Su, canlıların yaşaması için yaşamsal bir öneme sahip element...
En küçük canlı organizmadan, en büyük canlı varlığa kadar, bütün biyolojik yaşamı ve bütün insan etkinliklerini ayakta tutan sudur.
Ayrıca canlıların dolaşım ve sindirim sistemlerinin çalışmasında temel unsur olduğu gibi, vücudumuzdan atık ve zehirli maddelerin atılmasında da önemli bir görevi yerine getirir.
Su hayattır ama sınırsız da değil yeryüzünde...
Dünyada hiçbir şey yok tan var olamayacağı gibi varken de yok olmaz...
Öyleyse Suyun sınırsız olmadığı hükmüne nereden vardık?
Yer yüzünde toplam su miktarı değişmez ama, bölgeler arası dengesizlik olabilir, kirlenebilir..!
Kirlenen su da kullanılamaz...
Bursa’da su çeşmeden içilebilmekte çok şükür...
* * *
Dünyanın üçte biri su, bunun ancak yüzde 3’ü tatlı su, bunun da üçte biri buzullarda...
Yani canlıların kullanabildiği tatlı su toplam tatlı suyun salt yüzde 1’i yani...
Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olmasına karşın, su stresli ülkeler sınıfında.
Ne demek bu, ne çok fazla suyumuz var ne de kurak bir ülkeyiz, demek.
Türkiye, aşırı sıcaklıklara sahip ‘yarı kurak’ bir bölgede yer almakta şimdilik..!
Türkiye’ye düşen ortalama yağış miktarı 643 mm ile dünya ortalamasının oldukça altında.
2015 yılında 1.422 metreküp olarak hesaplanan kişi başına düşen su miktarı, 2017 yılı itibariyle, 1.386 metreküp olarak hesaplanmış.
Şimdilerde ise bunun da altında...
Avrupa ve Dünyadaki diğer ülkeler incelendiğinde, Türkiye, kişi başına kullanılabilir su miktarı açısından su sıkıntısı çeken ülkelerden biri olarak göze çarpmaya başlamakta...
Sınırda yani...
Türkiye’de hane halkı su tüketim oranı toplama göre gün geçtikçe artış göstermekte.
2016 yılında; yüzde 10 olan hane halkı tüketim payının; 2024 yılında artan nüfus ile yüzde 18 seviyesine çıkacağı öngörülmekte.
* * *
Nüfusun hızla artması, buna karşılık su kaynaklarının sabit kalması nedeniyle tatlı su gereksinimi her geçen gün artmakta.
Dünyada kişi başına su tüketimi yılda ortalama 800 m3 civarında. Ne ki, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 20'sine karşılık gelen 1,4 milyar insan yeterli içme suyundan mahrum olup, 2,3 milyar kişi sağlıklı suya hasret durumda.
Buna ek olarak, 2050 yılında su sıkıntısı çeken ülkelerin sayısı 54'e, bu koşullarda yaşamak zorunda kalan insanların sayısı da 3,76 milyara yükselecek.
Bu durum 2050 de 9,4 milyar olması beklenen dünya nüfusunun yüzde 40'ının su sıkıntısı çekeceği anlamına gelecektir.
Yeryüzünde her yıl çoğunluğu çocuk olmak üzere 2 milyon insan uygunsuz su kullanımı ve sağlıksız koşullar sonucunda ortaya çıkan barsak enfeksiyonlarından yaşamını yitirmekte...
* * *
Şu an dünyada tüm canlılara yetecek miktarda su var ama bunu kirlettiğimiz için miktarı azalıyor, denebilir.
Üstelik nüfus da artmakta...
Öyleyse yapmamız gereken su bilimini su bilincine çevirmemiz...
Suyla ilgili gerçekleri bilmemiz önemli ama bu yeterli değil, suyun bilinçli kullanımı daha önemli...
Tarım ve sanayi teknolojilerinde az su tüketen sulama yöntemlerini geliştirmemiz gerekiyor.
Toprakta suyun depolanmasını arttırmak için erozyona engel olunması amacıyla teraslama yapmaya eğilmeliyiz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
Su döngüsü ve Su bilinci...
Su, canlıların yaşaması için yaşamsal bir öneme sahip element...
En küçük canlı organizmadan, en büyük canlı varlığa kadar, bütün biyolojik yaşamı ve bütün insan etkinliklerini ayakta tutan sudur.
Ayrıca canlıların dolaşım ve sindirim sistemlerinin çalışmasında temel unsur olduğu gibi, vücudumuzdan atık ve zehirli maddelerin atılmasında da önemli bir görevi yerine getirir.
Su hayattır ama sınırsız da değil yeryüzünde...
Dünyada hiçbir şey yok tan var olamayacağı gibi varken de yok olmaz...
Öyleyse Suyun sınırsız olmadığı hükmüne nereden vardık?
Yer yüzünde toplam su miktarı değişmez ama, bölgeler arası dengesizlik olabilir, kirlenebilir..!
Kirlenen su da kullanılamaz...
Bursa’da su çeşmeden içilebilmekte çok şükür...
* * *
Dünyanın üçte biri su, bunun ancak yüzde 3’ü tatlı su, bunun da üçte biri buzullarda...
Yani canlıların kullanabildiği tatlı su toplam tatlı suyun salt yüzde 1’i yani...
Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olmasına karşın, su stresli ülkeler sınıfında.
Ne demek bu, ne çok fazla suyumuz var ne de kurak bir ülkeyiz, demek.
Türkiye, aşırı sıcaklıklara sahip ‘yarı kurak’ bir bölgede yer almakta şimdilik..!
Türkiye’ye düşen ortalama yağış miktarı 643 mm ile dünya ortalamasının oldukça altında.
2015 yılında 1.422 metreküp olarak hesaplanan kişi başına düşen su miktarı, 2017 yılı itibariyle, 1.386 metreküp olarak hesaplanmış.
Şimdilerde ise bunun da altında...
Avrupa ve Dünyadaki diğer ülkeler incelendiğinde, Türkiye, kişi başına kullanılabilir su miktarı açısından su sıkıntısı çeken ülkelerden biri olarak göze çarpmaya başlamakta...
Sınırda yani...
Türkiye’de hane halkı su tüketim oranı toplama göre gün geçtikçe artış göstermekte.
2016 yılında; yüzde 10 olan hane halkı tüketim payının; 2024 yılında artan nüfus ile yüzde 18 seviyesine çıkacağı öngörülmekte.
* * *
Nüfusun hızla artması, buna karşılık su kaynaklarının sabit kalması nedeniyle tatlı su gereksinimi her geçen gün artmakta.
Dünyada kişi başına su tüketimi yılda ortalama 800 m3 civarında. Ne ki, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 20'sine karşılık gelen 1,4 milyar insan yeterli içme suyundan mahrum olup, 2,3 milyar kişi sağlıklı suya hasret durumda.
Buna ek olarak, 2050 yılında su sıkıntısı çeken ülkelerin sayısı 54'e, bu koşullarda yaşamak zorunda kalan insanların sayısı da 3,76 milyara yükselecek.
Bu durum 2050 de 9,4 milyar olması beklenen dünya nüfusunun yüzde 40'ının su sıkıntısı çekeceği anlamına gelecektir.
Yeryüzünde her yıl çoğunluğu çocuk olmak üzere 2 milyon insan uygunsuz su kullanımı ve sağlıksız koşullar sonucunda ortaya çıkan barsak enfeksiyonlarından yaşamını yitirmekte...
* * *
Şu an dünyada tüm canlılara yetecek miktarda su var ama bunu kirlettiğimiz için miktarı azalıyor, denebilir.
Üstelik nüfus da artmakta...
Öyleyse yapmamız gereken su bilimini su bilincine çevirmemiz...
Suyla ilgili gerçekleri bilmemiz önemli ama bu yeterli değil, suyun bilinçli kullanımı daha önemli...
Tarım ve sanayi teknolojilerinde az su tüketen sulama yöntemlerini geliştirmemiz gerekiyor.
Toprakta suyun depolanmasını arttırmak için erozyona engel olunması amacıyla teraslama yapmaya eğilmeliyiz.