Hava Durumu

#Adalet

Yeni Marmara Gazetesi - Adalet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Adalet haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

18 yaşındaki genç hastaneye yürüyerek girdi, tabutla çıktı Haber

18 yaşındaki genç hastaneye yürüyerek girdi, tabutla çıktı

Bursa'dan Balıkesir'e çalışmak için giden 18 yaşındaki Bünyamin Balcı, sabah saatlerinde kendini kötü hissedince yürüyerek gittiği hastanede 2 saat içinde hayatını kaybetti. Ailesi, hastanede "müdahalede geç kalındığını" ve "yanlış ilaç uygulandığını" öne sürerek suç duyurusunda bulundu. Olayın üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen adalet arayışı sürerken, hastanenin el değiştirmesiyle sorumlulara ulaşılamayacağı endişesi büyüyor. Ailenin tek isteği adaletin yerini bulması için Sağlık Bakanlığı'ndan çıkacak soruşturma izni. Yürüyerek girdi, tabutu çıktı Bursa'nın Kestel ilçesinde yaşayan Bünyamin Balcı, çalışmak üzere gittiği Balıkesir'de 18 Ağustos 2023 sabahı kendini kötü hissedince saat 09.45 sıralarında yürüyerek Balıkesir Özel Sevgi Hastanesi'ne başvurdu. Yanında bulunan iş arkadaşı, Balcı'nın uzun süre bekletildiğini, müşahede odasında ilaç uygulandığını, ardından film çekimine götürülürken baygınlık geçirdiğini ve kalbinin durduğunu söyledi. Saat 11.30'da genç için ölüm belgesi düzenlendi. Hastane yetkilileri Balcı'nın hastaneye baygın geldiğini iddia etse de ortaya çıkan güvenlik kameraları görüntüleri iddiaları yalanladı. Adli Tıp: "Alerjik reaksiyon olabilir" Olayın ardından aile, 22 Eylül 2023'te hem Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı'na hem de Balıkesir İl Sağlık Müdürlüğü'ne başvurdu. İl Sağlık Müdürlüğü, "ihmal bulunmadığı" gerekçesiyle dosyayı kapattı. Ancak 17 Şubat 2025 tarihli Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda, ölümün "kas içine uygulanan ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçlara bağlı alerjik reaksiyon (anaflaksi)" sonucu meydana gelmiş olabileceği değerlendirildi. 2 yıl geçti, hastane el değiştirdi Rapordan sonra savcılık, 13 Mart 2025'te dosyayı Sağlık Bakanlığı Mesleki Sorumluluk Kurulu'na gönderdi. Ancak halen soruşturma izni çıkmadı. Bu süreçte hastane el değiştirirken, sorumlu olduğu iddia edilen birçok personelin görevden ayrıldığı öğrenildi. Aile endişeli: "Sorumlular tespit edilemeyecek" Acılı baba Serkan Balcı, "Oğlumuzun ölümünde ihmal ve kusur varsa sorumluların tespit edilmesini ve cezalandırılmasını istiyoruz. Hastanenin el değiştirmesiyle bu kişilere ulaşılamayacağından korkuyoruz. Her geçen gün acımız taze kalıyor" diyerek yetkililere çağrıda bulundu.

Bursa'daki 2 üniversitenin boya badana ve temizlik işleri ile çevre düzenlemesi cezaevi hükümlüleri tarafından yapılacak Haber

Bursa'daki 2 üniversitenin boya badana ve temizlik işleri ile çevre düzenlemesi cezaevi hükümlüleri tarafından yapılacak

Adalet Bakanlığı Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ile Bursa Uludağ Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi arasında imzalanan protokol çerçevesinde üniversiteler boya badana, temizlik ve çevre düzenlemesi konularında kamu yararına ücretsiz çalışan yükümlülerden istifade edecek.  Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ile Bursa Uludağ Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi arasında imzalanan protokolle, Denetimli Serbestlik Müdürlüğünde görevli memurların mesleki olarak gelişimleri, denetimli serbestlik tedbiri altındaki yükümlülerin eğitim iyileştirme ve rehabilitasyonu konusunda üniversiteler gereken desteği verecek. Üniversitelerde görevli akademisyenlerin Denetimli Serbestlik Müdürlüklerinde akademik çalışma yapması, üniversitede okuyan öğrencilerin Denetimli Serbestlik Müdürlüğünde staj yapmaları, üniversitelerin ihtiyaç duyması halinde boya badana, temizlik ve çevre düzenlemesi konularında kamu yararına ücretsiz çalışan yükümlülerden istifa etmeleri konularında iş birliği yapılacak. Protokolden 134 Denetimli Serbestlik Müdürlüğü personeli ile 14 bin 773 yükümlü, üniversitede görevli akademik personel ve staj yapmak isteyen öğrenciler yararlanacak.  Protokol imza törenine Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Bursa Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mustafa Dede, Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zekeriya Arı, Uludağ Üniversitesi Genel Sekreteri Mehmet Aydemir, Denetimli Serbestlikten Sorumlu Cumhuriyet Savcısı Tuncay Sümbül ve Denetimli Serbestlik Müdurü Cihat Çanak katıldı. 

54 Yaşındaki Kadının Ölümüne Neden Oldu, 45 Günde Tahliye Edildi Haber

54 Yaşındaki Kadının Ölümüne Neden Oldu, 45 Günde Tahliye Edildi

Adana'da ölüme neden olan sürücünün testis kanseri olduğu gerekçesiyle 45 günde tahliye edilmesine kazada hayatını kaybeden kadının ailesi tepki gösterdi. Kazada annesi ölen Cansu Akbaş, gözyaşlarıyla karara itiraz edeceklerini belirterek, "Özel bir hastaneden alınma kanser hastası raporunu mahkemeye sunuyorlar ve serbest bırakılıyor. Bu çocuk son 1 ayda 19 kez aşırı hızdan ceza yemiş" dedi.   Kaza, geçen 10 Ağustos'ta merkez Çukurova ilçesi Turgut Özal Bulvarı'nda saat 21.00 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre, Kasım Y. (23) idaresindeki 01 AEY 213 plakalı Volkwagen marka otomobil, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu refüje çıktı. Araç, bu sırada yolun karşısına geçmeye çalışan Sevgi Akbaş'a (54) çarptı. Çarpmanın etkisiyle savrulan Akbaş, kafasını kaldırıma vurdu. Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri kadının olay yerinde hayatını kaybettiğini belirlerken, polis ekipleri Kasım Y.'yi gözaltına aldı.  Panik anları güvenlik kamerasında  Öte yandan, bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıyan kazada, Kasım Y.'nin makas attıktan sonra aracının kontrolden çıktığı, kafede oturanların panik yaşadığı görüldü. Ayrıca kaza ile ilgili alınan kaza tespit tutanağı ve trafik bilirkişi raporunda, kazanın oluşumunda sürücü Kasım Y.'nin kusurlu, Sevgi Akbaş'ın ise kusursuz olduğu belirtildi.  Tahliye edildi  Tutuklanıp cezaevine gönderilen Kasım Y. hakkında, Adana 40. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 'Taksirle Ölüme Neden Olma' suçundan açılan davanın ilk duruşması görüldü. Tutuklu sanık Kasım Y. savunmasında, "Kaza diğer aracın beni sıkıştırması nedeniyle meydana geldi. Kaza sırasında alkollü değildim. Kazadan sonra olay yerinden ayrılmadım. Olayda kusurumun olmadığını düşünüyorum. Öncelikle beraatimi isterim, hakkımda ceza tayin edilecek olursa bu cezayı kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalışıp infaz etmek isterim" dedi.  Sanık avukatı Ahmet Özer de, "Müvekkilim testis kanseridir. Tedavi evraklarını mahkemeye sunuyoruz. Müvekkilimin bu aşamada tahliyesini talep ederiz" dedi.  Mahkeme hakimi, sanık Kasım Y.'nin tutuklulukta geçirdiği süre, delillerin önemli ölçüde toplanmış olması, ayrıca testis kanseri olduğunu göz önüne alarak 'Konutu Terk Etmeme' ve 'Yurt Dışına Çıkamamak' adli kontrol şartları ile tahliyesine karar verdi.  Özel hastaneden alınan raporu mahkemeye sundular  Öte yandan, mahkemeye sunulan kanser hastası raporunun ise özel bir hastaneden alındığı ve raporda '2022 yılında testis kanseri tanısı konmuştur. Nüsk riski olan olgunun takipleri devam etmektedir. Ağustos 2024 tarihli kontrolünde remisyonda (hastalık aktivitesinin bulunmadığı) olduğu tespit edilmiştir' yazıldığı görüldü.  Aile karara itiraz etti  Sevgi Akbaş'ın ailesi ise bu karara itiraz etti. İhlas Haber Ajansı'na konuşan Sevgi Akbaş'ın 23 yaşındaki kızı Cansu Akbaş, "Annem eve gidiyordu ve karşıda karşıya geçerken çok yüksek hızla gelip çarptı anneme ve ölümüne neden oldu. 45 gün cezaevinde yattı ve çıktı. Biz 45 günlük ceza beklemiyorduk, en azından acımızın biraz daha dinmesini bekliyorduk. Bir şey yapamıyoruz, elimizden bir şey gelmiyor. Turgut Özal Bulvarı'nda bu yapılan 140 kilometre hız normal değil. Otoyolda bu hız yapılmaz. Bunun kaza olduğuna asla inanmıyoruz" ifadelerini kullandı.  "Biz sadece adalet istiyoruz"  "Son 1 ayda 19 kez aşırı hızdan ceza yemiş" diyen Akbaş, sürücünün kaza öncesi ise bir başkasıyla yarıştığını iddia etti. Akbaş, "Güvenlik kamerası görüntülerinde zaten hepsi görülüyor. Çok geriden başlıyor yarış. Çok hızlı bir şekilde geliyor ve asla frene basmıyor. Annemi gördüğü halde asla durmuyor. Özel bir hastaneden alınma kanser hastası raporunu mahkemeye sunuyorlar ve serbest bırakılıyor. Biz bunu da asla anlamlandıramıyoruz. Biz sadece adalet istiyoruz. Başkalarının başına gelsin istemiyoruz" diyerek gözyaşlarına boğuldu. 

Adalet Bakanı Tunç: “Uluslararası hukuk anlamında da takiplerimizi devam ettireceğiz” Haber

Adalet Bakanı Tunç: “Uluslararası hukuk anlamında da takiplerimizi devam ettireceğiz”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız İç Hukuktan Kaynaklanan yetkimizi kullanarak bir soruşturma başlatmış durumda. Aynı zamanda yine uluslararası hukuk anlamında da takiplerimizi devam ettireceğiz. Birleşmiş Milletler (BM) Yargı Dışı ve İnfazlar Özel Raportörü‘nün derhal harekete geçmesi, bağımsız bir soruşturma komisyonu oluşturarak bir rapor hazırlaması için çalışmalar yürüteceğiz” dedi.   ‘Türkiye'de Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yollarının Geliştirilmesi Projesi'nin kapanış konferansı Ankara'daki bir otelde gerçekleştirildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan konferans açılış konuşmalarıyla devam etti. Konferansa, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un yanı sıra Avrupa Konseyi Departmanı Başkanı Schnutz Dürr, Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinkas, bürokratlar hakimler, savcılar ve davetliler katıldı.  Yargı Reformu Strateji Belgesi Eylül sonunda açıklanacak  Programın açılışında konuşan Bakan Tunç, Yargı Reformu Strateji Belgesi için 1 yıldır uzun bir çalışma gerçekleştirildiğini belirtti. Yargı Reformu Strateji Belgesi için bütün tarafların görüşlerinin alındığının şimdi de vatandaşların görüşlerinin internet sitesi üzerinden alınmaya başlandığını dile getiren Bakan Tunç, “Geniş bir çalışma gerçekleşti. Geçmişte yapılan çalışmalar yine bu şekilde Avrupa Birliği projeleri kapsamında düzenlenen konferans ve seminerlerde dile getirilen hususlar çıktılar yargı reformu strateji belgemizde değerlendirilerek yerlerini buldu. Hedefimiz vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden en etkin bir şekilde yararlanabilmesini sağlamak gecikmeden adaletin tecellisini sağlamak. Bu konuda da yargı teşkilatımıza gayretleri içinde teşekkür ediyoruz. Eylül sonu gibi Yargı Reformu Strateji Belgemiz açıklandıktan sonra orada yasamayı ilgilendiren hedefler olacak. İdari uygulamaları gerektiren hedefler olacak. 2024 ve 2028 yıllarını kapsayacak olan belgemizi hayata geçirmek için de sizlerle beraber yargı teşkilatımızla beraber milletimiz için fedakarca çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.  “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız İç Hukuktan Kaynaklanan yetkimizi kullanarak bir soruşturma başlatmış durumda” 7 Ekim tarihinden bugüne kadar Gazze'de bir soykırım suçu işlendiğini dile getiren Tunç, 40 binden fazla insanın şehit edildiğine dikkat çekti. 6 Eylül'de Ayşenur Ezgi Eygi'nin Filistinlilerin insan haklarını dünyaya duyurmak için gerçekleştirdiği barışçıl gösteride İsrailli askerler tarafından başından vurularak şehit edildiğini hatırlatan Tunç, “Hem bizim vatandaşımız hem de Amerikan vatandaşı çifte vatandaş. Ayşenur kardeşimize Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun. Yakınlarına, ailesine ve milletimize baş sağlığı diliyorum. İsrail saldırılarnı buradan bir kez daha lanetliyorum. Ayşenur'un hakkını hukukunu savunmaya devam edeceğiz. Biz öncelikle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız vatandaşımızın orada hukuksuzca bir terör saldırısına İsrailli saldırganların saldırısıyla şehit olmasına kayıtsız kalamazdık. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız İç Hukuktan Kaynaklanan yetkimizi kullanarak bir soruşturma başlatmış durumda. Aynı zamanda yine uluslararası hukuk anlamında da takiplerimizi devam ettireceğiz. Birleşmiş Milletler (BM) yargı dışı ve infazlar özel raportörünün derhal harekete geçmesi, bağımsız bir soruşturma komisyonu oluşturarak bir rapor hazırlaması için çalışmalar yürüteceğiz. Ve daha sonra bu raporun Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyine İsrail aleyhinde uluslararası adalet divanında devam eden soykırım davasına, yine uluslararası ceza mahkemesinde devam eden soruşturmaya bu raporun dahil edilmesiyle ilgili çalışmalarımızı da sürdüreceğiz” diye konuştu.  Program hatıra fotoğrafı çekilmesinin ardından son buldu. Tunç program çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. 

Korkunç Olay: Eşinin Sevgilisine Saldıran Koca, Cinsel Saldırı ve Şantajla 46 Yıl Hapisle Yargılanıyor Haber

Korkunç Olay: Eşinin Sevgilisine Saldıran Koca, Cinsel Saldırı ve Şantajla 46 Yıl Hapisle Yargılanıyor

Eşinin telefonundan M.Y.'yi eve davet eden Halil Zorlutuna, komşusu Ü.Y. ile birlikte saklandığı odada M.Y.'yebeyzbol sopasıyla saldırarak ağır şekilde darp etti. Dehşetin Boyutları: Olay, 2022'nin Ağustos ayında Yenidoğan Mahallesi'nde yaşandı. Halil Zorlutuna, M.Y.'yi evine çağırıp bir odaya saklandı. M.Y. içeri girer girmez, Halil Zorlutuna ve Ü.Y. tarafından saldırıya uğradı. Halil Zorlutuna, M.Y.'yi dövdükten sonra cinsel saldırıda bulunup bu anları kaydetti. Daha sonra bu görüntüleri şantaj amaçlı kullanarak M.Y.'den otomobil ve ziynet eşyasını aldı.   Mahkeme Süreci: Olayın ardından M.Y. polise başvurdu ve Halil Zorlutuna, F.Z. ve Ü.Y. gözaltına alındı. Halil Zorlutuna tutuklanırken, diğer şüpheliler serbest bırakıldı. Kocaeli 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada, Cumhuriyet Savcısı Halil Zorlutuna için 46 yıl hapis cezası talep etti. Suçlamalar arasında 'yağma, cinsel saldırı, şantaj, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, özel hayatın ihlali, silahla yaralama' bulunuyor.   Mağdur ve Eşinin Talepleri: Duruşmada mağdur M.Y. ve eşi Ş.Y., sanıkların cezalandırılmasını talep etti. M.Y.'nin eşine ait 21 bin lira değerinde ziynet eşyasını aldığı gerekçesiyle Halil Zorlutuna'ya 'nitelikli dolandırıcılık' suçlaması da yöneltildi. F.Z. için 'Nitelikli yağma' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 20 yıl hapis; Ü.Y. için ise 'Nitelikli yağma', 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma', 'Özel hayatın gizliliğini ihlal' suçlarından toplam 23 yıl hapis istendi. Son Duruşma ve Beklenen Karar: Dava, sanık avukatlarının savunmalarını yapması için ertelendi.

Avukata Yönelik Korkunç Saldırı: Dizi Parçalandı Haber

Avukata Yönelik Korkunç Saldırı: Dizi Parçalandı

Bu üzücü olay, Türkiye'deki hukuk camiasında büyük bir infiale neden oldu. Stajyer avukat Teksöğüt, işi gereği Suruç'a giderek haciz işlemlerini gerçekleştirdikten sonra, Şanlıurfa şehir merkezine dönüş yolunda bir minibüs içinde bulunuyordu. Ancak, ne yazık ki, bu yolculuk kısa sürede kabusa dönüştü. Minibüsün aynı araçta bulunan ve haciz işlemi yapılan kişinin yakını olduğu tahmin edilen Ahmet Eroğlu, Büşra Teksöğüt'ü hedef aldı. Eroğlu'nun saldırısı son derece şiddetliydi; avukat Teksöğüt'ü darp edip yere sürükledi. Çevredekilerin araya girmesiyle Teksöğüt kurtarıldı ve hemen bir ambulans çağrıldı. Teksöğüt'ün yaşadığı bu dehşet verici saldırının ardından, saldırgan hızla olay yerinden kaçtı. Şanlıurfa'da tedavi edildikten sonra, avukat Teksöğüt, yaşadıklarını anlattı. Teksöğüt, haciz işlemlerinin tamamlandığını ve Suruç'a dönüş yolunda minibüsün içindeyken, kendisini takip eden kişinin, bir anda onu minibüsten dışarıya çektiğini ve ardından vahşice saldırdığını ifade etti. Saldırganın vurduğu yerlerin başında Teksöğüt'ün dizi geldi, sonucunda dizisi parçalandı ve telefonu kırıldı. Bu olayın, planlı ve önceden tasarlanmış bir saldırı olduğunu vurgulayan Teksöğüt, yaşadığı korkunç anları anlattı. Olayın ardından harekete geçen emniyet güçleri, saldırgan Ahmet Eroğlu'nu gözaltına aldı. Eroğlu, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi ve çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklandı. Bu korkunç saldırı, Türkiye Barolar Birliği'nden de büyük bir tepki aldı. Birliğin yaptığı açıklamada, avukat Büşra Teksöğüt'ün tehdit edilip fiziki şiddete maruz kaldığına dikkat çekilerek, "Meslektaşımızın saldırı sonucunda ayağı kırılmış ve telefonu parçalanmıştır. Saldırgan, Şanlıurfa Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanmıştır. Avukatı dosyanın tarafı olarak gören ve değişmeyen bu zihniyetle mücadele, caydırıcı cezalandırma ve Birliğimizin ilgili kurumlara sunduğu önerilerin hayata geçmesi ile mümkündür. Gerekli düzenlemeler ivedi bir şekilde yapılmadıkça, işledikleri suçların karşılığında yeterli cezaları almayan failler kendilerinde şiddete başvurma hakkını görmeye devam edeceklerdir" denildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.