Avusturya Devleti senede otuz bin duka, Erdel beş bin duka, Zanta’yı tasarruf eden Venedik üç bin, Rakuza on iki bin, Eflâk on beş bin, Boğdan yüz elli bin duka vergi vermekle mükellefti. Bu arada Venedik elçisi, Hazreti Padişahı ve sadrazamı ziyaretle Padişaha elli bin
duka, sadrazama dört bin duka altını hediye getirdi. Dalmaçya taraflarındaki,hudut anlaşmazlıkları hal olundu.
SOKULLU MEHMED PAŞA’NIN ETRAFININ TEMİZLENMESİ
Hazreti Padişah, babası merhum Selim gibi Devleti Aliyyeyi» müdebbir ve sadık Veziriazamın eline bırakmayı düşünmedi. Dizginleri eline almaya kararlı idi. Yalnız bu kararlılık kendi isteğimiydi yoksa uzun yıllar sadareti işgal eden zatın nüfuzundan çekinmeden miy di?
Şunu unutmamak icab ederki, Sokullu Mehmed Paşa Padişahın eniştesi olmakla beraber Dîvan’ın diğer vezirleri de damad idiler şöyle ki: Bu damatlıklar devlete hizmet edenleri daha yakından kontrol edebilmenin en mütekâmil bir yoluydu. Sadrazamın etrafını temizleme metoduna başlandığında ilk hedef münşeat sahibi, Devlet Kâtibi aynı zamanda Sokullu’nun mahrem sırlar arkadaşı Feridun Beydi. Kendisini Belgrad sancak bey liğine uzaklaştırmışlar ve yerine bütün usullere aykırı biçimde, Fatih Semaniye Medresesi muallimi Mahmut Çelebi tayin buyrulmuştu. Çok kısa bir müddet sonra Sokullu'nun kethüdası esrarengiz şekilde öldürüldü. Az sonra, Sokullu'nun amcazadesi olan, Budin Beylerbeyi Mustafa Paşa; Budin
cephanesine isabet eden bir yıldırım neticesinde cephanenin tutuşup yanmasından mesul tutularak kendi muhafızlarının gözü önünde öldürülmüştü.
Sokullu'nun etrafı nispeten temizlenmişti. Bunun yapılmasını Valide Sultan ve Şemsi Paşa ile Lala Mustafa Paşa olduğu, Kâmil Paşa tarihinde sh. 281'de yer alır. Yine bu sırada Kıbrıs Beylerbeyi olan ve Sadrazamın çok yakını olan Arap Ahmed Paşa sert muamelesini bahane
eden askeri tarafından parçalanarak feci şekilde öldürüldü. Çok geçmeden Piyale Paşa ve Şeyhül İslâm Hamid Efendi Hazretleri de vefat ettiler. Sadrazam en kıymetli arkadaşlarını arka arkaya kaybederken bilhassa, Piyale Paşa ki, aynı zamanda bacanağı idi. Ve Şeyhül İslâm Efendi’nin vefatlarından son derece müteessir oldu. Bu sırada kendi kendine Kıbrıs Kralı unvanını veren ve Sokullu'nun bu unvanı, O'na hiçbir zaman kullandırmadığı Yasef Nassi, (Yahudi Josef Nassi) ölmüştü.
SOKULLU’NUN ŞEHİD EDİLİŞİ
Sokullu Mehmet Paşa musahibine her akşam kitap okutur ve en çok sevdiği mevzuu tarih olmasından dolayı en fazla okudukları kitap Osmanlı Devleti tarihi İdi. İşte o gece musahibi, Murad-ı evvel'in, Kosova Sahrası’nda savaştan sonra nasıl şehit olduğunu okurken gözleri
dolan Sokullu Mehmet Paşa, mevzuun sonunda, ellerini kaldırarak Yarabbi; bize de şehitlik nasip et, diye tazarruda bulunmuş, Şehid Padişahın ruhu mübarekesine, Fâtiha-i Şerif hediye edilmişti. Ertesi gün kendisi gibi Bosnalı biri, Derviş kılığına bürünmüş ve Sadrazama
dilekçe verir gibi elini uzatmış, dilekçeyi almak üzere eğilen, Sokullu Mehmed Paşa'nın Allah, Allah diye çarpan yüreğine kolunun yeninden çıkardığı hançeri saplamış ve Sokullu Mehmet Paşa’yı arzuladığı şehitliğe, Devlet-i İslamiyyeyi ise, istikrarsızlık devrine sokmuş oluyordu.
Bunun cezasını el ve ayaklarından dört ayrı istikâmete koşturulacak atlara bağlanmak ve dört parça haline getirilmeyle çeken katil, parçalatılmadan evvel yapılan sorgu da, kendisinin hakkı yendiği için bu işi yaptığını söylemiş açıklamalarında hiç kimse suçlanmamıştır. Bazı tarihler bu işte, 3. Murad'ın eli var derken bazı tarihlerin de, Lala Mustafa Paşa’nın marifetiyle oldu derler. Fakat kesin bir delil gösteremezler. Yalnız, Padişahın eli var diyenlere kısaca şu cevabı vermek isteriz: Daha evvelki bahislerde söylediğimiz gibi, Osmanlı Padişahları tek,
otoritedir. Onlar, Şeyhülislâm ve ulema ile sadece istişare ederler ve kararları kendileri verirdi. Böyle hoş olmayan bir tertiple sadrazamını öldürtmek, o zatların ne Şanı'na ne de mertliğine yakışırdı. Misal İstiyorsak, hemen bir İki tane verebiliriz. Çandarlı Halil Paşa, önce Makbul, sonra Maktul İbrahim Paşa, gibi fevkalâde büyük şahsiyyetler, Padişahların açık emirleri ile idam edilmişlerdir. Hele bu olayda; Subaşı'nın içki içmek isteyen ve bu hususta emre muhalif olanlarca dövülmesi sırasında, Sadrazamın dahi dayak tehdîtleri karşısında kaldığını göz önüne alırsak, Padişah, Sadrazamı tutan hangi güçten içtinab edip korkacak da, böyle karanlık tedbir ve tertiplere başvurmaya lüzum görecektir. Sadrazamın yakınlarının tayin ve öldürülmesi, doğrudan doğruya bir iktidar mücadelesinden başka bir şey değildir
Daha başka bir tabirle, devlete hizmeti, ancak kendi metot ve gruplarıyla yapabileceklerine
kanaat getirmiş olanlarla, mevki itibarda olanların mücadelesinden başka bir şey değildir. Yalnız Padişah burada kendine ait sebeplerden dolayı, sadrazamın karşısındaki grubu tutmuş olabilir. Fakat kimse ona bir cinayet tertipçiliği yüklemeye kalkmasın o zaman
iftira etmiş olur ki, Din-i İslâm' da, iftira edenin ne kadar dehşetli cezalara müstahak olunacağını beyan buyurmuştur.
Sokullu Mehmed Paşa üç padişaha aralıksız on dört sene sadrazamlık yapmış ve ülkenin birçok yerlerinde camii, medrese, imarathane ve çeşmeleri kendi parasıyla yaptırmış,vefatından sonra nâaşı Eyüp Sultan semtinde Ebâ Eyyûbel Ensârî hazretlerinin yakınında bir türbeye, serveti ise evvelki yoksulluğu gözönüne alınarak devlet hazinesine gelir olarak devredilmiştir. Allah rahmet eyleyip, kabri şerifini müzeyyen kılıp, nûr içinde yatmasını daim kılsın.
(Devam edecek)
Fiemanillah. Kaynak: Büyük Osmanlı Tarihi /Yazan Hasırcızade
Metin Hasırcı/3. Cild.Sh:119/120 Merve Yayınları.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
METİN HASIRCI
OSMANLI DEVLETİ’NİN AVRUPA’DAN ALDIĞI VERGİLER
Avusturya Devleti senede otuz bin duka, Erdel beş bin duka, Zanta’yı tasarruf eden Venedik üç bin, Rakuza on iki bin, Eflâk on beş bin, Boğdan yüz elli bin duka vergi vermekle mükellefti. Bu arada Venedik elçisi, Hazreti Padişahı ve sadrazamı ziyaretle Padişaha elli bin
duka, sadrazama dört bin duka altını hediye getirdi. Dalmaçya taraflarındaki,hudut anlaşmazlıkları hal olundu.
SOKULLU MEHMED PAŞA’NIN ETRAFININ TEMİZLENMESİ
Hazreti Padişah, babası merhum Selim gibi Devleti Aliyyeyi» müdebbir ve sadık Veziriazamın eline bırakmayı düşünmedi. Dizginleri eline almaya kararlı idi. Yalnız bu kararlılık kendi isteğimiydi yoksa uzun yıllar sadareti işgal eden zatın nüfuzundan çekinmeden miy di?
Şunu unutmamak icab ederki, Sokullu Mehmed Paşa Padişahın eniştesi olmakla beraber Dîvan’ın diğer vezirleri de damad idiler şöyle ki: Bu damatlıklar devlete hizmet edenleri daha yakından kontrol edebilmenin en mütekâmil bir yoluydu. Sadrazamın etrafını temizleme metoduna başlandığında ilk hedef münşeat sahibi, Devlet Kâtibi aynı zamanda Sokullu’nun mahrem sırlar arkadaşı Feridun Beydi. Kendisini Belgrad sancak bey liğine uzaklaştırmışlar ve yerine bütün usullere aykırı biçimde, Fatih Semaniye Medresesi muallimi Mahmut Çelebi tayin buyrulmuştu. Çok kısa bir müddet sonra Sokullu'nun kethüdası esrarengiz şekilde öldürüldü. Az sonra, Sokullu'nun amcazadesi olan, Budin Beylerbeyi Mustafa Paşa; Budin
cephanesine isabet eden bir yıldırım neticesinde cephanenin tutuşup yanmasından mesul tutularak kendi muhafızlarının gözü önünde öldürülmüştü.
Sokullu'nun etrafı nispeten temizlenmişti. Bunun yapılmasını Valide Sultan ve Şemsi Paşa ile Lala Mustafa Paşa olduğu, Kâmil Paşa tarihinde sh. 281'de yer alır. Yine bu sırada Kıbrıs Beylerbeyi olan ve Sadrazamın çok yakını olan Arap Ahmed Paşa sert muamelesini bahane
eden askeri tarafından parçalanarak feci şekilde öldürüldü. Çok geçmeden Piyale Paşa ve Şeyhül İslâm Hamid Efendi Hazretleri de vefat ettiler. Sadrazam en kıymetli arkadaşlarını arka arkaya kaybederken bilhassa, Piyale Paşa ki, aynı zamanda bacanağı idi. Ve Şeyhül İslâm Efendi’nin vefatlarından son derece müteessir oldu. Bu sırada kendi kendine Kıbrıs Kralı unvanını veren ve Sokullu'nun bu unvanı, O'na hiçbir zaman kullandırmadığı Yasef Nassi, (Yahudi Josef Nassi) ölmüştü.
SOKULLU’NUN ŞEHİD EDİLİŞİ
Sokullu Mehmet Paşa musahibine her akşam kitap okutur ve en çok sevdiği mevzuu tarih olmasından dolayı en fazla okudukları kitap Osmanlı Devleti tarihi İdi. İşte o gece musahibi, Murad-ı evvel'in, Kosova Sahrası’nda savaştan sonra nasıl şehit olduğunu okurken gözleri
dolan Sokullu Mehmet Paşa, mevzuun sonunda, ellerini kaldırarak Yarabbi; bize de şehitlik nasip et, diye tazarruda bulunmuş, Şehid Padişahın ruhu mübarekesine, Fâtiha-i Şerif hediye edilmişti. Ertesi gün kendisi gibi Bosnalı biri, Derviş kılığına bürünmüş ve Sadrazama
dilekçe verir gibi elini uzatmış, dilekçeyi almak üzere eğilen, Sokullu Mehmed Paşa'nın Allah, Allah diye çarpan yüreğine kolunun yeninden çıkardığı hançeri saplamış ve Sokullu Mehmet Paşa’yı arzuladığı şehitliğe, Devlet-i İslamiyyeyi ise, istikrarsızlık devrine sokmuş oluyordu.
Bunun cezasını el ve ayaklarından dört ayrı istikâmete koşturulacak atlara bağlanmak ve dört parça haline getirilmeyle çeken katil, parçalatılmadan evvel yapılan sorgu da, kendisinin hakkı yendiği için bu işi yaptığını söylemiş açıklamalarında hiç kimse suçlanmamıştır. Bazı tarihler bu işte, 3. Murad'ın eli var derken bazı tarihlerin de, Lala Mustafa Paşa’nın marifetiyle oldu derler. Fakat kesin bir delil gösteremezler. Yalnız, Padişahın eli var diyenlere kısaca şu cevabı vermek isteriz: Daha evvelki bahislerde söylediğimiz gibi, Osmanlı Padişahları tek,
otoritedir. Onlar, Şeyhülislâm ve ulema ile sadece istişare ederler ve kararları kendileri verirdi. Böyle hoş olmayan bir tertiple sadrazamını öldürtmek, o zatların ne Şanı'na ne de mertliğine yakışırdı. Misal İstiyorsak, hemen bir İki tane verebiliriz. Çandarlı Halil Paşa, önce Makbul, sonra Maktul İbrahim Paşa, gibi fevkalâde büyük şahsiyyetler, Padişahların açık emirleri ile idam edilmişlerdir. Hele bu olayda; Subaşı'nın içki içmek isteyen ve bu hususta emre muhalif olanlarca dövülmesi sırasında, Sadrazamın dahi dayak tehdîtleri karşısında kaldığını göz önüne alırsak, Padişah, Sadrazamı tutan hangi güçten içtinab edip korkacak da, böyle karanlık tedbir ve tertiplere başvurmaya lüzum görecektir. Sadrazamın yakınlarının tayin ve öldürülmesi, doğrudan doğruya bir iktidar mücadelesinden başka bir şey değildir
Daha başka bir tabirle, devlete hizmeti, ancak kendi metot ve gruplarıyla yapabileceklerine
kanaat getirmiş olanlarla, mevki itibarda olanların mücadelesinden başka bir şey değildir. Yalnız Padişah burada kendine ait sebeplerden dolayı, sadrazamın karşısındaki grubu tutmuş olabilir. Fakat kimse ona bir cinayet tertipçiliği yüklemeye kalkmasın o zaman
iftira etmiş olur ki, Din-i İslâm' da, iftira edenin ne kadar dehşetli cezalara müstahak olunacağını beyan buyurmuştur.
Sokullu Mehmed Paşa üç padişaha aralıksız on dört sene sadrazamlık yapmış ve ülkenin birçok yerlerinde camii, medrese, imarathane ve çeşmeleri kendi parasıyla yaptırmış,vefatından sonra nâaşı Eyüp Sultan semtinde Ebâ Eyyûbel Ensârî hazretlerinin yakınında bir türbeye, serveti ise evvelki yoksulluğu gözönüne alınarak devlet hazinesine gelir olarak devredilmiştir. Allah rahmet eyleyip, kabri şerifini müzeyyen kılıp, nûr içinde yatmasını daim kılsın.
(Devam edecek)
Fiemanillah. Kaynak: Büyük Osmanlı Tarihi /Yazan Hasırcızade
Metin Hasırcı/3. Cild.Sh:119/120 Merve Yayınları.