Zor zamanlardan geçiyoruz. Hem kişisel hayatımızda hem de toplumsal olarak bir çok musibetlere katlanmak zorunda kalıyoruz. Ekonomik zorlukların yanısıra, sel, deprem ve heyelan gibi doğal afetler ile virüs salgını ile uğraşıyoruz. Tüm sorunlar bunlar olsa iyi, komşularımızda yaşanan sıkıntıların yükü de bize kalıyor. Başta Irak, sonra Suriye, şimdi de Azerbaycan’da yaşanan olaylar ile doğrudan veya dolaylı olarak etkileniyoruz.

Oysa zamanın birinde ünlü bir yönetmen kazandığı ödülü alırken “yalnız ve güzel ülkem” demişti. Öyle mi gerçekten? Güzel olmasına güzeldir ülkemiz ancak yalnız olmadığı çok açıktır. Bir ülke yalnız olsa idi bu kadar sıkıntıya düçar olmazdı herhalde. Komşusunun derdi ile dertlenmezdi, Gardaş’ına sahip çıkmazdı. Yeryüzünde ne kadar mazlum varsa yardım eli uzatmazdı.

Günümüzün dünya düzeninde güçlünün sesi gür çıkıyor ve birçok ülkeye istediğini yaptırabiliyor. Birçok mazlum ülkeye baskı kurabiliyor zamanın güçlüleri. Bu egemen ve güçlü devletlerin de artık sonu geliyor. Uzun bir süre ABD tek ve tartışılmaz güç iken bu gün artık Çin gücünü de dişini de gösteriyor. Yarınlar da bu daha da farklı olacaktır. Yine zamanın güçlü devletleri olan AB ülkelerinin artık eskisi gibi güçlü olmadıkları ve istedikleri gibi at koşturamadıkları ortadadır. Fransa eski sömürgelerinde bile kovuluyor artık. İtalya’nın esamisi okunmaz oldu artık. Biraz Almanya ve belki biraz İngiltere’nin sesi çıkıyor ise de diğerlerinin kendi başlarına hiçbir şey ifade etmedikleri ortadadır.

Oysa Türkiye, tüm sıkıntılara rağmen, yaşanan onca zorluklara rağmen, Suriye’de yaptığı üç askeri harekâta rağmen ve daha öncesinde ülke içerisinde yaşadığı darbe girişimine rağmen her geçen gün güçlenmeye devam ediyor. Hem askeri gücü olarak hem de ekonomik olarak büyümeye devam ediyor. Rakiplerine nazaran ve anlı şanlı devletlere nazaran büyümedeki rakamlar çok iyi. Tabi bu iyi kelimesi diğer ülkelere nazaran iyidir çünkü tüm Dünya’nın etkilendiği ekonomik krizin etkileri henüz geçmeden Covid-19 belası ekonomik göstergeleri tersyüz etti. Tüm ülkeler ziyadesi ile etkilendi. Ancak Türkiye’nin etkilenmesi diğerlerine nazaran daha az oldu.

Geçen zaman zorluklar ile mücadele ederek geçti. Her şeye rağmen insanlıktan, iyilik etmekten vazgeçmedik. Yardım elimizi uzatmaktan çekinmedik. Daha dün Türkiye Somali’nin IMF’ye olan 3 milyon dolarlık borcu ödeme kararı aldı. Bizim için küçük olsa da Somali için çok büyük bir yardım bu. Bu yardımlarımızın karşılıksız kalacağını zannetmiyorum. Güzel ülkeme yalnız olmadığı hissettirecek bir zamanda geri dönecektir tüm bu yardımlar.

Azerbaycan kardeşliğimizi nasıl gösterdiğimizi gördü. Bundan sonraki süreçte bize destek vermekten çekinmeyecektir. Bu Türk devletleri arasında kurulacak olan gerçek kardeşlik bağının ilk adımı oldu. Diğer Türk devletleri de bunun farkına varacaklardır. Bu kardeşlikten ne kadar büyük bir güç doğacağını er ya da geç göreceklerdir. Daha önceleri bu Türk birlikleri oluşturulması konuşulurken hayal gibi gelirdi. Şimdi gerçekler ortaya çıkıyor, kardeşlik her şeyden önce gelir ve başı dara düşenin ilk yardımına kardeşi koşar. Azerbaycan gördü ki diğer tüm devletler çıkar gözetirken Türkiye sadece ve sadece kardeşlik gözetti. Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan hatta Türkmenistan da bunu anlayacaklar. Bazı ülkeler kendilerini kapatmışlar, biz kimseye karışmayacağız bize de kimse karışmaz gibi düşünüyorlar ancak, günümüz dünyası vahşi doğadan daha kötü bir haldedir. Güçlü olan zayıf olanı en küçük bir menfaati için ezmeye çalışıyor ve günü geldiğinde zayıf olanlar mutlaka ezileceklerdir.

Bu içinden geçtiğimiz yıllar zorlu geçiyor. Menfaatler ve çıkarlar ön planda, insanlık ölmüş. Klişe laflar ama gerçekler bunlar. Bu zamanda insanlığı adaleti ve iyiliği yapan ve yayan gelecek yılların efendisi olacaktır. Bakalım zaman neyi gösterecek?