Hava Durumu

#Asayiş

Yeni Marmara Gazetesi - Asayiş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Asayiş haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İznik’te Brüksel Lahanası Üreticileri, Düşen Fiyatlar Nedeniyle Zor Durumda Kaldı Haber

İznik’te Brüksel Lahanası Üreticileri, Düşen Fiyatlar Nedeniyle Zor Durumda Kaldı

Türkiye'de Brüksel lahanası üretiminin önemli bölümünü karşılayan Bursa'nın İznik ilçesindeki çiftçiler, fiyatların bir ay içinde düşmesi nedeniyle maliyetlerini karşılayamıyor. İznik'in brokoli ve Brüksel lahanası üretiminde önde gelen Çiçekli Mahallesi'nin Muhtarı Davut Kocabaş, bölgede sebze yetiştiriciliğinin yaygın olduğunu söyledi. Brokolide yaşadıkları sorunların benzerinin Brüksel lahanasında da görülmeye başlandığını aktaran Kocabaş, bir ay önce 50 lira olan çiftçiden çıkış fiyatının 35-40 lira arasına gerilediğini kaydetti. Brüksel lahanasını üretmenin maliyetli olduğuna dikkati çeken Kocabaş, şöyle konuştu: "Bir dönümünden 1,5 ile 2 ton arasında verim alınır. Herşey yolunda giderse çiftçi 2 ton alır. Toplaması zor olduğundan kilogramda 20 lira gibi çok yüksek bir toplama maliyeti var. Şimdilerde 35-40 lira satıyoruz. 20 lirası işçiye gitti. Geriye kalan 15-20 lirayla, mazotunu mu karşılasın, gübresini, ilacını, suyunu mu ödesin? Kilogramda 50 lira altındaki her fiyat çiftçiye zarar yazıyor. Üreticinin vazgeçmesi için herşey yapılıyor." Kocabaş, üretilen Brüksel lahanasının toplandıktan sonra ama soğuk hava depolarına ve işleme tesislerine getirildiğini belirterek, burada tasnif ve paketleme yapıldığını anlattı. Paketlenen Brüksel lahanalarının İstanbul, Ankara ve Bursa başta olmak üzere birçok kente gönderildiğini ifade eden Kocabaş, "Ülkedeki üretimin neredeyse tamamını biz yapıyoruz. İzmir'de az bir miktar üretim var. Rusya ve Hollanda'ya ihracatımız oluyor. Talep üzerine bu ülkelere de Brüksel lahanası gönderiyoruz" diye konuştu.

İddianamede kaçış planı deşifre oldu, dayının bu sözleri dehşete düşürdü Haber

İddianamede kaçış planı deşifre oldu, dayının bu sözleri dehşete düşürdü

Kocaeli'nin Dilovası ilçesinde 7 kişinin hayatını kaybettiği parfüm fabrikası yangınına ilişkin hazırlanan iddianamede, şüphelilerin kaçırılmasına yönelik planlara yer verildi. Şüpheli Ali Osman A.'nın firma sahiplerini saklayan kişiye, "Canlarını sıkmasınlar, rahat olsunlar. Onları çok sağlam şekilde karşıya geçireceğiz. Maddi imkanımız ve gücümüz var. En kötü ihtimalle avukatları devreye sokacağız, suçu babaları üstlenecek. Onlara bir şey olmayacak. Bu konuşmalarımı yeğenlerime ilet" dediği iddia edildi. Olay, 8 Kasım'da Dilovası Mimar Sinan Mahallesi'ndeki Ravive Kozmetik isimli iş yerinde meydana geldi. Patlamanın ardından çıkan yangında Hanım Gülek (65), Esma Dikan (65), Şengül Yılmaz (55), Tuncay Yıldız (48), Tuğba Taşdemir (18), Nisa Taşdemir (17) ve Cansu Esatoğlu (16) yaşamını yitirdi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 11 şüpheliden şirket sahibi Kurtuluş Oransal, şirket yetkilileri İsmail Oransal, Altay Ali Oransal, Aleyna Oransal ve Gökberk Güngör, "Olası kastla öldürme" suçlamasıyla, Ali Osman A. ve Onay Y., "Suçluyu kayırma" suçlamasıyla tutuklandı. Şüphelilerden H.E., G.B., Ö.A. ve Güven Demirbaş, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturma sürecinde tutuklanan firma sahibi Kurtuluş Oransal ise cezaevinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Olayın ardından ihmali olduğu değerlendirilen SGK ve İŞKUR yetkilileri açığa alındı. Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 91 sayfalık iddianamede, İsmail Oransal, Altay Ali Oransal, Aleyna Oransal ve Gökberk Güngör hakkında "Olası kastla öldürme" suçundan 7'şer kez müebbet, "Nitelikli mala zarar verme" suçundan ise 3'er kez 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası istendi. 8 sanığın "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar, 4 sanığın "Suçluyu kayırma" suçundan 5'er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, ayrıca Ümit Ç., Ünal A., Muhammet D., Seyfullah Ç., Güven D., Caner Özgür Y., Özcan Y., Özkan Y. hakkında "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma", Ali Osman A., Onay Y., Ömer A. ve Abdurrahman B'ın ise "Suçluyu kayırma" yönünden haklarında dava açılması istendi. "Sigortası olmayanları denetimde eve gönderdiler" İddianamede ifadesi yer alan işçilerden Keriman Miskin, 4 yıldır çalıştığı iş yerinde hiçbir eğitim almadığını ve koruyucu kıyafet verilmediğini belirterek, "İşletmede resmi bir sorumlu yoktu. Sigorta denetimine sadece bir kez gelindi. Bu denetimde de iş yeri sahibi Kurtuluş Oransal, yalnızca sigortası olanların kalmasını söyleyerek, benim gibi sigortası olmayan tüm çalışanları evine gönderdi. Maaşlarımız elden veriliyordu" dedi. Yaralı kurtulan işçi Ayten Aras, patlama anında ölen Nisa Taşdemir ve Esma Dikan'ın krem dolumu yaptıklarını söyledi. Aras, "Bize koruyucu elbise verilmedi, evden geldiğimiz kıyafetlerle çalışıyorduk. Kurtuluş Oransal 4 yıldır sigorta vaadinde bulundu ama yapmadı. Günlük 800 TL yevmiye ile çalışıyorduk" ifadelerini kullandı. Olay günü tesiste bulunan 16 yaşındaki Z.H. ise "Olay günü ikinci katta, iş yerinin ortasında bulunan tankerde parfüm karışımı yapılıyordu. Kimyevi maddeleri karıştıran bir alet vardı. Biz parfüm kutusu kapatırken bir anda patlama yaşandı" diye konuştu. Acılı aileler: "Cenazeleri DNA testiyle teşhis edebildik" Yangında çocuklarını ve eşlerini kaybeden ailelerin ifadeleri ise yürekleri dağladı. 17 yaşındaki kızı Nisa'yı kaybeden baba Vedat Taşdemir, "Kızım paketleme personeli olarak girdi ancak imalat işinde de çalıştırıldığını öğrendim. İmalat yapıldığını bilseydim kızımı asla göndermezdim. Kızımın vefat ettiğini, oğlumdan alınan DNA örnekleri sonucu öğrenebildik" dedi. Eşini kaybeden Aytekin Gikan, yangın söndürüldükten sonra içeride cesetler olduğunu öğrendiğini, hastaneleri aradığını ancak eşini bulamadığını, vefat ettiğini sonradan anladığını belirtti. Hanım Gülek'in eşi Metin Gülek ve Cansu Esatoğlu'nun babası İbrahim Esatoğlu da yakınlarının cansız bedenlerini ancak İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda yapılan DNA eşleşmeleri neticesinde teşhis edebildiklerini ifade etti. "İlkokul öğrencilerini bile çalıştırdıklarını biliyorduk" Tanık İ.A., mahalleli olarak iş yerinden yayılan kimyasal koku nedeniyle şikayetçi olduklarını belirterek, "Yaşı küçük çocukları, paraya ihtiyacı olan kadınları sigortasız çalıştırıyorlardı. İlkokul öğrencilerini bile çalıştırdıklarını biliyorduk. Gerekli kurumlara şikayet edilmesine rağmen nasıl üretim yaptıklarını anlamadık" şeklinde ifade verdi. "Kurtuluş Oransal bana, 'Yangından haberim var, yoldayım' dedi" İş yeri çalışanı H.E. ise ifadesinde, olayın ardından Kurtuluş Oransal'ı arayıp yangını bildirdiğini, kendisinin nerede olduğunu sorduğunu ve acilen gelmesi gerektiğini söylediğini ifade etti. Bunun üzerine Oransal'ın "haberim var" dediğini, yolda olduğunu söylediğini, konuşma bittikten 5-10 dakika kadar sonra Kurtuluş Oransal'ın kendisini arayarak içeride kimsenin kalıp kalmadığını sorduğunu, tam sayıyı bilmediğini ancak içeride kalan en az üç kişi olduğunu söylediğini kaydetti. "2025 yılının ağustos ve eylül aylarında kuruma sadece 8 personelin çalıştığı bildirildi" Mali müşavir M.Ç. de, firmanın kuruluş ve işleyiş sürecine dair bilgiler verdi. M.Ç., Ravive Kozmetik'in resmi sahiplerinin İsmail ve Altan Ali Oransal olduğunu, baba Kurtuluş Oransal'ın ise kağıt üzerinde yetkisi bulunmadığını söyledi. Kurtuluş Oransal'ı 2010 yılında Düzce'de çalıştığı fabrikadan "usta makinacı" olarak tanıdığını belirten M.Ç., Dilovası'ndaki tesiste çalışan işçilerin sigorta işlemlerinin gayriresmi yöntemlerle iletildiğini anlattı. Tanık M.Ç., "İşçilerin kimlik numaralarını İsmail Oransal WhatsApp veya mail yoluyla gönderiyordu. Sigorta girişlerini bu bilgilere göre yapıyordum. 2025 yılının ağustos ve eylül aylarında kuruma sadece 8 personelin çalıştığı bildirildi" dedi. Fabrikanın Dilovası'nda faaliyete geçtiği günden bu yana iş sağlığı ve güvenliği hizmeti almadığını belirten M.Ç., "Normal şartlarda işverenin anlaştığı İSG firmasına düzenli ödeme yapması gerekir ancak bana bu firmadan herhangi bir hizmet faturası gelmedi. Fabrikanın açıldığı ve üretime başladığı tarihten itibaren iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili herhangi bir bildiri veya fatura tarafıma ulaşmadı" ifadelerini kullandı. "Çocuklarım, babalarını kendilerini uzak tutmak için bu iş yerini açtı" Kurtuluş Oransal'ın eski eşi A.A. ise şirketin kuruluş amacına dair iddialarda bulundu. Kurtuluş Oransal'ın borçlu ve sorumsuz bir yapısı olduğunu öne süren A.A., çocuklarının babalarını kendilerinden uzak tutmak ve "sokakta kalmaması" için bu iş yerini açtıklarını anlattı. Çocukları İsmail ve Altay'ın bu şirketin işleri ile hiç uğraşmadıklarını ve takip etmediklerini aktardı. A.A., patlamanın meydana geldiği iş yerine alınacak personeli Kurtuluş Oransal'ın kendisinin seçtiğini, iş yerinde üretilen ürünler ile yine Kurtuluş Oransal'ın ilgilendiğini, Kurtuluş Oransal'ın daha önce kozmetik sektöründe çalıştığı için burada bir çevre edindiğini ve kendisine pazar oluşturduğunu, iş yerinin tamamen Kurtuluş Oransal'ın kontrolü altında iş yapıldığını beyan etti. "Laptobu bana getirir misin? Ben birkaç gün bu işlerle uğraşacağım, avukatlarla ilgileneceğim" İddianamede ifadesine yer verilen LYKKE Kozmetik ortaklarından şüpheli Gökberk Güngör de olay günü yaşananları ve İsmail Oransal'ın bilgisayarını aldırmasını anlattı. Aleyna Oransal'ın şirkette yüzde 50 ortaklığı bulunduğunu belirten Güngör, olay günü Aleyna'nın kendisini aradığını belirterek, gayet sakin bir ses tonuyla 'Fabrikada yangın çıkmış' diyerek görüşmeyi sonlandırdığını söyledi. Bu görüşmeden yaklaşık yarım saat sonra İsmail Oransal'ın kendisini arayarak, "İş yerimdeki laptobu bana getirir misin? Ben birkaç gün bu işlerle uğraşacağım, avukatlarla ilgileneceğim. Sen benim odada, masanın üstünde bulunan laptobu alıp evime getir" dediğini aktardı. Güngör, bu talep üzerine laptobu alarak Oransal'a teslim ettiğini kaydetti. "Suçu babaları üstlenecek, onları yurt dışına kaçıracağız" İddianamenin en çarpıcı bölümlerinden birini ise şüphelilerin kaçış planına dair detaylar oluşturdu. Şüpheli Onay Y. ifadesinde, Ali Osman A'nın kendisini arayarak, "Olanları duydun mu? Benim yeğenler bir olaya karışmışlar" dediğini ve onları misafir edip edemeyeceğini sorduğunu belirtti. Bu görüşme üzerine Ömer A. isimli kişiyi arayarak 1 haftalık ev ayarlamasını istediğini anlatan Y., daha sonra Tekirdağ'da İsmail Oransal, Altay Ali Oransal ve Abdurrahman Bayat ile buluştuğunu söyledi. Eve girdikten sonra televizyonda "Kocaeli'de patlama" başlıklı haberleri gördüğünü ifade eden Y., bunun üzerine Ali Osman A'yı görüntülü aradığını kaydetti. Y., Ali Osman A'nın görüşme sırasında kendisine şunları söylediğini iddia etti: "Canlarını sıkmasınlar, rahat olsunlar. Onları çok sağlam bir şekilde karşıya geçireceğiz. Maddi imkanımız ve gücümüz var. En kötü ihtimalle biz avukatları devreye sokacağız, suçu babaları üstlenecek. Onlara bir şey olmayacak. Bu konuşmalarımı yeğenlerime ilet."

Maç Sonunda Kan Aktı: 3 Yaralı Haber

Maç Sonunda Kan Aktı: 3 Yaralı

Hatay'da amatör Lig maçının ardından arasında yaşanan kavgada 3 kişi yaralandı. Kavgada 3 futbolcusu yaralanan Ekincispor, ev sahibi Kırıkhanspor hakkında suç duyurusunda bulundu. U18 Amatör Lig'inde geçtiğimiz hafta sonu Kırıkhanspor ile deplasman takımı Ekincispor karşı karşıya geldi. Müsabaka 2-2'lik beraberlikle sona erdi. Mücadele dolu geçen maçta taraflar birer puan alırken, maç sonunda yaşanan kavga futbolun önüne geçti. Maç sonrası soyunma odasından takım otobüsüne giden Ekincispor, Kırıkhanspor takımı ve yönetimi tarafından saldırıya uğradı. Ekincispor takımından 3 oyuncunun yaralandığı ve linç girişimi cep telefonu kamerasına yansıdı. Kavga anında Ekincispor takımının stoper oyuncusunun elmacık kemiği kırıldı. Hastanede çekilen tomografi sonucunda elmacık kemiği kırılan oyuncu, darp raporu alarak Kırıkhanspor yönetimi ve oyuncuları hakkında suç duyurusunda bulundu. Ekincispor teknik direktörü İsa Ateş, yaşananların üzücü olduğunu ifade ederek kavgaya karışan kişiler için suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. "Çocukların sorumluluğunu almış bir eğitimci olarak böyle olaylarla karşılaştığım için utanç duydum ve bunu yapan kişiler için suç duyurusunda bulunduk" Yaşanan kavgayı ve süreci anlatan Ekincispor teknik direktörü İsa Ateş, "İlk maç bizim için önemliydi ama yenilmiştik. Tek mağlubiyetimiz o maçtı ve orada ufak bir kavga oldu. Benim oyuncuya yumruk atıldı sonra diğer oyuncuma geldi. Kırıkhanspor takımında bir oyuncuya yumruk atıldı. Takıma karşı saldırı oldu ama sonra tatlıya bağlandı. İkinci maça gittiğimizde hiçbir şey fark etmedik ama maç içinde çok kötü muamele oldu. Taraftarlardan bizlere taşlı saldırı oldu. Maçta 1-0 öndeyken bir anda 2 gol yedik ve sonra 2-2 yaparak berabere bitti. İlk maçtaki kavgayı karşı takım başlatmıştı ve ben oradaydım. Maç sonrası soyunmasına oyuncularımla birlikte geçtik. Soyunma odasından takım otobüse bindik. İlk maçta yumruk yiyen Kırıkhanspor oyuncusu ve 6 kişiyle birlikte oyuncularıma birdenbire oyuncularıma saldırdılar. Oyuncum yere düştü ve sonra tekmeler attılar. O karmaşadan oyuncumu aldım. Yanımdaki oyuncuma aniden güçlü bir yumruk attılar. Oyuncumu alıp hastaneye götürmeye çalıştım. Maç sonrası kavgada 3 oyuncuma saldırdılar ve 2 oyuncum ciddi yaralandı. Bir oyuncum ciddi zarar görmüştü ve arabada giderken fenalaşınca indirip ambulansı aradık. Taraftarlar bize saldırmak için koşarak geliyorlardı. Sporcumun sağlığı tehlikede ve kriz geçiriyordu. Yüzü ve burnu kan içinde gözlerini açamıyordu. Polis gelip bizi kurtardı yoksa saldırı olacaktı. O anlar çok dehşet vericiydi. Oyuncumu hastaneye götürüp tomografi çektiler. Tomografi sonucunda elmacık kemiğinde kırık vardı ve darp raporu aldık. Ben o çocukların sorumluluğunu almış bir eğitimci olarak böyle olaylarla karşılaştığım için utanç duydum. Bu olaylardan dolayı üzgünüm. Bunu yapan kişiler için suç duyurusunda bulunduk" ifadelerini kullandı.

40 Kişiye Mezar Olan Yaşam Konutları Davasında Yeni Gelişme Haber

40 Kişiye Mezar Olan Yaşam Konutları Davasında Yeni Gelişme

Gaziantep'in Nurdağı ilçesinde, 6 Şubat depremlerinde Yaşam Konutları'nın yıkılması sonucu 40 kişinin hayatını kaybetmesiyle ilgili davada, sanık müteahhit Yunus Kaya 13 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde yıkılarak 40 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Yaşam Konutları davasında karar çıktı. İslahiye Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya maktul aile yakınları, maktullerin avukatları ve sanık avukatları katıldı. Sanık müteahhit Yunus Kaya'ya 13 yıl hapis cezası Duruşmada konuşan maktul aile yakınları, suçluların en ağır cezayı almasını istedi. Sanık Yunus Kaya ise savunmasını yineleyerek beraat talebinde bulundu. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın eyleminin bilinçli taksir kapsamında gerçekleştiğine hükmederek, müteahhit Yunus Kaya'yı 13 yıl hapis cezasına çarptırdı. İslahiye Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, müteahhit Yunus Kaya hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. Ne olmuştu Gaziantep'in Nurdağı ilçesinde, 6 Şubat depremlerinde Yaşam Konutları'nın yıkılması sonucu 40 kişinin hayatını kaybetmiş, 11 kişi de yaralanmıştı. Sanık müteahhit Yunus Kaya'nın bir önceki yargılandığı dosyada 67 kişi hayatını kaybetmiş, 19 kişi ise yaralanmıştı. Heyet, bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan iyi hal indirimiyle 13 yıl 9 ay hapis cezası vermişti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.