Hava Durumu

OSMANLI VE TÜRKİYE’DE AMERİKAN DEMİRYOLU PROJESİ

Yazının Giriş Tarihi: 03.07.2021 17:32
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.07.2021 17:32

Osmanlı İmparatorluk sınırları içindeki ilk demiryolu, İngilizlerin de teşviki ile Mısır’da İskenderiye ile Kahire arasında inşa edilmiştir. Osmanlıyı Avrupa’ya bağlayan ilk demiryolu ise 1888 yazında işletmeye açılmıştır. Osmanlı demiryollarına yapılan yatırımın % 90’ı yabancıydı ve bu sermaye içindeki en büyük pay ise Fransa’ya aitti. Ayrıca yapım için gerekli teknik uzmanlık ise tamamen Avrupa’dan sağlanmaktaydı. 20. yüzyılın başında Amerika’da bu rekabete dahil oldu.

1908 yılında Osmanlı Devleti’nden demiryolu imtiyazı almak için Nafia Nezareti’ne yapılan başvurulardan biri de Amerikalı Amiral Colby Mitchell Chester’e aittir. Amiral Chester Ermeni ayaklanmalarının bastırılması sırasında, zarar verilen Amerikan malları için ödenecek tazminatı alabilmek için İstanbul'a gelmişti. İstediği ve detaylandırdığı projeye göre; Sivas ile Van arasında, Harput, Ergani, Diyarbakır, Siirt ve Bitlis'ten geçen bir demiryolu hattı kurulacaktı. Bu hat bir yandan Musul, Kerkük ve Süleymaniye'ye, diğer yandan Adana yöresine Yumurtalık hattına bağlanacaktı. Chester Projesi’ne göre imtiyaz sahibi olacak grup şirketi (Ottoman – American Development Company) hiçbir km. garantisi veya ücret almadan Anadolu’da yaklaşık 4.400 km. uzunluğunda demir yolu, Akdeniz ve Karadeniz kıyılarında olmak üzere de üç liman inşa edecekti. Buna karşılık olarak da inşa ettiği bu demiryolu hatlarıyla limanlarını ve bu hatların iki yanında toplam 40 km.’lik şerit içindeki, mevcut ve bulunacak tüm maden kaynaklarını 99 yıllığına işletme hakkına sahip olacaktı. Bu demiryolu projesine göre; ana hat Sivas-Harput-Ergani-Musul-Kerkük-Süleymaniye’ye uzanmaktadır. Yan hatlar ise Samsun üzerinden Karadeniz’e, Halep üzerinden Akdeniz’e ve Bitlis üzerinden Van’a ulaşmaktadır. Döşenecek demiryolları normal tek hat şeklinde olacaktı ve ikinci bir hattın ileride yanına döşenmesi için yeterli arazi de bırakılacaktı. Demir yollarının geçeceği hatların iki yanında 20’şer km.’lik alandaki tüm yer altı kaynaklarını çıkarma ve işleme hakkının şirkete verilmesi, projeye sadece bir demiryolu projesi olmasının dışında bambaşka bir boyut da katmaktaydı. Chester Projesi, o dönemin para değerine göre 200 milyon dolardan 300 milyon dolara kadar harcama gerektirdiği hesaplanan inşaat sözleşmelerini ve 10 milyar dolar değerindeki madenlerin ve öteki doğal kaynakların işletilmesini kapsayan birçok ayrı imtiyazı kapsamaktaydı. Yapılan görüşmeler ve ön çalışmalar neticesinde hayata geçirilemeyen proje 1. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi ile bir süreliğine rafa kaldırıldı.

Daha sonraki yıllarda projenin muhatabı 1922 – 1923 yıllarında henüz kurulmakta olan yeni Türk Hükümeti olmuştur. Amiral Chester, projenin gerçekleştirilmesi için tekrar, 1920'de ABD Dışişleri Bakanlığı'na başvurur, sonuç alamaz ama güçlü kişileri araya sokarak Mart 1922'de ikna çabaları karşılık bulur. Chester dışında iki büyük girişimci daha vardır: Kanada'dan Mac Dowell ve ABD'den Standard Oil. Artık İstanbul Hükümeti'nin pek hükmü kalmadığı anlaşıldığından görüşmelerin Ankara Hükümeti ile yapılması önerilir. Çünkü Ankara, 16 Mart 1920 öncesi yapılan tüm anlaşmaları tanımadığını ilan etmiştir. Görüşmeleri bizzat takip eden ekibin içinde ABD İstanbul Ticaret Ataşesi Gillespie'de bulunmaktadır. Büyük Millet Meclisi'nde Amerikan taraftarlığı rüzgârları esmektedir. Ankara Hükümeti adına Nafia (Bayındırlık) Vekili Fethi Bey ile görüşürler. Demiryolu hattı çevresindeki maden arama hattının 20 km'ye çekilmesi ve bir de 20 milyon liralık borç önerisi teklifin olumlu algılanmasında etkendir. Türk tarafı, proje için Türk sermayesi katılımı ve projede Türkiye kontrolünü de şart koşarlar. 4 Kasım 1922'de Washington kaynaklı haberlerde Amiral Chester'ın imtiyazının onaylandığı belirtilir. 20 Kasım 1922'de İsviçre'nin Lozan kentinde barış görüşmeleri başlar. Ankara Hükümeti, Lozan'da ABD'den beklediği desteği göremez, özellikle Musul Kerkük başta Mezopotamya petrol alanlarında etkili olmak isteyen devler, başta Standard Oil, arka kapı diplomasisi ile istediğini almanın peşindedir. İlk tur görüşmeler sonuçsuz kalır, ilgili petrol alanları sınırlar dışına itilir.

Sonuçta Lozan Barış Antlaşması imzalandı. Lozan Anlaşması ile Musul sorunu dışında her konuda anlaşmaya varan taraflar bu konuyu Türkiye ve İngiltere arasında ilerki dönemde çözümlenmesi, çözümlenemediği durumda Milletler Cemiyeti Konseyi’ne götürülmesi yönünde bir karar aldılar. TBMM ve Chester Grubu arasında 29 Nisan 1923 tarihinde imzalanan imtiyaz anlaşmasının, iptal edildiği Türk Hükümeti tarafından Aralık 1923’te şirket yetkililerine bildirildi. Milletler Cemiyeti Konseyi 1925 Aralık ayında İngiltere lehine beklenen kararı verdi. Musul 25 yıl İngiliz mandası altında olmak şartı ile Irak’a kaldı. Sonuç itibariyle Chester Projesi bir proje olarak kaldı ve hayata geçirilemedi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.