Hava Durumu

HEMŞERİ DERNEKLERİ EL ATMALI

Yazının Giriş Tarihi: 05.10.2025 20:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.10.2025 20:57

Cenaze, insanın hayatında yaşayabileceği en ağır imtihanlardan biridir.

Bir yanda sevdiklerini toprağa vermenin tarifsiz acısı, diğer yanda toplumun dayattığı maddi külfetler…

Özellikle son yıllarda “taziye evinde yemek verme” geleneği, bir yas geleneğinden çok, bir masraf kalemine dönüşmüş durumda.

Eskiden cenaze evine yemek götürmek, komşunun, akrabanın, dostun görevi sayılırdı.

Acılı evin yükünü hafifletmek için kazanlar kaynar, tabaklar hazırlanırdı. Bugünse bu güzel gelenek tersine döndü.

Artık cenaze sahibi, yüzlerce kişiye yemek hazırlamak zorunda bırakılıyor.

Hem cebinden para çıkıyor hem de yasın ortasında organizasyon derdine düşüyor.

Bir insan, annesini, babasını, kardeşini toprağa verirken neden binlerce liralık yemek masrafının da yükünü sırtlansın?

Cenaze evi ağırlama yeri değildir.

Orası dua, sabır ve dayanışma yeridir.

Çatal bıçak sesleri değil, Fatiha sesleri yükselmelidir.

Üstelik İslam geleneğinde de cenaze evinin yemek vermesi değil, komşunun cenaze evine yemek götürmesi tavsiye edilmiştir.

Çünkü yas evinin yükünü artırmak değil, hafifletmek esastır.

Bugün ise bu anlayış tamamen tersine çevrilmiş, dayanışmanın yerini gösteriş almıştır.

Taziye evlerinde yemek verme alışkanlığı artık kalkmalıdır.

Çünkü bu, acının üstüne yeni bir yük eklemekten başka bir şey değildir.

Bizim görevimiz, cenaze sahibinin masrafını artırmak değil, acısını paylaşmaktır.

Acıyı hafifleten şey yemek değil, yan yana durmak, gönül vermek, dua etmektir.

Unutmayalım: Yas evi masraf değil, dayanışma yeridir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.