Millik, bakış, duyuş, düşünüş, algılayış, yaşayış gibi ortak değerleri paylaşan; ortak dine, tarihe, vatana, dile, gelenek ve göreneklere dayalı olarak asırlar içinde oluşmuş millîbağların bütünüdür.
İnsanları kuru bir kalabalık olmaktan çıkarıp aralarında ortak duygu, düşünce ve gönül birliği oluşturan bir anlayış bütünlüğüdür millilik...
Yerlilik de, tarihimizi, kültürümüzü, inancımızı, irfanımızı, değerlerimizi bilmek, yaşamak ve korumaktır…
Kendi olmak, kendini bilmek, kendi kalmaktır yani...
Peki, neden yerli malı kullanmalıyız?
Çünkü eğer yerli malı kullanırsak paramız içerde kalır, ülke dışına çıkmamış olur.
Daha fazla işyeri açılır, daha fazla kişi çalışır, daha yüksek ücret ödenir, tüm çalışanların alım güçleri artar...
Eğer tüm yurttaşlarımız fabrikalarımızda, kendi ürettiğimiz şeyleri tüketirsek, işletme sahiplerinin dış ülke işletmeleriyle rekabetine yardımcı oluruz, herkes kazanır...
* * *
Ancak burada tabi hepimizin bu bilinçle hareket etmesi gerekiyor.
Patronlar da, devlet kademelerindeki kişiler de buna uymalı.
Öyle yani “Ele verir talkını, kendi yutar salkımı” olmamalı...
Topyekûn bu bilinçle davranırsak iç pazarda güçlü hale gelen Türk şirketlerinin gücü yurtdışında da güçlü hale gelir, daha çok rekabet etme şansı bulurlar...
Türk İş insanları bu gün Latin Amerika, Afrika, Ortadoğu, Asya ve Uzak Asya ülkelerine kadar yatırım yapıyorlar, fabrikalar açıyorlar...
Böylelikle içeride daha güvenceli bir iş, daha yüksek ücretler ve daha fazla sosyal hakların gerçekleşmesinin gerçekleşmesi yaşanabilir.
Ve yine hepimizin geliri artar, işsizlik azalır, enflasyon belası böylelikle tarihe karışabilir.
Yani bu ülkede yaşayan tüm insanlar olarak yazgımız ortak...
* * *
Yerlilik, salt kendi toprağına, vatanına sımsıkı sarılmak değildir ama...
Mevlana’nın ifadesiyle; bir ayağı kendi toprağında,diğer ayağıyla dünya’yı dolaşmaktır.
Ve bu kavramları sloganlıktan ayırıp, içselleştirip, uygulamaya koymaktır asıl önemlisi...
Türkiye serbest piyasa düzeninde uluslararası ticaret kurallarına bağlı bir ülkedir.
Bu, rekabet ortamının gelişmesine sağlayan önemli bir unsurdur.
Hem içeride ve hem de dışarıda…
Bir şirket eğer üretimini, dolayısıyla istihdamını ve ürün hizmetini Türkiye’de yapıyorsa yerlidir.
Eğer bir de o şirketin hissesi senin borsanda değerleniyorsa, kârı senin kârın, zararı senin zararınsa o şirket aynı zamanda millidir.
Çünkü ülkenin para birimine göre şekillenen bir borsada o ülke çıkarları için uğraşmış olmaktadır.
Milli ve yerli olmak ticaretini gümrük duvarlarıyla koruyarak içe kapanmak değildir kuşkusuz.
Yerlilik ve millilik vurgusu, kendimiz üretelim, dış ticaret açığımızı kapatalım, azaltalım anımsatmasıdır, bir dikkat çekmedir.
Rekabetçi bir yapı içine girebilme arzusu istencinin de dışa vurumudur aynı zamanda bu söylemin amacı...
Yoksa her şeyi ama her şeyi (Kötü-pahalı) kendimiz üretelim anlayışı değildir hiç kuşkusuz millilik ve yerlilik...
Bu gün Türkiye özellikle Savunma sanayiinde hiç de azımsanmayacak bir ivme yakalamış bulunmaktadır.
Hem daha ucuza ve hem de daha kaliteli ürünler üretebilmektedirler.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
Millik ve Yerlilik...
Millik, bakış, duyuş, düşünüş, algılayış, yaşayış gibi ortak değerleri paylaşan; ortak dine, tarihe, vatana, dile, gelenek ve göreneklere dayalı olarak asırlar içinde oluşmuş millî bağların bütünüdür.
İnsanları kuru bir kalabalık olmaktan çıkarıp aralarında ortak duygu, düşünce ve gönül birliği oluşturan bir anlayış bütünlüğüdür millilik...
Yerlilik de, tarihimizi, kültürümüzü, inancımızı, irfanımızı, değerlerimizi bilmek, yaşamak ve korumaktır…
Kendi olmak, kendini bilmek, kendi kalmaktır yani...
Peki, neden yerli malı kullanmalıyız?
Çünkü eğer yerli malı kullanırsak paramız içerde kalır, ülke dışına çıkmamış olur.
Daha fazla işyeri açılır, daha fazla kişi çalışır, daha yüksek ücret ödenir, tüm çalışanların alım güçleri artar...
Eğer tüm yurttaşlarımız fabrikalarımızda, kendi ürettiğimiz şeyleri tüketirsek, işletme sahiplerinin dış ülke işletmeleriyle rekabetine yardımcı oluruz, herkes kazanır...
* * *
Ancak burada tabi hepimizin bu bilinçle hareket etmesi gerekiyor.
Patronlar da, devlet kademelerindeki kişiler de buna uymalı.
Öyle yani “Ele verir talkını, kendi yutar salkımı” olmamalı...
Topyekûn bu bilinçle davranırsak iç pazarda güçlü hale gelen Türk şirketlerinin gücü yurtdışında da güçlü hale gelir, daha çok rekabet etme şansı bulurlar...
Türk İş insanları bu gün Latin Amerika, Afrika, Ortadoğu, Asya ve Uzak Asya ülkelerine kadar yatırım yapıyorlar, fabrikalar açıyorlar...
Böylelikle içeride daha güvenceli bir iş, daha yüksek ücretler ve daha fazla sosyal hakların gerçekleşmesinin gerçekleşmesi yaşanabilir.
Ve yine hepimizin geliri artar, işsizlik azalır, enflasyon belası böylelikle tarihe karışabilir.
Yani bu ülkede yaşayan tüm insanlar olarak yazgımız ortak...
* * *
Yerlilik, salt kendi toprağına, vatanına sımsıkı sarılmak değildir ama...
Mevlana’nın ifadesiyle; bir ayağı kendi toprağında, diğer ayağıyla dünya’yı dolaşmaktır.
Ve bu kavramları sloganlıktan ayırıp, içselleştirip, uygulamaya koymaktır asıl önemlisi...
Türkiye serbest piyasa düzeninde uluslararası ticaret kurallarına bağlı bir ülkedir.
Bu, rekabet ortamının gelişmesine sağlayan önemli bir unsurdur.
Hem içeride ve hem de dışarıda…
Bir şirket eğer üretimini, dolayısıyla istihdamını ve ürün hizmetini Türkiye’de yapıyorsa yerlidir.
Eğer bir de o şirketin hissesi senin borsanda değerleniyorsa, kârı senin kârın, zararı senin zararınsa o şirket aynı zamanda millidir.
Çünkü ülkenin para birimine göre şekillenen bir borsada o ülke çıkarları için uğraşmış olmaktadır.
Milli ve yerli olmak ticaretini gümrük duvarlarıyla koruyarak içe kapanmak değildir kuşkusuz.
Yerlilik ve millilik vurgusu, kendimiz üretelim, dış ticaret açığımızı kapatalım, azaltalım anımsatmasıdır, bir dikkat çekmedir.
Rekabetçi bir yapı içine girebilme arzusu istencinin de dışa vurumudur aynı zamanda bu söylemin amacı...
Yoksa her şeyi ama her şeyi (Kötü-pahalı) kendimiz üretelim anlayışı değildir hiç kuşkusuz millilik ve yerlilik...
Bu gün Türkiye özellikle Savunma sanayiinde hiç de azımsanmayacak bir ivme yakalamış bulunmaktadır.
Hem daha ucuza ve hem de daha kaliteli ürünler üretebilmektedirler.