Hava Durumu

#Antika

Yeni Marmara Gazetesi - Antika haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Antika haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Antikaya ilgi her geçen gün artıyor Haber

Antikaya ilgi her geçen gün artıyor

Günümüzde antika eşyalara olan ilgi arttı. Vatandaşlar, geçmişi hatırlatan, bir anısı olan ya da günümüzde nadir olarak bulunan eşyalara ulaşmak için antikacılara ilgi göstermeye başladı. Eskişehir’de Mustafa Kemal Atatürk Caddesi üzerinde antika dükkânı işleten 52 yaşındaki Hakan Akın, son yıllarda antikaya olan ilgiyi kendisinin de fark ettiğini söyledi. Çocukluğundan beri nadir eşyalara ilgi duyduğunu ve onları biriktirdiğini dile getiren Akın, Eskişehir’de bulunmayan nadir eşyaları bulabilmek için sürekli arayışta olduğunu söyledi. Vatandaşların geçmişe duyduğu özlemi antika eşyalarla gidermek istediğini ifade eden Akın, ‘Vatandaşlar, çocukken evlerinde kullandıkları eşyaları burada görünce mutlu olup, almak istiyorlar” dedi. “İleriye gidiş olmadığı için insanlar artık geriye dönüş yapıyor” Teknolojik gelişmelerin üst düzey olduğu bir dönemde yaşandığını ifade eden Hakan Akın, vatandaşların ulaşabileceği farklı bir şeyin çok fazla olmadığını söyledi. Vatandaşların görülebilecek birçok teknolojik ürünü gördüğünü, onlara alıştığını ve artık şaşırmadığını ifade eden Akın, “Vatandaşlar genellikle babalarından ve dedelerinden kalan şeyleri dükkânımıza getiriyorlar. Avrupa’dan da çok fazla mal geliyor ve onları da alıyoruz. Özellikle İngiltere, Almanya, Hollanda ve bazen Amerika’dan antika ürünler geliyor. Bizim Türkiye’ye özel pek fazla el işçiliği ürün yok. Genellikle Avrupa’dan gelen ürünler var, orada yapılmış olanlar geliyor. Özellikle Ermeniler bu konuda uzmanlar. Onların 100-150 sene öncesinden kalan, hatta 200 yıllık ürünleri Avrupa’dan geliyor. İnsanlar antikaya çok ilgililer, dükkâna gelip geziyorlar ama bu nakdi bir güç olduğu için her şeye ulaşamıyorlar ama burada hoş vakit geçiriyorlar. Günümüzde akıllı telefon, televizyon ve benzeri her şey bulundu. Bir ileriye gidiş olmadığı için insanlar artık geriye dönüş yapıyor. Mesela vatandaşlar yıllar önce ailesinin kullandığı bir şeyi görünce mutlu oluyor ve hoşuna gidiyor. Genellikle ‘Bunu annem kullanıyordu. Bizim evde bundan vardı’ gibi cümleler kurup, ona tekrar ulaşmak ve evinde sergilemek istiyor. Burada her yerde bulunamayacak nadirlikte çok pahalı ürünlerde var, o ürünler meblağ olarak yüksek ama 100 yıllık olup da çok ucuza alınabilecek ürünlerde var. Bu durum ürünün nadiratıyla ile alakalı, ürün bolsa fiyat az, ürün atsa da fiyat yüksek oluyor. Bizim ürünlerimiz genellikle nadiratı yüksek olan ürünlerdir, hepsinin bir hatırası var. Çoğu insan değer vermiyor, kadir kıymet pek fazla kalmadı. Antika da şöyle bir şey var; eski ürünler çok kaliteli. Materyal olarak, işçilik olarak ve görsellik olarak çok kaliteli ama yeni ürünler Çin malı olduğu için kalitesiz oluyor” dedi

Unutulmaya yüz tutmuş antikaları yaşatıyor Haber

Unutulmaya yüz tutmuş antikaları yaşatıyor

İstanbul’daki 3 antika tamircisinden biri olan Uysal, “Eski ürünlerinizi mümkün olduğu kadar bodrumlara, çatılara ve rutubetli yerlere koymayın. Çünkü geri döndürmesi biraz daha zor oluyor. En azından kıymetini bilen birilerine, antikacıya veya onu seven birine verirlerse değerlenmiş olur. Harap olup gitmemiş olurlar” şeklinde tavsiyede bulundu. Bir zamanlar evlerde bulunan gramofonlar, daktilolar, pikaplar zamanla antika eşya haline geldi. Küçük yaştan itibaren biriktirme alışkanlığı bulunan Şefik Uysal, 25 yaşına kadar hobi olarak antika topladı. 25 yaşından itibaren biriktirdiği antikalarla koleksiyon yapmaya karar veren Şefik Uysal, eşyaların bakımlarını yaptıramayınca kendi ilgilenmeye başladı. El becerisinin de farkına varan antikacı, koleksiyonuna dahil ettiği antikaları evine sığdıramayınca dükkan açmaya karar verdi. 15 yıldır dükkan sahibi olan 46 yaşındaki Uysal; daktilo, gramofon, hesap makinesi, yazar kasa, pikap ve radyoların restorasyonlarını aynı zamanda da satışını yapıyor. İstanbul’da 3 tamir ustasından biri olan Uysal, dükkanda bulunan antikaların bazılarını evlerden bazılarını ise yurt dışından aldığını söyledi. “Mesleğe aslında koleksiyoner olarak başladım” Antika eşyaların restorasyon ve satışını yapan 46 yaşındaki Şefik Uysal, “Bu meslekte 15 yıldır aktif olarak çalışıyorum. Mekanik tamircisiyim. Daktilo, gramofon, hesap makinası ve yazar kasa tamiratı yapıyorum. Dükkanımda ayrıca pikap, radyo tamiratı da yapıyoruz. Radyoların tamiratını yapan başka bir ustam var. Bu şekilde devam ediyoruz. Dükkanda toplamda 3 kişi çalışıyoruz. Dediğim gibi ben mekanikleri tamir ediyorum. Bir tane sürekli duran, ıvır zıvır işlerimizi, polisajlarımızı ve zımparalarımızı yapan ustamız var. Bir de pikapları tamir eden başka ustamız var. 3 kişi şeklinde çalışıyoruz. Mesleğe aslında koleksiyoner olarak başladım. Daha önce dükkan açmak gibi fikrimiz yoktu. Aldığımız ürünlerinde tamiratını yapacak kimse yoktu. Elimden de biraz bu işler geliyordu. El becerim vardı. Önce koleksiyoner olarak başladığımız için aldığımız ürünleri eve koyuyorduk. Hanım beni evden kovdu. Bir mekanımız yoktu. Haliyle bir mekan tutmak için de ekstradan gidere ihtiyaç vardı. Çünkü koleksiyoner olmak biraz külfetli bir iş. Aldığınız ürünleri koyacak bir yer lazım. Alınan ürünleri tamir edecek kimse de olmayınca ıvır zıvır tamirata başladım. Düşündüğüm bir meslek yoktu. En azından şu an hatırlamıyorum ne olmak istediğimi. Şu an antikayla uğraşıyorum. Zevkle de yapıyorum. Ben hala şu an çalışıyorum. Kamu da hala devam ediyorum” ifadelerini kullandı. “Son kullanıcı dediğimiz müşterilerde biraz daha antikaya merak saldı” Son 5 yıldır antikaya daha fazla merak olduğunu dile getiren antikacı Uysal, “Genelde aldığımız ürünlerin çoğu yurt dışından geliyor. Yurt dışından kendimiz de getiriyoruz. Getiren arkadaşlar da var, onlardan alıyoruz. Ya da burada evlerden çıkan ürünler olabiliyor. Daktilolar konusundan bahsedeyim; daktilolar F klavye, A klavye ve Q klavye vardır. Q klavyeler yurt dışından gelen klavyelerdir. Türkiye’de çıkan klavyeler F klavyedir. Ağırlıklı olarak Türkiye’de F klavye çıkar. Daha öncesinde de A klavye var. A ve F klavyeler Türkiye’de bol miktarda bulunabilir. Ama Q klavyelerin hepsini yurt dışından getiriyoruz. Onlar da zaten Alman malı ya da İngiliz klavye olarak geliyor. Diğer ürünler içinde geçerli. Dediğim gibi evlerden çıkan ürünler de var ya da esnaflara tamirat yapıyoruz. Birçok malzeme yurt dışından temin ediliyor. Burada internet üzerinden satışları yapmaya çalışıyoruz. Dükkanımızın önünden geçenler olursa onlara verebiliyoruz. Sosyal medyalara koyuyoruz. 15 yıldır aktif olarak çalışıyorum ama son 5 yıldır özellikle biraz daha aktif. Son kullanıcı dediğimiz müşteriler de biraz daha antikaya merak saldı. 10-15 yıl öncesinde bu kadar hareketlilik yoktu” şeklinde konuştu. “İstanbul’da şu an tamir yapan 3 tane usta var, bir tanesi benim” İstanbul’da tamir yapan 3 ustadan biri olduğunu söyleyen Uysal, “Bir 15 yıl önce atıyorum Türkiye’de farazi konuşacağım bu rakamı antika dükkanı olan 100 tane dükkan varsa şuan en az 300-400 tane vardır. Bizim başladığımız zaman da çok nadirdir antika dükkanı olan ama şu an için aslında koleksiyonerlerin birçoğu dükkan sahibi olmuş oldu. Biriktire biriktire belli evreye geldikten sonra satmaya başlıyorlar. İstanbul’da şu an tamir yapan 3 tane usta var. Bir tanesi benim. Ben diğerlerinden biraz daha farklıyım. Kondisyonlarını da düzeltiyorum. Diğer ustalar sadece normal bakım yaparlar. Ben yeri geldiği zaman boyasını ya da her şeyini yapabiliyorum. Polisajlarını yapıyorum, parlatıyorum. Gördüğünüz daktilonun her şeyini elden geçirmiş oluyorum. Diğer ustalarım bana kızmasınlar ama onlar mesela polisajlarına falan genel de fazla ellemezler. Ben bunların polisajlarını ve boyalarını şu üzerindeki yazılarını çıkarıp yeniden yapıyorum” dedi. “Eski ürünlerinizi mümkün olduğu kadar bodrumlara, çatılara koymayın” Antika ürünler hakkında tavsiye veren Şefik Uysal, “Eski ürünlerinizi mümkün olduğu kadar bodrumlara, çatılara koymayın. Rutubetli yerlere koymayın. Çünkü geri döndürmesi biraz daha zor oluyor. En azından kıymetini bilen birilerine verirlerse antikacıya veya onu seven birine verirlerse en azından değerlenmiş olur. Harap olup gitmemiş olurlar” diye konuştu.

Türkiye’nin dört bir yanından antikacı Bursa’da buluştu Haber

Türkiye’nin dört bir yanından antikacı Bursa’da buluştu

Bursa'nın Nilüfer ilçesi İhsaniye Mahallesi'nde bulunan İhsaniye Kapalı Pazaryeri’nde farklı şehirlerden gelen 400'e yakın esnaf, binlerce antika ürününü sergiledi. Her ayın 3. haftasının pazar günü kurulan antika pazarına esnaf kadar vatandaşlar da Türkiye'nin farklı şehirlerden günübirlik gelerek antikaların arasında geçmişe gitti. Plaktan saate, tüfekten telefona, oyuncaktan kıyafete kadar binlerce ürün, meraklıları tarafından dikkatlice incelendi. Kimi kullanmak için kimi ise baş köşesine koymak için sıkı pazarlık yaptığı tezgahlar arasında en çok dikkati ise, 10 yaşındaki Eren Şahin’in oldu. Evde artık kullanmadığı oyuncakları satışa çıkaran Şahin, antika olmasa da bir çok çocuğun almak isteyeceği ürünleri 15 lira ile 200 lira arasında tezgahında sergiliyor. Şahin, “Ailemle birlikte gezerken bizde kurmak istedik. Kuzenimle birlikte satmaya başladık. Oyuncaklarımın haricinde limonata da satıyoruz” diye konuştu. Bursa Antikacılar ve Antika Sevenler Derneği Başkanı Erdal Sadıç, "Pazarımız 7 seneyi aşkın bir süredir devam ediyor. Türkiye'nin birçok şehri ve ilçelerinden pazarımıza gelen antikacı esnaflarımız var. Ve ayrıca koleksiyonerler de var. Pazarımızdaki satıcılar bu kalabalıktan gayet memnunlar. Bu pazara antika satmaya gelende memnun, antika almaya gelende memnun. Bir sonraki antika pazarımız ise 19 Kasım pazar günü olacak. Biz elimizden geldiği kadar esnafımıza ve ziyaretçilerimize yardımcı oluyoruz. Şu an 400’e yakın esnafın burada tezgahı var. Daha fazla talep oluyor. Ancak bizler her şeyin bir tadı olmasını istedik. Aynı üründen fazla tezgahın olmasını istemedik" dedi. Her ayın 3’üncü pazarını iple çektiklerini belirten Mehmet Alp ise, “1980’li yıllara gidiyoruz. Pazar günümün en az 5 saatini burada geçiriyorum. Ben daha çok objeler bakıyorum. Ananemin, babaannemin, halamın evinde eskiden gördüğüm ürünleri almaya çalışıyorum. Kurandan ve vesile olandan Allah razı olsun. Esnafta, vatandaşta burada olmaktan çok memnun” şeklinde konuştu. İzmir’den gelen çakmak ve saat satan Volkan ise, “Evimizdeki veya iş yerlerimizdeki antika ürünleri, buraya getirip bir birimizin arasında değerlendirmeye çalışıyoruz. Bir laf vardır. ‘Kiminin çöpü, kiminin hazinesidir.’ Eskiye rağbet her geçen gün artıyor. İnsanlar geçmişlerini hatırlıyorlar” dedi. El yapımı gemi üreten 57 yaşındaki 3 çocuk babası Ahmet Sevik, “Bir gemi boyutuna göre imalat süresi değişiyor. Ahşap bir sandalın 3 ay zamanımı alıyor. En ince detayına kadar yapıyorum. Savaş toplarından içindeki fıçılara kadar hepsi el işçiliğiyle yapıyorum. Fiyatlar 8-10 bin liradan başlıyor. Modeline veya büyüklüğüne göre fiyatı değişiyor. Yurt dışına da gönderdiğim oldu” diye konuştu.

Bir zamanın efsaneleri, onlar sayesinde yollara geri dönüyor Haber

Bir zamanın efsaneleri, onlar sayesinde yollara geri dönüyor

Yaklaşık 6 yıl önce bir müşterilerinin talebi üzerine klasik bir otobüsü restore ederek orijinal halini geri kazandıran aile, talep üzerine hurdalıktan çıkarılan otobüsleri ilk günkü ihtişamına geri döndürüyor. Sanayi sitesinin içerisinde adeta müzeyi andıran işletmede 1935 yılından 1970’li yıllara kadar restore edilmeyi bekleyen birçok otobüs yer alıyor. Bursa’da 49 yıldır kendi kurdukları işletmelerinde otobüs tamir eden Akman ailesi, bir müşterisinin talebi üzerine otobüs restore etti. Otobüsün orijinalliğini koruyarak ilk günkü ilk günkü ihtişamını geri kazandıran aile yaklaşık 6 yıldır talep üzerine klasik otobüsleri eski haline döndürüyor. Üretildiği günden bu yana tasarımlarıyla herkesin dikkatini çeken otobüsler, tepeden tırnağa yenilenerek görenlerin gözlerini kamaştırıyor. Uzun yıllar önce üretimi durdurulan otobüslerin eksik veya kullanılamaz hale gelen parçaları yeniden kalıp dökülerek orijinal halini bozmadan tamamlanıyor. Otobüslerin motor parçaları ise yurt dışından temin ediliyor. Sanayi sitesinin içerisinde adeta müzeyi andıran işletmede 1935’den 1970’li yıllara kadar üretilen pek çok otobüs, ustaların ellerinde hayat bulmayı bekliyor. “MEŞAKKATLİ SÜREÇLERDEN GEÇİYORUZ” Müşterilerden gelen klasik otobüslerin parçalarını bulmakta zorluk çektiğini söyleyen işletme sorumlusu Celal Akman, “1974’de beri kapıları açık olan ve bu sektöre hizmet veren bir firmayız. Babadan kalan bir işletme ama ben burada amcamla beraber çalışıyorum. İşimiz sadece otobüs ama yaklaşık 5-6 yıldır eski araçları yenileme ve restorasyon yapıyoruz. Bunları hem keyifle hem de ustalarımızın tecrübeleriyle beraber müşterilerimize en iyi hizmeti verebilmek için çalışıyoruz. Bu talep müşterilerimizden geldi. İşletmemizin çok eski olduğunu öğrenen müşteriler restore işi yaptırmak istedi. Bize gelen otobüsleri en iyi şekilde müşterilerimize teslim ettik ve bu iş için tercih sebebi olduk. Bu çok kolay olmuyor. Eski otobüslerin parçalarını bulmak o kadar kolay değil. Gelen otobüsleri orijinal görünümüne kavuşturmak için çok meşakkatli süreçlerden geçiyoruz. Bizim ve ustalarımızın tecrübesi bu araçları orijinal haline getirme ehliyetine sahip. Yaklaşık 40-50 yıldır hizmet vermiş ustalarımız var, bu tecrübeyle bu işin üstesinden gelebiliyoruz” dedi. TÜRKİYE’DE YAPABİLEN SAYILI Otobüs restorasyonunun Türkiye’de pek yaygın olmadığını söyleyen Akman, “Türkiye’de bu işi yapabilen sayısı bir elin parmakları kadar. Tabi bu işi yapabilecek kadar tecrübeli usta kalmadı maalesef. Genelde fabrikasyona yönelik işlemler yapıyorlar. Yeni standart araçlarda eskiyi pek bulamazsınız. Yeni standart araçların bakım ve onarımı daha basit. Bu araçlar tamamen mekanik. Yani eski ustaların yapabileceği, maharet isteyen, tecrübe isteyen bir işlem” dedi. YAPIMI 5 AY SÜRÜYOR Gelen otobüslerin en ince ayrıntısına kadar yenilediklerini belirten Akman, “Bize bu araçlar hurdalıktan çıkmış bir şekilde geliyor. Biz araçları tamamen soyuyoruz. Ne kadar problemi varsa, o kangren olmuş metalleri kesip atıyoruz, yeniliyoruz. Bu işlem ciddi bir aşama gerektiriyor. Yapılması 5 ay süren araçlarımız da var. Yeni tip araçlar gibi montajla halletme durumu olmuyor. Kaporta kısımlarında bile çoğu şeyi elde hallettiğimiz kısımlar var. Sadece iki profili birbirine kaynatmak değil bu işlem. El işçiliği, el emeği gerektiriyor. Dolayısıyla bu kadar güzel şeyler çıkıyor meydana” ifadelerini kullandı. MÜŞTERİLERLE BERABER TEST EDİLİYOR Tepeden tırnağa yenilenen klasik otobüsleri müşteriyle beraber testten geçirdiklerini söyleyen Akman, “Araçlar buradan çıkarken bizde çok mutlu oluyoruz. Bizim en büyük mutluluğumuz bu araçların buradan çıkması değil, müşterimizin memnuniyetini gördüğümüz zaman oluyor. Araçların işleri bittiğinde müşterimizle beraber testlerini yapıyoruz, yollara çıkıyoruz. Frenlerine kadar her şeyiyle memnun olduğunu gördüğümüz zaman daha çok mutlu oluyoruz. Çabanızın taktir edilmesi çok başka bir şey” şeklinde konuştu.

Bursa’da evlerinde biriktirdikleri antika eşyalarla Yörük kültürünü yaşatıyorlar Haber

Bursa’da evlerinde biriktirdikleri antika eşyalarla Yörük kültürünü yaşatıyorlar

Bursa’nın Osmangazi ilçesinde yaşayan 2 çocuklu Firdevs ve Aydın Akman çifti Yörük Türkmen geleneğini evlerinde yaşatıyor. Evlerinin üst katına binden fazla antika obje ile doldurarak adeta müzeye çeviren Akman çifti, kendi aralarında düzenledikleri etkinliklerle kültürlerini gelecek kuşaklara aktarıyor. Tarım aletlerinden silahlara, eski radyolardan çömleklere, saatlerden süs eşyalarına kadar yüzlerce objeyi 15 yıldır toplayan Aydın Akman, “Toplayıp depoda duran eşyalarımızı çok fazla değerlendiremiyorduk. Sonra evimizin üstünde bize aile olan bir daireyi bu iş için kullanalım istedik. Büyük objeleri getiremedik, onlar köyde duruyor. Tarım aletlerinden giyim kuşama kadar, evde hamur yaptığımız teknelere kadar her şey mevcut. Hayvanlarımıza taktığımız çanlarımız da duruyor. Binden fazla eşyamız var. Bursa’nın içinde eşimizle dostumuzla, yöresel yemeklerimizle Yörük kültürünü yaşatıyoruz. Bizim gecelerimize sıra gecesi değil de konak gecesi diyoruz. Pandemiden dolayı yapamıyoruz ama ondan önce ayda en az bir kere toplanıyorduk. Gün yapmaya çevirmiştik. Günlerimizi burada yapıyorduk” dedi. Ellerindeki objeleri satmadıklarının altını çizen Aydın Akman, “İnsanlar bizim bu tarz eşyalar biriktirdiğimizi biliyor ve önce bize getiriyorlar. Bizde bütçemiz doğrultusunda satın alıyoruz. Biz satıcı değiliz. Biz sadece sergiliyoruz. Geçmişimizi çocuklarımıza göstermek, kültürümüzü yaşatmak için böyle bir şeye giriştik” diye konuştu. Firdevs Akman ise evlerinde kültürlerini yaşattıklarını belirterek, “Ahbaplarımızla birlikte oturuyoruz. Yemek yiyor, çay içiyoruz. Türküler söylüyoruz. Evimizi görenler çocukluk yıllarına iniyor, hayran kalıyorlar. Komşularımız da çok beğeniyor. Her yerden misafirlerimiz geliyor. Dedelerimizin, ninelerimizin kullandığı eşyaları evimizde sergiliyoruz” ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.