Hava Durumu

UMUTLAR VE GERÇEKLER

Yazının Giriş Tarihi: 25.07.2021 16:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.07.2021 16:19

Son yıllarda yüz yüze geldiğimiz konular genelde aynı…

Nedir bunlar?

Üretim azalıyor, ihracat artıyor…

Türkler elindekileri satıyor, yabancılar ise değersizleştirilmiş Türk Lirasını fırsat bilip; sürekli alım yapıyor

Dolayısıyla gelir azalıyor, borç artıyor…

Ve tabi özellikle son zamanlarda milletimizin zihnini kurcalayan mesele:

Bu ülkenin devlet ve vakıf okullarında yetişmiş pırıl pırıl Türk gençlerinin ülkeyi kalıcı olarak terk etmesi ve maalesef okuma yazma dahi bilmeyen erkek mültecilerin ülkemizde yine kalıcı olarak yer edinmesi…

Ülkenin demografik yapısının özellikle gelecek nesillerimiz için açık bir şekilde tehdit altında olması. 

KKTC’de beklediğimiz müjdenin petrol bulunması, KKTC’nin belli başlı ülkeler tarafından tanınmış olması idi.

Beştepe Külliyesi, Marmaris’teki yazlık saray, Bitlis Ahlat Külliyesi, Kanal İstanbul’dan sonra milletin ekmek kazanmasının giderek zorlaştığı bu günlerde bir müjdeli bir haber olarak Kıbrıs’a yapılacak külliyenin haberini aldık…

Bunlar mevcut hükümetimizin “çok başarılı’’ olduğu beton ve çimento ekonomisinin ürünleridir...

İnsanın aklına gerileme dönemindeki varisi olduğumuz Osmanlı Devleti geliyor…

*

Bunlar ülkemizin mevcut hükümetinin başarısız olduğu konulardan sadece bir kaçı…

*

Tüm bunlar aslında muhalefetin elini oldukça güçlendiriyor. Keza Kılıçdaroğlu yer yer bu rüzgârı çok başarılı bir şekilde arkasına alıyor.

Memleketine sahip çıkan, sorumluluk almaya hevesli bir lider şeklinde tweetlerini görüyoruz.

Söylemleri Yunanistan’da Türk düşmanı olan isimlerin de tepkisini çekiyor. Bu durum iç politikada kendisine puan kazandırıyor. 

CHP liderinin Kuva-yi Milliye geleneğinden bahsedip sahiplenmesi bütünleştirici ve heyecanlandırıcıdır.

Çünkü Kuva-yi Milliye ruhu Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini atan birlikteliğimizi sembolize eden, fevkalade kıymetli harekettir.

*

Fakat bunun yanında partinin ünlü ve önemli simalarından Canan Kaftancıoğlu Kurban Bayramı üzerinden yaptığı söylemlerle gündeme geliyor.

Çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede kurban kesmenin vahşet olduğu söylemi ya da çeyrek domuzu kısa sürede tükettiğinden bahsetmiş olması, et yemeyi seven birisi olduğunu bildiğimiz birisinin, birilerinin güç bela uğraşarak edindiği kazanımları yok ediyor.

Kendileri değerli bir insan olabilir lakin Türkiye’de siyaset yapan birisi nasıl böyle hatalara düşebiliyor, hayret verici…

*

*

*

Sinek küçüktür ama mide bulandırır.


 

Türkiye ve Suud Dışişleri Bakanları ikili görüşmede bulundu. 

Fotoğrafa bakar bakmaz, Türk bayrağının geniş ölçekli halinin bulundurulmadığını fark ettim.

Şunu söylemek gerekir ki; bu tarz diplomatik görüşmelerde her unsurun eşit koşulda bulundurulması yazısız bir gelenek ve kuraldır.

*

İşte biz maalesef parlatamadığımız forsumuza saygısızlığı bu fotoğrafta da gördük.

Aynı Suud Bakan’ın başka ülkelerle görüşmelerinde, hem de yakın zamanda ki bunu maskelerden de anlayabiliriz, mütekabiliyete uygun, eşit, simetrik bayrak düzeniyle görüyoruz.

Dışişleri milletimize, Türk saygınlığını yaşatmakla sorumlu bir kurumdur.

Bunun üzerine eğilip, Türk Pasaportu’nun değerini artırmaya yönelik çalışmalar içerisinde olduğuna inanmak istiyorum…

*

*

*

Hayalet Havaalanları ve Harcanan “Gavur’’ Parası


 

Havacılık üzerine yayın yapan bir internet sitesinde gördüğüm bir haber var.

Bu site spesifik olarak bu alanda yayın yapıyor. Bunu söylüyorum; çünkü bizim malum basınımızda bu haberler pek yer almıyor, biliyorsunuz.

Öncelikle, Kütahya Zafer Havaalanı’na uçak inmemesi ve harcanan maliyetleri yakın zamanda gündeme gelmesi dolayısıyla hatırlarsınız…

 Yeni kahramanımız Balıkesir Havaalanı... 18 aydır tek bir uçak dahi inmemiş.

Akla mantığa sığmıyor!

O zaman neden bu havaalanı yapıldı?

Yapılırken hiç mi sorulmadı, efendim burası ne kadar işlek olacak ve ne işe yarayacak diye?

Fakirin vergisinden çıkacak… O da çok sorgulamıyor zaten diye düşünülüyor sanırım…

Lütfen ama lütfen Cumhuriyet kavramının farkına varıp, yapılanları sorgulayıp, bu millete yakışır şekilde istişarede bulunalım!

*

E Balıkesir’e inlerin cinlerin ineceği bir havaalanı yaptık, tamam.

 Peki Dünya’nın en büyük metropol şehirlerinden biri olan İstanbul’un zaten sahip olduğu ve bizim de milletçe sahip olduğumuz en büyük değerlerden Atatürk Havalimanı neden kapatıldı?

Neden bir pistine pandemi hastanesi yapıldı?

İstanbul’da pandemi hastanesi yapılacak başka yer kalmadı mı?

Memleketin en çok çalışan havalimanının pistine bu hastane yapıldı!

*

Sabiha Gökçen’de slot yok! Yeni havalimanı, Allah razı olsun, gerekliydi. Transfer uçuşlar için çok yerinde oldu ama lütfen kurulu ve işleyen düzenleri bir başkalarının çıkarları olsun diye yıkmayalım!

Bu millet fakir bir millettir, cefakâr bir millettir.

Yazlık mekânlarda para harcayan ve son derece lüks yaşayan azınlığı göz önüne koyarak, göz boyamaktan kaçalım!

Gavur parası değil, harcananlar alın teridir!

*

*

*

21. yüzyıl Kavimler Göçü


Şöyle bir bakıyoruz ve görüyoruz Müslüman ülkelerin çoğundan akın akın Hristiyan halk yapısına sahip Avrupa’ya bir göç ve orada yaşama hayali var.

Burada sadece Suriyeliler ve Afganlardan bahsetmiyorum. Türklerden, Senegallilerden, Mısırlılardan, İranlılardan, Suudlardan, Pakilerden, Hintlilerden de bahsediyorum. 

*

Bu ülkelerin topraklarının emperyalistlerden kurtarılması için kanlar akmadı mı?

Niçin oldu bunlar? Bu milletler kendi benlikleri, kendi dinleri, kendi kuralları, gelenekleri ile yaşayabilsin diye.

Mısır’da ve Hindistan’da, İngilizlerden kurtulmak için direnişler oldu.

Türkler cümle cihan ile savaştı…

Bugün o kişilerin torunları ise o emperyalistlerin ülkesinde, kendine edinecek bir yer arıyor.

*

Hiç kimse kusura bakmasın sorun İslam dininde değildir.

Sorun insandadır. Dini algılayamamış, anlamamış, sorgulamamış, riyakâr toplumların oluşmasındadır! 

Biruni 27 yaşındayken, 18 yaşındaki İbn-i Sina ile yazılı bir münakaşaya giriyor. Konu ışığın sürati ölçüsüz müdür. Yani namütenahi midir, yoksa ölçülebilir mi?

Tarihte çok sayıda Müslüman bilim adamı olduğunu biliyoruz ve bu kişiler aynı zamanda din alimidir!

Bu örnekle sormak lazım nereden nereye?

Müslüman ülkelerde sefalet, yokluk, cehalet, çağdışı kalmışlık kol geziyor.

Çünkü İslam’ı yaşamıyorlar.

En basitinden, titiz hijyen kurallarına sahip İslam dininin temizliğine uyulmamasından dahi bu görülebilir.

Sıkıntı eğitimsizlikte ve bu eğitimsizliğe sebep olan yönetimlerde.

Sıkıntı öğretilmemesinde!

Bence İslam’ı yaşayan ülkeler tabi ki Müslüman olmasalar da yaşam biçimi olarak İskandinavya, İzlanda ve İsviçre gibi İslam’ın önemsediği insan haklarının, etik değerlerin, saygının, sevginin nitekim daha gelişmiş olduğu bölgelerdir. 

Geçenlerde gördüğüm George Washington Üniversitesi’nin İslamik endeksi de adeta bunu kanıtlar nitelikte oldu ve bunu gördüğüme hiç şaşırmadım.

Sapla samanı karıştırmamakta fayda var.

*

Herkesin Kurban Bayramı’nı en samimi duygularımla kutluyorum.

Hak ettiğimiz adil ve huzurlu düzene ulaşma dileğiyle...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.