Hava Durumu

PARİS İKLİM ANLAŞMASI VE YEŞİL MUTABAKAT!..

Yazının Giriş Tarihi: 12.10.2021 17:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.10.2021 17:04

Son günlerde; çevre ve dünyanın sağlıklı geleceği konusunda inanılmaz bazı gelişmeler yaşanıyor ülkemizde…

Türkiye; önce Paris İklim Anlaşması’nı onaylama aşamasını tamamladı, ardından da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ismine birde İklim Değişikliği ibaresini ekleyerek bunu bir ana hedef haline getirdi. Bu bakanlığa bağlı olarak da İklim Değişikliği Başkanlığı kurulmasına da karar veriliyor.

İnsan garip karşılıyor tabii ki bu önemli gelişmeleri…

Yıllardan sonra…

Çünkü dünyanın iklim krizine “dur demek” ve küresel sıcaklık artışını 1,5 derecede tutabilmek için 22 Nisan 2016’da Paris’te bir çerçeve sözleşme imzalanmıştı. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ni Paris’te imzalayan 197 ülkeden 191’i anlaşmaya taraf olarak süreci tamamlayan girişimlerde bulundular.

Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 6 ülke ise (İran, Irak, Libya, Eritre ve Yemen) imza attıkları anlaşmanın sürecini tamamlamak için prosedürü tamamlamadılar uzunca bir süre…

Nihayet ülkemizde bu konuda somut bir gelişme yaşandı ve Türkiye iklim kriz mücadelede yaşamsal önem taşıyan Paris İklim Anlaşması’nı imzalandıktan 5 yıl sonra TBMM’de onayladı.

Böylece Türkiye anlaşmayı imzalayan ve onaylayan 192. ülke olarak Yeşil İklim Fonu olanaklarından da yararlanma olanağına da kavuştu. Artık ülkemizin anlaşma kapsamında verdiği taahhütleri iyileştirmesi, kömür ve kömüre dayalı enerjiden çıkış için bir takvim belirlemesi gerekiyor. Enerji dönüşümü için hızla hareket etmesi gereken Türkiye, “yolun uzun-zamanın dar olduğu” bu süreci doğru planlamak zorunda…

Bu platforma her yıl 100 milyar dolarlık bir fon toplanıyor ve gelişmesini tamamlayamayan ülkelere dağıtılıyor. Bu fon miktarının 2025 yılından itibaren 125-150 milyar dolara çıkarılması da düşünülüyor.

                              PARİS ANLAŞMASI’NIN TEMEL AMAÇLARI

İklim değişikliği sorunu ile ilgili en geniş alanda kabul görmüş bir anlaşma özelliği taşıyan Paris Anlaşması’nın temel amacı; dünyanın geleceğini kurtarmaktır. Bu anlaşma ile; sera gazlarının doğaya bırakılması önlenecek ve yeryüzünün ortalama sıcaklık artışının 1,5 derecede tutulmasını sağlanacaktır.

Çünkü yoğun sanayileşmenin getirdiği sıcaklık artışları önlenemezse, iklim değişikliğinin zorunlu sonuçları olan seller, orman yangınları, fırtınalar, su krizi, kuraklık ve gıda üretimindeki azalış gibi insanları direkt olarak olumsuz etkileyebilecek birçok sorunla baş başa kalacağız.

Uzun dönemde küresel sıcaklık artışının sanayileşme öncesi döneme göre 2 derecenin altında tutmak da Paris Anlaşması’nın olmazsa olmazları arasında sayılıyor. Sera gazı salınımın azaltılması ve karbon ayak izlerinin yok olması da, uzun dönemde beklenen iyileştirme çabaları arasında oldukça önem taşıyor.

Peki bunun için ne yapmak gerek?..

Fosil yakıtlar (kömür-petrol ve doğalgaz) ile vedalaşmak şart öncelikle… Bu enerji kaynaklarının doğaya verdiği zararı önce azaltmak sonra da alternatif enerji kaynaklarına (rüzgar-güneş ve su) yönelerek dünyanın sıfır emisyonuna kapıları açmak gerekiyor.

Dünyanın birçok ülkesinde kömür yakıtlı enerji santrallerinin devre dışı bırakılmasına yönelik somut takvimler ve iş planları uygulanmaya başlandı. Ama ülkemizde şu ana kadar böyle bir tedbir alınmadı. Bakalım bu anlaşmanın TBMM’de onaylanmasından ve konu ile ilgili bir bakanlık ile başkanlık oluşturulmasından sonra, ne gibi gelişmeler yaşanacak?

Merakla bekleyeceğiz bu gelişmeleri…

                     DIŞ TİCARET İÇİN YEŞİL MUTABAKAT DA ÖNEMLİ

Bu arada aynı amaçlara uygun olarak Avrupa Birliği Komisyonu da; 11 Aralık 2019 tarihinde Yeşil Mutabakat Programını dünya kamuoyu ile paylaştı. Yeşil dönüşüm amaçlı bu mutabakat ile AB ülkelerinde iklim krizini yaratan etkenlerin azaltılması ve yok edilmesi için bir program belirlendi.

AB Komisyonu’nun Yeşil Mutabakata uyum sağlayacak ülkeler için bir fon belirlemesi de ülkelerin eylem planını hazırlamasında önemli bir etken sayılabilir. Çünkü AB; 2030 yılına kadar bu organizasyon için tam 1 trilyon Euro ayıracak.

Dış ticaretin en az yarısını AB ülkeleri ile gerçekleştiren Türkiye’nin Yeşil Mutabakat kurallarına uyumu ve geçişi için Ticaret Bakanlığı da bir eylem planı hazırladı. Bu eylem planı ile ülkemizin kalkınma hedefleriyle uyumlu bir şekilde sürdürülebilir, etkin ve yeşil ekonomiye geçişin desteklenmesi amaçlanıyor.

Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan Yeşil Mutabakat Eylem Planı kapsamında 9 başlık var: Sınırda karbon düzenlemeleri, Yeşil ve Döngüsel bir ekonomi, Yeşil Finansman, Ekonomik ve güvenli enerji arzı, Sürdürülebilir Tarım, Sürdürülebilir Akıllı Ulaşım, İklim Değişikliği ile Mücadele Diplomasisi, Avrupa Yeşil Mutabakatı Bilgilendirme ve Bilinçlendirme Faaliyetleri…

Şimdi ülkemizde de birçok firma; Yeşil Mutabakat kurallarına uyum için çalışmalar başlattı. Çünkü yakın gelecekte ticari bir tehlike var. AB ülkelerindeki ithalatçı firmalar; Yeşil Mutabakata uyum sağlamayan firmalardan mal almayacaklar. AB’de bunu geniş kapsamlı bir yöntem ile kontrol edecek. Denetimlere takılmamak ve dış ticaretini aynı tempoda sürdürmek isteyen işletmelerimiz, bu konuda ACİL kodlu çalışmalara başladı bile…

İklim standartlarına göre üretilmeyen ihracat ürünleri için sınırlarda karbondioksit vergisi alınacak olması, şimdiden ihracata yönelik ürün üreten firmaları harekete geçirmiş durumda…

Karbon ayak izini azaltmak için özel departman oluşturan firmalarımız bile var artık…

Ama Yeşil Dönüşüm Eylem Planı, dar bütçeli ihracatçı KOBİ’leri çok zorlayacak. Bu eylem planına uyum için yapılacak harcamalar KOBİ türü küçük ve orta ölçekli firmaların bütçelerinde büyük delikler açabilir. Bunun içinde Ticaret Bakanlığı bir çalışma yapacaktır mutlaka…

Hem Paris Anlaşması’nda hem de Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nda; insanlığın geleceğinin daha sağlıklı, güvenli ve huzurlu yaşaması temel alınıyor.

Tabii ki dünyanın sürdürülebilir olması da…

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

ÖZLÜ SÖZLER: Dünyanın yarısı söyleyecek bir şeyi olan ama söyleyemeyen, öteki yarısı da söyleyecek bir şeyi olmayan ama durmadan konuşan insanlardan oluşuyor.  (Robert  FROST)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.