Hava Durumu

#Ayni

Yeni Marmara Gazetesi - Ayni haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ayni haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Aynı anda iki işyerinde çalışmaya vize çıktı Haber

Aynı anda iki işyerinde çalışmaya vize çıktı

Moto kurye olarak çalışan genç, ağırlaşan ekonomik şartlar sebebiyle başka bir şirkette de kurye olarak çalışmaya başladı. Bunu öğrenen şirket, genci kapı önüne koydu. Mahkemenin yolunu tutan genç kurye, 'Motorlu Kurye' olarak hizmet akdi ile çalışmaya başladığını, iş akdinin işveren tarafından geçerli ve haklı bir fesih sebebi olmaksızın feshedildiğini kaydetti. Her ne kadar 'fesih bildirimi' başlıklı yazıda, iş akdinin 'davalı şirket ile iş akdi devam ederken farklı şirketler nezdinde çalışmaların/SGK bildirimlerinin görülmesi üzerine ve taraflarca imzalanmış hizmet akdinin ihlal edilmesi' sebebiyle derhal ve tazminatsız olarak feshedildiği belirtilmiş ise bu durumun gerçeği yansıtmadığını öne sürdü. Davalı işverenin, hem işe başlarken hem de işe devam ettiği süre boyunca mesaisi bittikten sonra da başka işyerinde çalıştığını ve bu durumun işten çıkarıldığı tarihe kadar devam ettiğini bildiğini ve bu duruma izin verip rıza gösterdiği halde bu hususu gerekçe gösterdiğini dile getirdi. İşverenin başka işyerinde çalışamayacağını öne sürmek suretiyle ve işsizlik maaşı almasını engelleyebilmek hedefiyle kötü niyetli hareket ederek iş akdine son verdiğini yapılan feshin haksız, geçersiz ve usulsüz olduğunu beyan ederek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etti. Davalı şirket avukatı ise fesih bildiriminin gayet açık ve net olduğunu dile getirdi. Şirketin, davacının şahsi olarak girebileceği e-devlet sitemine girerek şahsi hizmet dökümüne ulaşma imkanına sahip olmadığını, şirketin kendi bildirimlerinden sorumlu olduğunu, davacının beyanlarının çelişkili olduğunu, huzurdaki davada geçerli nedenin tartışılması gerektiğini söyledi. Davacıya birden fazla kere uyarı da verildiğini, taraflar arasındaki Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi’nin “Çalışma Yasağı” başlıklı 12. maddesi gereğince, haklı nedenle ve derhal feshedildiğini, bir çok kere savunması alınarak uyarı verildiğini beyan ederek davanın reddini talep etti. Mahkeme, iki yılı aşkın hizmet döneminde herhangi bir ihtar ya da yaptırımla karşılaşmadığı, sadakat borcuna aykırılığın savunulmadığı, ispatlanmadığı, yapılan işin kuryelik olduğu, haksız rekabet oluşturacak bir durumunda ihlal edilmediği gibi yapılan işin niteliğine de uygun olmadığı, iş akdinin feshinin tüm bu nedenlerle haklı veya geçerli bir sebebe dayanmadığı, davacının işe iadesinin gerektiğine hükmetti. Kararı davacı istinaf etmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda şöyle denildi: "Dosya çerçevesi, ilk derece mahkemesi kararının dayandığı deliller, delillerin takdiri, karar gerekçesine göre istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olmak ve kamu düzeni çerçevesinde yapılan inceleme sonucunda davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne oy birliği ile karar vermek gerekmiştir. Davanın kabulüne, işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarının brüt 17 bin TL olarak belirlenmesine oy birliği ile karar verilmiştir."

GUHEM NASA ile aynı sahnede Haber

GUHEM NASA ile aynı sahnede

GUHEM Genel Müdürü Halit Mirahmetoğlu, Türkiye’nin de üyesi olduğu Asya Pasifik Uzay İşbirliği Organizasyonu (APSCO) ve Birleşmiş Milletler Uzay İşleri Ofisi (UNOOSA) işbirliğiyle Birleşmiş Milletler Uzayın Barışçıl Amaçlarla Kullanımı Komitesi (COPUOS) toplantıları kapsamında düzenlenen “Gelecek Nesil İçin Uzay Farkındalığı” sempozyumuna konuşmacı olarak katıldı. Türkiye’nin uzay ve havacılık temalı ilk interaktif eğitim merkezi olan GUHEM, uzay konusunda uluslararası alanda düzenlenen en prestijli organizasyonlardan biri olan APSCO sempozyumunda ABD’den NASA, Birleşik Krallık’tan National Space Academy ve Çin’den Beijing Space Camp gibi önemli kurumlarla aynı sahnede yer aldı. GUHEM Genel Müdürü Halit Mirahmetoğlu “Popüler Kültürün Uzaydaki Tarihi ve Etkisi” temasıyla düzenlenen sempozyumunun ilk oturumuna konuşmacı olarak katıldı. GUHEM hakkında bilgiler veren Mirahmetoğlu, katılımcılara GUHEM’in vizyonu ve merkezdeki çalışmalar hakkında bilgiler verdi. GUHEM Genel Müdürü Halit Mirahmetoğlu, "Merkezimizde uzay ve havacılıkla ilgili eğitim hedefli 154 interaktif düzenek yer alıyor. Merkezimizin ilk katında havacılık sergisi bulunuyor. Bu katta havacılık üzerine eğitim almış bilim iletişimcilerimiz anlatımlar gerçekleştiriyorlar. "Uzay Katı" olarak adlandırılan ikinci katta ise astronomi alanında uzman bilim iletişimcilerimiz ziyaretçilerimize atmosfer olayları, güneş sistemi, gezegenler ve galaksilere ilişkin bilgiler sunuyorlar. GUHEM Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise en iyi 5 merkezinden biri olarak çalışmalarını sürdürüyor” dedi. Konuşmasında Türkiye’nin Milli Uzay Programı’ndan da bahseden GUHEM Genel Müdürü Halit Mirahmetoğlu, bu kapsamda Türkiye Uzay Ajansı (TUA) yakın ilişkiler kurduklarını dile getirdi. GUHEM’in özellikle Milli Uzay Programı’nda yer alan uzay farkındalığı ve insan kaynağının geliştirilmesi hedefiyle hizmet ettiğini belirten Mirahmetoğlu, “GUHEM gelecek nesillerimize uzay, havacılık ve teknoloji konularında bilgiler aktararak çocuklarımıza ilham vermeyi hedefliyor. Merkezimizde özellikle çocuklarımızın uzay konusunda farkındalığını artırarak ilerde bu alanda meslekler seçmesini hedefliyoruz. Böylece ülkemizin uzay çalışmaları konusunda başarılı işlere imza atacağına eminiz. Sizleri de merkezimizde ağırlayarak bilgi ve deneyimlerinizden faydalanmak istiyoruz” diye konuştu. APSCO Dış İlişkiler ve Hukuk İşleri Genel Direktörü Aisha Jagirani moderatörlüğünde düzenlenen panelde Halit Mirahmetoğlu’nun yanı sıra APSCO Genel Sekreteri Ferhat Fikri Özeren, NASA Bilim Program Yöneticisi Adriana Ocampo Uria, National Space Academy Yöneticisi Prof. Dr. Anu Ojha Obe, Beijing Space Camp Genel Müdürü Wang Wenhua da konuşmacı olarak yer aldı.

Erkeklerle aynı işi daha ucuza yapan kadın işçiye tazminat Haber

Erkeklerle aynı işi daha ucuza yapan kadın işçiye tazminat

 Yıllar süren davada son sözü söyleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, işverenin eşit işe eşit ücret ödememesinin eşit işlem borcunun ihlali niteliğinde olduğunu belirterek, kadın işçiye tazminat ödenmesi gerektiğine hükmetti. Bursa’da bir dokuma fabrikasında devereci olarak çalışan kadın, aynı işi yapan deverecilerin kendisinden daha fazla ücret aldıklarını, her iki deverecinin de aynı kıdemde olmamalarına rağmen aynı ücreti aldıklarını, sırf kadın olduğu için diğer devereciler ile aynı işi yapmasına rağmen daha az ücret aldığını belirterek iş sözleşmesini feshetti. İş Mahkemesi’nin yolunu tutan kadın işçi; davalı işverenin işyerinde ücret konusunda cinsiyet ayrımı yaptığını, İş Kanunu’na göre işverenin eşit iş yapan işçiye eşit ücret ödemekle yükümlü olduğunu, bu borca aykırı davranan işverenin işçiye 4 aylık ücreti tutarında tazminat ödemesi gerektiğini dile getirdi. Çalıştığı süre boyunca diğer işçilere ödenen ücret farkını da işçiye ödemek zorunda olduğunu, davalı işverenin eşit işlem borcuna aykırı davranışından dolayı iş akdini haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret farkı ile eşit işlem borcuna aykırılık tazminatının davalıdan tahsilini talep etti. Bursa 4. İş Mahkemesi’nde ifade veren işveren ise davacının, kendisi ile aynı işi yaptığını zikrettiği deverecilerinin kıdem ve tecrübesinin davacıya oranla daha fazla olduğunu kaydetti. Maaşları emsal gösterilen iki ustanın davacıdan daha fazla iş tecrübesi kazandığını ve davacıya oranla daha fazla çalışma sergilemesi nedeniyle ücretlerinde yapılan genel iyileştirmede daha fazla ücrete hak kazandığını, davacının diğer deverecilere oranla daha az üretim kapasitesine sahip olduğunu, çalışmasında arkadaşlarının yardımını alarak işine devam ettiğini öne sürdü. Davacının, kendisinden daha fazla mesleki tecrübesi bulunan ve kendisine oranla daha fazla üretim yapan çalışanlarla maaşını kıyaslayarak haksızlık yapıldığı gerekçesiyle iş akdini haksız ve kötüniyetle feshettiğini, bu sebeple kıdem tazminatı ile ücret alacağı farkına hak kazanamadığını savunarak davanın reddini talep etti. Davanın kısmen kabulüne hükmeden Mahkeme; yıllık izin ücreti alacağının tahsiline, diğer taleplerin reddine karar verdi. Kararı davacı avukatı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi. Emsal nitelikte bir karara imza atan 9. Hukuk Dairesi, eşit davranma ilkesinin tüm hukuk alanında geçerli olup, iş hukuku bakımından işverene işyerinde çalışan işçiler arasında haklı ve objektif bir neden olmadıkça farklı davranmama borcu yüklediğine dikkat çekti. Kararda şöyle denildi: “Eşit davranma borcuna aykırılığı ispat yükü işçide olmakla birlikte, anılan maddenin son fıkrasında yer alan düzenlemeye göre işçi ihlalin varlığını güçlü biçimde gösteren bir delil ileri sürdüğünde aksi işveren tarafından ispatlanmalıdır. Somut uyuşmazlıkta, davacı aynı bölümde çalıştığı diğer personellerle aynı işi yaptığı halde kendisine daha az ücret ödeyen işverenin eşit davranma borcuna aykırı davrandığı ve iş sözleşmesini bu nedenle haklı olarak feshettiği iddiasıyla tazminat ve fark ücret isteminde bulunmuştur. Dosya kapsamına göre davacı işçiye işyerinde çalışan diğer deverecilere kıyasla daha az ücret ödendiği konusunda tartışma yoktur. Dosya içeriği ve özellikle davalı işveren tanıklarının anlatımlarından, davacının işyerinde başarılı bir işçi olduğu, diğer devereciler hangi işi yapıyorlarsa davacının da aynı işi yaptığı, yeteneğinde veya performansında hiç bir yetersizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dosyadaki mevcut delil durumuna göre davacı cinsiyet ayrımcılığı yönündeki iddiasını kanıtlayamamış ise de işverenin eşit işe eşit ücret ödememesi eşit işlem borcunun ihlali niteliğindedir ve ayrımcılık tazminatının koşulları oluşmuştur. Mahkemece davacının çalışma süresi de dikkate alınarak, anlan yasanın 5. maddesi kapsamında ayrımcılık tazminatına hükmedilmesi gerekirken tazminat talebinin reddine karar verilmesi hatalıdır. Buna göre davacının fark ücretleri de hesaplanmalı ve hüküm altına alınmalıdır. Diğer yandan davacının aynı kıdem ve aynı işte çalışan işçi ile aynı ücretle çalıştırılmaması suretiyle eşit işlem borcunun ihlal edilmesi 4857 sayılı Yasa'nın 24/II-e maddesi uyarınca işçiye haklı fesih yetkisi verir. Bu itibarla iş akdini bu nedenle haklı nedene dayalı olarak fesheden davacının kıdem tazminatı isteğinin de kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”

Maaş için boşanan çift aynı okulda oy kullanınca yakalandı Haber

Maaş için boşanan çift aynı okulda oy kullanınca yakalandı

Yüksek mahkeme, boşanmış eşlerin aynı okulda oy kullanmasının beraber yaşadıklarının ispatı olduğuna hükmetti. 1991 yılında babası ölen genç kız, yıllardır hayalini kurduğu düğünle evlendi. 2007 senesinde boşanan genç kadın, babasından dolayı yetim aylığı almaya başladı. SGK kontrol memurları, çiftin yetim aylığı almak için anlaşmalı boşandığını tespit etti. Tutulan raporda, kadının boşanmış olduğu eşi ile aynı adreste birlikte yaşadığının tespit edildiği, boşanmanın muvazaalı olduğu belirtildi. Raporda eşlerin boşanmalarına rağmen son üç genel seçimde aynı okulda oy kullandıklarına dikkat çekildi. Harekete geçen SGK, genç kadına 17.10.2008-16.04.2010 tarihleri arası dönemde ödenen 11 bin 833,50 TL’lik yersiz aylıklar için icra takibi başlattı. Genç kadın icra işlemine itiraz etti. Bunun üzerine SGK, İş Mahkemesi’ne müracaat ederek, itirazın iptali ve yüzde 40 icra inkâr tazminatı ödenmesi talebiyle dava açtı. Mahkeme, davanın reddine hükmetti. SGK kararı temyiz edince devreye Yargıtay 10. Hukuk Dairesi girdi. Emsal kararda, boşanan çiftin son üç genel seçimde aynı okulda aynı sandıkta oy kullandıkları hatırlatıldı. Kararda, “Dava konusu borç tahakkuk döneminin 17.10.2008-16.04.2010 tarihleri arasında davalıya yersiz olarak ödenen aylıklar için gerçekleştirildiği ortadadır. Davalının borç tahakkuk dönemini kapsayan adres hareketleri izlenmiştir. Çiftin aynı lisede aynı sandık numaralarında oy kullandıklarının anlaşılması karşısında sübût bulan davada davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, toplanan delillerin hatalı şekilde değerlendirilmek suretiyle davanın reddine yönelik hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir. O halde, davacı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Mahkeme kararının oy birliği ile bozulmasına hükmedilmiştir” denildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.