Hava Durumu

SAİD PAŞANIN ONUNCU SADARETİ

Yazının Giriş Tarihi: 07.01.2022 16:39
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.01.2022 16:39

Paşanın bu son sadaretinden çabuk düşmemek ve bir zamanlar kendisinin bir vergi borcun dan dolayı ittihadçıların hakaret hedefi olduğunu hatırlayıp bunlara bir oyun oynamak, düşerse de ittihatçıları da beraber düşürmek azminde olduğuna şüphe edilemeyen Said Paşa hz.leri, yeni bakanlar kuruluyla mecliste program okuma ve güven oyu istemek usûlünü, belki muhalifler gale be çalar da, ben ihtiyarın genç kabinesini düşürürlerse,oynayacağım oyun yarım kalır düşüncesiyle sarf-ı nazar etti. Otuz beşinci madde diye meclise gitti. Mecliste de bahse konu, müzâkereye konmuş idi.(40) Allah için söyleyelim. Vicdanen itiraf edelim."Takvim-i Veka'yıi"  adlı resmî gazetenin satırla rında meclisi mebusan müzakeresini okuyalım: "Muhalif mebusların millet kürsüsünde meclisin şu sırada feshinin münasip olamayacağına 35. Madde mucibince meclisin feshi teşebbüsü, kanuna ve kavaid-i meşrutiyete tevfik edilmediğine"dâir yapılan ifadeleri ve beyanatları pek kuvvetli delillere dayanmaktaydı.

Anayasa Madde:35

   Görüldüğü gibi bir hayli zamandır yazımızda 35. madde diye bir ibare değişikliği ne kadar zaman ve yer almaktadır. Demek ki günümüzde de, iktidar ve muhalefet anlayışları pek ayrı istikametlerde yol aldığı takdirde zaman hangi seneyi kapsarsa kapsasın, netice aynı güzergâhda seyretmektedir. İşte 1911, işte misal olarak 2000 yılında da anayasa anlaşmazlıkları! Neyse biz günümüzü bırakıp,mâziye avdet edelim. Evet 35. maddenin müzakereleri günler ce sürdükten sonra neticede Said Paşa kabinesinin, maddenin değişikliği hakkında verdikleri teklif, 125 rey'e karşı 105 rey ile ret olunduğundan ve üçte iki çoğunluk temin edilemediğinden madde aynen kaldı. İttihatçılar meclisin bu ret kararı üzerine, âyan meclisine verdirdikleri mebu sanın fesih kararı ile maksatlarını temin ettiler. 5/ocak/1912 tarihli hattı hümayun ile meclisi dağ ıttılar. Böylece milletin görüşünün bir şahadetnamesi olan Kanun-î Esâsîyi çiğneyerek, her çeşit tedbire başvurup mecbur kaldıkları halde, bu affedilemez hatalarını kapatmak ve mazur görülmelerini temin için kime raslasalar; "eğer meclis fesh olmasaydı hükümet muhaliflere geçecekti. Halbuki karşımızda, kavî ve muntazam, ahvâli,itimat verecek bir muhalif fırka yok. O sebeple hükümeti şu nâzik dönemde muhaliflere bırakmamak için bu

davranışı zarureten yaptık" demektelerdi. Muhalifler dedikleri ise, kendilerinin cemiyetlerini birlikte

kurdukları, eski âzaları ve arkadaş larından başkaları değildi. Bunlar ülkenin hâl ve istikbâlini fena görüp, ayrılmış münevver kimseler di. Bunlarla uyuşup bir ikisini kabineye alarak anlaşma yapsalardı. O zaman fesih gibi müthiş bir hâle sebebiyet verilmemiş olunurdu!

                                                               Belâlar Yağmur Gibi Yağıyor

         Said Paşa ve kabinesi 35. madde ile aylarca uğraşırken devletin bir başka işleri için için tutuşmakta, ara sıra kısa alevler ile kendini hatırlatmakta ise,de 35. madde, kabineyi, meclisi ve sadrazamın bütün hayatını teşkil etmekteydi. İşte günlerden bir gün bu belaların âteşi sönmez bir Alev hâlinde değil amma içinden çıkılmaz bir belâ yumağı gibi kendini gösteriverdi. Bunların en başında Mehmed Emin Âlî Paşa gibi bir zâta dahi, uykular uyutmayan Girit meselesi yeniden baş gösterdi, Malisör isyanı bir başka üzücü mesele ve haberdi. Yemen vakası bende buradayım deyiverdi. İran ile didişirken, Trablusgarb harbi ile uğraşırken İttihatçıların sebeb oldukları hizipçil ik, fırka meseleleri, yeni seçim işleri arasında bunalmış kalmıştı. Alman imparatoru 2. Wilhelm dostumuzun(!) himmet ve hamiyyet perveraneleri(!) eserlerin den olan Trablusgarb savaşları yetmezmiş gibi bir de Makedonya da Malisörler meselesinin üst üne, Bulgar komitelerini teşvikle şimendifer(tren) yollarında, karakol ve kışlalar civarında bomba lar patladı. Bu defa da Bulgar komitelerinin (İttihatçı beylerin meşrutiyetin ilk günlerindeki kardeş leri)cinayete dönük davranışlarını dini mâbedlere de  ulaştırdılar. Bombalardan biri, İştip'de Câmiî Şerif altına kondu. Patladığında birçok Müslüman şehit oldu ve bir hayli de yaralanmaya şahit olundu. Bu vaziyetten galeyana gelen Arnavutların, hristiyanlardan beş kişiyi öldürmelerine, iki yüz kişi kadarınıdayaralanmalarına sebep olundu.

Malisör ve Bulgar komitelerinin meselelerinin üstüne gelen, Arnavut harfleri meselesiyle zâten karışmış olan Rumeli, Hakkı Paşa kabinesinin fâhiş hatası neticesi olarak Arnavutlardan silah toplamak, güya ıslahat yapmak vesilesiyle Arnavudları tehdid ve muhalif mebuslarını göz önüne alan İttihat ve Terakki cemiyeti, Arnavudlukta örfî idâre ilân ederek binlerce masumu, id âm, hapis, işkencelerle katletmek, sürgün, hakaret gibi ve bilhassa ellerinden silahlarını alma hakareti, bu kavmin çok, ama çok gücüne gitti. Kanundan ayrılamaz ve kanunu, şahsî menfaatlerini temin içinayaklar altına alamazlardı. Said Paşa bunlarla, kanundan şikayetçi hatalara düştü. Âyan meclisinde gizli müzakere sonrasında fesh etme talebini kabule, sevk etti ki,bu yönü hakikaten tetkike değer. Said Paşa kabinesi;35. madde müzakeresine böylece son vererek mebusan meclisini da ğıttıktan sonra, çoluk çocuk eline kalan memleket idaresini birçok vak'a bekler olmuştu. Fiemanillah. Kaynak: Abdülhamid Han'ın Şifre Katibi Mehmed Selahaddin anıları. Hazırlayan Metin Hasırcı Not: yazıda kitaptaki sayfa numaraları verilmiştir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.