Eski eşi Pelin'i yerdeyken silahla vuran Eroğlu'na müebbet!

56 yaşındaki Mehmet Eroğlu, 3 yıl önce boşandığı eski eşi 47 yaşındaki Pelin Ceylan'ı, sokak ortasında tabancayla vurarak öldürdü. Olay, hem şiddetin hem de kadın cinayetlerinin ülke genelindeki artışıyla ilgili büyük endişeleri yeniden gündeme getirdi.

Olay, 12 Aralık'ta Ankara'nın Çankaya ilçesindeki bir market önünde meydana geldi. Mehmet Eroğlu ile Pelin Ceylan, tesadüfen karşılaştı. Ancak bu tesadüfi karşılaşma, kısa sürede bir tartışmaya dönüştü. Tartışma büyüdü ve Eroğlu, yanındaki tabancayla Ceylan'a ateş etti. Olayın şokunu yaşayan çevredekilerin ihbarı üzerine polis ekipleri hızla olay yerine ulaştı.

Ancak dehşet burada sona ermedi. Yere yığılan ve ağır yaralanan Pelin Ceylan, bir el daha ateş edilerek vuruldu. Olayın ardından katil zanlısı olan Mehmet Eroğlu, kaçmaya çalışırken polis tarafından yakalandı. Yapılan tıbbi müdahalelere rağmen Pelin Ceylan, 12 gün boyunca yaşam mücadelesi verdi, ancak hayatını kaybetti.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu vahim olayın ardından Mehmet Eroğlu hakkında 'eski eşi kasten öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 'ruhsatsız silah taşımak' suçundan da 2 yıla kadar hapis cezası talebiyle dava açtı.

Mehmet Eroğlu'nun mahkeme süreci sonunda bugün karar duruşması gerçekleştirildi. Tutuklu sanık Eroğlu ve taraf avukatları, Ankara 16'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktılar. Duruşmada sanığa son sözleri sorulduğunda, beklenmedik ve dikkat çekici bir ifade ortaya çıktı.

Mehmet Eroğlu, savunmasında, "Bu davada tamamen suçsuzum, zor durumda kaldım. Bundan 10 sene önce kadın cinayeti mi vardı? Namus ne zamandan beri kadın cinayeti olmuş? Keşke öfkeme hakim olsaydım" şeklinde ilginç ifadeler kullandı. Bu sözler, duruşma salonunda büyük şaşkınlığa neden oldu.

Mahkeme, yapılan tüm değerlendirmelerin ardından Mehmet Eroğlu'ya 'eski eşi kasten öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 'ruhsatsız silah taşımak' suçundan 1 yıl 30 gün hapis cezası verdi. Sanık hakkında 'takdiri indirim' ve 'haksız tahrik' hükümleri uygulanmadı.

Bu olay, Türkiye'deki kadın cinayetleri ve şiddet vakalarıyla ilgili kamuoyunun daha fazla dikkat çekmesine ve bu tür suçların caydırıcı cezalarla karşılanması gerektiği tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin son bulması için toplumsal bilincin artırılması ve hukuki önlemlerin alınması için çaba gösteren pek çok kuruluş ve aktivist, bu olayı da tüm topluma bir kez daha hatırlatmış oldu.

HABER:İSMAİL KEMAL KEMANKAŞ