Hava Durumu

SAADET PARTİLİ HANIMLAR MİNİ ETEK Mİ GİYİYOR…

Yazının Giriş Tarihi: 18.03.2023 17:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.03.2023 17:24

Bu malum zevatı tarif etmek çok zor, ancak en belirgin özellikleri İslam inanışına karşı olmalarıdır.

Bu gerçek yobazların baş gazetesi “Gerici tehlike büyüyor”, “Laiklik karşıtı yapılar Cumhur’da birleşiyor” diye manşet atmaya başladı bile.

Bunlar, 28 Şubat sürecinde benzer saldırılarını O zamanki adı Refah olan şimdiki Saadet Partililere yapıyorlardı. Şimdi o kesimin Erdoğan hazımsızlığını kullanarak ve birtakım tavizlerle yanına alınca artık “Mücahit Kardeş” oldular. Fakat gerçekte asla değişmediler, sadece taktik değiştirdiler.

Önceden Refah Partisine yapıkları saldırıların aynısını şimdi Hüdapar’a yapıyorlar. Bol bol siyah çarşaflı kadıların fotoğrafını sayfalarında ve haberlerde paylaşıyor, geçmişte yaptıklarının benzerini Hüdapar için söylüyorlar. Şimdi ittifak kurdukları Saadet Partili kadınlar sanki mini etek giyiyorlar, onlarla ilgili tek kelime yok. Tek tip tornadan çıkmış gibi hep bir ağızdan “Siz demokrasiye ve laikliğe inanıyormusunuz” gibi cahilce sorular soruyorlar.

Hep aynı filim, aynı senaryo yaratıcılık da yok, artık çok sıkıcı geliyorlar. Zaten kendileri yeni bir söylem arayışına girmek gereği de duymuyorlar, çünkü malum kitle var ne verirsen ver yiyorlar. Hatta öyle bir akıl tutulması içine düşmüşler ki, Ak Parti’ye oy veren seçmenleri aşağılayan tavırlarla küçümsüyorkendilerini okumuş aydın zannediyorlar, dedim ya tarifi imkânsız bir kitle.

Bu kendini ilerici, diğerlerini gerici görme hastalığına tutulmuş zevatın hali; atletizm yarışlarında rakibine tur bindirmiş,kendisinden hızlı koşan yarışmacının önünde kalan sporcular gibidir. Kendilerine tur bindiren Müslümanları arkalarında görünce kendilerini ileride zannediyorlar. Halbuki bu kaçıncı tur farkında bile değiller.Bu zevata Allah’tan şifa dilemekten başka bir çare gelmiyor aklımıza.

Cumhuriyetin ilk yıllarından beri; laikliği, İslam karşıtlığı haline getiren çevreler bugüne kadar devlet ve millet hayatında onarılması zor derin yaralar açmışlardır.

Bu kavram; o kadar amacı dışında kullanılmış, o kadar yanlış anlaşılmıştır ki günümüzde; iki kitap okuyarak üç kitap yazmaya çalışan sözde entelektüeller; yakın çevresinde ben bütün dinlere eşit mesafedeyim, ben laikim gibi saçmalık dolu laflar etmektedirler.

Sekülerizmi, Laikliği din gibi algılayıp kabul eden bu kesime,Allah hepinizin laikini versin demekten başka bir söz kalmıyor.Sizin dininiz size, bizim dinimiz bize.

Nasıl anlatacaksın kişi laik olamaz, mümkün değildir, bu insanın fıtratına aykırıdır. Peki, illa ben laik olmak istiyorum derse; eğer beyin ve düşünce yoksa o zaman o kişi laik olabilir, o zaman artık başka bir canlıdır. Eğer normal bir kişi ise onun da inandığı bir değerler bütünü vardır, bu inandığı şeylerin genel bir kabul görüp görmemesinin bir önemi yoktur. Bütün dinlere eşit mesafedeyim demek, ben ateistim demektir ki o da adını bilmediğim bir dini inançtır.

Tersinde bir düşünce ile devletin dini de olmaz, çünkü o bir tarihi gelişim içerisinde sosyal sözleşme sonucu meydana çıkan deyim yerindeyse organizasyondur.Devlet ve kamu yapılanmasını dini kurallara uygun düzenlemeler paralelinde olmasını isteyebilirsiniz. Bu da devletin dini olduğu anlamını taşımaz.

Bazı dostlarım çok sert yazıyorsun diyorlar. Ancak bu kadar yumuşatabiliyorum. Can Yücel’in dediği gibi, bizim orada böyle diyorlar.

Selam ve dua ile.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.