer alan doğayla barışmak, negatif enerjiyi toprağa aktarmak gibi öneriler de şehir parkları sayesinde gerçekleşebilir.

Yani şehir parkları sayesinde doğanın insanı iyileştiren özelliklerinden yararlanmak durumundayız...

* * *

Ülkemizde pek çok şehrinde olduğu gibi dünyanın pek çok yerinde de önemli parklar vardır.

Barselona’daki Park Güell, Münih’teki İngiliz Bahçesi, New York’taki Central Park, Londra’daki Hyde Park, Tokyo’daki Ueno Park, Amsterdam’daki Vondelpark gibi...

Dünyanın en popüler şehir parklarından bazıları olan bu parkların ortak özelliği, bulundukları büyükşehirlerde hem doğa hem de insan için eşsiz bir fark ortaya koymaları, erişimin kolay olmaları, cadde ve yollarla birleşik olmaları...

Çevreleri taş yahut dikenli çitlerle çevrili değillerdir yani...

Bursa’mızın Kültür Park’ı, Merinos’u gibi değil yani..!
Kentin ortasındaki bir parkın çevresinin neden taş duvarlarla, yeksek tel örgülerle çevrilmesi hep kafamı kurcalamıştır.

Ne yani, o parkları kentin ortasında hayvanlardan korumak için mi yoksa insanlardan korumak için mi, diye..!
Kuşkusuz bunun görülebilir nedenleri vardır, güvenlik yahut girişte para almak gibi..!

* * *

Önümüzdeki 40-50 yıl içinde şehirlerin nüfusunun iki katına çıkması bekleniyor.

Yani daha kalabalık şehirler bizi bekliyor.

Dikey mimari artıyor, yeşil alanlar daha bir önem kazanıyor...

Hem yeşil alanları arttırmak ve hem de var olanları yaşamın ayrılmaz bir parçası haline getirmek gibi bir görevimiz olmalı.

Parklar kent ve yollarla bitişik olmalı...

Giriş-çıkış engeli olmamalı, insanlar işlerine de giderken yürüyerek o parklara her noktadan girip, kullanabilmeli...

Yeşil alanlar, bahçeler ve parklar, daha yaşanılabilir olmalı...

* * *
Dünya genelinde birkaç yüzyıl öncesine kadar şehirlerde yer alan parklar, kralların, prenseslerin yahut diğer aristokrat kesimin kendisi için tahsis ettirdiği, av ya da eğlence için kullandığı alanlar olarak tanımlanırdı.

Artık öyle değil, parklar ve yeşil alanlar halka ait...

Balkanlar ve Avrupa ülkelerinde şehirleri gezdiğimizde yeşil alanların kent ve yollarla bütünleşmiş olduğu görülür.

Parka her noktadan girip, çıkılabilinir...

Bizim de artık Kültür Park, merinos, Mihraplı, Soğanlı Botanik Park gibi parkların çevresindeki tel örgüleri, duvarları kaldırmalıyız, açık alanlara dönüştürmeliyiz.

Geçmiş dönem Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliği de yapan Cemil Aydın dostumun bu konudaki duyarlılığına, önerilerine katılıyorum.

Bu konuda hep birlikte biraz daha duyarlı olabilirsek halk olarak, bu iş çözülemez mi?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.