Hava Durumu

#Acıbadem

Yeni Marmara Gazetesi - Acıbadem haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Acıbadem haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Doç. Dr. Mehmet Fatih Karakaş:  "Covid pıhtıya neden olabiliyor"  Haber

Doç. Dr. Mehmet Fatih Karakaş: "Covid pıhtıya neden olabiliyor" 

 Acıbadem Kayseri Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Fatih Karakaş, belli bir yaşın üzerinde spora başlayanların kalp sağlığına baktırması gerektiğini belirterek, "Spor yaparken gelişen ani ölümlerin nedeni, tanı konulmamış kalp hastalığı olabilir" dedi.   Spor yaparken ani ölüm olaylarının son zamanlarda çok sık duyulmaya başladığını söyleyen Doç. Dr. Mehmet Fatih Karakaş, "Ani ölümleri medyadan çok sık duymaya başladık. Bu haberler de haklı olarak toplumda endişe oluşturuyor. Akıllara ‘Sağlıklı görünen genç yaştaki insanlar neden aniden kaybediliyor?' sorusu geliyor. Herkes kendisi için de, sevdikleri için de bir endişe duyuyor. Bu sorulara çoğu zaman bu ani kalp ölümlerinin kalp krizine mi bağlı olduğu, artış gösterip göstermediği, kimlerin risk altında olduğu, pandeminin de etkisi var mı gibi sorular ekleniyor. Peki aslında durum nedir? Bu soruları yanıtlamak için öncelikle kalbin çalışma sistemini anlamak gerekiyor. Kalp anne karnında oluşan ve çalışan ilk organımızdır ve bir ömür boyu durmadan çalışmaya devam eder. Bir dakikada vücudumuzdaki tüm kanı hem akciğerlere hem vücuda pompalayarak hayatımızı devam ettirmemizi sağlar. Peki kalp tek başına çalışır mı? Kalp bu işleri yaparken, kanı pompalarken kalbin kasları, kalbin kapakları, kalbin elektriksel sistemi ve kalpten çıkan damarlar bir arada çalışır. Bir arada durmadan sürekli çalıştığı için de bir enerjiye ihtiyacı vardır. Bu enerjiyi sağlayan kalbin kendisini besleyen koroner damarlar denilen damarlar, kalbin düzenli çalışması için gereken enerjisini sağlar. Eğer bu kalp damarları tıkanırsa kalp beslenemez ve kalp krizine neden olur. Kalp krizi ani gelişen bir durumdur. Ani kalp durmaları da ölümlere neden olabilir. Yani sayı vermek gerekirse Sağlık Bakanlığı verilerine göre senede 300 bin kişi Türkiye'de kalp krizi geçiriyor. Yani her 40 saniyede bir kişinin kalp krizi geçirdiğini düşünmemiz gerekiyor. Özellikle kalp krizlerindeki ölümler ilk saatlerde olmakta. Burada şunu anlamamız lazım; ani ölümlerin bir kısmı kalp krizinden olsa da kalbin düzenli olarak çalışabilmesi için biraz evvel anlattığım şekilde kalbin kaslarının, kalbin elektriksel sisteminin, kalpten çıkan damarların düzgün bir şekilde çalışması lazım. Buralardaki herhangi bir sorun da aynı şekilde kalbin durmasına neden olabilir" dedi.  "Spor sırasındaki ölümler tanısı konmamış kalp hastalıklarından kaynaklanabilir"  Doç. Dr. Karakaş, spor sırasındaki ani ölümlerin tanısı konmamış kalp hastalıklarını işaret ettiğini söyleyerek, "Bu kişiler spora ısınmadan aniden başlarlar ve kalpteki sorun ortaya çıkar; kalp damar tıkanıklığı olabilir, yüksek rekabetle, heyecanla, ısınmadan fiziksel olarak fit olmayan birisinin birden yüklenmesi kalp krizine, damarlarda tıkanmalara, damarların yırtılıp kalbin beslenmesine neden olan bir kalp krizine neden olabilir. Fakat aynı zamanda doğuştan itibaren gelen ve fark edilmemiş kalp kası hastalığı, kalp kapağı hastalığı, kalp damar hastalığı gibi hastalıkları varsa, bu hastalıklar kalbin birden durmasına neden olabilir. Bu kalp hastalıklarının bir kısmı doğuştan bile olsa belirti vermediğinden kişiler, sağlıklı görünse de aslında tanı konmamış bir kalp hastasıdır" ifadelerini kullandı.  "Kalp muayenesini ihmal etmeyin"  Doç. Dr. Karakaş, "Bazı kalp hastalıklarının belirti vermemesi ya da belirti verse bile önemsenmiyor olması risklidir. O yüzden mutlaka herkesin belirli yaşın üzerinde bir kalp muayenesi olması gerekir. Altta yatan yapısal kalp hastalığının kalp ultrasonu ile bakılması, kalp iletim sistemi ile ilgili bir sorun olup olmadığının EKG sistemi ile değerlendirilmesi gerekir. Kalbin yükü arttırıldığı zaman herhangi bir şikâyeti oluyor mu olmuyor mu bunu gösteren testlerin yapılması gerekir. Özellikle spor yapmadan evvel ve belirli yaşın üzerindeki kişilerin kalp değerlendirilmesi yapılmadan ağır bir spor yapmaması lazım. Şikâyetimiz varsa, aile öykümüz varsa mutlaka ihmal etmemeli ve spor yapacağımız zaman her şeyimiz normal olsa bile birden yüklenmeden ısınıp ve kontrollü bir şekilde spor yapılmasını öneririm. Belki önemsediğimiz çarpıntı gibi, bayılma gibi, ailedeki, akrabalardaki kalp hastalıkları gibi durumlar kalp hastalığının işaretçisi olabilir. Böyle durumlar varsa mutlaka bir sağlık profesyoneline gitmek önemli" dedi.  "Covid pıhtıya neden olabiliyor"  Kalp krizine yol açan etkenlerden birinin pandemi ve aşılar olabileceğine dair soruların da oluştuğuna dikkat çeken Doç. Dr. Karakaş, "'Pandemi sonrası ani ölümler arttı mı?' sorusu sık sık kamuoyunun gündemine geliyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün ve Avrupa Sağlık Birliği'nin yakın zamanda yayınlanmış verileri var. Ani ölüm riskinin pandemi öncesi ile şimdi aynı olduğunu söylüyor. Biz bu virüsün kan pıhtılaşmasına ve krizlere neden olduğunu biliyoruz ama aşı ile ilgili yapılmış büyük çalışmalarda aşının kalp krizi riskini artırmadığı gösterilmiş. Önemli olan kişilerin kalp sağlığı ile ilgili bilinçli olmaları ve kalp kontrolünü ihmal etmemeleridir. Böylece kalpteki sorunlar tespit edilir ve önlem alınabilir. Burada son bir mesaj vermem gerekirse mutlaka spora başlamadan evvel belli bir yaşın üzerinde isek kalbimizi bir kontrol ettirmemiz gerekir" ifadelerini kullandı. 

"Süper besinler hem sahurda hem de iftarda tercih edilebilir" Haber

"Süper besinler hem sahurda hem de iftarda tercih edilebilir"

Acıbadem Kayseri Hastanesi Diyetisyeni Büşra Nur Enez Baş, süper besinler olarak adlandırılan kinoa, amarant, chia ve keten tohumunun sağlıklı birçok faydası olduğunu belirterek, "Süper besinler hem sahurda hem de iftarda tercih edilebilir. Kilo kontrolü sağlar, bağışıklık sistemini destekler ve kabızlık sorunlarını önler" dedi.  Süper besinlerin protein, yüksek lif ve Omega-3 gibi birçok açıdan zenginliği bulunduğunu söyleyen Acıbadem Kayseri Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Büşra Nur Enez Baş, "Süper besinler dediğimiz aslında kinoa, amarant, chia ve keten tohumu gibi besinlere verilen genel bir isimdir. Bunların faydaları da antioksidan, antik kanser, antidiyabetik ve anti hipertansif gibi etki göstermeleridir. Çok sağlıklı ve faydalı oldukları için adlandırılıyor zaten" diye konuştu.  Büşra Nur Enez Baş, bu besinlerin öncelikle protein içeriği açısından güçlü bir bitkisel protein kaynağı olduğunu ve bu yüzden vejeteryan ve vegan beslenmesinde de alternatif olarak tercih edildiğini belirten Diyetisyen Enez Baş glisemik indeksleri düşük olduğu için diyabetik hastalar için de iyi bir alternatif olduğunu vurguladı.  "Kilo kontrolüne de faydası var"  Yine bu besinlerin yüksek miktarda lif içerdiğine dikkat çeken Diyetisyen Enez Baş, "Bu nedenle de hem bağırsak sağlığını destekliyor hem de uzun süre tok kalmamıza sebep oluyorlar. Bu açıdan da kilo kontrolü yapmamıza yardımcı oluyorlar. Omega-3 açısından zenginler. Bu sayede de kolesterol seviyelerimizi iyileştiriyorlar. Bağışıklığımızı düzenliyorlar. Bu gibi sağlıklı faydaları da bulunmaktadır. Aynı zamanda vitamin ve mineraller açısından da zenginler. O yüzden de yine bağışıklığımızı güçlenmesi için elimizde bir avantaj olarak bulunuyorlar" dedi.  "İftarda tatlı yerine bu gıdaları seçin"  Hem sahurda hem de iftarda süper besinlerin tüketilmesini tavsiye eden Diyetisyen Enez Baş, "Bu süper besinleri özellikleri Ramazan'da hem sahurlarımızda hem iftarlarımızda tercih edebiliriz. Sahur sofralarımızda bu besinleri yoğurt ya da sütle beraber karıştırıp, özellikle chia ve keten tohumunu ya da kinoayı sütle yoğurtla karıştırıp, içerisine meyveler kuruyemişler ekleyip daha sağlıklı ve renkli bir sahur kasesi elde etmiş olabiliriz. Bu besinleri iftarda ise çorbalarımızın içerisinde bazılarını pilav olarak ya da haşlayıp salatalarımızın içine ekleme şeklinde tercih edebiliriz. Ya da bazılarından iftar sonrası sağlıklı ve tatlı alternatifi oluşturabiliriz" diye konuştu.  Büşra Nur Enez Baş, örnek olarak da iftarda fazla şerbetli tatlı yerine, bu besinlerden tüketmenin daha sağlıklı bir tatlı alternatifi oluşturabileceğini ve kalori alımı sınırlayacağını ifade etti.  Sahurda bu besinleri tüketmenin faydalarının da altını çizen Diyetisyen Enez Baş, lif içerikleri yüksek olduğu için hem kan şekeri seviyesinin gün boyunca dengeli seyretmesini sağladığını hem de uzun süre tokluk verdiğini dile getirdi. Ayrıca ramazan ayı boyunca yaşanabilecek kabızlık sorununun engelleyebileceğini sözlerine ekledi. 

Uzmanından Sağlıklı Beslenme Önerileri Haber

Uzmanından Sağlıklı Beslenme Önerileri

 Acıbadem Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Renan Güneş, yaz aylarında güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olunabilmesi için en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesi tavsiyesinde bulundu.   İnsan metabolizmanın yaz sıcaklarında artan vücut ısısına uyum sağlamaya çalıştığını belirten Acıbadem Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Renan Güneş, bu nedenle özellikle yüksek tansiyon, kalp yetmezliği ve koroner kalp hastalıklarının yazın arttığını ve yine artan terlemeyle birlikte su ve mineral kaybı sonucu bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık sorunlarının görüldüğünü dile getirdi.  “Kahvaltıda az yağlı peynir, zeytin ve yumurta”  Yeterli ve dengeli beslenmenin yaşamın her döneminde sağlığın korunması için temel esas olduğunun ve yaz aylarında bağışıklığı artırmak için bütün besin gruplarından yeterli miktarda almak gerektiğinin altını çizen Güneş, günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve yenilmesini tavsiye etti. Kahvaltının en önemli öğün olduğunu vurgulayan Diyetisyen Güneş, yaz kahvaltılarında az yağlı peynirler, zeytin, yumurta, taze sebze ve meyveler, kafein içeren içecekler yerine az yağlı süt ve taze sıkılmış meyve suları ve ıhlamur gibi bitki çaylarının tercih edilebileceğini anlattı. Enerjisi yüksek hamur tatlıları yerine sütlü ve meyveli tatlılar ile dondurma gibi hafif gıdaları öneren Güneş, “Yaz aylarında aşırı yağlı ve hamurlu yiyecekler vücutta yorgunluğa, baş ağrısı ve tansiyon problemine neden olur. Bu nedenle yağlı ve kızartılmış besinlerin tüketiminden kaçınılmalı; yemekler ızgara, haşlama, fırında veya buharda pişirilerek tüketilmelidir. Yemeklerde bitkisel sıvı yağlar kullanılmalıdır. Özellikle yiyecekler yağda kızartılmamalıdır” diye konuştu.  Güneş, glisemik indeksi düşük tam buğday ekmeği, bulgur, makarna gibi karbonhidratların daha sağlıklı olduğunu da sözlerine ekledi.  “Çay ve kahve su yerine geçmez”  Yaz aylarında terleme ile daha fazla su ve mineral kaybı olacağından vücutta oluşan toksinlerin atılması, vücut fonksiyonlarının düzenli çalışması için her gün en az 2-2 buçuk litre su içilmesi gerektiğini vurgulayan Diyetisyen Güneş, “Vücut ağırlığının yüzde 10'u kadar su kaybetmesi sonucu oluşan dehidrasyon halsizlik ve yorgunluğa neden olur. Yüzde 20 su kaybı durumunda ise yaşam tehlikesi oluşabilir. Çay ve kahve tüketimi su yerine geçmez, aksine vücutta su tutulmasını artırdığı için daha fazla su tüketilmelidir. Terlemeyle vücuttan atılan minerallerden sodyum kaybını önlemek için tuzlu ayran, potasyum kaybını önlemek için de bol sebze meyve tüketilmeli. Egzersiz yapanlar, başlamadan 15 dakika önce 1-2 bardak su tüketmeli ve egzersiz sırasında da her 10-15 dakikada bir 1 bardak su içilmelidir. Ayrıca maden suyu, ayran da içilebilir” dedi.  “Akşam yemeğini erken yiyin”  Az ve sık yemek yemenin ve uzun süre aç kalmamanın önemine işaret eden Diyetisyen Güneş, öğünlerin zeytinyağlı yemekler, ızgaralar ve özellikle beyaz et ağırlıklı olması; bol yeşillik ile yapılmış salataların eşlik etmesi; kolesterol, şeker ve tansiyon, kabızlık üzerine olumlu etkilerinden dolayı lifli besinlerin tüketilmesi gerektiğini ifade etti. Havanın geç kararması nedeniyle akşam yemeklerinin geç saate kalmasının sindirim sıkıntıları ve enerji harcanması açısından sıkıntı oluşturucağına değinen Diyetisyen Güneş, akşam yemeklerini mümkün olduğunca erken saatte yemek gerektiğini dile getirdi. Güneş, ayrıca sıcak havada dışarıda ve açıkta satılan yiyeceklerin tüketiminden kaçınmak; çabuk bozulan et, yumurta, süt, balık gibi besinleri açıkta bekletmemek, besinlerin hazırlanması ve pişirilmesi aşamalarında hijyen kurallarına dikkat etmek gerektiğini hatırlattı. 

Cerrah Özdemir Sünnet Yöntemiyle İlgili Ebeveynlere Önerilerde Bulundu Haber

Cerrah Özdemir Sünnet Yöntemiyle İlgili Ebeveynlere Önerilerde Bulundu

Doç. Dr. Tunç Özdemir, okulların kapanmasıyla birlikte başlayacak sünnet mevsimi öncesinde anne babaları “yöntem” konusunda uyardı. Çocuğun psikolojisi de göz önüne alındığında en iyi yöntemin genel anestezi altında yapılan sünnet olduğunu belirten Doç. Dr. Özdemir, “Lokal anestezi ile sünnet sadece yeni doğan döneminde, yani yaşamın ilk 30 gününde mümkün olmaktadır. Bu dönemden sonra tüm yaşlarda sünnet için genel anestezi önerilmektedir. Hekimin yapmadığı sünnet uygulamaları ise akla bile getirilmemelidir” dedi.   Acıbadem Kent Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Tunç Özdemir, erkek çocuk sahibi çiftlerin “ilk mürüvvet” olarak kabul ettiği sünnetin bir cerrahi müdahale, bir ameliyat olduğunu hatırlattı. Bugün orta yaş ve üzerindeki pek çok erkeğin hekim dışı kişilerce yapılmış sünnetler yüzünden travmaları, kötü hatıraları olduğunu belirten Doç. Dr. Özdemir, elverişsiz şartlarda doğru şekilde yapılmayan sünnetin olumsuz sonuçlarına dikkat çekti.  Lazere yer yok  Sünnet işleminde temel amacın penis ucunu kapatan sünnet derisinin cerrahi olarak çıkarılması olduğunu ifade eden Özdemir, “Sünnette uygulanan birkaç yöntem vardır. Ama her zaman klasik yöntem tercih edilmelidir.” diyerek lazerle sünnet işlemi konusunda şunları söyledi:  “Lazer teknolojisi günümüzde sadece göz cerrahisinde ve endoürolojik cerrahide uygulanan bir teknolojidir. Sünnette lazer uygulaması diye bir şey yoktur. Lazer olarak bahsedilen uygulama, lehimde kullanılan “havya” benzeri bir alet ile peniste yanma-dağlama meydana getirme yoluyla yapılan uygulamadır. Bu yanık, tüm penisin yanması ve penisin kısmi veya tümüyle kaybı ile sonuçlanabilir. O yüzden, bilimsel olarak kullanılması çok sakıncalıdır.”  Sünnet için en uygun yaş nedir?  Öte yandan Doç. Dr. Özdemir, cinsel kimliğin geliştiği ve bilincin henüz gelişmeye başladığı dönem olan 2,5 ila 5 yaş arasında sünneti önermediklerini söyledi. Bu dönemde geçirilen operasyonun çocukta travmaya neden olabileceğini, psikolojik gelişimin olumsuz etkilenebileceğini kaydeden Özdemir, “Sünnet için en uygun dönem yeni doğan dönemidir” dedi. Yeni doğan döneminde sünnet yaptıran anne babaların sayısının yıllar itibariyle arttığını, ancak pek çok ebeveynin ise sünnet için okul çağını tercih ettiğine dikkat çeken Doç. Dr. Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:  “Her öğretim yılının kapanmasının ardından sünnet mevsimi başlar. Yine bir öğretim yılının sonuna yaklaşırken anne babaları sünneti kime, nerede, hangi şartlar altında yaptırmaları gerektiği konusunda uyarmak, o çocuğun gelecek yaşamı açısından çok önemlidir. Sünnet işleminde anestezi konusunda çok çeşitli söylemler olsa da, bilimsel olarak, özellikle çocuğun psikolojisi de göz önüne alındığında, en uygun sünnet yönteminin anestezi altında sünnet olduğu konusunda fikir birliği vardır. Lokal anestezi ile sünnet sadece yeni doğan döneminde, yani yaşamın ilk 30 gününde mümkün olmaktadır. Çocuk cerrahları olarak bu dönemden sonra tüm yaşlarda sünnet için genel anesteziyi öneriyoruz.”  Düzeltilemeyecek sorunlar  Doç. Dr. Özdemir dünyada en çok yapılan cerrahi müdahale olarak kabul edilen sünnetin komplikasyon oranının yüzde 0,2- 5 arasında değiştiğine dikkat çekti. Yetkisiz kişilerce uygun olmayan sağlık şartlarında yapılan sünnetlerden sonra komplikasyonların daha çok ortaya çıkabileceğini kaydeden Özdemir,          “Sünnet komplikasyonları iki başlık altında toplanabilir. Majör komplikasyonlar; penis gangreni, penis kopması, penis başı yaralanmaları, şiddetli kanama, peniste şekil bozukluğu, eğriliktir. Minör komplikasyonlar ise; kanama, enfeksiyon, idrar deliğinin daralması olarak sıralanabilir. Ehil ellerde ve steril şartlarda, doğru cerrahi teknikle yapılmayan sünnet sonucunda çocuğun hayatını etkileyecek derecede büyük sorunlar ortaya çıkabilir. Bu sorunların bir kısmı, düzeltilebilir sorunlar iken, bir kısmı düzeltilemez. O nedenle hekimin yapmadığı sünnet uygulamalarından kaçınılmalıdır.”

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Yeni Marmara Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.