Donald Trump, milyonlarca Amerikalının kendisine ikinci bir şans tanımasıyla dört yıl önce ayrıldığı Beyaz Saray'a geri dönüyor.

İki suikast girişiminden kurtulan Cumhuriyetçi Trump’ın seçim kampanyası da ilginçliklerle geçti.

Kritik eyaletlerdeki Amerikalıların çoğu Trump'a oy verdi, birçoğu başlıca endişelerinin ekonomi ve göç olduğunu söyledi.

ABD başkanlık seçimlerinde Demokrat Partinin adayı Kamala Harris ile yarışan ve 2020’deki ilk zaferinden daha iyi bir sonuçla seçimleri bitiren Donald Trump zaferini ilan etmiş bulunuyor...

Zaten Biden de, Harris de sonuçları kabul ettiklerini açıladılar...

* * *

Trump’ın en büyük vaatleri arasında ‘Önce Amerika’ sloganıyla Amerika’da da kitleleri etkileyen başta ekonomik kriz olmak üzere göç sorunu ve dünyadaki savaşları bitirme vadiydi.

Hani bizde de denir ya, ‘Mutfak iktidar götürür’ diye, gerçekten de Amerikalılar ekonomik krizin etkisinden kurtulmak için küresel krizin etkilediği Amerika’da da ekonomi öne çıktı.

Başkaca çok önemli nedenler yoksa ekonominin belirleyiciliği yine doğru çıktı...

Sandık çıkış anketlerine göre seçmenlerin yaklaşık yüzde 31’i en önemli sorunlarının “ekonomi” olduğunu belirtmişler.

Bu kesimin yüzde 79’u Trump’a oy vermiş...

Seçmenlerin yaklaşık yüzde 45’i ailelerinin mali durumunun dört yıl öncesine kıyasla bugün daha kötü olduğunu söylemişler.

Bunu söyleyenlerin yüzde 80’i ve Trump’a, yüzde 17’si ise Harris’e oy verdiklerini belirtmişler...

Ve Trump, geleneksel olarak Demokrat Partiye oy veren Latin kökenli Amerikalılarından ve ekonomik sıkıntı yaşayan düşük gelirli seçmenden oy almış görünüyor.

* * *

Ekonomi dışında Trump, ülke sınırlarını 'düzeltmeyi' ve savaşları durdurmayı vaat etmişti.

Özellikle Ukrayna-Rusya savaşı ve İsrail’in Gazze ve Lübnan’a saldırıları sürmekte...

Irak ve Suriye’de de güç bulunduran ABD askerleri savaş stresi içinde...

Şimdi beklenti Trump’ın verdiği sözleri tutması...

Tutar mı, tutmaz mı bekleyip görülecek ancak çok şeyin eskisi gibi olmayacağı yönünde.

Amerikan haber ajansı AP’nin araştırmasına göre Harris seçmenlerini demokrasi, Trump destekçilerini ise enflasyon ve göç sorunu motive etmiş.

Bizdekine de ne kadar benziyor değil mi?

* * *

Özellikle son dönemlerde Cumhuriyetçilerle Demokratların birbirilerinden nefret ettikleri biliniyor...

Trump, ülkeyi Demokratların elinden geri alacağına dayanan bir kampanya yaparken, Biden ve Demokratlar ise tamamen Trump karşıtı bir panik kampanyasıyla Trump’ın bir “diktatör” olduğunu, kazanması durumunda kadın haklarından siyahi haklarına bütün hak kazanımlarının ortadan kalkacağını ima ediyorlardı.

Tıpkı bizdeki seçim kampanyalarında olduğu gibi..!

Cumhuriyetçiler ve Demokratlar uzun bir süredir iki farklı Amerika’da yaşıyor, farklı haber kanalları izliyor, farklı uygulamalar kullanıyor, aynı görüşteki insanlarla zaman geçirip tamamen farklı gerçeklere inanıyordu yani.

Trump’ın yargılandığı davalar da bu kutuplaşmayı besledi. Demokratlar “hukukun üstünlüğü” argümanını ileri sürerken, Trumpçılar davaların taraflı olduğunu söylüyor, mahkeme süreçlerine kuşkuyla bakıyordu...

Verilen kararları herkes kendi siyasi görüşüne göre yorumluyordu.

Tıpkı bizdeki gibi..!