Hava Durumu

TARIM ŞURASI’NIN GETİRECEKLERİ… (1)

Yazının Giriş Tarihi: 11.11.2020 17:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.11.2020 17:10

Salgının dünyada yarattığı deprem, tarımın önemini ortaya koydu.

Koronavirüs salgını, tüm canlıların sağlığının birbirleriyle bağlantılı ve bir bütün olduğunu bize yeniden anımsattı.

Başlarda küresel bir sağlık sorunu olarak görülen COVID-19, artık ekonomik, sosyal ve siyasi boyutlarıyla daha çok konuşuluyor.

Zira salgının etkilerini tüm sektörlerde yaşayarak deneyimliyoruz.

Öyle ki, ABD seçimlerinde denebilir ki, Trump’ın başını koronavirüs salgını yedi!..

Avrupa’da 1. dünyada 7. sırada olan tarım, Türkiye’de de daha çok önem kazanmakta.

Daha çeyrek yüzyıl önce, 90’lı yılların ortalarında 50 milyonluk bir nüfusu besleyen topraklarımız bugün 85 milyon nüfus, 5 milyon göçmen ve geçtiğimiz yıl 50 milyona yakın yabancı turist olmak üzere, yaklaşık 3 misline yakın, 140 milyon insanı doyurabilmekte.

Ancak artan nüfus ve salgının getirebileceği gıda güvenliği sorunu gelecek adına herkesi düşündürmekte.

Sağlığımızı korumanın sağlıklı beslenme ile olası olduğu dikkate alındığında, salgın günlerinde gıda güvenliğinin önemi daha da artıyor.

* * *

Peki, Koronavirüs salgını küresel düzeyde tarım ve gıdayı nasıl etkiliyor?

Neden gıda kıtlığı ve gıda krizi sözcüklerini daha sık duymaktayız?

İçlerinde Dünya Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) de olduğu Küresel Gıda Krizleri Ağı’nın geçtiğimiz ay açıkladığı 2020 yılı raporunda, 55 ülkede 135 milyon kişinin gıda güvencesi açısından kriz düzeyinde ya da daha kötü durumda olduğu; salgının da etkisiyle daha ciddi sıkıntılar yaşanabileceği vurgulanıyor.

Rapor özetle, koronavirüs salgınına karşı gerekli önlemler alınmadığı takdirde gıda krizine ve küresel düzeyde kırılgan gruplar üzerinde yaratacağı etkiye dikkat çekiyor.

Buna karşın Türkiye’de ise resmi makamlar koronavirüs nedeniyle gıda krizi riski yaşanmayacağını, salgının tarım ve gıdada olumsuz etkilerini en az yaşayacağını belirtiyorlar

Ancak, “Dünyayı Bir Bütün Olarak Düşünmemiz Gereken Bir Dönem” olması nedeniyle tedarik zincirindeki aksaklıklar bu ürünlerin üretimini aksatabilir mi bilinmez.

Bu ürünlerin bir bölümü emek yoğun üretiliyor, hatta mevsimlik işçi kullanımı çok yoğun.

Ne ki, Türkiye bu konuda aldığı kısıtlama önlemlerinde tarımdaki bu kesimlere muafiyet tanıyor.

* * *

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 18-21 Kasım 2019'da gerçekleştirilen Tarım Şurası’nda alınan tavsiye kararlarını ve bunun yaşama geçirilmesine ilişkin eylem planlarını açıklamıştı geçmiş aylarda.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sonuçlarını açıkladığı şura kapsamında 38 eylem planı belirlendiğini hatırlatan Pakdemirli, bu yıl 38 eylemin tamamına başlanacağını ancak bazıların 2021, 2022 ve 2023 yıllarında biteceğini belirtmişti.

Bu eylem planları ile Türk tarımında neler olacak, neler değişecek peki?

Çiftçi bir yıl önceden ne üreteceğini bilecek, söz gelimi…

Tohumdan sofraya dijital değer zincirine ilişkin bir bilgisayar ve yazılım sistemi kurulacak, üretim ve tüketimde her adım takip edilecek.

Sözleşmeli üretim ve alternatif destekleme modelinin oluşturulması ve uygulanması sağlanacak.

Sözleşmeli üretim desteklenecek ve destekler daha etkin kullanılacak yani.

Nüfus artmakta ve ekilebilir alanlar da azalmakta.

Bu nedenle de birim alanda daha az masrafla daha fazla ürün üretilmesi gerekiyor.

Yarın bu konuyu sürdürmek dileği ile…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.