‘’Biz futbolcular sürekli üzerimizde çok baskı olduğundan yakınırız. Baskı ancak evlerine beş peso getirip çocuklarını geçindiremeyen insanların üzerinde olur. Binlerce dolar alıp sahaya çıkıp oynuyoruz ve ağzımızı açınca stresten bahsediyoruz. Stres bu ülkede sabahın altısında kalkanlar içindir.’’

1960 yılında Buenos Aires’in varoşlarından Villa Fiorito’da, Kızılderili yoksul bir ailenin5. Çocuğu olarak gecekonduda dünyaya gelmiş olanMaradona;  devasa kulüp bütçelerinin, yayın, forma satışı, reklam ve tribün gelirlerinin; dudak uçuklatan transfer ücretlerinin olduğu endüstrileşmiş ve kapitalizme sımsıkı bağlanmış; bu yüzden de adil, eşitlikçi bir yarış ortamı olmaktan çıkmış futbol mahallesini ne güzel eleştirmiş.

Boşuna kahramanım yapmadım ben Diego Armanda Maradona’yı; nereden geldiğini asla unutmadı.

*******************************

Maradona’dan ayakta alkışlanacak bir paragraf daha:

‘’Evet, ben Roma Papası'na karşı çıktım. Neden böyle oldu, çünkü ben Vatikan'a gittiğimde oradaki çatıların saf altından olduğunu gördüm. Sonradan da Papa'nın vaazını dinledim ve o diyordu ki, Kilise yeryüzündeki tüm fakir çocuklardan dolayı üzüntü duyuyor. Külahıma anlat, üzüntü duyacağına satsana çatıları, bir şeyler yapsana.’’

Fidel Castro ve Hugo Cavez’in dostu; Che’yi idolü belleyen Maradona başka ne diyebilirdi ki?

Devam ediyorum:

“Arjantin’in bir oğlu ve büyük bir savaşçısı olarak, büyük rol modelim ulusal kahramanımız Che Guevara’dır. Aramızdaki fark, O halkının iyiliği için elinde tüfeği ile savaştı. Benim savaşım ise futbol meydanlarında… Kader çizgilerimiz kesişiyor çoğu zaman…”

‘’Ben, büyük kahramanların yanında neyim ki… Efsanevi Devrimci Che Guevara ve dostum Fidel Castro’nun yanında esamim bile okunmaz!”

"Fidel Castro 2. babamdı, Kumandan Fidel hayatımı kurtardı, Arjantinli hemşerim Che Guevara ise, devrimci bir sporcu olmamda büyük etki yaptı"

Vicdan sahibi olma, kıymet bilme, vefa ve tevazu böyle bir şey.

MARADONA OLMANIN ANLAMI

Hayranıyım kırmızı çizgileri olanların; vicdanı varoluşunun odağı yapanların; hayat karşısında bir duruş geliştirenlerin; solu kişilik solculuğu olarak yaşayanların; empati duygusuyla bencilliklere set çekenlerin.

Maradona bu yüzden çok ama çok önemliydi. Bu yüzden kaybı dünya içinçok ama çokbüyüktür.

****************************

Hataları olmadı mı; oldu.

Bir ara kokain kullandı; o ünün zenginliğin içinde nasıl yalnızlaşmışsa artık.

Sonra çok pişman olduğunu; futbola, ailesine haksızlık yaptığını söyledi.

****************************************

Koruyamadık Maradona’yı; önünde yaşanacak güzel günleri varken erkenden ayrıldı, gitti.

Futbol dünyamız Maradona’dan ne öğrendi acaba? Hangi dersleri çıkardı onun muhteşem kariyerinden?

Mesela Maradona Bursaspor’un kaptanı olsaydı; bu kadar kolay yıkılabilir miydi Atatürk Stadı?

Ey sevgili okur; ne yap et, lütfen,Emir Kusturica’nın‘’Maradona’’ belgeselini izle.

Filmin sonunda gözyaşlarıma engel olamadığı bir sahne var:Maradona bir tavernada sözlerini yazdığı,‘’La Mano De Dios (Tanrının Eli)’’ şarkısını söylüyor. Tavernayı dolduranlar da eşlik ediyorlar kendisine.

Defalarca dinliyorum bu şarkıyı kalbimi sarsan görüntüler eşliğinde. Maradona’nın karısına ve futbola aşkını ilan edişi nasıl da içten.

*******************************

Futbol, artık benim için asla eskisi gibi olmayacak; bütün 10 numaralar öksüzdür.

Dünyanın tüm futbolseverlerinin ve devrimcilerinin acısını paylaşıyorum.

Güle güleMaradona; sen benim daima kahramanımsın.

**********************************

Yazımı Napoli’li taraftarların o ünlü sloganıyla bitireyim:

"Hovisto Maradona (Ben Maradona'yı gördüm)".