Hava Durumu

Bursa Barosu Başkanı Av. Metin Öztosun: “Adalet haksızlık etmek değildir”

Bursa Barosu, 5 Nisan Avukatlar Günü’nü deprem felaketinde kaybedilen, katledilen, hapsedilen avukatlara adadı.

Haber Giriş Tarihi: 06.04.2023 12:26
Haber Güncellenme Tarihi: 06.04.2023 12:26
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenimarmaragazetesi.com/
Bursa Barosu Başkanı Av. Metin Öztosun: “Adalet haksızlık etmek değildir”

HABER / FATMA ÖZTÜRK

Bursa Barosu Başkanı Av. Metin Öztosun, geçen yıl “Avukatlar Günü’nü kutla(ya)mıyoruz” demelerine sebep olan sorunların çözümü için somut bir tek adım atılmamışken, mevcut sorunların üzerine deprem felaketinin yarattığı çok ağır ve yeni sorunlar eklendiğini söyledi.

5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle Bursa Barosu’nca Adalet Sarayı Bayrak Alanı’nda tören düzenlendi. Bursa Barosu kurulları ile avukatların katıldığı tören, Başkan Av. Metin Öztosun’un YK genç temsilcileriyle birlikte Atatürk Anıtı’na çelenk sunmasıyla başladı. Bursa Büyükşehir Belediyesi Bandosu’nca çalınan İstiklal Marşı’nın ardından konuşan Öztosun, depremden ağır şekilde etkilenen illerimizde avukatlık faaliyetini fiilen sürdürmenin çok daha zor hale geldiğini belirtti. Öztosun “Deprem bölgesindeki barolarımıza kayıtlı 17 bin 964 avukat ve 3 bin 762 stajyer avukat meslektaşımız, depremin sonuçlarından doğrudan etkilenmiş; 10 bine yakın meslektaşımızın ev ve/veya ofislerinde ağır hasar meydana gelmiştir” dedi.

Bursa Barosu Başkanı Öztosun, “2017 Anayasa değişikliğiyle devletin tüm kuvvetleri örtülü olarak yürütmede birleşti. TBMM’nin fonksiyon kaybı arttı, yürütmeyi denetleme fonksiyonu kalmadı, yasama fonksiyonu şekli bir hal aldı. Sosyal medya linç, ihbar ve jurnal alanına dönüştü, baskı ve yönlendirmelerle yargı, ceza ve usul yasalarını alt üst eden kararlar verdi. Düşünce ve ifade özgürlüğüne, toplantı ve gösteri haklarına yönelik kısıtlamalar ve hukuka aykırı müdahalelerle ülkemiz daha baskıcı ve daha totaliter bir rejimin kıskacına alınmaya çalışıldı. Demokrasinin vazgeçilmezi siyasal özgürlüğe hukuka ve demokrasiye aykırı müdahaleler oldu. Cumhuriyetin temeli olan laiklik ilkesinden uzaklaşıldı, naslara, dogmalara göre yönetimsel kararlar alındı. Kadın haklarını geriletmek isteyen çağdışı anlayışlara, tarikatlara prim verildi. Çevre ve doğa katliamları devam etti. Çocuk istismarı, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri her geçen gün arttı. Kadını koruyan İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece yarısı kararnamesiyle TBMM iradesi hiçe sayılarak Anayasa’ya aykırı bir şekilde çekilme kararı verildi. Cumhuriyet kazanımları, laik demokratik hukuk devletinin temelleri aşındırılarak kullanılmaz hale getirilmek istendi. Demokrasinin temeli olan; demokratik kitle örgütleri, sendikalar, meslek örgütleri bilimin, aklın ve adaletin sesi olarak bulundukları beyanlar ve itirazlar sebebiyle yürütme tarafından kriminalize edildi ve düşmanlaştırıldı. Hukuk güvenliği kalmadı. AİHM kararları tanınmadı. Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı tartışmaya açıldı, hatta mahkemenin kapatılması dahi dillendirildi. Tüm bunları üreten mevcut anayasal sistem hukuki, sosyal ve ekonomik krize yol açtı ve bunun mesleğimize yansıyan maddi, manevi çok ağır sonuçları ortaya çıktı” dedi. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.