Hava Durumu

#Ayvalik

Yeni Marmara Gazetesi - Ayvalik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ayvalik haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Her fırtınada paramparça oluyorlar...Bakanlığa çağrı yaptılar Haber

Her fırtınada paramparça oluyorlar...Bakanlığa çağrı yaptılar

Ayvalık’ta 2021 yılının Mayıs ayında yaşanan şiddetli fırtına sonrasında 100’ün üzerinde tekne zarar görmesinin ardından gündeme gelen, Ayvalık Belediyesi ile Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı projelerin dönemin Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu tarafından onaylanarak yatırım programına alındığı iki barınak projesinin halen daha bakanlıkta beklemesi üzüntüyle karşılanıyor. İklim değişiklikleri nedeniyle her geçen yıl kendisini daha fazla hissettiren olumsuz hava şarları karşısında çaresiz kaldıklarını belirten Ayvalıklı amatör balıkçılarla, gezi tekneleri sahipleri, milyonlarca liralık teknelerine sığınacak bir yer bulamamaktan yakınıyor. “Ayvalık Sefa Çamlık Mahallesi Büyük Tekne Barınma Alanı” ile “Aliçetinkaya Mahallesi Küçük Tekne Barınma Alanı” isimli projelerin bakanlıktaki tasarruf tedbirleri programına takılmasının kendilerini çaresiz bıraktıklarını belirten amatör balıkçılar, her fırtınada bin bir ekonomik zorluklarla sahip oldukları teknelerinin parçalanarak yok olmasının artık önüne geçilmesini talep ediyorlar. “Amatör balıkçılar için bir barınağın ya da sığınacak limanın olmaması çok acı bir olaydır” Ayvalıklı amatör balıkçılardan Yaşar Tın, ilçedeki küçük balıkçı tekne sahiplerinin en büyük sorununun balıkçı barınağının bulunmayışı olduğunu vurgulayarak, “Her fırtınada teknelerimizin batması, sabahlara kadar uykusuz kalıp teknelerde beklemek zorunda kalınmalar oldukça yorucu oluyor. Batan her tekne milli bir servettir. Bizler yetkililerden artık ilgi ve alaka bekliyoruz. Ayvalık gibi güzel bir memlekette bir biz amatör balıkçılar için bir barınağın ya da sığınacak limanın olmaması çok acı bir olaydır. Bildiğim kadarıyla şu an için balıkçı barınaklarıyla ilgili proje hükümet tarafından onaylandığıdır. Ama şu an proje neden beklemede olduğu konusunda herhangi bir fikrim yok. Çünkü herkes bu konuda bir şeyler söylüyor. Ancak bizler, balıkçı barınağının bir an önce yapılmasını istiyoruz” dedi. “Kendi kendimizin derdine çare bulmaya çalışıyoruz” Amatör balıkçılardan Zeyit Zincir de, fırtınalar nedeniyle teknesini bağladığı ahşap iskelenin beşinci kez parçalandığını belirterek, “Son fırtınada denizdeydim ve bir ada koyunun kuytu bölgesine güçlükle geçerek 32 saat boyunca teknemde kaldım. Biz Ayvalıklı amatör balıkçılar her sene aynı şeyleri yaşıyoruz. İki yıl önce 21 Mayıs’ta Ayvalık’ta şiddetli fırtınada da teknem zarar görmüştü. Ayvalık’ta bir balıkçı barınağının yapılması için yetkililerden çözüm bulunmasını acilen bekliyoruz. Çaresizce, kendi kendimizin derdine çare bulmaya çalışıyoruz. Yetkililere sesleniyoruz. Lütfen Ayvalık’taki amatör balıkçıların sesini duyun. Fırtına ve olumsuz hava şartlarına karşı teknelerimizi saklayabileceğimiz bir balıkçı barınağı yapılsın. Başka hiçbir beklentimiz yok. Elbirliğiyle bizler de destek olalım. Biz de gidelim o barınak inşaatına bir taş koyalım. Biz de gidelim bir çivi çakalım. Yeter ki başlanılsın bir şeylere” dedi. Büyük tekne sahipleri de dertli Ayvalık’ta Yunanistan’ın Midilli Adası ile Ayvalık arasında feribot seferleri düzenleyen bir firmanın sahibi, Ayvalık Belediye Meclis Üyesi ve Aliağa Deniz Ticaret Odası Meclis Üyesi Ali Jale de yaptığı açıklamada, Ayvalık’ta 2021 yılında yaşadığımız büyük fırtınada, irili ufaklı yüze yakın teknenin batmasının ardından Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının da devreye girmesiyle Ayvalık Belediye ile Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından iki ayrı barınak projesi hazırlandığını hatırlattı. Projelerin toplam bedeli 15 ila 18 milyon dolar Biri büyük gezi tekneleri, diğeri ise küçük amatör balıkçı tekneleri olmak üzere iki barınak projesinin hazır olup, imar planlarının da işlendiğini ve bakanlıkça yatırım yapılabilir duruma geldiğini kaydeden Ali Jale, “Şu anda her iki projede devlet yatırımı olarak istenildiği zaman ihaleye çıkarılıp, bu iki proje hayata geçirilebilir. Bu iki barınağın toplam maliyeti 15 ila 18 milyon dolar arasında. Bu barınak projelerinin bir tanesi Ayvalık’ın marina bölgesi yanındaki büyük gemiler için yapılacak 95 teknelik proje, diğeri ise Aliçetinkaya Mahallesi Yunus Emre Parkı sahilinin Gönül Yolu Köprüsü’ne gelmeden önceki kısmında bulunan 8 ile 10 metre arasındaki boylara sahip 250 teknelik küçük balıkçı tekneleri için hazırlanan projedir. Bir tanesinin değeri 13-14 milyon dolar, diğeri ise 3-4 milyon dolar arasındadır. Fakat sanıyorum şu an için devletimizin almış olduğu ekonomik tedbirler nedeniyle bu barınakların yapım aşamaları bir süre ötelenmiş durumda. Ama bizim Ayvalıklı denizciler olarak bu barınaklara çok ciddi bir şekilde ihtiyacımız var” dedi. “Ayvalık’taki tehlike artık eskisinden çok daha fazlasıyla ortada” Konunun siyasi bir rant haline gelmemesini dileyen Jale, “Burada denizcinin canı yanıyor. Burada denizci üzülüyor. Burada denizci gecesini gündüzüne katarak gemisinin, teknesinin içinde zoraki zaman geçiriyor malına zarar gelmesin diye. Ben malı da bıraktım bir kenara. Karadeniz’de geçen gün yaşadık, rıhtımın dibinde gemiler batıyor. Yunanistan’ın Midilli açıklarında 14 mürettebatı bulunan 106 metrelik gemi battı. Dünya değişiyor. İklim değişiyor. İklim değişikliği nedeniyle Ayvalık’taki tehlike artık eskisinden çok daha fazlasıyla ortaya çıkıyor. Dolayısıyla buradan tabiri caizse 5 yıldır yaptığım gibi bir kez daha yetkililere yalvarıyorum; Ayvalık’ın en büyük sorunlarından biri olan bu iki projeyi artık rant kapısı olmaktan lütfen çıkarın. Gerekiyorsa bizi hiç işine katmayın. Ama artık bu barınakları yapın. Çünkü artık bu konunun konuşulacak hiçbir tarafı yok. Zira bu iki proje Ayvalık’ın önemli ihtiyacıdır” diye konuştu.

Prof. Dr. Levent Kurnaz: "Dünya çok ciddi bir gıda krizine gidiyor" Haber

Prof. Dr. Levent Kurnaz: "Dünya çok ciddi bir gıda krizine gidiyor"

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Ayvalık Belediyesi, diğer paydaşlar tarafından organize edilen 18. Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat Festivali dahilinde Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz yaptığı sunumla dünyanın hızla çok ciddi bir gıda krizine doğru gittiğini ve bu gidişat için alınması gereken önlemlerin ise adeta önemsenmediğini söyledi.  İklim değişiklikleri ve küresel ısınma konularında Ayvalık Belediyesine ait İsmet İnönü Kültür Merkezinde bir sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Levent Kurnaz; dünyadaki nüfus artışının su ve gıda kaynaklarının daralmasına neden olduğuna dikkat çekti.  İçinde bulunduğumuz dönemde insanoğlunun, freni patlamış bir kamyonda rampa aşağı inerken, fren yerine gaza bastığını söyleyen Levent Kurnaz, "Aslında herkes üzerine düşeni yapmış olsa birçok şey değişebilecek. Alınması gereken önlemler noktasında hiç kimse üzerine düşeni yapmıyor. Bunun sonucunda da dünya her geçen gün daha da kötüye gidiyor" dedi.  Türkiye’de yaşayan orta yaşlardaki herkesin ilk ve ortaokul dönemlerinde aldıkları coğrafya derslerinde, tarım alanında Türkiye’nin kendi kendine yetebilen 7-8 ülkeden biri olduğuna ait bilgilerin verildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Kurnaz, “Bize bu bilgiler verilirken, o dönemde Türkiye’nin nüfusu 20-30 milyon arasındaydı. Şimdi ise 85 milyon. Şimdi bırakın kendi kendimize yetmeyi, tarım ürünlerini en fazla ithal eden ülkelerden biriyiz. Pandemi döneminde hepimiz gördük ki, küreselleşmenin tekerine çomak soktuğunuz an sistem patlayabiliyor. Bugün Rusya-Ukrayna arasındaki savaşı bile dünyayı tahıl konusunda zora sokabiliyor. Düşünün Orta Anadolu’da şeker pancarı üretmenin katma değeri daha fazla denilerek yer altı suyuyla şeker pancarı üretiyoruz ama orada buğday üretilecekken, bunu Ukrayna’dan gelecek olan buğdaya bırakıyoruz. Ama Ukrayna’da kuraklık olur, savaş olur, bunları düşünmüyoruz. ‘Ukrayna’da böyle bir kriz varsa bizde buğdayımızı Amerika’dan alırız. Amerika’da kuraklık olursa, o zaman da Avusturalya’dan alırız’ diyoruz. Ama şu anda dünya öyle bir yere gidiyor ki bu noktaların her birine aynı anda kuraklık geliyor ve biz de burada üretemezsek ne olacak?” diye sordu.  Dünyada yaşayan herkesin iklim değişiklikleri ve küresel ısınma sorunlarının dışında başta kirlilikler olmak üzere birçok sorunu göz önüne alarak hayatlarını sürdürmek zorunda olduğunu kaydederek, “Gıda üretimi daraldıkça içinde bulunduğumuz şartlarda maliyetler artıyor. Mazotun, gübrenin, tarım ilacının fiyatları artıyor. Maliyetler arttıkça da temel gıda ürünlerinin fiyatı her geçen gün yükseliş ivmesi çiziyor” dedi.  “Astronomik cep telefonu fiyatlarını sorgulamıyor, ama ekmek fiyatlarının sadece 1 TL artışına bile adeta isyan ediyoruz”  Bilinçsiz tüketim konusunda da oldukça büyük eksikliklere sahip olunduğuna işaret eden Prof. Dr. Levent Kurnaz, günümüzde insanların cep telefonlarına 40-50 bin lirayı aşan rakamları öderken, bu fiyatları sorgulamadığını, ancak ekmek fiyatı 1 TL arttığında ise buna tepki gösterilmesinin arasındaki tezata anlam veremediğini vurguladı.  İngiliz nüfus bilimci ve politik iktisat teorisyeni Thomas Robert Malthus’un 1700’lü yıllarda ifade ettiği, “Nüfus geometrik artarken besin üretimi aritmetik artar. İkisinin çakıştığı noktadan itibaren de kıtlık başlayacaktır. Bu da mevcut hâliyle yönetilemeyecek ve kaçınılmaz biçimde geometrik nüfus artışını kriz çıkaracaktır” kuramını hatırlatan B.Ü. İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, “İnsanoğlu olarak biz Malthus’un savunduğu bu gerçekleri üç kez kırmışız. Birinci kışımız; Güney Amerika’nın açıklarında Galapagos Adaları bölgesinde, adaların tepelerinde metrelerce kuş dışkılarının çok kaliteli gübre olduğunu keşfedilmiş. Bu gübreler gemilerle Avrupa’ya getirilmiş ve lineal artması gereken gıda üretimi bir anda çıldırmış ve olağanüstü bir gıda üretimi gerçekleştirilmiş ve ilk krizi böyle atlatmışız. İkinci kriz ise 1. Dünya Savaşı’nın başlangıcında havadaki azottan amonyak yapmayı keşfetmişiz. Amonyaktan da gübre yapılmış ve böylelikle ikinci defa gıda krizini aşmışız. Üçüncüsü de; 1960’lı yıllarda; değişik besinleri, genetik değişikliklerle başka yerlerde üretmeyi öğrenmişiz. Devamlı artan bir nüfus, azalan kaynaklar ve tüm bunların üzerine hızla pahalılaşan bir hayat. Bir yerde sistem tıkanma noktasına geliyor. Bunun üzerine pandemiler, kuraklıklar, maliyetlerin hızla yükselmesi de işin içinde çıkılmazlığı beraberinde getiriyor” dedi.  Zeytinyağının hızla yükselişinin nedenini de anlattı  Küresel zeytinyağı fiyatlarının da olağanüstü artışına dikkat çeken Levent Kurnaz, “Fiyatlar bu kadar artıyorsa; ya girdi fiyatları artıyordur, ya da bir yerlerde çok ciddi rekolte düşüşü vardır. Zeytinyağı üretimine mercek tuttuğumuzda da zaten, her ikisinin de bulunduğunu rahatlıkla görebiliriz” diye konuştu. 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.