Hava Durumu

Mutluluğun peşinden koşmak!

Yazının Giriş Tarihi: 29.09.2024 23:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.09.2024 01:24

500 kişi bir seminere katılmıştı.
Konuşmacılardan biri durdu ve bir grup çalışması yapmaya karar verdi. İşe herkese bir balon vererek başladı.
Herkes kendine verilen gazlı kalemle balonuna ismini yazmalıydı. Sonra bütün balonlar toplandı ve bir odaya kapatıldı.
Katılımcılar odaya alındı ve onlara 5 dakika içinde üzerine isimlerini yazdıkları balonu bulmaları söylendi.

Herkes deli gibi bir o balona bir bu balona koşarak kendi adını aramaya başladı, katılımcılar birbirleriyle çarpıştılar, birbirlerini ittirdiler, ortalık tamamen bir keşmekeş alanına döndü.

5 dakikanın sonunda kimse kendi balonunu bulamamıştı.

Konuşmacı bu kez herkesin bir balon almasını ve üzerinde adı yazan kişiye o balonu vermesini söyledi.

Kısa bir süre içinde herkes kendi balonuna kavuşmuştu.

Konuşmacı dedi ki; “Yaşamımızda da bunu yaşıyoruz genellikle. Herkes deli gibi mutluluğu arıyor ama nerede olduğunu bilmiyor. Bizim mutluluğumuz başkalarının mutluluğunda gizlidir oysa. Onlara mutluluk verin; sizinki
size gelir. Ve insanların yaşam amacı da budur...”
(Seçme Hikâyelerden alıntı)

KISSADAN HİSSE

İnsanlar ilk çağlardan beri topluluk halinde yaşamışlardır.

Mağaraya getirilen bir av herkes tarafından paylaşılırdı, ava birlikte çıkılırdı.

Bu gelenekler bugünlere kadar taşındı.

Bir insan ağladığında hep yanında başka insanlar vardı, yardım için oradaydılar.

Yaşamında ters giden bir şeyi düzeltmek için çözüm bulamadığı bir şeye hep birlikte çözüm bulmaya hazırdılar.

İşte bu yüzden, insanlar birisinin mutlu olduğu zamanda gülmeyi bildiler.

Hepimiz aynı gemideyiz yani...

Birimizin mutluluğu diğerimizin mutluluğudur...

Birimiz gülmek için bir neden bulduğumuzda diğerimiz ile bu nedeni paylaşmalıyız...

Paylaşarak yaşamını sürdüren insanlar mutluluğu da böyle paylaşırlar.
Yalnızlık Allah’a mahsustur... Eğer hiç dostumuz yoksa lüks bir yaşam, çok kazanç bizi mutlu etmeyecektir.

Öncelikle dostlar, özgürlük, yatağa yattığındaki düşünce rahatlığı gibi maddi olmayan psikolojik öğelere sahip olmadıkça gerçek anlamda bir mutluluğu yaşayabilmemiz olası değildir...

Pahalı, lüks şeyler alıp onları tüketerek kaynağını çözemediğimiz, çözmek için üzerinde kafa dahi yoramadığımız sorunlarımıza çözüm bulmaya çalışıyoruz.

Psikolojik gereksinimlerimizi doğru çözümleyemediğimiz için sürekli olarak maddi şeylere yöneliyoruz.

Yöneldiğimiz bu maddi nesneler psikolojik gereksinmelerimizi karşılayamadıkları gibi bizim gerçek gereksinimlerimizi bulmamıza da yardımcı olmuyorlar.

Sonuçta kurtulamadığımız bir kısır döngü içinde kendimizi de yaşamımızı da tüketiyoruz..!

Sürekli olarak gerçek gereksinimimizle değil, tüketmemiz istenen maddi nesnelerin görüntüleri ile bombardımana tutulan bir dünyadayız.

Bir zaman sonra gereksinimlerimizin gerçekten son model bir araba, lüks bir villa, yeni çıkan bir cep telefonu olduğu yanılgısına düşmeye başlıyoruz.

Bunlar bir rastlantı değil, dünyanın sanayi toplumuna geçişi ile birlikte ticaretin ve ticari çevrelerin güçlenmesinin doğal bir sonucu aslında.

Yaşam formülümüz, “Sahip ol, mutlu ol” değil... “Sahip olduklarınla mutlu oldur” olmalıdır.

Yardımlaşma; birlikte çalışmak ya da yardım etmektir.

Takım çalışması gibi yalnızken yapamayacağımız şeyleri yeteneklerimizi ve enerjimizi birleştirerek çalışmaktır.

Bizim yeteneğimiz ya da bilgimiz olmayan konularda yardım alıp, kendimize ait bilgi ve yeteneği başkasınınkiyle birleştirmektir.

Mutluluğun sırrı aslında budur...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.