Hava Durumu

‘SEN DOĞRU OL KEM BELASINI BULUR’

Yazının Giriş Tarihi: 16.01.2022 17:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.01.2022 17:00

 Dervişin biri eski İstanbul sokaklarında sürekli aynı tümceyi seslendiriyor ve;
-Sen doğru ol kem belasını bulur. Sen doğru ol kem belasını bulur. Diye diye dolaşıyormuş... Padişahın tebdil-i kıyafet çarşıda gezerken dervişin sözlerini duymuş, ilgisini çekmiş ve dervişe;
-Her gün sarayıma gel seninle muhabbet ederiz, demiş...
Dervişimiz ertesi gün sarayın kapısına gitmiş, padişahın karşısına çıkarılmış, sohbet muhabbet zaman geçmiş...  

Saraydan ayrılırken padişah dervişin cebine bir altın konulmasını emretmiş.
Sarayın dışında dervişimizi takip eden sahte derviş kılıklı biri yanına yanaşmış;
-Ya arkadaş, Padişah seni neden saraya davet etti? Derdi neymiş? falan filan bir yığın sorular sormuş.

Her gün bir altın aldığını da öğrenince ‘onun yaptığı işi ben de yaparım’ diye düşünmüş ve sormuş;
-Ya kardeş, her gün ben de seninle gelsem rahatsız olmazsın değil mi? demiş ve eklemiş;

-Belki Padişah bana da bir altın verir çoluk çocuğum nasiplenir.
Dervişimiz de;
-Padişahım kabul ederse neden olmasın sende gelirsin tabii, demiş.
Gel zaman git zaman padişah her muhabbet sonrası bir ona bir öbürüne birer altın verdirir olmuş.
Sahte derviş bir sabah gerçek dervişimizi çorba içmeye davet etmiş. Garsona da gizlice arkadaşının çorbasına bol sarımsak koymasını tembihlemiş.

Gerçek dervişin;
-Padişahımla muhabbet ederken kötü kokarım, sözlerine sözüm olarak da çare de üretmiş.
-Ağzına mendil tutarsın kardeşim, demiş.

O gün aynen böyle olmuş bizim derviş ağzını mendille örterek padişahla söyleşisini sürdürmüş.

Bu arada sahte derviş fırsat bulduğunda Padişahın kulağına eğilip,

- Efendim arkadaşım ağzını mendille neden kapatıyordu biliyor musunuz, ağzınız kokuyormuş o kokuyu duymamak için, demiş.
Padişah çok sinirlenmiş çağırın o dervişi demiş.

Gerçek dervişimize sarayın fırıncısına verilmek üzere bir pusula vermiş ve;
-Al bunu fırıncıya götür, demiş...

Okuma yazması yok tabii tam kapıdan çıkıp fırıncıya gidecekken sahte derviş;
-İstersen ver o pusulayı ben götüreyim fırıncıya, belki padişah ekmek lütfetmiştir, çocuklara götürürüm senin ekmeğe ihtiyacın mı olur? demiş.
Onunda okuması yok, pusula böylece sahte dervişin elinden fırıncıya ulaşmış.

Fırıncı kağıtta yazılan ‘bunu sana getireni kızgın fırına at’ emrini hemen yerine getirip sahte dervişi küt, alev-alev yanan kızgın fırına yollamış.

Ertesi gün gerçek derviş yine saraya gelmiş.

Padişah şaşırmış;
- Hayrola sen dün fırıncıya gitmedin mi?’diye sormuş...

Derviş de olanları bir-bir anlatmış...

Padişah dervişin kulağına eğilmiş ve;
-SEN DOĞRU OL, KEM BELASINI BULUR, demiş...

Kıssadan Hisse:

Birilerinin sırtına binip yükselme derdinde olan göz açıklar bir gün mutlaka bunun karşılığını bulur!

İnsanlara yük olmak kul hakkına girer...

Hak etmeden makam çalmak hırsızlıktır.

Yahut hak etmeden çıkar sağlamak da...

İmara açılmayan yeri ucuza alıp devletteki uzantı ile nüfuzunu kullanarak imara açtırmak, plan değiştirmek, getirim sağlamak hile değil mi, aldatma değil midir?

İş yapmadığı halde görevde kalarak, koltuk işgal ederek yüksek maaşla çalışıyormuş gibi yapmak çalmaktır.

Bir tarafta düşük ücretle iş bulamayan fakülte mezunları, diğer tarafta asgari ücretle zor koşullarda tehlikeli işlerde çalışan garipler varken; ömür boyu iş garantisi görülen kamu kurumlarında tembel-tembel oturmak kul hakkı değil mi?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.