Nüfusun giderek hızla artmasıyla birlikte tüketim de aynı oranda hızla artmaktadır.

Bu gün Tüketim kültürü küreselleşen dünyada gündemi oldukça meşgul etmektedir.

Çünkü tüketim kültürü insanlığı, doğayı ve canlılığı giderek tehdit eder hale gelmektedir.

Dünya çapında her yıl 2,01 milyar ton kentsel katı atık üretiyoruz.

Yetmezmiş gibi bunun neredeyse üçte birinin çevresel yönetimini güvenli bir şekilde yapamıyoruz.

Bu küresel atığın 2050 yılına kadar 3,40 milyar tona çıkacağı öngörülmekte, yani aynı dönemdeki nüfus artışının iki katına... Bu miktarlarla bağ kurmak zor gelebilir.

Yani kişi başına günlük ortalama 0,74 kilogram atık üretiyoruz. Bu, her dakika bir kamyon dolusu plastiğin denizlerimize dökülmesi demektir...

* * *

Ormanlar, tatlı su kaynakları, biyoçeşitlilik, yaşamın sürmesi ve ekonomi açısından yaşamsal önemi olan kaynaklardır.

Tüm bunların kaybı salt sürdürülebilir kalkınmayı engellemez aynı zamanda iklim krizini de tetiklemektedir.

Tam da bu yüzden ‘çöpe attıklarımızı’ yeniden düşünmeliyiz. İsraftan önce geri dönüşüme kulak vermeliyiz.

Hem bireysel hem de kolektif düzlemde çöplerimize bambaşka gözle bakmalıyız.

Kullanım kolaylığı, hafiflik ve ucuzluğu nedeniyle kullanımı yaygın olan plastiği eğer geri dönüştürebilirsek yani bu kültürü içselleştirebilirsek plastiğin o kadar da kötü bir şey olmadığını görebiliriz aslında. Düşünelim, eğer kullandığımız otomobillerde hiç plastik kullanmamış olsak onun yerine ya demir yahut ağaç kullanmamız gerekecekti.

Alüminyum, bakır gibi madenler pahalı olduğu için zaten kullanılamazdı...

O nedenle plastik kullanımı yaygındır...

Kaldı ki, plastiğin geri dönüşümü de bir değerdir...

Yani böylelikle hem çevre korunmuş olmakta ve hem de dönüşümle bir değer elde edilmektedir.

* * *

Ancak bir de tek kullanımlık plastikler vardır.

Çatal, bıçak, bardak, tabak v.b gibi...

Avrupa Birliği’nde yasaklanan tek kullanımlık plastikler Türkiye'de de yasaklanmalıktır.

Seçeneği olan bu ürünlere gereksinimimiz yoktur da.

Bu konuda ivedilikle harekete geçmezsek denizlerimiz plastik çöplüğüne dönecek.

Bu maddeler, geri dönüşüm işlemiyle salt doğayı korumakla kalmayacak, cebimizi de koruyacaktır...

Ülke ekonomisine de büyük katkı sağlayacaktır geri dönüşüm.

Böylece dışarıdan alınan hurda malzemeye ödenen döviz miktarı azalacak ve enerji kullanımı ciddi oranda düşecektir...

Doğal kaynakların azalmasını da ciddi oranda önleyecektir.

Enerji tasarrufu sağlanacaktır...

Çöp miktarı azalacak, böylece daha temiz bir doğa oluşacaktır.

Toprağın verimi artacaktır...

Geri dönüşüm atıkların toplayanlara insanlara ekstra ekonomik yarar sağlayacaktır.

* * *

Almanya atıkla mücadelede ilk akla gelen ülkelerden biridir.

Orada her hane ürettiği atığı ayrıştırarak farklı renklere ayrılmış kategorilere göre geri dönüşüme kazandırmak zorundadır.

Türkiye’de de ‘Sıfır Atık’ projesi uygulaması başarıyla sürmektedir. Bu konuda yerel yönetimler de önemli katkılar sağlamaktadır...

Son yıllarda Türkiye’de plastik poşetlerin market ve mağazalarda ücretli olması da insanların plastik poşet tüketimini azaltması açısından etkili olabilmektedir.

Yani aslında bilinçli kullanım önemlidir ve bu konuda daha da fazla tüketici farkındalığı oluşması gerekmektedir.