Hava Durumu

#Artik

Yeni Marmara Gazetesi - Artik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Artik haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Otomobilde yeni sorun! Artık daha da zorlaştı: Kredi ve faizler… Haber

Otomobilde yeni sorun! Artık daha da zorlaştı: Kredi ve faizler…

Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD), geçen hafta Temmuz ayı otomobil ve hafif ticari araç satış rakamlarını açıkladı. Otomobil ve hafif ticari araç satışları geçen ay yıllık bazda yüzde 9,1 artarak 52 bin 206 adet oldu. Satışlar, ÖTV söylentilerinin de etkisiyle beklentinin altında kalırken, büyüme otomobil tarafından geldi. Temmuz ayında otomobil satışları yıllık bazda yüzde 13 artarak, 41 bin 31 adet olurken, hafif ticari araç pazarı yüzde 3,1 azalarak 11 bin 175 adet oldu. Temmuzda otomobil pazarı, 10 yıllık temmuz ayı ortalama satışlara göre yüzde 14,9 azalış gösterirken, hafif ticari araç pazarı, 10 yıllık Temmuz ayı ortalama satışlara göre yüzde 21,4 azaldı. Haziran ayında da otomobil satışları artarken, hafif ticari araç satışlarında daralma yaşanmıştı. “ARAÇ VE TİCARİ KREDİLERE ERİŞİM ZORLAŞTI” Konuya ilişkin konuşan ODD Başkanı Ali Haydar Bozkurt, tedarik krizinin ana problem olmaya devam etmesinin yanı sıra müşterilerin hem araç kredisi hem de işletme sermayesi için aldıkları ticari kredilerde zorluk yaşadığına dikkat çekti. Piyasada özellikle ticari kredilere erişimde zorluk yaşandığı ifade edilirken, taşıt kredi faizlerindeki artışında satışları frenlediğine dikkat çekiliyor. Dünya’dan Aysel Yücel’e konuşan sektör temsilcileri tüm bu gelişmelere rağmen hafif ticari araç pazarında tedarik problemleri nedeniyle talebin tam olarak karşılanamadığına dikkat çekiyor. Ford Türkiye İş Biriminden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özgür Yücetürk, “Türkiye’de ve dünyada otomotiv endüstrisinde, bulunurluk sorunlarından dolayı arz kaynaklı sıkıntılar devam ediyor. Bu nedenle talep tam anlamıyla karşılanmış değil. Bununla birlikte krediye erişim konusunda başlayan problemler, talep tarafında temmuz ayı satışları üzerinde olumsuz bir etki yarattı” diye konuştu. Yücetürk, ağustos ve sonrasında da arz ve krediye erişim konusunda yaşanan gelişmelerin satışlarda belirleyici olacağını söyledi. “BANKALARIN KREDİDE İSTEKSİZ OLMASI SATIŞLARA YANSIDI” Talebin hala karşılanamamış olmasında çip krizi nedeniyle bayilerde uzun kuyrukların oluşması da etkili. Gülan Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gülan, “Henüz bazı modellerde araç bulmakta zorlanıyoruz. Bankaların kredi konusunda isteksiz olması satışlara olumsuz yansıyor. Ancak, hafif ticaride araç sırası kalmadığını söyleyebilirim” dedi. Hafif ticari araç satışları, bu yılın ilk yedi ayında yüzde 5,3 azalarak 90 bin 797 adet oldu. İKİNCİ ELDE DÜŞÜŞ YÜZDE 15'E ULAŞTI Pandemide sıfır kilometre hafif ticari araç pazarında yaşanan tedarik krizi nedeniyle ikinci ele talep artmıştı. Ancak ekonomideki gelişmeler ve finansmana erişim zorlukları ikinci el hafif ticari araç pazarına da olumsuz yansıdı. Otoshops Genel Müdürü Melih Mutlu, “Sıfır kilometre hafif ticari araçlarda talepte yaşanan durgunluk ikinci elde var. Tüketiciler, kredi oranları nedeniyle araç alımında zorlanıyor” dedi. Talepteki daralmanın fiyatlara etkisini değerlendiren Melih Mutlu, şöyle devam etti: “İkinci el araç fiyatlarında yüzde 3 ila yüzde 5 arasında düşüş var. Ancak sıfır kilometre ağustos başında gelen zamlar nedeniyle kademeli olarak fiyatlarda eski seviyelere doğru artış bekleniyor” diye konuştu. İkinci el veri ve analiz şirketi Cardata'nın Genel Genel Müdürü Hüsamettin Yalçın ikinci el hafif ticari araçta temmuz ayı satışlarının hazirana göre yüzde 15 düştüğü bilgisini verdi.

Yargıtay'dan mahkum işçilere güzel haber Haber

Yargıtay'dan mahkum işçilere güzel haber

Taşeron firma bünyesinde bir kamu kurumunda çalışan işçi, karıştığı (hırsızlık) suçundan dolayı hapis cezası aldı. Cezaevine gönderilen işçi, işten çıkarıldı. İhbar ve kıdem tazminatını talep eden işçi, İş Mahkemesi'nin kapısını çaldı. Davacı işçi; iş sözleşmesinin kesinleşen ceza sebebiyle feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsilini talep eetti. Davalı şirket sahibi ise iş sözleşmesinin davacının hırsızlık sebebiyle mahkum olması ve cezaevine girmesi sebebiyle kıdem tazminatı ödenmeksizin feshedildiğini dile getirdi. Toplu İş Sözleşmesinin 56/6 maddesinde yüz kızartıcı suçlardan hüküm giyenlerin iş sözleşmelerinin feshedileceğinin belirtildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istedi. Mahkeme, davanın reddine hükmetti. Karara karşı, davacı taraf istinaf kanun yoluna başvurdu. Bölge Adliye Mahkemesi, itirazın reddine hükmetti. Davacı mahkum işçi bu kez kararı temyiz etti. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda; işçinin sadece iş sözleşmesinin işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunu’nun ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallerin düzenlendiği 25/II maddesinde belirtilen sebeplerle feshedilmesi halinde kıdem tazminatına hak kazanamayacağı vurgulandı. İşverenin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/I, 25/III ve 25/IV maddesindeki sebeplere dayalı olarak iş sözleşmesini sonlandırması halinde haklı bir sebep olsa bile kıdem tazminatı ödemesi gerektiği belirtildi. Yargıtay kararında şöyle denildi: "Belirtmek gerekir ki; işyeri dışında ve işyeri ile ilgisiz bir suçtan dolayı kesinleşen hükmün infazı çerçevesinde cezaevine girilmesi hali, İş Kanunu 25/IV çerçevesinde değildir. Mahkumiyet hali işçiden kaynaklanmakta olup bir haftayı aştığı takdirde işçiyi çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı neden vardır. Zira, işyeri dışında işyeri ile ilgisiz suçun infazı için işe devamsızlık söz konusu olup devamsızlık iradi değildir. İşçinin iş sözleşmesinin zorlayıcı nedenlerle 25/III bendi uyarınca feshi halinde, işverenin bildirim şartına uyma ya da ihbar tazminatı yükümlülükleri bulunmamaktadır. Derhal fesih hakkı vardır. Ancak, az yukarıda açıklandığı üzere mülga 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesi uyarınca kıdem tazminatının ödenmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacının iş sözleşmesinin işyeri dışında işlediği suçlar sebebiyle hüküm giymesi sebebiyle sonlandırıldığı, işçinin cezaevine giriş tarihi 16.08.2015 olup toplam mahkumiyet süresinin 6 yıl 4 ay olduğu ortadadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/III maddesi uyarınca işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıktığının kabulü gerektiği, bu durumda işverenin derhal fesih hakkının olduğu ancak kıdem tazminatının ödenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Fesih sebebi ile bağlılık ilkesi de gözetilerek değerlendirme yapıldığında, fesih konusu yapılan eylemin doğruluk ve bağlılığa aykırılık ya da sadakat borcunun ihlali çerçevesinde ele alınması mümkün değildir. Açıklanan sebeplerle, 26.10.1989-16.08.2015 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde geçen çalışması sebebiyle kıdem tazminatı ödenmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesi kanunun açık hükmüne aykırı olduğundan kıdem tazminatının hüküm altına alınması için hükmün bozulması gerekmiştir."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.