Anayasanın değiştirilmesi fikrini, yerel seçimlerden önce kısık sesle de olsa, sayın cumhurbaşkanı seslendirmeye başladı. Lakin fiili anlamda bir adım atmadı. Fakat ne zamanki yerel seçimler de parti olarak bozguna uğrayıp, muhalefet konumuna geçince ne hikmetse ciddi anlamda harekete geçerek, meclis başkanını görevlendirmiş olacak ki, oda bütün siyasi partilerin kapısını çalmaya başladı. Meclis başkanının bu ziyaretleri, maksat muhabbet olsun" misalidir. Sayın cumhurbaşkanı ve avenesini, bir sonraki seçimler de iktidarın elden gitme korkusu sarmış olacak ki, bu ülkeye verdikleri zararlardan dolayı yargılanmalarının önünü kesmek amacıyla anayasa değişikliğini istemektedir. Bu sebeple de yıllardır sırça köşkünde oturarak, muhalefeti adam yerine koymayan, devletin bekasını ilgilendiren ciddi meseleler de bile, terör partisi ile işbirliği yaptığını iddia ettiği CHP lideri Özgür ÖZEL ile, belki bir orta yol bulurum amacıyla bizzat görüşmeyi bile kabul etti. görüşmeden istediği sonuç çıkmayınca da bizzat teröristbaşı Abdullah Öcalanlamutabakate vardı. Şurası bir gerçektir ki, anayasa değişikliğinin içeriği yine sayın cumhurbaşkanının aklındaki kurguladığı şekilde olacaktır. Bütün bu parti ziyaretleri ve görüşmelerin hepsi fasa fisodan ibarettir. Milletin ve muhalefetin dediği değil sayın cumhurbaşkanının dediği olacaktır. Zira 21.1.2017 tarihli 6771 S. Kanunla yapılan değişiklikle, sayın cumhurbaşkanı, yasama, yürütme ve yargıyı tek bir kişinin şahsında toplamıştır. Hatta tarafsız olması gerektiği halde cumhurbaşkanlığı ile parti başkanlığı bile kimseye bırakmamıştır.
2017 yılı anayasa değişikliği gereği, yürütme organları olan bakanları, cumhurbaşkanı atar, iktidar partisinin parti başkanı sıfatını da üzerinde taşıdığından, kanunları da çıkaran odur. Anayasanın 146. Maddesine göre de, Anayasa Mahkemesinin onbeş üyesinin 12 sini seçme yetkisi ondadır. Velhasıl dediğim dedik, öttürdüğüm düdük" misali tüm yetkililer kendinde toplanmıştır. Sayın cumhurbaşkanı sahip olduğu bütün bu yetkilere rağmen, kendisinin defalarca değiştirerek hazırladığı T.C Anayasasını hala neden değiştirmek istiyor, hiç düşündünüz mi? tek amaçları var yaptıklarının hesabını veremeyeceklerini bildikleri için, yasal kılıf uydurma arzularıdır.
Maalesef içinde yaşadığımız asrın sorunlarının çözümü ve gelecek kuşaklara aktarılacak bilgi, kültür ve yaşam tarzını aksettirmesi gereken anayasa, iktidarın bugüne kadar uyguladıkları keyfiliklerine kılıf uydurmak için bir manevradır. O zamanda bugüne kadar vatandaşların elde ettikleri özgürlüklere ve demokratik haklarına tuzak hazırlanıyor. Demektir.
İktidar olarak bugüne kadar uyguladığın eğitim, kültür ve ekonomik programlarında, ülkede ipsiz - sapsız, kendisi ve ülkesi için sorumluluk duymayan, kültür ve inanç değerlerine yabancılaşmış bir nesil yetiştir, sonra da küçük aklında anayasaya yazacağın üç kelime ile her şeyin düzeleceğine inan! bu safdillikten başka bir şey değildir. Bu anlayış tarzına da kimse inanmaz.
Devam edecek…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
RECEP ACAR
ANAYASAYI NEDEN DEĞİŞTİRİYORUZ? (2)
Anayasanın değiştirilmesi fikrini, yerel seçimlerden önce kısık sesle de olsa, sayın cumhurbaşkanı seslendirmeye başladı. Lakin fiili anlamda bir adım atmadı. Fakat ne zamanki yerel seçimler de parti olarak bozguna uğrayıp, muhalefet konumuna geçince ne hikmetse ciddi anlamda harekete geçerek, meclis başkanını görevlendirmiş olacak ki, oda bütün siyasi partilerin kapısını çalmaya başladı. Meclis başkanının bu ziyaretleri, maksat muhabbet olsun" misalidir. Sayın cumhurbaşkanı ve avenesini, bir sonraki seçimler de iktidarın elden gitme korkusu sarmış olacak ki, bu ülkeye verdikleri zararlardan dolayı yargılanmalarının önünü kesmek amacıyla anayasa değişikliğini istemektedir. Bu sebeple de yıllardır sırça köşkünde oturarak, muhalefeti adam yerine koymayan, devletin bekasını ilgilendiren ciddi meseleler de bile, terör partisi ile işbirliği yaptığını iddia ettiği CHP lideri Özgür ÖZEL ile, belki bir orta yol bulurum amacıyla bizzat görüşmeyi bile kabul etti. görüşmeden istediği sonuç çıkmayınca da bizzat teröristbaşı Abdullah Öcalanlamutabakate vardı. Şurası bir gerçektir ki, anayasa değişikliğinin içeriği yine sayın cumhurbaşkanının aklındaki kurguladığı şekilde olacaktır. Bütün bu parti ziyaretleri ve görüşmelerin hepsi fasa fisodan ibarettir. Milletin ve muhalefetin dediği değil sayın cumhurbaşkanının dediği olacaktır. Zira 21.1.2017 tarihli 6771 S. Kanunla yapılan değişiklikle, sayın cumhurbaşkanı, yasama, yürütme ve yargıyı tek bir kişinin şahsında toplamıştır. Hatta tarafsız olması gerektiği halde cumhurbaşkanlığı ile parti başkanlığı bile kimseye bırakmamıştır.
2017 yılı anayasa değişikliği gereği, yürütme organları olan bakanları, cumhurbaşkanı atar, iktidar partisinin parti başkanı sıfatını da üzerinde taşıdığından, kanunları da çıkaran odur. Anayasanın 146. Maddesine göre de, Anayasa Mahkemesinin onbeş üyesinin 12 sini seçme yetkisi ondadır. Velhasıl dediğim dedik, öttürdüğüm düdük" misali tüm yetkililer kendinde toplanmıştır. Sayın cumhurbaşkanı sahip olduğu bütün bu yetkilere rağmen, kendisinin defalarca değiştirerek hazırladığı T.C Anayasasını hala neden değiştirmek istiyor, hiç düşündünüz mi? tek amaçları var yaptıklarının hesabını veremeyeceklerini bildikleri için, yasal kılıf uydurma arzularıdır.
Maalesef içinde yaşadığımız asrın sorunlarının çözümü ve gelecek kuşaklara aktarılacak bilgi, kültür ve yaşam tarzını aksettirmesi gereken anayasa, iktidarın bugüne kadar uyguladıkları keyfiliklerine kılıf uydurmak için bir manevradır. O zamanda bugüne kadar vatandaşların elde ettikleri özgürlüklere ve demokratik haklarına tuzak hazırlanıyor. Demektir.
İktidar olarak bugüne kadar uyguladığın eğitim, kültür ve ekonomik programlarında, ülkede ipsiz - sapsız, kendisi ve ülkesi için sorumluluk duymayan, kültür ve inanç değerlerine yabancılaşmış bir nesil yetiştir, sonra da küçük aklında anayasaya yazacağın üç kelime ile her şeyin düzeleceğine inan! bu safdillikten başka bir şey değildir. Bu anlayış tarzına da kimse inanmaz.
Devam edecek…