Hava Durumu

YUNANİLERE HATIRLATMA

Yazının Giriş Tarihi: 06.11.2021 16:31
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.11.2021 16:31

Günümüzden 30 küsur sene evvel ‘1897’de vuku bulan ‘2. Abdülhamid Han ve Osmanlı-Yunan Muharebesi’ adlı kitabı neşr etmiştim. Bu eserin bana göre kaynağı Merhum Ziya Şâkir Soku'dur. Onun bu çalışması 1944'de neşredilmiş ve merhum Muallim Gücüyener neşriyat, bu kitaba nâşir olmuş. Ancak; 1944'den 1989'a kadar geçen zaman diliminde, güzel Osmanlıcamızın evvelâ 1928'de Latin harflerine geçildiğinde canına okunurken, TDK (Türk Dil Kurumunun) Öz Türkçecilik adına, yapılan kültür katliamı, 45 sene sonra okuyacak genç neslin pek az bilinen, öte yandan ne hikmete(!) istinat ediyorsa, ‘1313-1897 Osmanlı-Yunan Muharebesi’ diğer bir adıyla ‘Dömeke Meydan Muharebesi de diyebileceğimiz Yunanileri kahkari bir bozguna uğratan, Orduy-u Osmani'nin Atina kapılarına dayandığında, Moskof Çârı’nın biz ettik, siz etmeyin diyen telgrafı Cennetmekân Sultan 2. Abdülhamid Hân hazretlerinin eline ulaşmasaydı ve o büyük dahinin, telgrafı okur okumaz, çektirmiş olduğu yıldırım telgrafla, Alasonya Ordularının kumandanı Müşir Gâzi Etem Paşa’yı durdurması, padişah-ı cihana yapılan "aman şevketlim bırakın Atina’ya dalınsın" dendiğinde, Koca Sultan'ın muhteşem cevabı:

"Bizi durduracak bir kuvvetle durmaktan ise, yakaran
bir telgrafla merhamete gelip, durmamız, daha akıllıca bir
davranıştır!" oldu. Bugün bu ifade daha iyi tefekkür edilmelidir demişti. Öteden beri ki, bu hal 1699 Karlofça antlaşmasıyla başlamıştır. Pırıl pırıl zaferlerimiz, düşmanın uğradığı bozgun, konferanslar sonunda, akt edilen antlaşmalarda, savaş meydanı galibiyeti bize bırakılmış, fakat diplomasi masası, kefere-i fecerenin konferanslarda, bir ve beraberlikleri, mutavassıt devletler temsilcileri, bizim elçilik heyetlerini, ketenpereye getirip, masadan mağdur kaldırmayı her zaman başarmışlardır.
Meselâ; Yunanistan Osmanlı devletini hiçbir zaman yenemediği halde,
bütün topraklarını bizden almak suretiyle genişlemiş, 1812'de, Osmanlı devletinden istiklaliyet alma harekâtına başladıktan bu tarafa
bugünkü toprak mesahasına 208 senede gelmiştir. Nitekim; Eski
Bakanlarımızdan Namık Kemal Zeybek Bey’in, 2011 senesi genel seçimleri esnasında yapmış olduğu açıklamasına göre, 2004'de bize ait olduğu söylenilen, Bulamaç ve Eşek Adalarını almış, birini askeri üs diğerini turizm tesisi olarak kullandığının yanında, Akdenizle ilgili
görevlilerimize sorulan bu duruma, bu iki adanın ihtilaflı adalar
olduğu şeklinde cevaplanmış, sorunun Dışişleri Bakanlığı’na sorulması
tavsiye olunmuştur.
Diğer bir husus; bilindiği gibi, 1293-1877 Osmanlı-Rus Savaşı çok ağır
bir mağlubiyetimizdir. Moskof, Yeşilköy'e kadar gelmiştir. Sulh
Avrupa devletlerinin araya girmesiyle sağlanabilmiştir. Bu hengâme de İngilizler bu hususta çabalarını bahşiş niyetine Kıbrıs’ı talep
etmişler, hariciyemiz bahşiş protokolünü hazırlamış ve Kıbrıs
İngilizlere verilirken, protokolü okuyan Sultan Hamid, mor kalemle
bir, Hamiş yazıp: "Kıbrıs’ın, mülkiyeti hukuk-u şahanemde kalmak üzere, İngiltere’ye tuz parasına, 60 yıllığına kira ile verilmiştir" diye
yazmak suretiyle elimizden tamamen çıkmamasını, böylece temin etmiş olduğunu zikretmiş olalım.
Sayın Demirel merhumun, bu ülkeye en mühim yardımı, 1999
senesi Ocak 27'sinde, "Osmanlı dönemine büyük yanlışlar izafe ettik.
Onları aslı faslı olmayan suçlamalar ile milletin gözünden düşürme
metodunu uygulayarak rejimi, nesillere kabul ettirdik. Artık; rejim
kuvvetli bir hali iktisap etmiştir. Bundan dolayı bu yanlışları
ortadan kaldıracak doğruların milletimize anlatılmasını sağlayacak
imkânlar temin etmeliyiz" meyanında beyanlarda bulunmuştu.
Fâkir-i pür taksir bendeniz, 1984'de elinizdeki ‘Abdülhamid Han ve
Osmanlı-Yunan muharebesi adlı kitabımı Milli Gazetede tefrika halinde neşrettirmiş ve Milli görüş câmiasının nazarı dikkatini çekip, adeta bizim böyle bir zaferimiz var hatırlatması yapmıştım.
2011 genel seçimleri esnasında muttali olduğumuz tarihten eski Kültür bakanlarımızdan Sayın Zeybek'in ifşaatından Yunanilerin Adalarımıza tasallutuna dair ifadelerinin gereğini defaatle yazı konumuz olarak nazarı dikkate alınmasını hatırlatmıştık. Bu yazımızla okurlarımıza Yunanilerin hadlerini bilmeleri lazım geldiğini diplomasi masasında da kabullenip zimmetine geçirdiği Adaları terk etmesi gerektiğini idrak etmelidir. Fiemanillah.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.