Çevrenin canlı öğelerinin yaşam aktivitelerini olumsuz yönde etkileyen, cansız öğelerin üzerinde ise yapısal zararlar meydana getiren ve niteliklerini bozan yabancı maddelerin hava, su ve toprağa yoğun bir şekilde karışması olayına "çevre kirliliği" deniyor.

Gürültü kirliliği ise dünya genelinde sağlık sorunlarına yol açan en önemli ikinci neden olarak görülmekte ve hava kirliliğinden hemen sonra gelmekte.

Her türlü kirlilikle mücadele için yasalar devlete ve yerel yönetimlere önemli görevler yüklemekte.

* * *

Çevre hakkı en temel insan haklarından biri...

Bu nedenle çevrenin korunmasına yönelik yapılacak her faaliyet, atılacak her adım insanlık için yapılmış olmakta.

Sağlıklı bir toplum oluşturulmasının ancak çevre sorunlarının çözülmesiyle olası olacağı, bugün dünyada kabul görmüş bir gerçek.

Aylardır İstanbul Boğazı ve Marmara Denizi’nde yaşamı olumsuz etkileyen deniz salyası sorununun giderilmesine yönelik çalışmalar sürmekte.

Yerel yönetimler kirlilikle mücadelede bugüne dek neler yaptılar?

Marmara Denizi çevresindeki 7 kent yerel yönetimleri bu konuda sorumlu.

Ancak en büyük kentin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu, görevi devralır almaz dünya belediyecilik tarihinde bir ilki gerçekleştirdi ve Arıtma Tesisi Projesi’ni iptal ederek “temel atmama” töreni yaptı!

Ve sonuç ortada!..

Deniz salyası sorunu ayyuka çıkınca Çevre Bakanlığı harekete geçti...

Marmara Denizi ve çevresini kirlettikleri belirlenen işletmelerin cezalandırıldığını, bir kısmının kapatıldığını açıkladı.

Yalova'da 3, Balıkesir'de 3, Tekirdağ'da 9, Kocaeli'de 1 işletme olmak üzere 16 işletme faaliyetten men edildi.

* * *

Şimdi aynı zihniyet salgın ve sağlık kapsamında müzik kısıtlaması saatini 24.oo olarak kararlaştırılmasını eleştirmekte.

Başkan Erdoğan’ın ‘Kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok’ çıkışının ardından herkes müziksever kesildi!

Muhalefetin gazıyla bir kısım müzisyen “1 Temmuz’dan itibaren müzik 24 saat susmamalı” diyor.

İnsanların müziğe olduğu kadar sessiz bir ortamda dinlenmesine de gereksinim var oysa.

Üstelik çağın en güçlü teknik olanaklarını kullanarak yapılan yüksek volümlü müzik insan sağlığı açısından zararlı.

Araştırmalar, ABD’de yalnızca 40 milyon yetişkinin, bir yahut her iki kulağında yüksek sese maruz kalınmasından kaynaklanabilecek işitme hasarına uğradığını göstermekte.

Avrupa’da yaklaşık 22 milyon yetişkin trafik, sanayi, uçak yahut demir yollarından kaynaklanan gürültü kirliliğinden kaynaklanan sağlık sorunlarından doğrudan etkilendiği bilinmekte.

Ülkemizde de sorun büyük...

Yüksek sesli müzik dinlemek, gürültüye bağlı kalıcı işitme kaybı gibi ciddi sorunlara neden oluyor.

Eskiden ileri yaş problemi olan işitme kaybı, günümüzde kulaklıkların bilinçsizce kullanılması nedeniyle gençlerde de giderek daha fazla görülür hale geldi.

* * *

Kuşkusuz müzik, turizm bölgelerinde önemli bir aktivite...

Ancak herkesin aynı oranda bu konudaki yaklaşımını bir tutmak doğru değil.

Dinlenmek, uyku da önemli...

Bu kapsamda Bodrum Belediyesi’nin, aldığı kararla bölgeyi ‘sessiz’ ve ‘eğlence’ yeri olmak üzere ikiye ayırması bir çözüm gibi.

Dünyanın benimsediği ve duyarlı olduğu, ülkemizde de bulunan 17 ilçenin ‘sakin şehir’ olarak belirlenmesi önemli bir gelişme...