Hava Durumu

#Ameliyat

Yeni Marmara Gazetesi - Ameliyat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ameliyat haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Afrikalı doktorlar Bursa'ya 'canlı böbrek nakli' izlemeye geldi Haber

Afrikalı doktorlar Bursa'ya 'canlı böbrek nakli' izlemeye geldi

Bursa'da organ nakli ile ilgili toplantıya katılan yerli ve yabancı doktorlar, böbrek nakli ameliyatını canlı olarak izledi. Bursa'da doktorlar organ nakli ile ilgili bilimsel bir toplantıda bir araya geldi. Acıbadem Bursa Hastanesi Organ Nakli Merkezi'nce düzenlenen organizasyonda, böbrek nakli cerrahisindeki yeni gelişmeler ve naklin önemi konusunda bilgi paylaşımı yapıldı. '5. Bursa Acıbadem Organ Nakli' toplantısına Afrika ülkeleri başta olmak üzere yurt dışından ve Türkiye'nin birçok noktasından gelen doktorlar, ameliyathanede üç boyutlu laparoskopik yöntemle gerçekleştirilen nakil operasyonunu canlı olarak izleme imkanı buldu. Yabancı doktorlar canlı böbrek nakli ameliyatını izledi Acıbadem Bursa Hastanesi Organ Nakli Merkezi'nden Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Oktay, "2016 yılından itibaren Acıbadem Bursa Hastanesi olarak böbrek nakli toplantıları yapıyoruz. Bu toplantıların en büyük özelliği toplantı sırasında canlı cerrahi yapılıyor olması. Ameliyat görüntüleri canlı olarak salona aktarılıyor. Bu esnada da izleyici hekimlerin soruları cevaplanıyor. Bugün yaklaşık 100 kişiye yakın davetlimiz var. Ayrıca bu yıl yurt dışından gelen doktor arkadaşlarımız var. Türkmenistan, Fildişi Sahilleri, Nijerya, Gabon, Burkina Faso, Azerbaycan'dan gelen 15 arkadaşımız bugün bize katıldı ve bilgi alışverişi yapma fırsatı bulduk" ifadelerini kullandı. "Yabancı doktorların katılımından ülkemiz ve Bursa adına kıvanç duyduk" Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Oktay, "Bursa, organ nakli bağışında önde gelen illerimizden biri. Bağışın çok olması, daha çok sayıda nakil ameliyatının olması anlamına geliyor. Bu da nakil ekibinin tecrübesini ve başarısını artırıyor. Biz, 2016 yılından bu yana Acıbadem Bursa Hastanesi'nde böbrek nakli yapıyoruz. Çok sayıda ameliyat yaptık ve birçok hastanın hayata tutunmasına katkı sağladık. Bu yüksek deneyimi organ nakli yapan meslektaşlarımıza aktarmaya da çok önem veriyoruz. Bilgilendiriyoruz, toplantılar düzenleyerek yüz yüze aktarıyoruz. Aynı zamanda onların da izleyebileceği canlı nakil cerrahisi yaparak anlık olarak neler yapıldığını gösteriyoruz ve sorularını yanıtlıyoruz. Bu yıl yine Türkiye'nin yanı sıra yurt dışından doktorlar geldi bu toplantımıza. Yabancı doktorların katılımından ülkemiz ve Bursa adına kıvanç duyduk. Onlar, deneyimlerimizden yararlanmak üzere geldiler. Türk tıbbının böbrek nakli konusunda elde ettiği başarının da bir göstergesi oldu" dedi. "Böbrek sağlığı hakkında bilgi veriyoruz" '5. Bursa Acıbadem Organ Nakli' toplantısı nedeniyle açıklama yapan Acıbadem Bursa Hastanesi Organ Nakli Merkezi'nden Nefroloji Uzmanı Dr. Hüseyin Çelik ise, "15 yıldır böbrek nakli yapan bir ekibiz. Böbrek sağlığı çok önemli. Son dönem böbrek yetmezliği yaşamı tehdit eden bir hastalık. Hastalığın oluşmaması için kişilerin dikkat etmesi gerekenler var. Ancak oluştuktan sonra da nakil seçeneği, hastayı hayata bağlıyor. O nedenle bağış oranının artması, organ nakli sırasında bekleyen çok sayıda hastanın hayatını kurtarıyor. Bir yandan bağış oranının artması için halkı bilinçlendirmeye çalışıyoruz bir yandan da nakil ameliyatlarının başarısını artırmaya yönelik bilimsel çalışmalar yapıyoruz. Bu toplantılar da yeni uzmanların yetişmesi, daha çok bilgi sahibi olması açısından çok değerli" diye konuştu.

32 yaşındaki genç hasta, robotik cerrahi ile ameliyat olup bir gün sonra ayağa kalktı Haber

32 yaşındaki genç hasta, robotik cerrahi ile ameliyat olup bir gün sonra ayağa kalktı

Mide kanaması geçirdiğini sanarak gittiği hastanede kolon kanseri tanısı alan Manisalı 2 çocuk babası 32 yaşındaki Emre Kundak, adeta şok oldu. Genç yaşında aklına bile gelmeyen bu hastalığı geride bırakmak ve bir an önce memleketine, ailesine geri dönmek istedi. Tedavi yöntemlerini araştıran Kundak, robotik cerrahi ile ameliyat oldu.   Manisa’da makine pres operatörü olarak çalışan Emre Kundak, daha 30’lu yaşların başında "kanser" tanısı almanın şokunu yaşadı. Gaitasında kan görmesi üzerine doktora başvuran Kundak’ın mide ve bağırsaklarını incelemek amacıyla gastroskopi ve kolonoskopi yapıldı. Kundak, uzun süredir mide şikayetleri olduğu için gaitasında görülen kanın mide kanamasından kaynaklandığını düşünüyordu. Ama incelemeler, sorunun midesinde değil, bağırsaklarında olduğunu gösterdi. Kundak’a konan tanı, bağırsak (kolerektal) kanseriydi.  Hiç gecikmeden ameliyat olması gerektiği söylendi.  Beklemediği bir tanıyla karşı karşıya kalan Kundak, İzmir’e gelerek Acıbadem Kent Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’ne başvurdu. Ameliyat seçeneklerini sorup öğrenen Kundak tercihini robotik cerrahi yönteminden yana kullandı. Kundak, Prof. Dr. Sinan Ersin, Doç. Dr. Tayfun Yoldaş ve Prof. Dr. Özgür Fırat’tan oluşan genel cerrahi ekibi tarafından ameliyata alındı. 4 saat süren robot cerrahisi ile yapılan kapalı yöntem ameliyatı sonrasında Kundak, servise alındı. Kundak, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Mide şikayetlerim hep vardı. Mide ağrısı çekerdim, geçerdi. Büyük abdestimde kan görünce yine midemden şüphelendim, mide kanamasıdır dedim. Ne olur ne olmaz diye düşünerek ihmal etmeden doktora gittim. Yapılan tetkikler sonrasında ‘kalın bağırsak kanseri’ tanısı koyuldu. Bu yaşımda böyle bir hastalık bana çok kötü bir sürpriz oldu, allak bullak oldum desem yeridir. Bu hastalık 50-60 yaşlarında görülüyor diye biliyordum. Hatta kayınpederim de 65 yaşında bu hastalıktan operasyon geçirmişti. Eşim Ayşe’yi, biri 3, diğeri 7 yaşındaki çocuklarımı düşündüm. Bizler çok gençtik, çocuklarımız çok küçüktü. Doktorla adeta pazarlık ettim, önce ameliyat olmak istemedim, ilaçla tedavi yapsanız dedim. Doktorlarım mutlaka ameliyat olmam gerektiğini söylediler. Kayınpederimi de ameliyat eden Doç. Dr. Tayfun Yoldaş’a başvurdum. Hızla iyileşmek istiyordum. Birçok soru sordum kendisine. Ayrıca daha önce açık ameliyat olmuş hastaları bildiğim için alternatif yöntemleri de sordum. Bana robotik cerrahiden bahsetti. Hastaya sağladığı imkanları anlattı. İleri bir yöntem olması, ameliyat izinin küçük olması, kanama riskinin düşüklüğü gibi özelliklerinden söz etti. Ben de robotik cerrahi olmaya karar verdim. Ameliyatın üzerinden 24 saat geçmeden yürüdüm. Doğru karar vermişim."  Hastaya olduğu kadar cerraha da kolaylıklar sağlayan yöntem  Robotik cerrahi operasyonu sonrasında hastasının sağlık durumunun çok iyi olduğunu belirten Doç. Dr. Tayfun Yoldaş hastası ve ameliyat yöntemi konusunda şunları söyledi: "Maalesef kalın bağırsak kanserini genç erişkinlerde daha çok görmeye başladık. Erken başlangıçlı kalın bağırsak kanseri görülme sıklığında artış var ve bu artışa dair kesin nedenler henüz bilinmiyor. Emre Kundak da 32 yaşında, çok genç bir hasta. Hiç beklemediği anda böyle bir hastalıkla karşı karşıya gelmiş ve tedavi konusunda da haklı olarak kaygıları vardı. Robotik cerrahi ile ameliyatını gerçekleştirdik. Daha az kanama, daha az enfeksiyon, ağrısız, küçük kesi, hızlı iyileşme, hızla normal yaşama dönme gibi hasta açısından oldukça fayda sağlayan bir yöntem. Hastaya sağladığı yararlar kadar cerraha da yarar sağlıyor. Hemen şunu belirtmeliyim ki, robotik cerrahi deyince, ameliyatı robot yapıyor gibi algılanabiliyor. Ama öyle değil. Ameliyatı cerrah yapıyor, robot da cerrahın ameliyat için kullandığı bir yöntem. İleri ve gelişmiş bir cerrahi yöntem. Daha net görüntü veriyor, görüntüyü 16 kat büyütebiliyor. Böylece cerraha daha geniş ve ayrıntılı çalışma imkanı sağlıyor. Robot enstrümanları insan bileğine göre çok daha fazla bükülebilme, açılanma imkanı tanıyor, minyatür olduğu için dar ve derin alanlarda çalışmayı kolaylaştırıyor. Robotik cerrahi ile kolon kanserinin yanı sıra genel cerrahinin alanına giren rektum kanseri, mide, özefagus, pankreas kanserleri, karın duvarı fıtıkları, obezite gibi pek çok ameliyatını gerçekleştirebiliyor. Hastamız ağrısız ve kısa sürede normal hayata dönebilme olanağı veren bu yöntemi tercih etti. Biz de en kısa sürede taburcu edeceğiz, durumu gayet iyi. Bundan sonraki tedavisini de diğer ilgili hekimlerimizle birlikte takip edeceğiz." 

"Ayağım o kadar etmez, ampute edin" Haber

"Ayağım o kadar etmez, ampute edin"

Yıllardır şeker hastalığı nedeniyle ayağındaki kronik yara kapanmayan 59 yaşındaki bir hasta, uygulanan larva tedavisiyle yeniden yürüdü.  Ayağında kronik kapanmayan yara olan Aydın Akat umutsuzlukla başladığı tedavi arayışında kızıyla birlikte İstanbul'daki birçok sağlık kuruluşuna başvurdu. Yüksek maliyet talepleri ve "iyileşmez" yanıtları karşısında "Ayağım o kadar etmez, ampute edin" sözleriyle çaresizliğini dile getiren hasta, son çare olarak Büyük Anadolu Hastanesi'ne yönlendirildi. Burada Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Şahin'in yakından takip ettiği süreçte uygulanan larva tedavisi, doğal bir biyoterapi yöntemi olarak yalnızca ölü dokuları hedef aldı. Enfeksiyon riski azalırken yara hızla iyileşmeye başladı ve hasta, yeniden yürüyebilmenin sevincini yaşadı.  "Yalnızca çürümüş bölgeyi temizliyor"  Prof. Dr. Mustafa Şahin, "Larvalar, canlı dokuya asla müdahale etmeden yalnızca çürümüş bölgeyi temizliyor. Bu sayede hem enfeksiyon kontrol altında tutuluyor hem de iyileşme süreci hızlanıyor. Aydın Bey'in ve ailesinin süreç boyunca gösterdiği sabır ve inanç; ekibimizin titiz çalışmasıyla birleşince bu başarı ortaya çıktı" dedi. Tedavi sürecinde yakından ilgilenen hastanın kızı ise, "Hiç vazgeçmedik, sabırla her öneriyi uyguladık. Mustafa Hocamız ve ekibinin emeğiyle aşamayacağımız hiçbir şey yoktu. Babam yeniden adım atabildi" diye konuştu. Hastanın iyileşme hikâyesi, larva tedavisinin Türkiye'de diyabetik yaralarla mücadelede ne kadar etkili ve doğal bir alternatif olduğunu bir kez daha gösterdi. "Ayağım o kadar etmez, ampute edin" diyerek başladığı bu yolculuk, doğru yöntem ve inançla Büyük Anadolu Hastanesi'nde gerçek bir başarı hikâyesine dönüştü. 

Felç sonrası yüz simetrisi bozulan hasta Eskişehir Şehir Hastanesi'nde iyileşti Haber

Felç sonrası yüz simetrisi bozulan hasta Eskişehir Şehir Hastanesi'nde iyileşti

Eskişehir'de yaşayan ve 15 yaşındayken geçirdiği yüz felcinden dolayı sol gözünü kapatamayan 56 yaşındaki Ümmü Gülsüm Cihan, Eskişehir Şehir Hastanesi'nde uygulanan 24 ayar altın ile yapılan implantasyon ile gözünü kapatırken, bacağından alınan yama ile ağzının köşesini kapatıldı. Yüz simetrisi daha iyi bir hale gelen Cihan, 30 yıl sonra iki gözünü kapatarak uyuyabildiğini belirtti.   Eskişehir'de yaşayan 56 yaşındaki Ümmü Gülsüm Cihan, 15 yaşında yüz felci geçirdi. Yüz felci geçiren Cihan, sol gözünü kapatamama sorunu yaşadı. Ümmü Gülsüm Cihan'ın, geçirdiği felçten dolayı yüzünün simetrisi de bozuldu. İlk zamanlarda çevresi tarafından şaka yaptığı ya da çarpıldığı şeklinde yorum yapanlar oldu. Yaklaşık 30 yıl boyunca sol gözü açık şekilde uyuyan Ümmü Gülsüm Cihan, ablasının tavsiyesi üzerine Eskişehir Şehir Hastanesi'nde görevli Eskişehir Şehir Hastanesi Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Yunus Çınar ile tanıştı.  Altın implantasyon ile gözü, bacağından yama ile ağzının köşesini kapatıldı  Burada muayene olan Ümmü Gülsüm Cihan'a ameliyat tarihi verildi. Yapılan operasyonla Cihan'ın sol gözüne kapatabilmesi için altın implantasyon, bacağından alınan yama ile hem gözünü kapatmasına, hem de ağzının köşesini kapatmaya yardımcı olunmak istendi. Cihan'ın sol gözüne uygulanan implantasyon ile 24 ayar altın yerleştirildi. Yaklaşık 4 buçuk saat süren operasyon ile Ümmü Gülsüm Cihan 30 yıl sonra iki gözünü kapatarak uyudu. Oldukça kendini dinlenmiş hisseden 56 yaşındaki kadın, ağrılarının sonladığına ve yüz simetrisinin düzeldiğine değindi. Ameliyattan 4 gün sonra taburcu olan Ümmü Gülsüm Cihan, doktorlarına ve Eskişehir Şehir Hastanesi çalışanlarına teşekkür etti.  "Sağ ve sol taraftaki simetriyi sağlamaya çalıştık"  Eskişehir Şehir Hastanesi'nde görevli Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Yunus Çınar yapılan tedavi ile alakalı, "Bu hastamızın şikâyeti aslında halk tarafından bilinen ve farkına varılan yüz felci ile ilgili şikâyetleri mevcuttu. Yüz felci ile ilgili olarak hastamız gözünü kapatamıyordu. Bu günlük hayatın konforunu etkileyen bir durum. Bunun dışında ağız köşesinde bir düşme vardı. Sol tarafı ile sağ tarafı arasında asimetriktik sıkıntısı mevcuttu. Biz hastamıza gözünü kapatama şikâyetini gidermek amacıyla altın impantasyonu ve bacağından aldığımız yamayla gözünü kapatmasına hem de ağzının köşesini kapatmaya yardımcı olduk. Aynı zamanda da sağ ve sol taraftaki simetriyi sağlamaya çalıştık. Hastamız bu problemi uzun yıllardır çekiyor. Halk tarafından bu hastalık çok yaygın olarak bilinse de şikâyetlerini ortadan kaldırmaya yönelik tedavi yöntemlerinin olduğunu bilen sayısı çok az. Biz plastik cerrahlar olarak bu konuya dikkat çekmek istiyoruz. Biz bu şikâyetleri çeşitli anlamlarda zayıflatacak ve ortadan kaldıracak tedavileri yapabiliyoruz. Bu ülkemizde yapılan bir ameliyat ama bizim hastanemizde ilk defa yapılan ameliyattı. Ameliyat yaklaşık 4 buçuk 5 saat sürdü. Göze, kaşa ve yüze müdahalede bulunduk. Hastamız yaklaşık 4 gün sonra taburcu oldu" dedi.  "Gözlerim kapanıyor ve çok güzel rüyalar görüyorum"  Yapılan 24 ayara altın impantasyonu ile yaklaşık 30 yıl sonra iki gözünü de kapatarak uyuyan Ümmü Gülsüm Cihan, "14-15 yaşında bu hastalığı geçirdim. Sol tarafıma etki etti ve titreme başladı. Ailem beni anlamadı, oyun yaptığımı zannetmişler. Hocaya götürdüler, hoca çarpılmışsın gibi bir şeyler söyledi. O günden beri de gözüm açık yatıyordum, çok baş ağrım vardı. Ablamın sayesinde Yunus beye geldim. Allah razı olsun, bana çok iyi geldi. Zorlukları vardı. Gözüm kapanmıyordu, geceleri açık kalıyordu. Gözüm açık uyuyordum. Sol tarafımdan baş ağrısı çekiyordum. Yüzümün sol tarafında zayıfladığım zaman bir sarkma vardı. Herkes ne olduğunu ve nasıl olduğunu soruyordu. Bu sorulardan artık çok sıkılmıştım. Ablam, eşi için Yunus beye randevu alacaktı. Ben de bana da almasını söyledim. Ablam doktorun adı güzel bize iyi gelir dedi. Şu anda çok iyiyim. Geceleri gözüm kapanıyor, rahat uyuyorum. Yunus bey sayesinde sigarayı da bıraktım. Gözlerim kapanıyor ve çok güzel rüyalar görüyorum" ifadelerini kullandı. 

Obezite ameliyatlarından sonraki süreçte alınan kilolar geri verilemeyebiliyor Haber

Obezite ameliyatlarından sonraki süreçte alınan kilolar geri verilemeyebiliyor

Son dönemlerde hazır ve hızlı yiyeceklerin tüketiminin artmasıyla yaygınlaşan obezite hastalığına karşı uzmanlar tedavi yöntemlerini açıkladı. Obezite ile mücadelede mide botoksu, mide balonu ve tüp mide yöntemlerinin kullanıldığını açıklayan Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Özgür Kaya, "Hasta ‘Ben ameliyat oldum, her şeyi yerim. Hareketsiz bir yaşam sürerim’ derse bu iş olmaz. Bu tür ameliyatlarda da kilo alma ve verememe gibi durumlar olabilir" dedi.   Çağın vebası olarak da bilinen ve son dönemlerde giderek artan obezite hastalığına karşı Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Özgür Kaya, önemli açıklamalarda bulundu. Öncellikli olarak obezitenin tedavi yöntemlerinden bahseden Op. Dr. Kaya, yalnızca tedavinin obeziteye karşı etkili bir yöntem olmadığını vurguladı. Obezite tedavi yöntemlerini anlatan Op. Dr. Kaya, "Obezite, vücut kitle endeksi 30’un üzerinde olduğunda başlar. Vücut kitle endeksi 30’un üzerinde olan hastalara öncelikli olarak endoskopik yöntemleri öneriyoruz. Endoskopik yöntemler, endoskopik mide balonu ya da endoskopik mide botoks uygulamasıdır. Endoskopik mide balonu uygulamasında önce hastayı uyutuyoruz sonra endoskopla mideyi bakıyoruz hastanın midesi balon yerleştirmeye uygunsa yaklaşık 500 santimetre küplük bir balon yerleştiriyoruz. Bu balonların çeşitli türleri var. 6 aylık ya da yıllık olmak üzere 2 modeli var. Genelde hastaya 6 aylık olanı öneriyoruz. Kontrolü daha güvenli olduğu için. Endoskopik balon uygulaması hem mide de küçülmeyi sağlıyor, hem mide boşalma süresini uzatıyor, hem de gün içinde genel bir doygunluk hissi veriyor. 6 ayın sonunda tekrar endoskopi yapılarak balon mideden çıkartılıyor" dedi.  "Mide botoksu 15 dakikalık bir işlem"  Obezite hastalığının bir başka tedavi yöntemi olan mide botoksuna dair bilgiler veren Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Özgür Kaya, Mide botoksunda da mide kas dokusu içerisine botoks enjeksiyonu uyguluyoruz. İşlem yaklaşış 15 dakika kadar sürüyor. Bu işleminde 6 aylık bir süresi vardır. Mide botoks uygulamasıyla midenin boşalma süresini uzatıyoruz, Ghrelin hormonu denilen iştah hormonu salınımını da bir miktar azaltıyor bu işlem ve böylelikle iştahta bir miktar azalma oluyor. 6 sonunda gerek görülürse işlem tekrar yapılıyor. Gereken kilo verilemediyse tekrar botoks uygulaması yapılabiliyor. Mide balonun en büyük handikabı, balon takıldıktan sonra 5 günlük bir süre içerisinde spazm ve kramp gibi şikayetler olabiliyor. Midesi hassa olan hastalara mide balonu uygulaması önermiyoruz. Bu kramp ve spazm olan sürelerini genelde ilaç desteklemesi yapıyoruz. Mide balona alışırsa uygulamaya devam ediyoruz ve 6 ay sonra çıkartıyoruz. Bazı hastalar bu balonu tolere edemiyor. Bu durumlarda bolunu erken çıkarmak gerekebiliyor. Mide balonu uygulaması yapıldığında hastanın kesinlikle alkol kullanmaması gerekiyor ve hastanın 6 ay boyunca düzenli olarak mide koruyucu ilaç kullanması gerekiyor" şeklinde konuştu.  "Tüp mide ameliyatı uygulaması daha kolay ve daha geniş kitleye uygulana bilen bir ameliyattır"  Obezite hastalığının en yaygın tedavi yöntemi olarak bilinen tüp mide ameliyatına ilişkinde bilgiler veren Op. Dr. Özgür Kaya, "Sağlık Bakanlığının SUT kodunun da olduğu ve kabul ettiği tedavi yöntemlerinin arasında gelen ve dünyada en çok uygulanan yöntem olan tüp mide ameliyatıdır. Bir diğer yöntem ise gastrektomi mini bypass yöntemidir. Bu iki ameliyatında kendine özgü avantajları vardır. Tüp mide ameliyatı uygulaması daha kolay ve daha geniş kitleye uygulana bilen bir ameliyattır. Vücut kitle endeksi 35’in üzerinde olan vatandaşlara ve diyabet gibi kronik rahatsızlığı olan hastalara uygulanır. Vücut kitle endeksi 40’ın üzerinde olan hastalarda ise ek hastalı aranmaksızın uygulanan bir yöntemdir. Gastrektomi mini bypass ise ileri yaşlı ve yüksek kilolu ve bunun yanında diyabet gibi kronik rahatsızlığı olan hastalara öneriyoruz" ifadelerini kullandı.  "Bu tür ameliyatlarda da kilo alma ve verememe gibi durumlar olabilir"  Her cerrahi operasyonda olduğu gibi obezite cerrahisinde de belirli riskler olduğunu belirten Op. Dr. Özgür Kaya, her cerrahi operasyonun kendisine has komplikasyonlarının bulunduğunu, bunların yaşanmaması için hastanın iyi değerlendirilerek ameliyata sonrası takiplerinin de iyi yapılması gerektiğini vurguladı. Obezite ameliyatlarından sonraki sürecinde önemine değinen Op. Dr. Özgür Kaya, "Obozite ameliyatlarında önce hastaya bir şans veriyoruz. Verdiğimiz şans kilo kaybının yaşanması ve hastanın efor kapasitesinin arttırılmasıdır. Bunların olabilmesi için hastanın takiplerine düzenli gelmesi gerekiyor, verilen diyet düzenlemesine düzenli uyması gerekiyor ve en önemlisi ise hareketli bir yaşama adım atması gerekiyor. Hasta ben ameliyat oldum artık her şeyi yerim ve hareketsiz bir yaşam sürerim derse bu iş olmaz. Bu tür ameliyatlarda da kilo alma ve verememe gibi durumlar olabilir. Bunun için doktor tavsiyelerinin düzenli uyulması ve doktor kontrollerinin düzenli yapılması gerekiyor" dedi. 

Avrupa ve Türkiye'de İlk Kez... Haber

Avrupa ve Türkiye'de İlk Kez...

Avrupa ve Türkiye'de ilk kez Adana'da yapay zeka destekli robotik kalça protezi ameliyat yöntemi 65 yaşındaki hastada kullanıldı.   Kayseri'de yaşayan 65 yaşındaki Necla Özkan, son yıllarda kalçasındaki sorun nedeniyle yürüyememe şikayeti üzerine birçok hastaneye gitti. Özkan, en son Adana Acıbadem Ortopedia Hastanesi'nden Prof. Dr. Emre Toğrul'a başvurdu. Yapılan tetkikler sonucu hastanın kalça protezi ameliyatı olmasına karar verildi. Gelişmiş versiyonuyla Avrupa ve Türkiye'de ilk kez uygulanan Robotik Cerrahi Asistanı (ROSA) desteğiyle yapılan ameliyatla Necla Özkan, sağlığına kavuştu.  İhlas Haber Ajansı'na konuşan Özkan, "Hocamız bu yöntemi anlattığında şaşırdım. Protez ameliyatlarının robot yardımıyla yapıldığını duymuştum daha önce. Ama bu gelişmiş teknolojinin hasta için yararları etkileyiciydi. Kabul ettim. Ameliyattan 3 saat sonra da ayağa kalkıp, adım attım. Epeydir ağrı nedeniyle yürümekte çok zorluk çektiğim için çocuk gibi sevindim. Ameliyat öncesi çok zor yürüyordum. Sol tarafımda sıkıntı vardı. Şu anda çok iyiyim. İnşallah daha iyi olacağım" dedi.  "Kalça protezi ameliyatlarında yapay zeka farkı hissediliyor"  Hastasının ameliyatı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Emre Toğrul, "Hastamızın kalçasında halk arasında kireçlenme diye bilinen bir sorunu vardı. Yürümekte zorluk çektiği gibi eklem ağrıları da vardı. Bu sorunu, protezle çözebilirdik ancak. Ona kalça protezi ameliyatı yaptık. Ameliyatı, ROSA ismi verilen robotik cerrahi asistan yardımıyla direkt anterior yöntemle yaptık. Bu robot ameliyat esnasında cerrahın protezleri yerleştirmek için kullandığı aparatlara bir şekilde fiziksel olarak bağlanarak cerrahın bilgi almasını ve yönlendirilmesini sağlıyor. Yani bir anlamda ameliyatı cerrah yaparken hem görüntüleme, hem ölçme hem de ameliyat sonu projeksiyonu aynı anda yapabilen gelişmiş teknoloji cerraha yardım ediyor. Konvansiyonel olarak yapılan ameliyatlara göre hasta daha kısa sürede iyileşiyor ve günlük hayata daha kısa zamanda dönebiliyor. Hastamız ameliyattan 3 saat sonra ayağa kalktı. Yöntemin ve robotik cerrahiye uygun direkt antrior açılımının bu sonucu almamızı sağlayan özellikleri var. Ameliyat yaparken cerraha bilgi sağlıyor robot. Cerrah ameliyatı yaparken muhtemel değişiklikleri hemen fark ediyor ve robot, anında size ameliyatın gidişatını değiştirebilecek plan seçeneği sunuyor. Zira yapay zeka tabanlı bir sistemi var. İçinde binlerce kalça protezi ameliyatının verileri bulunuyor. Öğrendiği bu veriler üstünden cerraha yardımcı olacak şekilde planlama yapabiliyor ve yönlendirebiliyor, hastanın durumuna özel ameliyat yapılmasına destek oluyor. Böylece cerrahın muhtemel hata payını düşürüyor. Biz uzun yıllar protez ameliyatı yapan cerrahlar olarak yapay zekanın ameliyatlardaki farkını hissedebiliyoruz. Hastalar da olumlu sonuçlarını yaşıyor" ifadelerini kullandı.  "15-20 sene sonra her ameliyat robot destekli olabilir"  Avrupa ve Türkiye'de ROSA'nın ilk kez Adana'da kullanılmasının ayrıca önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Toğrul, "Yapay zekalı robotik asistan sisteminin Avrupa ve Türkiye'de ilk kez kalça protezi ameliyatında kullanılması, üstelik bunu Adana'da kullanmış olmak bir cerrah olarak bizi mutlu etti. Sağlık alanında yapay zekanın sunduğu imkanlar hızla gelişiyor. Belki 15-20 sene sonra her ameliyat, robotik yardımlı ameliyat olacak" diye konuştu. 

Beynindeki tümör, uyanık olduğu ameliyatla temizlendi Haber

Beynindeki tümör, uyanık olduğu ameliyatla temizlendi

Beyin tümörü nükseden 35 yaşındaki Mehmet Gül, tümörün konuşma merkezine yakın olması ve konuşmasına hasar verme ihtimali nedeniyle uyanık şekilde ameliyat edildi. 2 buçuk saat uyanık kaldığı ameliyat sırasında konuşup şarkılar söyleyen Gül, başarılı geçen operasyonla sağlığına kavuştu.   İşletmecilikle uğraşan 35 yaşındaki Mehmet Gül, beyninde tespit edilen portakal büyüklüğündeki tümör nedeniyle Şubat 2024’te ameliyat oldu. Tümörün nüksetmesi üzerine Gül, geçtiğimiz Aralık ayında Medicana Ataköy Hastanesi’nde ikinci kez ameliyata alındı. Tümörün konuşma merkezine yakın olması ve hastanın konuşmasına hasar vermesi riski nedeniyle doktorlar kritik bir karar vererek hastayı uyanık ameliyat etme karar aldı. 9 kişilik ekip tarafından gerçekleştirilen ve 6 saat süren ameliyatta genç adam, doktorların verdiği talimatlara uyarak sayı saydı, sohbet etti ve şarkı söyledi. Ameliyatın 2 buçuk saatinde uyanık kalan Gül, başarılı operasyon sonrası sağlığına kavuştu.  "Hastayı uyutarak yapsaydık, konuşma merkezi hasar alabilirdi"  Ameliyatı gerçekleştiren Medicana Ataköy Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ömür Günaldı, hastanın konuşmasına zarar vermemek için hastanın ameliyatını uyanık yapmaya karar verdiklerini belirtti. Prof. Dr. Günaldı, "Tümörü çıkarırken hastayı konuşturmamız gerekiyordu. Bu ameliyat iki türlü yapılabiliyor. Ya ameliyatın başından sonuna kadar hastayı uyanık tutup tümörü çıkarabiliyoruz ya da ameliyatın başında hastayı uyutup, cildi, kemiği ve beyin zarını açtıktan sonra tümör rezeksiyonu aşamasında hastayı uyandırabiliyoruz. Tümörü çıkardıktan sonra tekrar uyutup kapatıyoruz. Biz bu ikinciyi tercih ettik. Çünkü o kadar uzun süre hastanın kapalı alanda durması ve yatar bir vaziyette, üstelik beyin ameliyatı esnasında bize uyum sağlayabilmesi mümkün olmayabilirdi. Hasta da çok uyumluydu. Sayı sayma, şarkı söyleme, şiir okuma, konuşma, bütün talimatlarımızı yerine getirdi. Ameliyatın sonuna kadar hastayla iletişim halinde tümörünü çıkardık" dedi.  "Bu prosedürü kısıtlı ameliyatlarda uyguluyoruz"  "Bu ameliyatların bazı riskleri de var. Hasta uyumlu olmayabilir. Hasta ameliyat esnasında panik yapabilir ya da epileptik nöbet geçirebilir" diyen Prof. Dr. Günaldı, "Beyin enteresan bir organ. Tüm vücudun duyusunu alıyor. Bütün çevresel farkındalığımızı sağlıyor fakat beyine dokunduğumuzda, beyni herhangi bir sebeple kurcaladığımızda bunu fark etmiyor. Ağrı duyusu yok, dokunma hissi yok, bunu algılayamıyor. Bu bizim için ameliyatlarda bir avantaj olarak ortaya çıkıyor. Biz de bu avantajı kısıtlı bazı endikasyonlarda kullanarak beyin tümörünü alabiliyoruz. Sadece konuşma merkezinde olan tümörlerde değil, motor alanda yani vücudun kol ve bacağı kontrol eden merkezinde de, ameliyattan sonra hasta felç olmasın herhangi bir kuvvet kaybı yaşamasın diye, bu ameliyatı rahatlıkla uygulayabiliyoruz" ifadelerini kullandı.  "Gülerek ameliyat oldum, acı hissetmedim"  Ameliyat sırasında acı hissetmediğini belirten Mehmet Gül, yaşadıklarını aktararak, "Bu, Ömür hocaya olduğum ikinci ameliyattı. İlk ameliyatta portakal büyüklüğünde bir tümör çıkarılmıştı, 6 cm, 7 cm ve 8 cm büyüklüğündeydi. Akabinde nüksetti. Şubat ayında ilk ameliyatı olmuştum Aralık ayında da ikinci ameliyatı oldum. Tümör konuşma merkezinde olduğu için ameliyatta uyanık olmak zorundaydım. İlk anestezi alarak girdim ameliyata. Akabinde cerrahi ekip ve anestezi tarafından uyandırıldım. Uyandırıldıktan sonra sayıları ve ayları saymam istendi. Daha sonra ömür hocamdan şarkı isteği vardı. Keyifli bir ameliyat geçti. Acıları fazla hissetmedim. 10 üzerinde 2 veya 3 olarak acı hissettim. Ameliyattan sonra yoğun bakıma değil direkt normal odaya alındım" dedi.  Gül, doktorunun yaptığı bilgilendirme sayesinde ameliyat sırasında çok rahat olduğunu belirterek, "Gülerek ameliyat oldum diyebilirim. Sağlık ekiplerine teşekkür ederim" diye konuştu.  "Hastayı ameliyat öncesi bu duruma alıştırdık"  Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Musa Gitmez ise ameliyat sürecini şöyle anlattı:  "Hastayı önce uyuttuk, anestezi cihazına bağladık ve derin anestezi verdik. Cerrahi ekip o ağrılı bölgeleri geçip tümörün olduğu beyin bölgesine yaklaşınca hastayı uyandırdık. Hasta anestezi etkisinden çıktı, şuuru açıldı. Hastanın konuşmasında herhangi bir değişiklik veya bozulma olursa cerrahi ekip o bölgeden uzak duracaktı. Hastayı ameliyat öncesi bu duruma alıştırdık. Dolayısıyla herhangi bir panik, endişe yaşamadan bizim sorularımızı cevapladı. Hastayı tekrar uyutup genel anestezi yaptık. Ameliyat bittikten sonra hastayı uyandırdık. Çok başarılı bir ameliyattı. Bu başarıyı anestezi ekibiyle beyin cerrahisi ekibinin ortak başarısı olarak değerlendiriyoruz" dedi.  Hastaya ameliyat boyunca uyarı verildi  Elektronörofizyoloji Uzmanı Bilge Kağan Üçoluk, ekip çalışmasının önemine vurgu yaparak, "Anestezi uzmanımızla birlikte koopere olarak, beyin haritalama sırasında yardımcı olmak için ameliyathanede bulunduk. Bu aşamada hem ekip olarak doktorumuzun hem anestezi hocalarımızın bize verdiği destekle uyarı vererek Mehmet Bey’i sürekli konuşturarak, konuşma sırasında verdiğimiz uyarılarla, konuşma esnasında duraklamalar veya saydığı sıralamalarda, tekrarlamalarda bu bölgeye yaklaştığımızı öngördük ve cerrahi ekiple birlikte tümörün total olarak çıkarılmasına yardımcı olmaya çalıştık" ifadelerini kullandı. 

Yuttuğu çekirdek kabuğu akciğerine bıçak gibi saplanan 9 aylık Mine bebek sağlığına kavuştu Haber

Yuttuğu çekirdek kabuğu akciğerine bıçak gibi saplanan 9 aylık Mine bebek sağlığına kavuştu

Batman'da 9 aylık bebeğinin aniden morardığını ve soluksuz kaldığını gören baba, kızının yerdeki kabukları yutmuş olabileceği şüphesi ile uyguladığı "Heimlich Manevrası" ile soluk borusuna kaçan kabukları çıkardı. Hırıltısının devam etmesi üzerine hastaneye götürülen bebeğin akciğerine bir çekirdek kabuğunun dik bir şekilde saplandığı belirlenmesi üzerine ameliyata alındı ve bronoskopi yöntemi ile sağlığına kavuşturuldu.  Batman'da ikamet eden Kavak ailesi evde oturdukları sırada bir anda 9 aylık kızları Merve Kavak'ın morardığını ve nefes almakta güçlük çektiğini fark etti. Kızını kucağına alan baba Kadri Kavak, kızının yerde bulduğu çekirdek kabuklarını ağzına aldığını bir kısmının hale ağzında olduğunu gördü. Baba Kavak, "Heimlich Manevrası" uygulayarak kızının soluk borusuna kaçan çekirdek kabuklarını çıkartmayı başardı.  Ancak kızının hırıltısının kesilmediğini gören baba Kavak, kızını Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisine götürdü.  Yapılan tetkiklerde 9 aylık Mine Kavak'ın yuttuğu çekirdek kabuklarından 2-3 tanesinin dik bir şekilde akciğerine saplandığı belirlendi. Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Cerrahisi Doktor Selim Özkaya tarafından ameliyata alınan 9 aylık Mine bebek, bronkoskopi işlemi ile ağız yoluyla ince, ince metal bir kamera tüpü ile akciğerlerine girilerek akciğere saplanan kabuklar çıkartıldı.  Kamera tüpü ile akciğerlere inildi  Yapılan tetkiklerde çocuğun yuttuğu çekirdek kabuklarının hem solunum yolunu kapattığını hem de akciğerlerine saplandığını belirten Doktor Özkaya, yapılan ameliyatın ardından başarılı bir şekilde tamamlandığını söyledi.  Ameliyat sonrası çocuğun sağlığına kavuştuğunu belirten Doktor Özkaya, "9 aylık kız çocuğu hastamız, evde bulduğu çekirdek kabuklarını ağzına atma sonrası çocukta morarma olmuş. Aile "Heimlich Manevrası"nı uygulamış ama sonrasında hırıltı ve ara ara öksürük şikayeti olmuş. Hastanemizin acil servisine yaptıkları başvuruda yapılan tetkiklerinde yutmuş olduğu çekirdek kabuğunun akciğerine kaçtığını tespit ettik. Bronkoskopi dediğimiz işlemi yapmak üzere ameliyathaneye aldık. Ameliyat sırasında 2-3 tane çekirdek kabuğunun akciğerine kaçtığını ve solunum yolunu kapattığını gördük. Yabancı cisimleri temizledik. Ameliyat sonrası hastamızı yaklaşık 12 saat yoğun bakımda izledik. Şuan odaya aldık ve durumu gayet iyi" dedi.  "Çekirdek benzeri şeyleri çocuklardan uzak tutun"  Çocukların boğazına kaçabilecek çekirdek ve benzeri şeylerin çocuklardan mutlaka uzak tutulması gerektiği konusunda aileleri de uyaran Doktor Özkaya, "Bu vesile ile aileleri bilinçlendirmek adına özellikle 5 yaşına kadar çekirdek ve benzeri şeyleri çocukların ulaşamayacakları yerlerde tutmalarını öneriyoruz. Çocuklara çekirdek benzeri akciğere kaçabilecek cisimlerin verilmemesi gerekiyor" diye konuştu.  "Biz hata ettik siz etmeyin"  Kızının bir anda morardığını fark ettiğini belirten baba Kadri Kavak ise "Akşam saat 22:00 sıralarında yerde bulduğu çekirdek kabuklarını alıp ağzına atmış. Bir anda morarma başladı. "Heimlich Manevrası" ile 2-3 tane çıkarabildik ama geri kalanlar boğazına kaçmıştı. Bundan dolayı da hemen hastaneye geldik. Hastanede yapılan tetkiklerde solunumun şuan için iyi olduğunu ancak çekirdek kabuğunun dik olarak akciğere girdiğini bunun da oluşturabileceği iltihap ile daha kötü sonuçlar doğurabileceğini o yüzden de mutlaka alınması gerektiğini söylediler. Doktorumuz gerekli tüm özeni gösterdi ve ameliyata aldılar ve şuan sağlığına kavuştu" dedi.  Aileleri de uyaran baba Kadri Kavak, "Çekirdek kabuklarını, çekirdekleri çocuklardan uzat tutsunlar. Biz bir hata yaptık. Çekirdek kabukları yere düşmüştü elbette bilerek yapılan bir şey değil ama gerekli önlemin alınması çok daha iyi olur" ifadelerini kullandı. 

Yozgat'ta ilk kez uygulanan Mini-PNL yöntemi ile bir hasta 5 milimetrelik kesiyle 2.5 santimetrelik börek taşından kurtuldu Haber

Yozgat'ta ilk kez uygulanan Mini-PNL yöntemi ile bir hasta 5 milimetrelik kesiyle 2.5 santimetrelik börek taşından kurtuldu

Yozgat'ta ilk kez uygulanan Mini-PNL yöntemi ile bir hasta, 5 milimetrelik kesiyle 2.5 santimetrelik börek taşından kurtuldu.  Sol yan ağrısı şikâyetiyle hastaneye başvuran 64 yaşındaki Osman Öztürk'ün yapılan tetkiklerinde sol böbreğin alt kesiminde 2,5 cm'lik taş tespit edildi. Hastanın taşları, sırtüstü yatar pozisyonda (Supine Mini PNL) yaklaşık 3-5 mm'lik bir kesiden girilerek tamamen temizlendi.  Op. Dr. Fatih Kocamanoğlu, Mini-PNL'nin standart PNL'ye göre en önemli avantajının böbreğe daha ince cihazlarla müdahale edilmesiyle böbrek üzerine olan travmanın daha az olduğuna dikkat çekerek, "Sol yan ağrısı şikâyetiyle gelen hastamıza yaptığımız görüntülemede sol böbrek alt klikslerinde yerleşen yaklaşık 2,5 santimetrelik taşının olduğunu gördük. Taşın yeri ve boyutu gözetilerek hastaya tutama ameliyatını yapma kararı aldık. Bu ameliyatta daha minimal invaziv bir cerrahi olan Mini-PNL, yani yaklaşık 3-5 milimetrelik bir kesiden girerek taşları temizlemeyi planladık. Ve bu yöntemi de hastamıza başarıyla gerçekleştirdik. Hastanemizde ilk kez gerçekleştirdiğimiz avantajlarından dolayı da tercih ettiğimiz Spupine yöntemle yani sırtüstü yatar pozisyonda Mini Perkütan Nefrolitotomi'yi hastamıza uyguladık. Hastamıza acil şifalar diliyoruz" dedi.  Op. Dr. Arif Bedirhan Bayraktar ise Mini-PNL yönteminin özellikle sırtüstü pozisyonda uygulanmasının avantajlarını şu sözlerle anlattı:  "Spupine pozisyonunda avantajları şunlardır. Kalp ve akciğer işlevlerini daha az etkilemekte, kombine cerrahiye imkan sağladığı için taşsızlık oranı fazla olmakta, böbrek basıncı daha düşük olduğu için enfeksiyon oranı ve kanama oranı daha düşük olmaktadır. Aynı zamanda pozisyon değişikliği gerekmediği için cerrahi sürekli süre salmakta ve anestezi hastanın anestezide aldığı süre daha kısa olmaktadır."  Yozgat'ın Sarıkaya ilçesinde çiftçilikle uğraşan Osman Öztürk, sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek, "Yozgat Şehir Hastanesi'ne geldim. Fatih hocaya muayene oldum. Muayenede taş çıktı. Taş çıkınca ‘Osman amca bu taşı alalım' dedi. Aradan 2-3 sene geçti, sonra yeniden rahatsızlandım. Doktorum 'Osman amca, bu taş bir yandan büyümüş, ceviz kadar olmuş' dedi. Yeni bir cihazın gelmesini bekledik. Pazartesi günü beni ameliyata aldı. Üç tane üroloji doktoru ameliyatıma girdi. Ameliyatımız başarılı geçti. Çok güzel. Allah razı olsun. Hocalarıma çok teşekkür ederim" ifadelerini kullandı. 

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Yeni Marmara Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.