Batı düşünme tarzı ile doğulu insanının düşünme tarzı arasında çok büyük farklar vardır. Batı insanı geleceği planlarken 40-50 sene sonrası olabilecek ihtimalleri hesaba katar. Ancak bizim insanımız ise günlük yaşar ve bu günü kurtarmayı düşünür. Kadercilik de yüce kitabımızdaki yazılı olduğu şekilde anlaşılmadığı için, “Yarın Allah Kerim” dir diyerek pek geleceğini planlamaz. Bu kafa yapısıyla da batılı devletlerin uzun vadeli planlarına karşı bir strateji geliştiremez… strateji geliştirmek, geleceğin planlarını yapmak, akıl ve öngörü dediğimiz ilahi ve insani hasletleri geliştirmek ve çalıştırmakla olur. Bizim bugüne kadar beynimize zerk edilen biat kültürü, sorgulamadan inanma duygusu aşılandığı içinde, geleceğimizi kurgulayamıyoruz. Ardına düştüklerimiz, sözlerine güvendiklerimize tam teslimiyeti erdem olarak kabule diyoruz. Halbuki onlarında hata yapabileceklerini, bilerek veya bilmeyerek günah işleyebileceklerine pek ihtimal de vermiyoruz. Daha sonradan da istenmeyen durumlar ortaya çıktığında sükuta hayale uğruyoruz. Bu hali pürmelalimizin olumsuz örneklerini son zamanlarda çok gördük ve bu gidişle daha da fazlasını göreceğimizi zannediyorum. İslam dinini sadece kendi mülevves emellerine nail olabilmek için kullanan bir FETÖ nün gerçek yüzü ortaya çıktıktan sonra, yüzde doksan dokuzu Müslüman olarak kabul ettiğimiz insanlarımızın nezdinde, din algısının ne derece zaafa uğradığını gördük. Çoğu insanların dine bakış açısı da değişti. Kendine hacı, hoca, şeyh gibi dini unvan tesis edip, milletin kutsal bildiği bu dini unvanlar arkasına saklanıp, dünyalık devşirenler, kadınlar ve çocuklara karşı yaptıkları cinsel içerikli taciz ve davranışlar ortaya serilince de insanlarımız iyi kötü, doğru yanlış ayırımı yapmadan toptancı bir tarikat, mezhep gibi dini kurumları ret ettiklerini ve hatta düşmanı olduklarını da görüyoruz. Eskiden hacı, hoca, şeyh dendiğinde, toplumda saygı duyuluyor, iyi nazarla bakılıyordu. Ama son zamanlarda ise bırak sevgi saygıyı nefretle anılır duruma düştüler. Maalesef bu millet son zamanlar da, dini kurumlarımız başta olmak üzere inançlarımız konusunda da aldatıldı, hem de din kisvesi altında…
Zamanımızda akıllarını kullanan devletler, icraatları ile diğerlerini istedikleri gibi idare ediyor ve kullanıyorlar… Önce yutulabilir lokmalar haline getiriyor, bulundukları coğrafya da sorunlu bölgeler ihdas ediyor ve sonra da yutabilmek için pusu da bekliyorlar. Şöyle bir İslam coğrafyasına bakacak olursak, kuzey Afrika ülkelerinin tamamı kendi içlerinde ve Orta Afrika ile olan topraklarında sorun yaşıyor, Arabistan yarımadası bir sürü küçük küçük kabile devletçiklerine bölünmüş, elde avuç da devlet olma vasfında olan Irak bölünmüş ve Suriye ise parçalanmış vaziyettedir. Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine göz atarsak, İslam ülkeleri ile Türkiye arasında etkileşimleri önlemek için SSCB’nin dağılmasından sonra Türkiye ile Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetler arasına tampon bölgeler konulmuştur. Bunun en güzel örneğini Azerbaycan haritasına ve komşularına baktığımız da açıkça görürüz. Türkiye ile Orta Asya arasında karadan tek irtibat sağlayabilecek ülke Azerbaycan’dır. Bu irtibatı koparmak için SSCB 1992 de dağıldıktan sonra, haritada Azerbaycan’la Türkiye arasına Gürcistan ve Ermenistan denilen devletçikler sıkıştırmıştır. Gündemdeki Azerbaycan haritasına bakarsak, güneyi tamamen İran, Kuzeyi Rusya, doğusu Hazar denizi, batısında ise Kuzey-Güney istikametinde Gürcistan ve Ermenistan monte edilerek Karadeniz ve bizimle irtibatı koparılmış vaziyette… Türkiye sınırında ise yine Azerbaycan’a bağlı ve bizim Doğu Beyazıt ilçesine 8-9 km hududu bulunan Nahcivan Özerk bölgesinin de garantörü Türkiye dir. Yarın Nahcivan’a atılan bir Füze Türkiye’yi etkiler maazallah savaş nedeni de olabilir. Bu itibarla dünya haritasını dizayn eden güçlerin, Türk ve İslam aleminin başını belaya sokabilecek her türlü hile ve desiseleri hazırladıkları açıkça görülmekte… (Devamı var)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
RECEP ACAR
ACABA KANDIRILIYOR MUYUZ? 4
Batı düşünme tarzı ile doğulu insanının düşünme tarzı arasında çok büyük farklar vardır. Batı insanı geleceği planlarken 40-50 sene sonrası olabilecek ihtimalleri hesaba katar. Ancak bizim insanımız ise günlük yaşar ve bu günü kurtarmayı düşünür. Kadercilik de yüce kitabımızdaki yazılı olduğu şekilde anlaşılmadığı için, “Yarın Allah Kerim” dir diyerek pek geleceğini planlamaz. Bu kafa yapısıyla da batılı devletlerin uzun vadeli planlarına karşı bir strateji geliştiremez… strateji geliştirmek, geleceğin planlarını yapmak, akıl ve öngörü dediğimiz ilahi ve insani hasletleri geliştirmek ve çalıştırmakla olur. Bizim bugüne kadar beynimize zerk edilen biat kültürü, sorgulamadan inanma duygusu aşılandığı içinde, geleceğimizi kurgulayamıyoruz. Ardına düştüklerimiz, sözlerine güvendiklerimize tam teslimiyeti erdem olarak kabule diyoruz. Halbuki onlarında hata yapabileceklerini, bilerek veya bilmeyerek günah işleyebileceklerine pek ihtimal de vermiyoruz. Daha sonradan da istenmeyen durumlar ortaya çıktığında sükuta hayale uğruyoruz. Bu hali pürmelalimizin olumsuz örneklerini son zamanlarda çok gördük ve bu gidişle daha da fazlasını göreceğimizi zannediyorum. İslam dinini sadece kendi mülevves emellerine nail olabilmek için kullanan bir FETÖ nün gerçek yüzü ortaya çıktıktan sonra, yüzde doksan dokuzu Müslüman olarak kabul ettiğimiz insanlarımızın nezdinde, din algısının ne derece zaafa uğradığını gördük. Çoğu insanların dine bakış açısı da değişti. Kendine hacı, hoca, şeyh gibi dini unvan tesis edip, milletin kutsal bildiği bu dini unvanlar arkasına saklanıp, dünyalık devşirenler, kadınlar ve çocuklara karşı yaptıkları cinsel içerikli taciz ve davranışlar ortaya serilince de insanlarımız iyi kötü, doğru yanlış ayırımı yapmadan toptancı bir tarikat, mezhep gibi dini kurumları ret ettiklerini ve hatta düşmanı olduklarını da görüyoruz. Eskiden hacı, hoca, şeyh dendiğinde, toplumda saygı duyuluyor, iyi nazarla bakılıyordu. Ama son zamanlarda ise bırak sevgi saygıyı nefretle anılır duruma düştüler. Maalesef bu millet son zamanlar da, dini kurumlarımız başta olmak üzere inançlarımız konusunda da aldatıldı, hem de din kisvesi altında…
Zamanımızda akıllarını kullanan devletler, icraatları ile diğerlerini istedikleri gibi idare ediyor ve kullanıyorlar… Önce yutulabilir lokmalar haline getiriyor, bulundukları coğrafya da sorunlu bölgeler ihdas ediyor ve sonra da yutabilmek için pusu da bekliyorlar. Şöyle bir İslam coğrafyasına bakacak olursak, kuzey Afrika ülkelerinin tamamı kendi içlerinde ve Orta Afrika ile olan topraklarında sorun yaşıyor, Arabistan yarımadası bir sürü küçük küçük kabile devletçiklerine bölünmüş, elde avuç da devlet olma vasfında olan Irak bölünmüş ve Suriye ise parçalanmış vaziyettedir. Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine göz atarsak, İslam ülkeleri ile Türkiye arasında etkileşimleri önlemek için SSCB’nin dağılmasından sonra Türkiye ile Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetler arasına tampon bölgeler konulmuştur. Bunun en güzel örneğini Azerbaycan haritasına ve komşularına baktığımız da açıkça görürüz. Türkiye ile Orta Asya arasında karadan tek irtibat sağlayabilecek ülke Azerbaycan’dır. Bu irtibatı koparmak için SSCB 1992 de dağıldıktan sonra, haritada Azerbaycan’la Türkiye arasına Gürcistan ve Ermenistan denilen devletçikler sıkıştırmıştır. Gündemdeki Azerbaycan haritasına bakarsak, güneyi tamamen İran, Kuzeyi Rusya, doğusu Hazar denizi, batısında ise Kuzey-Güney istikametinde Gürcistan ve Ermenistan monte edilerek Karadeniz ve bizimle irtibatı koparılmış vaziyette… Türkiye sınırında ise yine Azerbaycan’a bağlı ve bizim Doğu Beyazıt ilçesine 8-9 km hududu bulunan Nahcivan Özerk bölgesinin de garantörü Türkiye dir. Yarın Nahcivan’a atılan bir Füze Türkiye’yi etkiler maazallah savaş nedeni de olabilir. Bu itibarla dünya haritasını dizayn eden güçlerin, Türk ve İslam aleminin başını belaya sokabilecek her türlü hile ve desiseleri hazırladıkları açıkça görülmekte… (Devamı var)