Son yıllarda Türkiye’de birim başı ve toplamda da tarımsal ürün artışları yaşanmasına karşın, gıda fiyatlarında da artışlar sürüyor.

Aynı zamanda Türkiye bu gün tarımda dış ticaret fazlası veren bir ülke konumundadır hala...

Dışa sattığı aldıklarından fazla yani...

Ve artan nüfusa karşın gıda konusunda çok büyük bir sorun yaşamamakta...

Ayrıca rakamların dili yine, hem birim başı verimin ve hem de genel üretimin arttığını göstermektedir.

Ne ki tüm bunlara karşın gıda fiyatlarındaki artış dar gelirli vatandaşları zorlamakta...

* * *
Ancak genel bir kanı şu; peki öyleyse, tarımsal ürünlerin bir kısmını Türkiye neden dışarıdan almaktadır?

Bu üzerinde çokça durulan bir durum ve bu konu değişik çevrelerce sıkça da seslendirilmekte...

Türkiye’nin coğrafyası ve doğal kaynakları bakımından oldukça önemli bir coğrafi konuma sahip olduğunu biliyoruz.

Türkiye çeşitli nedenlerle pahalıya ürettiği kimi ürün kalemlerini dışarıdan alarak maliyeti azaltma ve kar elde ederek ekonominin zarar görmesini engelleme yoluna gitmektedir.

Bu bakımdan ülkemizde birçok ürün tarım, maden ve sanayi alanı başta olmak üzere dışarıdan alınmaktadır.

Ancak alınan bu ürünlerin büyük bir bölümü işlenerek yine dışarı satılmaktadır.

Türkiye dünyaya un dış satımında 1. sıradadır...

* * *

Siyasi getiri için kimi çevrelerin tarımsal ürün dış alımlarını örnek göstermelerine de sıkça tanık olunmakta.

Türkiye’nin kendine yeterli tarımsal ürün yetiştiremediği eleştirisi yapılmakta...

Peki, bu eleştiri ne kadar haklıdır?

Türkiye’nin geçmiş yıllarda nüfusunun az olduğu, yabancı turist sayısının da düşük olduğu yıllarda dışarıdan aldığı tarımsal ürün çok azdı, bu doğru...

Ne ki, bu gün gelinen noktada Türkiye nüfusu 90 milyonlara dayanmakta, 60 milyona yaklaşan da bir yabancı turist çekmekte.

150 milyona dayanan bu nüfusu Türkiye beslemek durumunda ve bunu da başarmakta...

Ve bununla birlikte Türkiye yine de 2023 yılında, 200’den fazla ülkeye gıda ürünleri satabilme başarısı gösteren bir ülke.

Hem de dış tarımsal ürün alım-satımında dış ticaret fazlası vermekte.

Ama yine de Türkye’nin tarımda üretim potansiyelini arttırmak zorunda...

* * *

Tarımsal üretimin daha da artırılması ve çeşitlendirilmesi gereksinimi ortada...

Bunun için Türkiye, parçalanmış arazi sorununu çözmek, sulama altyapısının tamamlamak, ekonomik örgütlenmenin etkin olarak oluşmasını sağlamak zorunda olduğu açık...

Tarım potansiyeli güçlü olan Türkiye’de çiftçi, ülkenin temel direği olarak, 90 milyona yaklaşan ülke nüfusunu, 5 milyonu aşkın mülteci, sığınmacı ve yabancıyı, sayısı 50 milyonu aşan turisti besleyebilmesini önemsemek ancak üretimi daha da arttırmak zorunda olduğu gerçeğini görmek gerek.

* * *
Ülkemizde son yıllara kadar yeterince planlama yapılmaması nedenleriyle erozyon, kirlenme ve toprağın aşırı kullanımı gibi olumsuzluklar görülmekteyse de son yıllarda alınan önlemler ile bu konuda da önemli başarılar sağlandığı görülmekte.

Öte yandan devlet iyi tarım uygulamaları kapsamında yeniden planlı üretim dönemine geçmiş durumda...

Planlı üretim için devletin vereceği artı desteklemeler yakın süreçte sonuç verecektir kuşkusuz.

Devlet (OVP)’de bu konuda kararlı görünmekte...

Türkiye, tarım açısından şanslı ülkelerin başında geldiğini görmek gerek.