Hava Durumu

#Antik Kent

Yeni Marmara Gazetesi - Antik Kent haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Antik Kent haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

40 kiliseli antik kentten tarihi manastıra yolculuk  Haber

40 kiliseli antik kentten tarihi manastıra yolculuk 

Gümüşhane'de 71 doğa sever Türkiye'nin tescilli "50 Düş Patikası" rotasında yer alan 40 kiliseli Krom Antik Kenti'nden 675 yıllık İmera Manastırı'na tarihi yollardan yürüdü. Katılımcılar coğrafyanın zorlu ama büyüleyici yapısına hayran kaldı. GÜDAK tarafından organize edilen ve aralarında Gümüşhane Valisi Aydın Baruş, Vali Yardımcısı Muhammed Deniz Kılınç, İl Emniyet Müdürü İsmail Karasakal ve İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Bilal Sarıdoğan'ın da bulunduğu 71 kişilik ekip, tarihi İpek Yolu güzergahındaki tescilli rotada, sonbaharın son izlerinden kışın ilk habercilerine doğru yürüdü. 40 kiliseli antik kentten tarihi manastıra yolculuk Yürüyüş, Atlas Dergisi'nin "Yürüyüş Rotaları Atlası: 50 Düş Patikası" çalışmasında yer alan ve Gümüşhane'nin en önemli kültürel miraslarından biri olan Krom Antik Kenti'nden başladı. Bir zamanlar 10 bin kişiye ev sahipliği yapan ve 3. derece arkeolojik sit alanı olan bu eski madenci kasabası, 9 mahallesi, 40'tan fazla kilise ve şapeli, kalesi ve taş işçiliğiyle hayranlık uyandıran mimari yapılarıyla dikkat çekiyor. Katılımcılar, tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan ve Kolat Dağları'nın yamacına kurulan bu etkileyici vadide, tarihin her dönemine tanıklık eden eserleri inceleyerek yola çıktı. 71 doğa sever zirveleri taze karla beyazlamış dağların eteğinden, zaman zaman sisin ve çisenin eşlik ettiği tarihi patikalardan geçerek merkeze bağlı Olucak köyüne ulaştı. Yürüyüş, Gümüşhane'nin en önemli inanç merkezlerinden biri olan 675 yıllık İmera Manastırı'nda güneşli bir havada son buldu. Toplam 7 kilometrelik yürüyüşe katılan doğa severler, parkurun hem tarihi derinliği hem de doğal güzellikleri karşısında hayranlıklarını gizleyemedi. "Burada yüzyıllardır farklı medeniyetler yaşamış" Sporculardan akademisyen Fatma Cebeci Aydın, çok keyifli bir yürüyüş gerçekleştirdiklerini belirterek "Krom Vadisi boyunca İmera Manastırı'na kadar yürüyüş yaptık. Çok güzeldi, çok keyifliydi. Zaten vadi çok güzel. Burada yüzyıllardır farklı medeniyetler yaşamış, burayı kendilerine ev edinmişler. Çok keyifli bir parkurda, çok güzel bir patika ile yürüyüşümüzü İmera Manastırı'nda bitirdik. Burada da ekip arkadaşlarımız bizler için sucuk ekmek hazırlamışlardı. Onun da tadına vardık. Çok güzeldi, çok keyifliydi" dedi. Gümüşhane'de sonbaharın renklerinin artık sona erdiğini kaydeden Aydın, "O yeşili, kırmızıyı, bu renkleri artık göremiyoruz. Bu renkler tamamen dağıldı ama artık dağlara beyaz indi. Ve bugün dağlarda beyazı gördük. Yer yer sis vardı. Hem fotoğraf çektik hem de çok güzel, keyifli bir yürüyüş yapmış olduk. Biz bütün doğa severleri Gümüşhane'ye davet ediyoruz her zaman. Ama şunu da her zaman söylüyoruz ki lütfen çöplerinizi de yanınızda götürün ve gezdiğiniz yerlerde bırakmayın diyoruz" ifadelerini kullandı. "Sarp dağları ve bunları keşfetmek çok hoşumuza gidiyor" Etkinliğe ilk kez katılan Sümeyye Cevher ise "Krom Vadisi'nden başladık. İmara Manastırına ulaştık. Çok güzel bir parkurdu. Çok zevk aldık. İlk defa zaten katıldım. Hava kah güneşliydi kah yağmurluydu. Sisli bir ana da denk geldik çok güzeldi. Bu parkuru çok beğendim. Özellikle patika yolu çok sevdim. Daha zorlusunu görmek istiyorum. Gümüşhane çok farklı bir coğrafya. Dört mevsimi görebiliyorsunuz dağlarında. Dağlar zaten sarp. Bu biraz da bizim yapı gereği seviyoruz sarp dağları ve bunları keşfetmek çok hoşumuza gidiyor. O yüzden ben devamını düşünüyorum, her bir dağın keşfini istiyorum inşallah" diye konuştu. "4 mevsim, 4 farklı güzellikleri gördüm" 10 yıldan fazla bir süredir dağları adımlayan 65 yaşındaki Kadriye Yılmaz Turan ise "10 yıldan fazladır bu grupla geziyorum. Dağ, bayır kalmadı, görmediğim köyler kalmadı. 4 mevsim, 4 farklı güzellikleri gördüm. Bugün de 60'dan fazla grupla İmera'ya, Krom Vadisi'ne geldik. Sayın Valimiz de bize katıldı. Katılanlara teşekkür ediyoruz. Çok güzel bir ekibimiz var. Zorlanmadım, çok güzel bir parkurdu" dedi. İstanbul'dan tatil için memleketi Gümüşhane'ye gelen Ayşe Günal ise "Ben tatil için geldim buraya birkaç günlüğüne. Şans işte bugün katılma durumum oldu. Çok memnunum. Aşırı derecede yürümeyi severim. Valimiz de aramızdaydı zaten katıldı, teşekkür ediyoruz kendisine. Çok güzel yürüyüş oldu. Şahaneydi parkur. Zaten doğaya aşığımdır. Çok çok güzel geçti gerçekten" diye konuştu. Isparta'dan Gümüşhane'de yaşayan ablasının yanına gezmeye gelen ve etkinliğe katılan Songül Sak da "Burada yürüyüş olduğunu ablam haber verdi ve ben de bu yürüyüşe katıldım. Parkurun bazı zorlu yanları vardı. Arada kaydım ama çok yardımcı oldu insanlar. Çok sıcakkanlı insanlar var burada. Manzara çok güzeldi. Fotoğraflar çektim. Kiliseler, şapeller gördük. Tarihi yollardan geçtik. Çok güzeldi yani güzel bir deneyimdi" dedi. Doktor Tavsiyesi Etkinliğe katılan Dr. Yunus Kolat ise doğa yürüyüşlerini herkese tavsiye ederek, "Adana'dan geldim Gümüşhane'ye. Bu ikinci yürüyüşüm oldu. Bu da güzel bir yürüyüştü. Daha kısa ama daha zor bir yürüyüştü bence. Parkur biraz zorlayıcıydı. Kayabiliyorduk. Risk vardı. Ama dağın eteklerinde yürümek keyifliydi, güzeldi. Güzel manzaralar vardı, karlı manzaralar vardı. Şapeller, kiliseler vardı. Güzel bir yürüyüş oldu. Biz düzenli egzersizi öneriyoruz herkese. Tabii ki insanlara düzenli doğa yürüyüşlerini öneriyoruz" diye konuştu. "Dağların eteklerinden yürüdük" Etkinliğin en küçük katılımcılarından Mustafa Berat Ergin de "Krom'dan başladık İmera Manastırı'nda 7 kilometrelik parkuru bitirdik. Çok güzel bir yürüyüştü. Dağların eteklerinden yürüdük. Birkaç kere kaydık ama hiçbir sıkıntımız olmadı. İnsanların buralara gelmesini tavsiye ediyorum. Parkur boyunca değişik, hiç görmediğim bitkiler vardı. Çok fazla kilise gördüm. Hepsi de çok güzeldi. Buralarda insanlar yüz yıllarca yaşamışlar. Şimdi biz onların yürüdükleri yollardan yine geçtik. Eskiden insanlar çok zor yerlerden yürümüşler" ifadelerini kullandı.

Antik dönemde eşi benzeri olmayan anıtsal yapı bulundu Haber

Antik dönemde eşi benzeri olmayan anıtsal yapı bulundu

Manisa'nın Salihli ilçesindeki paranın ilk basıldığı yer olarak bilinen Sardes Antik Kenti'ndeki kazılar, 160 yıldır devam ediyor.  Devlet güvencesinde paranın ilk basıldığı yer olarak bilinen Manisa’nın Salihli ilçesinin Sart Mahallesi'nde bulunan Lidya Krallığı'nın başkenti Sardes Antik Kenti'nde, 160 yıl önce başlayan kazı çalışmaları devam ediyor. Bu yıl gerçekleştirilen kazılarda ise yaklaşık 50 yıl önce keşfedilen ancak kerpiç yapısı nedeniyle bugüne kadar kazılamayan 2 bin 700 yıllık anıtsal sur duvarının turizme kazandırılması amaçlanıyor.  Devlet güvencesinde altın ve gümüş paranın ilk basıldığı yer olarak bilinen Salihli ilçesinin Sart Mahallesi'ndeki Lidya Krallığı'nın başkenti Sardes Antik Kenti'nde, 160 yıl önce başlayan kazı çalışmaları sürüyor. 5 bin yılı aşkın bir süredir çeşitli yerleşimlere sahne olan ve çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan antik kentteki kazılarda, Lidya, Pers, Helenistik, Roma, Bizans ve diğer kültürlerden çok sayıda yapı ve eser ortaya çıkarıldı.  Antik kentte bu yıl devam eden kazılarda, 50 yıl önce keşfedilen ancak kerpiç yapısı nedeniyle bugüne kadar ortaya çıkarılamayan anıtsal sur duvarının tamamen ortaya çıkartılması amaçlanıyor.  Kazı Başkanı Prof. Dr. Nicholas Cahill, Akdeniz ve Anadolu coğrafyasında eşi benzeri olmayan 20 metre genişliğinde 14 metre yüksekliğindeki anıtsal sur duvarının önümüzdeki yıldan itibaren turizme kazandırılmasının hedeflendiğini söyledi.  Cahill, gazetecilere yaptığı açıklamada, “İçinde bulunduğumuz bu bölge de 1970’li yıllarda Lidya dönemine anıtsal Sur Duvarı keşfedildi. Ağırlıklı olarak kerpiçten inşa edilmiş bir sur duvarı. Kerpiç malzemeden yapıldığı için yağmur ve dış etkenlerden korumak o tarihlerde çok zordu. Sur duvarının bulunduğu alanda 50 yıla yakın bir süredir, kazı çalışması yapıldı. Sur duvarını tam anlamıyla ortaya çıkarabilmek için bu bölgenin üzerine çatı inşa edildi. Bu çatı ile birlikte sur duvarının tamamının ortaya çıkarılması için çalışmalarımıza hız verdik. Bu çalışmalarda hem sur duvarı, bu duvarın üzerinde Roma Dönemine ait evler ortaya çıkarıldı. Ortaya çıkartılan bu sur duvarı çok önemli. Çünkü, böyle anıtsal bir sur duvarı Akdeniz ve Anadolu’da hiç yok. Genişliği 20 metre, yüksekliği ise bazı bölgelerde ise 14 metreye kadar çıkıyor. Mesela diğer antik kentlere ait sur duvarlarının genişliği 3-4 metre. Bu bölgede ortaya çıkartılan sur duvarı çok daha büyük bir anıtsal yapı. Milattan önce 6 ve 7’inci yüzyılda sadece Mezopotamya’da Babil ve Asur Uygarlıklarında büyük anıtsal duvarlar var. Düşüncemize göre Lidyalılar, yönlerini hem Batı’ya hem de Doğu’ya çevirmişler. O tarihlerde en büyük imparatorluklardan biri olmak istemişler. Bu düşüncelerini hayata geçirmek içinde böyle anıtsal surlar yapmışlar. Bu surun Lidyalılar tarafından ‘Mezopotamyalılar kadar güçlüyüz’ mesajı verilmek için yapıldığı kanaatindeyiz. Gelecek yıllardan itibaren Akdeniz ve Anadolu’da eşi benzeri olmayan bu sur duvarını turizme kazandırmayı hedefliyoruz” 

2700 Yıllık Myrleia Antik Kenti Restore Edildi Haber

2700 Yıllık Myrleia Antik Kenti Restore Edildi

Myrleia Antik Kenti mozaiklerinin korunması ve geleceğe taşınması için başlatılan restorasyon ve konservasyon çalışmaları tamamlandı. Çalışmaları yerinde inceleyen Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, kazı alanını genişleterek, eserleri ziyarete açacaklarını söyledi.   Doğal, kültürel ve tarihi değerleri geleceğe kazandırmak için çalışmalarını sürdüren Mudanya Belediyesi, 2 bin 700 yıllık Myrleia Antik Kenti'ni geleceğe kazandırma hedefi doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. Bursa Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nün bilimsel katkılarıyla yapılan sondaj kazıları sonucunda açığa çıkarılan ve üzerinde çiçek işlemeleri bulunan mozaiklerin restorasyon ve konservasyon çalışmaları tamamlandı. Çalışmaları yerinde inceleyerek, bilgiler alan Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Myrleia Antik Kenti'nin Türkiye ve Dünya tarihi için çok önemli bir değer olduğuna vurgu yaptı.  “Kazı alanını genişletip, ziyarete açacağız”  Myrleia Antik Kenti'nde restorasyon ve konservasyon çalışmaları tamamlanan mozaik zemin döşemelerinin her yıl düzenli olarak bakımının yapılarak korunacağını söyleyen Dalgıç, “Kazı alanını genişleterek gerekli düzenlemeleri yapacağız. Ortaya çıkan eserleri ziyarete açarak, Myrleia Antik Kenti'ni insanımızla buluşturmak, ülkemiz turizmine ve geleceğe kazandırmak istiyoruz. Bu meyanda elimizden geleni yapıyoruz” dedi. 

Antik kentte heyecanlandıran keşif Haber

Antik kentte heyecanlandıran keşif

Anemurium Antik Kenti’nde 1500 yıl önce yaşanan büyük bir depremle yıkılarak toprak altına kaldığı değerlendirilen heykelin çıkarılması tüm ekip başta olmak üzere ilçedeki herkesi heyecanlandırdı. Anamur ilçesinde Akdeniz kenarında yaklaşık 600 dönümlük bir arazide yer alan Anemurium Antik kentinde Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Konya Selçuk Üniversitesi adına Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tekocak başkanlığında birçok farklı disiplin ve üniversitelerden akademisyen ile öğrencilerden oluşan ekip tarafından kazı, araştırma ve restorasyon çalışmaları yıl boyunca aralıksız sürüyor. Tarihi dokusu ile 2000 yıl öncesine ait birçok iz barındıran kentte ekipleri heyecanlandıran yeni keşifler de yaşanıyor. Son olarak antik kentin liman hamamı ve çevresinde yürütülen arkeolojik kazılarda Roma Dönemi’ne ait giyimli bir kadın heykeli bulundu. Heykelin vücut bölümünün tamamen iyi korunduğu yapılan ince kazıyla ortaya çıkarıldı. Altta khiton, onun üstünde himation olmak üzere iki farklı kıyafetin işlendiği giyimli kadın heykelinin bin 800 yıl öncesine ait bir tanrıça, imparatoriçe veya burada yaşamış aristokrat yada önemli bir aileye mensup hayırsever kadınları temsil ettiği belirtildi. Yaklaşık 1500 yıl önce bölgede yaşanan büyük bir depremle toprak altında kaldığı değerlendirilen heykelin çıkarılması için ekipler gün boyu çalıştı. Son olarak ta alana vinç yanaşamaması nedeniyle heykel küçük bir iş makinesi yardımı ile Antalya Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı Müdürlüğünden gelen alanında uzman bir konservatör-restoratör ve kazı ekibi tarafından büyük bir titizlikle yürütülen çalışmalar sonucunda yerinden çıkarılarak üzerinde bilimsel araştırma, temizlik, konservasyon ile restorasyon çalışmaları yapılmak üzere koruma altına alındı. "Zaman kapsülü gibi" İHA muhabirine açıklama yapan Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tekocak, "Burası Anemurium antik kenti. Mersin’in Anamur ilçesinde yaklaşık kent merkezine 10 kilometre uzaklıkta, ağırlıklı M.S. 2. yüzyıldan 6. yüzyıla kadar yapımların yoğun bulunduğu bir kent. Biz burayı şöyle adlandırıyoruz, adeta bir zaman kapsülü gibi. Buraya girdiğiniz an tam 1800 yıl öncesine ışınlanıyorsunuz. Kentin kuruluş tarihçisiyle ilgili farklı rivayetler olmakla beraber biz arkeologlar işe elimizdeki somut bilgilere bakarak konuşuruz. Elimizdeki veriler kentteki mimari kalıntıların en erken MÖ 2. Yüzyıla, buluntuların ise MÖ 5. Yüzyıla kadar gittiğini göstermektedir. Yani, kentin 2500 yıl öncesinde varlığını net olarak biliyoruz. Hititlere kadar gittiği de söyleniyor ama bununla ilgili henüz bir bilgimiz yok" dedi. "Heykel, gerçekten yaşamış birine ait bir portre de olabilir" İçinde bulundukları yerin aşağı şehir olarak adlandırdıkları kamusal binaların çokça olduğu bir alan olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tekocak,"Burası Liman Hamamı olarak adlandırdığımız yapının hemen bitişiğindeki bir alan. Biz ilk olarak Liman Hamamı’na ait mekanların nitelik ve işlevlerini tespit etmek amacıyla bu yapıda kazılara başladık. Daha sonra hemen yanı başındaki bu alanında hamamla bir ilişki olup olmadığını anlamak için burada da bir kazılara başladık ve açtığımız sondajlarda çok ilginç kalıntılarla ve buluntularla karşılaştık. Buranın "nymphaeum" yani antik çağda bir çeşme anıtı olabileceğini düşünüyoruz. Ve bu çeşme anıtını süsleyen çok güzel bir kadın heykeliyle karşılaştık. Kadın heykeli diyorum çünkü, kime ait olduğunu bilmiyoruz henüz başını bulamadık. Şuan ayakta duran, giyimli M.S. 2’inci yüzyıla ait bir kadın heykeli var. Başı, kolları ve ayak kısmı henüz eksik. Kollarının birisini daha sonra bulduk çalışmalar devam ediyor, ümit ediyorum ki başını ve diğer eksik kısımlarını da bulacağız. M.S. 2. yüzyılda gerçekten yaşamış birine ait bir portrede olabilir ki eğer öyleyse biz 1800 yıl önce burada yaşamış ilk defa birisinin silueti ile, resmiyle, heykeliyle karşılaşmış olacağız. Roma çağında bu tür portre sanatı gelişmiştir" ifadelerini kullandı. İlçe protokolünü de heyecanlandırdı Bulunan heykelin antik kent için özel olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tekocak, "Anemurium Antik Kentin de birinci dönem kazıları diyelim, yani bizden önceki ekipler tarafından yapılan kazılarda da böyle bir heykel bulunmadı. Yani şuan bizim en anıtsal buluntumuz bu yapı içinde çıkmış durumda. İlk defa bulundu, ilk kez. Zaten bizi heyecanlandıran o. Tüylerim diken diken oldu. Çünkü çok güzel bir duygu. Buraya gelip ilk gördüğümde de oturup saatlerce izledim. Tabi ki bizim için bütün buluntular tarihi açıdan çok önemli ama böyle anıtsal olduğu zaman ve bir de insanla alakalı daha fazla veri verecek bir şey olduğu zaman bizim için çok daha büyük önem arz ediyor" diyerek sözlerini tamamladı. Heykelin çıkarılma aşamasını yerinde takip eden Anamur Kaymakamı Bilal Bozdemir," Bir kadın heykeli kazı çalışmaları sırasında bulundu. Bugün de belediye başkanımızla, kazı başkanımız, Kültür Bakanlığımız temsilcilerimizle birlikte heykeli yerinden alıp, müzeye göndereceğiz. Bu kadın heykelinin bulunmasından dolayı çok mutluyuz, heyecanlıyız" diye konuştu. Heykelin turizm açısından önemine değinen Anamur Belediye Başkanı Hidayet Kılınç da" Anamur turizmine çok büyük katkısının olacağına inanıyoruz. Anamur gerçekten tabiatıyla güzel bir memleket. Ama tarihiyle de güzel olduğunu biliyorduk, fakat yeni çıkan eserlerle Anamur’un öneminin daha da artacağını çok iyi biliyoruz" şeklinde konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.