Hava Durumu

SOSYAL YARDIMLARLA NEREYE KADAR?

Yazının Giriş Tarihi: 20.12.2020 16:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.12.2020 16:30

Geçenlerde okuduğum bir haberdeki veriler, ülkemizdeki gerçeği gözler önüne seriyor.

Tam 2 milyon 500 bin hane, bu ortalama 15 milyon kişi demek, sosyal yardımlarla yaşıyor.

Tam 43 kalemde yardım yapılıyormuş.

Eğitim, sağlık, gıda, kömür ve daha pek çok alanda.

Bu durum, vatandaşa devletin verdiği desteği değil, ülkede bir kesimin ne denli ihtiyaç sahibi olduğunu ortaya koyuyor.

Zor durumda olanlar yaşlılık aylığı, engelli aylığı, bakım parası, barınma parası ve bunun gibi yardımları alabilmek için çabalıyor.

Esasında bunlar gerçekten gereksinim duyanlara bir 'hak' olarak verilmeli.

Ama ne yazık ki, her fırsatta bir bir sayılarak sanki bir lütufmuş gibi gösteriliyor.

Milyonlarca kişi devletin verdiği bu yardımlarla geçinmeye çalışıyor.

Gelirin düşük olması, hayat pahalılığı, işsizlik bunda en büyük etken tabi ki.

Bu konudaki önemli sorun, gerekli şartları taşımayanların da sosyal ve ekonomik yardım almaları.

İş sıkı tutulmuyor, denetimler iyi yapılmıyor olacak ki, araştırmada bu sonuç çıkmış.

Engelli olduğuna dair kurul raporu olmayan bireylerin ya da çocuk yaştakilerin dahi bu yardımlardan yıllardır yararlandığı tespit edilmiş.

Sistemde denetim boşluğu olduğu gibi, bu sistemi suistimal edenler de var malesef.

Tek tek kontrol edilse, belki de yarısının haksız olarak bu yardımları aldığı ortaya çıkacak.

Kısmi engelli olanların bile, evde bakım parası adı altında ödenen yardımları aldığını biliyoruz, duyuyoruz.

Hatta öyle ki, yıllardır yaşlı annesine, babasına bakmayanlar, engelli kardeşiyle ilgilenmeyenler, sırf bu yardımlardan yararlanmak için onları yanlarına alıyorlar.

Evde bakım parası, engelli aylığı, yaşlılık ödeneği, internette en çok araştırılan konulardan.

Bu işin çivisi çıkmış durumda.

Destek elbette çok önemli ama, demek istediğim, gerçek ihtiyaç sahipleri belirlenip, tüm geçerli evraklarına karşılık bu yardımlar bir 'hak' olarak verilebilir sadece.

Ama dediğim gibi, hem siyasilerce bir lütufmuş gibi aksettiriliyor, hem de vatandaş tarafından boşluktan yararlanıp suistimal ediliyor.

Hazıra, yardıma, üretmemeye, çalışmamaya alıştırmak doğru değil.

Sosyal yardımlarla nereye kadar?

Politikacılar bunu yaparak, bir açıdan oy potansiyellerini ellerinde tutma amacı güdüyorlar.

“Yardımlarımızla yetinsinler, sormasınlar, sorgulamasınlar, bize bağlı kalsınlar” diye düşünüyorlar.

Böyle olmadığını savunuyorlarsa o zaman ispatlamalılar.

Eğer amaçları insanların yaşam ve ekonomik şartlarını iyileştirmekse, o zaman asgari ücrete, işçi, memur ve emekli maaşlarına yeterli düzeyde artış yapmalılar.

Bu durumda kimse de yardımların peşine düşmez. Olması gerektiği gibi, gerçek hak sahipleri yararlanır sadece.

Ülkemizde yoksulluk ve eğitimsizlik kader olmaktan çıkarılmalı artık.

Birkaç şehre yoğunlaşmak yerine, sanayi tesisleri, fabrikalar, üretim merkezleri, ülkenin dört bir yanına yayılsa, tarım ve hayvancılık desteklenip güçlendirilse, hem oradaki insanlara iş sahası açılır hem de birçok alanda gelişime katkı sağlar. Millet köyünden, kentinden de uzaklaşmaz. İş, aş, eğitim, sağlık için başka şehirlere göç etmek zorunda kalmaz.

Gelişmiş ülkelerde gördüğümüz, ülkenin dört bir yanının da aynı refah seviyesinde olduğu.

Siyasetçilerin bakış açıları, vizyonları çok önemli. Tabi bir de iyi niyetli olmaları.

Velhasıl, insanları yardıma muhtaç hale getirmeden, iş sahaları açarak, ekonomiyi düzelterek, yaşam standartlarını yükselterek ilerler bu ülke.

Başka türlü yol alınmaz.

Bir kesime kuru ekmek reva görülüyor, diğer kesim serpme kahvaltı yapıyorsa, yanlış giden bir şeyler var demektir.

Bu adaletsizliği gidermek devletin görevi.

**********

Günün Sözü

“Eli görmeyen kişi

yazıyı kalem yazdı sanır.”

Mevlana

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.