Geçmişte de bir meslek yasası olmadığı için gazeteci tanımında yetersizlikler vardı ama bu gün dijitalleşmenin vardığı boyutta gazeteciyi tanımlamak daha da zorlaşmakta…

Gazeteci kimdir, gazetecilik ve habercilik nedir, gazeteciliğin sınırları nereden başlar ve nerede biter gibi sorulara yanıt bulmak bu gün için bir hayli zor..!

Genel olarak gazeteci tanımlanırken, gazetecilik mesleğini icra eden; güncel olaylar, akımlar, konular ve kişiler hakkında veri toplayıp, araştırıp, arşivleyip olabildiğince tarafsız bir şekilde yayımlamaya çaba gösteren kişidir, denir ama bu tanımlama gazetecinin kim olduğu sorusunun tam yanıtı değildir…

Başkaca koşulların da yerine getiriyor olması gerekmektedir…

Yani her görüntü kaydeden, haber yapan ve yayımlayan gazeteci sayılmaz…

5953 sayılı Basın İş Yasası'na göre, bir kimsenin gazeteci sayılabilmesi için; Türkiye'de yayımlanan gazetede, mevkute işletmesi yahut kuruluşunda, haber ve fotoğraf ajanslarında ya da radyo ve televizyon kuruluşlarının haberle ilgili birimlerinde çalışması gerekmektedir.

Bunların dışındakilere mesleği gazetecilik olmadığı için elbette gazeteci, işi de habercilik olmadığı için haberci diyemeyiz..!

* * *

Gazeteci, halka ve gerçeğe karşı sorumludur…

Bu sorumluluk kamu otoriteleri ve işverenine olan sorumluluklarından önce gelir.

Bilgi, haber ve özgür düşünce herhangi bir ticari mal ile hizmetten farklı olarak kamusal nitelik taşır.

Gazeteci, ilettiği haber ve bilginin sorumluluğunu üstlenir.

Gazeteci olmak için üniversitelerin dört yıllık eğitim veren Gazetecilik Bölümünden lisans derecesi ile mezun olmak gerekmektedir.

Ne ki, bu gün hala bu mesleğe yönelik yeteneği bulunan kişiler de gazetecilik yapabilmektedirler…

Bu durum gazetecilik mesleğinin tam bir tanımının yapılabilmesini sağlayamamaktadır.

Çünkü gazetecilerin bir meslek yasası yoktur…

Avukat, Mühendis, Mimar gibi bir meslek yasası kapsamı içinde olmadığından gazeteci tanımı her zaman sorunlu olmaktadır.

4857 sayılı İş Yasası'nda “işçi” olarak da tanımlanmayan Türkiye'de yayımlanan gazete, internet haber siteleri, internet haber siteleri ve mevkutelerle haber ve fotoğraf ajanslarında her türlü fikir ve sanat işlerinde çalışan kişilere gazeteci denmektedir…

Kendi kendine, ‘Ben gazeteciyim’ demekle gazeteci olunmaz yani…

Gelin görün ki, bu gün böyle değildir…

Açtığı bir internet sitesinde haber, görüntü ve ses paylaşıp yerel yönetimlerden ‘İlan’ adı altında para alabilmektedirler..!

Ne bir şirketi vardır, ne istihdam oluşturmaktadır ve ne vergi ödemektedir ne de denetime tabidir..!

Ne yazık ki yerel yönetimler de siyasiler böyle yapıları muhatap alıp, gazeteci yerine koymaktadırlar..!

Bu korsan yayıncılığın gerçek gazetecilik mesleğinin yarını için en büyük engel olduğu açıktır…

Sosyal Medya kuşkusuz önemlidir ama gazetecilik mesleğinin de belli koşul, kurallar içinde olması gerektiği de açıktır.

Türkiye’de merkez medyanın siyasi emellerle ele geçirilip etkisizleştirilmesinin ve bir yandan da dijital teknolojilerin haber üretimini-tüketimini dönüştürmesinin birçok yan etkisi olmuştur, olmaktadır…

Gazeteci yahut profesyonel gazeteci tanımına ivedilikle bir açıklık getirilmesi gerekmektedir.

Kısaca gazetecilik meslek yasası bir an önce çıkartılmalıdır.

Alanya’da geçtiğimiz hafta Küresel Gazeteciler Konseyi’nin gerçekleştirdiği 5. Medya buluşmasında bu konu enine-boyuna tartışılıp sonuç bildirgesine alınmıştır.

Gerekli girişimlerin yapılarak önümüzdeki süreçte bu sorunun çözüleceğini umut ediyoruz…