Hava Durumu

#Başkan

Yeni Marmara Gazetesi - Başkan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Başkan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ak Parti Bursa İl Başkanı Gürkan:  "PKK'nın kendisini feshetmesi ve silah bırakması Türkiye'nin geleceği için güzel bir haber" Haber

Ak Parti Bursa İl Başkanı Gürkan: "PKK'nın kendisini feshetmesi ve silah bırakması Türkiye'nin geleceği için güzel bir haber"

Ak Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, Büyükşehir Belediyesi'ne kayyum atanacağına ilişkin haberlerin algı çalışması olduğunu belirterek, "Öyle bir durum sözkonusu değil. Gündemde yok" dedi. PKK'nın fesih kararını da değerlendiren Gürkan, "Türkiye'nin geleceği için güzel bir haber. Terörün bu ülkeye maliyeti çok ağır oldu" dedi.   Ak Parti İl Başkanı Davut Gürkan, partisinin Bursalı milletvekilleri Refik Özen, Ahmet Kılıç, Ayhan Salman, Emel Gözükara Durmaz ve Mustafa Yavuz, ilçe belediye başkanları ve ilçe başkanlarıyla genel seçimin üzerinden geçen 2 yıllık süreçte Bursa'ya yapılan yatırımları değerlendirdi.  Başkan Gürkan, PKK'nın kendini feshetmesi ve silah bırakmasının Türkiye'nin geleceği için güzel bir haber olduğunu belirterek, "İçimizde bir ferahlama hissettik. Terörün bu ülkeye ağır maliyetleri oldu. Hem Cumhurbaşkanımız siyasi iradesi hem de Devlet Bahçeli'nin çizmiş olduğu devlet politikası bizim için yönlendirici, ufkumuzu açıcı bir güzergah oldu" dedi.  PKK'nın kendisini feshetmesini değerlendiren Başkan Davut Gürkan, "12 Mayıs 40 yılın 50 yılın rüyasının gerçekleştiği güne tevafuk etti. PKK'nın silah bırakması kendini feshetmesi güzel bir haber oldu. İçimizde bir ferahlama hissettik. Terörün bu ülkeye ağır maliyetleri oldu. Hem Cumhurbaşkanımız siyasi iradesi, hem de Devlet Bahçeli'nin çizmiş olduğu devlet politikası bizim için yönlendirici, ufkumuzu açıcı bir güzergah oldu. Tüm Türkiye'ye, tüm milletlere, tüm komşu devletlerimize, bu konuda farklı niyetleri olan ülkelere de hayırlı olsun. İnşallah bu haftanın güzel başlangıcı gibi bundan sonraki günlerin güzel olmasını ümit ediyoruz" dedi  Başkan Gürkan, basın toplantısında Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey'in geçen 13 ayda mazeretlerin arkasına sığındığını, yüzde 90 aşamasına gelen bir çok projeyi bile tamamlayamadığını, bazı açılışların temellerinin de Ak Partili Belediye dönemlerinde atıldığını hatırlatarak, "Şimdi algı yapıyorlar. Kayyumu gündeme getiriyorlar. Bizim herhangi bir anket çalışmamız yok. Kayyum da gündemde değil. Anket yaptırıyorlarsa kendileri yaptırıyorlar. Bozbey'in basın toplantısında soruyu da kimin sorduğuna sipariş olup olmadığına bakın. Algı oluşturmak böyle bir şey. Kendileri adalete intikal eden konularla ilgili cevap vermekten hesap vermekten neden çekiniyorlar. Usulsüz harcamalarla ilgili biz adliyeye konuyu intikal ettirdik. Hormonlu inşaatlarla ilgili de yapılan bir suç duyurusu vardı sonrasında geri çekildi. Bunların cevabını vermeleri iyi olur" diye konuştu. 

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey:  "Bizim teklifimizde dahi bir biniş maliyeti 52 lirayı buluyor" Haber

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey: "Bizim teklifimizde dahi bir biniş maliyeti 52 lirayı buluyor"

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Burulaş'taki toplu sözleşme görüşmeleri ve grev kararı alınmasını ilişkin yaptığı açıklamada, "Sendikanın istediği maaşı verirsek bir biniş maliyeti 60 lirayı buluyor. Şu anda zaten Büyükşehirden Burulaş'a 300-350 milyon lira aylık destek sağlıyoruz. Bizim teklifimizde dahi bir bilet maliyeti 52 lirayı buluyor. Biz 3,3 milyon Bursalı ve belediye şirketlerindeki 13 bin 800 çalışanı düşünerek bu tekilfi yaptık "dedi. Sendika yüzde 47 maaş zammı isterken, Büyükşehirin zam teklifinin yüzde 25'te kaldığı öğrenildi. Başkan Bozbey 20 Mayıs'taki grevle ilgili her türlü tedbiri aldıklarını Bursalıları mağdur etmeyeceklerini dile getirdi. Büyükşehirin teklifine göre en düşük maaş 50 bin lira, vatman maaşı 74 bin, teknik personel maaşı 78 bin lira olacak. Başkan Bozbey, otobüs şoförlerine ise bir miktar daha fazla artış gerçekleştirdiklerini kaydetti.   Mustafa Bozbey, Burulaş'taki toplu sözleşme görüşmelerine ilişkin basın açıklaması yaptı.  Çalışanların hayat standartlarının yüksek olmasını istediklerini kaydeden Başkan Mustafa Bozbey, "Sendika yönetimi yüzde 75 artışla karşımıza geldi. Daha sonra görüşmelerde yüzde 54'e düştü. En sonunda yüzde 47'de ısrar ederek dünkü grev kararının açıklanmasına kadar sürdü. Yani yüzde 47'de kaldı. Tabiki bu taleplerin mevcut şartlarda günümüz şartlarında da dahil olması gerçekçi talepler olmadığını sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu artış hayata geçirilirse, yüzde 47 artış yapıldığında sadece Bursaray'da bilet fiyatının 55-56 lira olması gerekiyor. Uzun hatlarda da bilet fiyatının yaklaşık 64 lira olması lazım. Bizim teklifimiz de var. Biz işçimizin yaşam standartlarının yükselmesinden yanayız. Sadece bir şirketimizde bir iştirakimizde olanı değil, 13 bin 800 çalışanımızı düşünerek hareket etmeliyiz. Diğer şirketlerde sözleşmeler tamamlandı. Bu sözleşmelerle birlikte işçilerimizin yaşam standartlarında önemli iyileşme sağlandı. Bir tek Burulaş'ta anlaşmazlığa düşüldü. Biz teklifin kabul olması halinde bilet fiyatlarının 60 liraya yükseleceğini herkesin bilmesi lazım. Bu Bursalılara yansıyacak. Biz bir kısmının bedelini, karşılığını veriyoruz. Neden bunu söylüyorum. Bursa halkına önemli bir yük geleceğinin altını çizmek istiyorum" dedi.  Büyükşehirde 13 bin 800 çalışan olduğunu ve diğer iştiraklerde toplu sözleşme görüşmelerinin olumlu sonuçlandığını hatırlatan Başkan Bozbey, "Aslında büyük bir aileyiz biz. Bu aile bireyleri arasında da biz bir fark oluşturmak istemiyoruz. Bir fark da görmüyoruz. Yani Burulaş'takiçalışanımız da kıymetli, değerlidir. Diğer taraftan Burfaş, Buski ya da diğer iştiraklerimiz de çalışanlar da bizim için değerlidir. Çünkü sahada olan 13 bin 800 bin çalışanımızın her biri aslında bir Mustafa Bozbey'dir. Ona göre hizmet üretiyorlar. Ona göre vatandaşın sorununu çözüyorlar ve bizleri temsil ediyorlar. Bütün çalışanlarımıza güveniyoruz. Her biri bizim için kıymetli ve değerlidir. Onun için özellikle kurumsal sürdürülebilirliği ve iş barışını ve kurum için dengeyi mutlaka sağlamak ve bunu da uygulamak gibi bir sorumluluğa sahibiz. Aksi takdirde o zaman büyük oğlan küçük oğlan farklılaşırsa, kız erkek çocuk diye farklılaşırsa ailelerde parçalanma olur. Biz aileyi bütün görüyoruz. Bu anlamda da bunları aynı şekilde sendika başkanına da ifade eden birisi olarak söylüyorum. Tabiki bu süreç içerisinde gerçekten çok tutarlı ve çok olumlu derecede bir süreci yönetmeye çalıştık. Yapıcı bir tutumsergiledik. Bizim için her bir çalışanımız kıymetlidir. Emekten yana haktan yanayız. Teklifimizi yaparken en üst sınırları düşünerek değerlendirerek yaptık. Teklifimiz en düşük ücret yaklaşık 50 bin lira olacak. Eline net geçecek. Tren sürücülerimiz yaklaşık 74 bin lira civarında alacak. Teklifimiz var. Bakım formenlerimize de 78 bin lira civarında bir teklifimiz var. Belediyemizde kurumumuzda, asgari ücret alan yok. Özellikle belirtmek istiyorum. Bursalıların da bilmesini arzu ederim. Bu teklifi yaparken elbette ekonomik şartları düşünüyoruz. Belediyemizin mali durumunu da düşünmek zorundayız. Bu benim param değil. Bu milletin, Bursalıların parası. 3,3 milyon Bursalının parasını 13 bin 800 çalışanımıza yaşam standartlarını da yükselterek destek olmaya devam edeceğiz" diye konuştu  Sendika Başkanının açıklamalarına tepki  Başkan Bozbey, anlaşma olmaması durumunda Burulaş'ı yakarız diyen sendika Başkanına ise tepki göstererek, "Ancak üzüldüğüm birşeyi söyleyeyim, sendika başkanımızın sürçü lisan oldu. Belki ağzından kaçtı ama Burulaş'ıyakmakla ilgili bir ifadesi var. Bu benim hem kurumun başında olan bir kent yöneticisi olarak çok üzüldüğüm ve hakikaten de bir sendika yöneticisinin belki hiç söylemeyeceği bir sözün orada ifade edilmesine kırıldığımı ifade etmek istiyorum. 3,3 milyon Bursalı adına çok üzüldüm. Aynı zamanda 13 bin 800 çalışan adına kırıldığımı ifade etmek istiyorum. Bunu da söylenmemiş kabul ediyorum. Burulaş'ıbiz 1999'dan önce, 1997-1998'dir yapılanması. Böyle bir kuruma, böyle bir sözü ifade ettiğiniz, orada çalışanlarımızın 50 kere düşünmesi lazım. O çalışanlarımız Burulaş'ı o hale getirdi. O çalışanlarımızın emeği karşılığında Burulaş o hale geldi. Siz o lafı etmemeli idiniz. Doğru değil. Bursalıya hakaret olarak kabul ediyorum. Burulaş'ıo hale getiren çalışanlarımıza hakaret olarak kabul ediyorum. Sayın sendika başkanını bu sözü geri almasını bir an önce Bursalılar ve çalışanlarımız adına bekliyorum.Bu sözü kabul etmemiz mümkün değil. Bir sendika yöneticisinin böyle bir sözü ifade edeceği bana söyleseler inanmazdım. Burulaş kendi ayakları üzerinde duramıyor. Başka. Siyasiler yüzünden duramıyor. Çok önemli ekonomik krizden geçiyoruz. Bizler çalışanlarımız için fedakarlık yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Biz çalışanlarımızı sadece ücretleri anlamında değerlendirmiyoruz. Bir arada beraberce sosyal, kültürel alanda buluşmalarını, iyi günde kötü günde birlikte olmalarını arzu ediyoruz. Öyle bir yapı arzu ediyoruz. Biz bir aileyiz. 13 bin 800 çalışanımızla biz bir aileyiz. 4 ile çarptığınızda 55 bine yakın bir aileyiz biz. İstenen rakamların kabul edilebilirliği mümkün değil. Bizim teklifimizin oranında dahi Bursaray ücretlerinin 52 lira olması gerekiyor. Biz her ay 300 milyon lira Büyükşehir Belediyesi olarak Burulaş'a destek veriyoruz. Bizim teklifimizle bile 52 lira civarında olması gereken bilet fiyatının aşağıda olmasının sebebi bizim belediye bütçesinden, Bursalıların parasını Bursalılar için aktarmamızdır. 350 milyonu vermesek, her ay bir tesis yaparsınız. Onun için rakamın boyutunu öyle değerlendirelim. Atatürk Spor Salonu'nu 3 ayda bitirirsiniz. Tüm şirketlerimizde ve belediyemizde görev yapan tüm arkadaşlarımızın yanındayız. Yanında olmaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu.  Yüksek hakemden gelen artış teklifi yüzde 21  Yüksek hakemden gelen artışların yüzde 21 civarında olduğunu hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Biz bunun üzerinde artış veriyoruz. Teklifimizin Bursalılar adına olduğunu, 3,3 milyon Bursalı adına bu teklifi yaptığımızı sendikanın da bu teklifi değerlendirmesini, sürecin işi yavaşlatarak veya grevle değil masada imza atılarak sonuçlanmasını istiyoruz. Biz bütün işçilerimiz, bütün çalışanlarımızı seviyoruz. Her biri bizim için değerlidir. Çalışma arkadaşlarımın konuyu bir kez daha değerlendirmelerini, sendikanın da Bursalıları zora sokmadan ulaşım hakkını engellemeden sürecin tamamlanmasını istiyoruz. Masada bu konunun bitirilmesini arzu ediyoruz. Yüksek hakeme gitti diyelim. Yüksek hakemden gelen artışlar yüzde 21 civarında. Aslında yüksek hakeme gitsek bizim teklif ettiğimiz ücretlerin altında bir ücret geleceğinin bilinmesini isterim. Biz çalışanımızın yüzünün gülme taraftarıyız. Bir tarafı yükseltirken, diğer tarafı altta bırakırsak çalışma barışı bozulur. Burulaştaki çalışan arkadaşlarımın bu anlayışta olacağına inancım tamdır. Bir an önce bu konunun sonuçlanmasını bekliyoruz" diye konuştu  Başkan Bozbey, bir soru üzerine Burulaş'taki grevin siyasi bir operasyon olup olmadığına ise, "en bir siyasi olay olacağına inanmak istemiyorum. İstanbul'da da aynı sürecin yaşandığını, burada da aynı sürecin yaşandığını düşündüğümüzde kendimizi çimdikliyoruz. İnanmak istemiyorum" karşılığını verdi  Sundukları teklifin yüzde 25 artışa tekabül ettiğini kaydeden Başkan Bozbey, "Ortalamada yüzde 25 artış. Otobüs şoförleri düşüktü. Özellikle otobüs şoförlerini yukarıda tuttuk. Ben yaptıkları işe göre düşük ücret alıyorlardı onları biraz daha yukarı çıkardık. Onların talep ettikleri 80-100 bin lira bandında. Bilet fiyatlarını çok yukarılara çekmemiz gerekecek. Daha fazla para aktarmamız gerekecek. Sürdürülebilir değil" ifadelerini kullandı  Grev için tedbir aldık  Mustafa Bozbey, iş bırakma konusunda da tedbir aldıklarını belirterek, "Biz de hazırlığımızı yapacağız. Bursalıların yine işlerine, çocuklarımızın okullarına ve vatandaşlarımızın bir yerden bir yere ulaşması için hazırlığımızı yapacağız. Bursalıları bu halde bırakacak değiliz. Bizim teklifimiz bu, bu teklifle biz makul olanı yaptık. Ekonominin bu denli kötü olduğu, büyükşehir bütçesinin gerçekleşmesinin 36 yerine 25 milyar olarak gerçekleşeceği ortamda çok zor. Vergilerde anormal bir düşüş var. Devlet vergi toplayamadığında belediyelere pay aktaramıyor. En son Orhaneli'deydim. 100 kişiden 95 kişisi iş talebinde bulundu. Gelen iş talep ediyor. Kasım'dan itibaren bugüne ne kadar kişinin çıkarıldığını biliyormusunuz. Fabrikalar kapanıyor, depo olarak kiraya veriliyor. İlk defa uzun yıllar sonra çalışanın da çalıştıranın da iş görenin de işverenin de mutsuz olduğu, memnun olmadığı bir ortam yaşıyoruz. İlk defa uzun yıllar sonra. Biz sabah rahatlıkla huzurla kalkacağımıza günaydın diyebileceğimize bir ortamı hissediyorsak o zaman herşey güzeldir. Ama kimsenin bir garantisi var mı?" şeklinde konuştu  Burulaş'ın sigorta ve vergi borcu 1,5 milyar liraydı  Başkan Bozbey, bir yıldır belediyeye yönetemediğine ilişkin eleştiriler olduğuna yönelik söylemlere de, "Öncelikle belediyeyi gayet güzel yönetiyoruz. 6 ayda kontrol altına almayı planladığımız 1 yılda yapabildik. Onun için süreç uzadı. Eleştiriler olacaktır. Trol de vardır. Biz eleştiriye açığız. Sadece Burulaşın vergi ve sgk borcu 1,5 milyar lira civarındaydı. İyi bir mali disiplin ve tasarruf uyguluyoruz. En önemlisi açık ve şeffaf yapılan ihale ve oradaki kazançlardır. Köyleri birbirine bağlıyoruz. Bu yaz bir çok köy birbirine bağlanacak. Trafikle ilgili hazırlık dönemini bitirdik. Nerede sıkışıklık var. Hem doğuda hem batıda rahatlatacağız. Nefes aldıracağız. Ancak geçmişin yanlışlarını bir anda ortadan kaldırmak mümkün değil. Yıllarca mücadele ettik. Okulları batıya yapmayın dedik. İtiraz ettik. Ama engelleyemedik. Sabah trafik o tarafa tıkanıyor. En azından 500-600 minibüs ya 19 Mayıs'a ya da Bademli'ye gidiyor. Aileler de çocuklarını özel aracıyla götürüyor. 100 binlik planda tüm gerçekleri masa üstüne yatırdık. Adım adım çözeceğiz. Bunları başaracağız. Ben değil hep beraber başaracağız. Hala kaçak inşaata göz yuman belediye başkanları var. Yaptırmayın diyoruz. Yeterince kirlendi zaten. İnşallah Bursa yeşil Bursa özlemimizin tarifi olarak yavaş yavaş dönüşerek değişerek geleceğe ulaşacak. Sendika başkanının ifadeleri hakkında suç duyurusunda bulunmadık. Sendika başkanından kamuoyuna dilim sürçtü açıklamasında bulunmasını istiyorum. Hem çalışanlarımız adına istiyorum. Çalışanlarımız kurumu o hale getirdi. Sendika başkanı var ise çalışanların sayesinde varlar. Çalışanlarımızın değerini yok etme düşüncesini asla söylememeleri lazım" şeklinde konuştu. 

"Çağın En Büyük Hastalığı Aksiyona Geçmemek"  Haber

"Çağın En Büyük Hastalığı Aksiyona Geçmemek" 

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Mudanya Üniversitesi tarafından düzenlenen "Tecrübe Konuşuyor" etkinliğinin konuğu oldu. Ekonomide her dönemin bir yükselen anka kuşu olduğunu belirten Başkan Burkay, başarılı insanların bunu zamanında fark ederek zirveye ulaştığını vurguladı. Dünyadaki dönüşümü iyi okumanın önemine dikkat çeken Burkay, girişimcilik ekosistemini geliştirmek amacıyla şehir fonu kuracaklarını açıkladı.   Mudanya Üniversitesi Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl, Rektör Prof. Dr. Emin Karip, akademisyenler, BTSO Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleri ile öğrenciler katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl, öğrencilerin gelişimi için başlattıkları etkinlikte önemli konukları ağırladıklarını belirterek, İbrahim Burkay’a katılımı için teşekkür etti. Mudanya Üniversitesi’nin kuruluş sürecini de anlatan Bingöl, "Üçüncü yılımızda üniversitemizin Bursa için ne kadar önemli olduğunu gördük. Bunun için çok mutluyuz. Öğrencilerimizi okudukları bölümlerle ilgili sektörlere hazırlamak için teorik eğitimlerin yanı sıra uygulamalı eğitimlere de çok önem veriyoruz. Bu kapsamda iş birlikleri yapıyoruz. En önemli partnerimiz de Bursa Ticaret ve Sanayi Odası. Bizlere gösterdiği ilgi için Sayın Burkay’a ve BTSO yönetimine teşekkür ediyorum.  "Mudanya Üniversitesi Çok Önemli Bir Yatırım"  Mudanya Üniversitesi Genel Sekreteri Ali Mollasalih’in moderasyonunda gerçekleşen söyleşide konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Mudanya Üniversitesi’ni üçüncü kez ziyaret ettiğini ve her gelişinde çok etkilendiğini ifade etti. Burkay, "Mudanya Üniversitesi Bursa ve ülkemize eğitim alanında yapılmış çok büyük bir yatırım. Bu yatırımlar ancak vizyon sahibi, eğitime gönül vermiş insanların adanmışlığıyla ortaya çıkıyor. Böyle güzel bir eseri ülkemize ve gençlerimize kazandırdığı için Gıyasettin Bey’e teşekkür ediyorum." dedi.  İbrahim Burkay etkinlikte iş hayatındaki tecrübelerini gençlerle paylaşırken, kariyer planlarıyla ilgili de tavsiyelerde bulundu. Burkay, eğitim hayatından sonra aile şirketlerinde görev yapmaya başladığını; dış ticaret, ekonomi ve finans alanında uzmanlaştığını kaydetti. Sivil toplum hayatına girişinin ise 2005 yılında Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanlığına seçilmesi ile başladığını söyleyen Burkay, "O zamana kadar en büyük önceliğim şirketimdi. Yılın büyük genelini yurt dışında geçirirdim. Ancak sivil toplum kuruluşlarında görev aldığınızda kendi meseleniz öncelik olmaktan çıkıyor. Temsil ettiğiniz kesimlerin konularına çözüm üretmek zorundasınız. Dolayısıyla ihracat ailesinin dertleri benim temel önceliğim oldu. Bu durum hem vizyon ve proje geliştirme hem de karar verme yeteneğimi geliştirdi." dedi.  "Çağın En Büyük Hastalığı Aksiyona Geçmemek"  Geçmişte bilginin kıymetli olduğunu, sadece nitelikli üniversite ve eğitim kurumlarından bilgiye ulaşılabildiğini belirten Burkay, günümüzde ise bilgiye ulaşmanın çok daha kolay hale geldiğini dile getirdi. Gençlerin aksiyon becerilerini geliştirmeleri ve kendilerine amaç edinmelerinin önemine vurgu yapan Burkay, "Tercihleriniz sizin hayatınızı şekillendiriyor. Bugün yaptığınız tercihleriniz geleceğinizi şekillendirecektir. Henüz erken, sonra bakarız dediğiniz her şeyde aslında geç kalmışsınız demektir. Bugün Türkiye’de 2 milyon işletme var. Girişimci oranımız ise yüzde 5. Yani buradan mezun olduğunuzda 95’iniz iş bulup çalışacak, aranızdan sadece 5 kişi girişimci olacak. Bunu sizin tercihleriniz belirleyecek. Rahatınıza düşkünseniz bu iş gerçekten çok zor." dedi.  Teknolojideki hızlı değişimin gençler için aslında büyük bir şans olduğunu kaydeden Burkay, "Teknolojide sıfır noktası denilen bir kavram var. Geçmişte burayı yakalamak 8-10 yıldı. Bir şirket bir teknoloji geliştirdiğinde bunun 8-10 yıl boyunca ekmeğini yiyordu. Bütün katma değeri, getirisini aldıktan sonra siz oyuna dahil olabiliyordunuz. O şirket ise bir sonraki teknolojiyi hazırlamaya başlıyordu. Bugün öyle değil. Aynı yıl içinde 3 farklı ürün birbirini öldürüyor. İşte yıkıcı inovasyon dedikleri olay bu. Artık geliştirme değil yok etme var. Bu yüzden gençlerin sıfır noktasında başlama potansiyeli bulunuyor. Bu ekosistemin içinde olabilmek önemli. Burada en büyük handikap bazen tecrübe olabiliyor. Tecrübe aslında büyük bir prangadır. Geçmiş ekosistemden beslenenler sizin sunduğunuz her şeye itiraz ederler. Bugün ise baktığımızda olmaz denilenleri hayata geçirenler Fortune 500’de yer alıyorlar. Tecrübe istiyorsanız geçmişten çalışmayı alacaksınız. Çalışmak hiçbir zaman değişmez. Dürüst olun, ahlaklı olun ve çalışın. Ekosisteminizi doğru inşa edin. Bugün start-up’ların birçoğu farklı disiplinlerden gençlerin bir araya gelmesi ile ortaya çıkıyor. Şunu da unutmayın ki vizyonunuz, projeniz mükemmel olabilir ama işin yüzde 70’i ilişki yönetimidir." şeklinde konuştu.  "Yükselen Anka Kuşlarını Zamanında Fark Etmelisiniz"  Ekonomide her dönemin yükselen anka kuşları olduğunu ifade eden Başkan Burkay, bütün başarılı insanların en doğru yaptığı şeyin bu yükselen anka kuşlarını zamanında fark etmek olduğunu söyledi. "Onu fark ettiğiniz, yoldaş edindiğinizde siz de yükselirsiniz." diyen Başkan Burkay, "Ancak bu sonsuza dek sürmez. O anda dönemin farklı bir yükseleni vardır ve sizin artık onu bulmanız gerekir. Günümüzün anka kuşu ise yapay zeka ve veri yönetimi. Bu anlamda analitik düşünme çok önemli. Farklı düşünen, olaylara farklı bakan ve bunu aksiyonla bütünleştiren girişimciler, toplumun geri kalanının daha huzurlu ve müreffeh bir yaşam sürmesini sağlayabiliyor." dedi.  "Ölçülü Rekabet Gelişimin Bir Numaralı Silahıdır"  Bursa’yı tarih boyunca özel kılan en önemli unsurların başında yerel kabiliyetlerin yani girişimcilerin geldiğini söyleyen Burkay, kentin tarihi ve kültürel mirası ile coğrafi zenginliğinin bu sayede ekonomik zenginliğe dönüştüğünü söyledi. Kentin çok büyük bir hazineye sahip olduğunu ancak aksiyon alınması gerektiğini belirten Burkay, "Gençler üniversiteyi bitiriyor ancak gerçek hayata atılmak istemiyor. Gerçek hayata girmeniz şart. Bunu biraz da oyun gibi düşünmek lazım. Checkpoint’e geldiğinizde yeni evrene girmeden önce hangi silaha sahip olursanız avantajlı olursunuz, rakiplerinizin önüne geçersiniz, neye ihtiyacınız var hesap etmelisiniz. Bana göre ölçülü olduğu takdirde rekabet gelişimin bir numaralı silahıdır. Şu anda müthiş fırsatlar var. Gençlerin şansı çok yüksek ama önemli olan isteğiniz." şeklinde konuştu.  "Girişimciler İçin Şehir Fonu Kuruluyor"  Bursa’da girişimcilik ekosistemini geliştirmek amacıyla yapmış oldukları çalışmaları paylaşan Başkan Burkay, girişim sermayesi yatırım fonları ve risk sermayesi konusuna değindi. Bir yerde girişimcilik ekosistemi oluşturmak için en fazla ihtiyaç duyulan şeyin sermaye olduğunu belirten Burkay, bu kapsamda girişimcileri destekleyecek bir şehir fonu kurmayı amaçladıklarını söyledi. BTSO’nun Türkiye’de GSYF kuran ilk Oda olduğunu hatırlatan Burkay, TEKNOSAB Lojistik Teknopark GSYF’nin 700’ü aşkın ortağı ve 210 milyon dolarlık yatırımı ile Türkiye’nin en büyük fonu haline geldiğinin bilgisini verdi. "Fikrin değeri 1 dolardır ancak bu fikri ürüne dönüştürmek milyon dolara, kitleler ile buluşturmak ise milyar dolarlara ulaştırır." diyen Burkay, gençlere şu tavsiyelerde bulundu: "Dünyadaki değişimi iyi okumanız lazım. Yargılamayı bırakın. Önyargılar insanları üretken olmaktan çıkarıyor. Mutlaka farklı kültürlerle iç içe olun. Bu size zenginlik katacaktır. Çağımızın en büyük cehaleti önyargılardır. İlişki yönetimi çok önemli. Biz her türlü konuda sizlerin yanında olmayı sürdüreceğiz." 

Ali Koç'tan İstifa Açıklaması! Haber

Ali Koç'tan İstifa Açıklaması!

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, yönetim kurulu olarak görevlerinin başında olduklarını vurgulayarak, "Mücadelemize devam edeceğiz. Fenerbahçemiz, her olumsuz gelişmeden sonra her krizde kongre tartışmalarına sürüklenecek, sosyal medyada oluşturulan algılarla başkan değiştirecek, tribünden yapılan tezahüratlarla yönetim değiştirecek bir kurum değildir ve hiçbir zaman da olmamalıdır" dedi.   Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Toplantısı, Fenerbahçe Spor Kulübü Faruk Ilgaz Tesisleri'nde gerçekleştirildi. Toplantıda konuşma yapan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, sözlerine Fenerbahçeli eski futbolcu ve Teknik Direktör Bülent Uygun'a başsağlığı mesajı vererek başladı. Başkan Koç, "Allah kimseyi evlatlarıyla sınamasın. Sevgili kızı Almina nurlar içinde yatsın. Güneş Hanıma (Çapa) da Allah’tan rahmet diliyorum. Kadın basketbol ve voleybol şubemizin efsanelerimizden. Son zamanlarda sağlığı biraz kötüye gitti. Tekrar huzur evine döndü. Milli takımın ilk kadın kaptanıydı. Kendisi de nurlar içinde yatsın" diye konuştu.  Toplantıya hazırlanırken çok heyecanlı olduklarını belirten Koç, "Güzel projelerin haberlerini verecektik. Sizleri daha iyi hitap edeceğimiz gelişmeleri paylaşmak istiyorduk. Mutluyduk, psikolojik avantaj bizdeydi. 11 puandan 3 puana inmiştik. Kalan fikstürde inancımız bu puan farkının kapatılacağı yönündeydi. Hafta sonu pazar günü 5 müsabakamız vardı. Hepsi kendi etaplarında final maçlarıydı. Kadın basketbolda bir kez daha şampiyon olduk. Hiç kimsenin beklemediği, hiç beklenmedik rakiplere karşı son yıllarda olduğu gibi kendi stadımızda kaybettiğimiz puanlarla şampiyonluk şansımızı sekteye uğrattık. Haklı olarak bir anda bütün camianın ruh hali değişti, karamsarlaştık. Birçoğunuz öfkelendi. Bizim burada olmamız, sizden farklı duyguda olmamız değil. Bizler de aynı duygulara sahibiz ama biz üzülüp, şikayet etme lüksümüz yok. Çalışıp bu sıkıntıları gidermek zorundayız. Her şeye rağmen kulübümüzün geleceği açısından, sabreden, bize güvenen, istikrarın yanında olanlara da teşekkür etmek istiyorum. Geçen sene renkli, çetin, yeri geldi mi gergin bir kongre yaşadık. Bir kez daha Fenerbahçe demokrasisinin ne kadar değerli olduğunu herkese gösterdik. Bu kongrede camiamız bizleri bir dönem daha 3 yıllık göreve getirdi" ifadelerini kullandı.  "Bu sorumluluğu, bu eleştiriyi, yeri geldi mi hakaretleri, iftiraların altında ezilmedim"  Futbol takımıyla ilgili konuşan Başkan Ali Koç, "Futbol tarihinin en başarılı teknik direktörlerinden birisi olan, dünyanın takdirini kazanmış, başarıları ortada olan Mourinho’yu hem Başkan Aziz Yıldırım, hem biz istedik. Netice itibarıyla kim kazanırsa kazansın gelecekti. Bu camiamız tarafından büyük coşku ve umutla, statta gördüğünüz gibi büyük bir motivasyonla karşılandı. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada yankı uyandıran, Fenerbahçe’nin konuşulmasına sebep veren transfer oldu. Onunla hedefimiz sadece bugünü değil, geleceği de planlamak ve teknik açıdan da istikrar sağlamaktı. Sizin eleştirme lüksünüz var. Biz 99 puan alan İsmail hocayı da eleştiren camiayız. Son yıllarda aldığımız puanlarla pek çok şampiyon olduğumuz yılların üzerinde, bu sene de öyle olacak. Sonuçta şampiyonluk çok çok önemli. Hocamızın transferleri doğrultusunda transfer sürecini tamamladık. Uzun yılların aksine transfer planlamamızı yaz transfer kampından önce bitirdik. Çok daha cesur davrandık, cesur planlama yaptık. Fenerbahçe tarihinin en değerli kadrosunu, en yüksek bütçeli takımını kurduk. Kaliteli, deneyimli, mücadele gücü yüksek hem Türkiye’de hem Avrupa’da başarılı bir takım oluşturduğumuzu düşünüyorum. 'Hayal kırıklığı varsa bunun tek sorumluluğu varsa başkandır' dedim. Bu sorumluluğu, bu yükü, bu eleştiriyi, yeri geldi mi hakaretleri, iftiraların altında ezilmedim. Kimseyi de mazeret olarak kullanmadım. Futbol açısından, futbol yapılanması açısından ben ve arkadaşlarım elimizdeki maddi gücüyle en iyisini yaptığımıza inanıyorum. Futbol sadece planla, doğru kadro planlamasıyla değil, mücadeleyle, adaletle, bazen de şansla yazılan bir hikayedir. Talisca gibi skorer bir ismi aldık. Skriniar gibi savunmada lider birini aldık. Diego Carlos gibi Premier Lig tecrübesi olan savunmacıyı kadromuzu kattık. Zaten güçlü olan yapımızı daha da sağlam zemine oturttuk. Bu sezon hem futbol kalitesi hem rekabet seviyesi hem de mücadele gücü açısından doğru yolda olduğumuzun göstergesidir. Biz sadece sahada rakiplerle değil, adil rekabet açısından kronik hasta olan sistemle mücadeleye devam ettik. Bu mücadele sadece bizim için değil, bize göre tüm takımlar açısından fayda sağlayacak kazanımlar elde ettik. Bizden önce de bu sistem hakkımızı yedi, sesimizi kısmaya çalıştı. Başta bir önceki federasyon başkanı, yönetim kurulu, hakemler, gözlemciler, TFF profesyonelleri ve kurullarda görev yapan isimler artık Türk futbolundan silinmişlerdir. İnşallah da bir daha dönmemek üzere" şeklinde konuştu.  "Görevimizin başındayız ve mücadelemize devam edeceğiz"  Göreve geldikleri günden itibaren camianın taleplerini dikkatte aldıklarını vurgulayan Koç, "Bu, inandığımız, uğruna bedel ödediğimiz uzun bir yoldur. Bu yolda yaptığımız her şeyi daha güçlü, daha bilinçli, daha kararlı yapmaya devam edeceğiz. Bugün geldiğimiz noktada çok daha ağır sorumluluğun yüküyle karşınızda duruyoruz. Bu görev bize emanet edildiğinde, kulübümüz için en iyisini yapmak için söz vermiştik. O günden bugüne camiamızın taleplerini hep dikkate aldık. Yönetim kurulumuz da maddi, manevi her türlü katkıyı sağladılar. Taraftarımıza, kamuoyuna net bir mesaj vermek istiyorum; biz yönetim kurulu olarak görevimizin başındayız ve mücadelemize devam edeceğiz. Fenerbahçemiz, her olumsuz gelişmeden sonra her krizde kongre tartışmalarına sürüklenecek, sosyal medyada oluşturulan algılarla başkan değiştirecek, tribünden yapılan tezahüratlarla yönetim değiştirecek bir kurum değildir ve hiçbir zaman da olmamalıdır" dedi.  "Kulübümüze çağ atlatacak projeleri terk edecek lüksünde değiliz"  Kulübün mali bağımsızlığı için büyük fedakarlıklar yaptıklarını ifade eden Ali Koç, sözlerine şöyle devam etti:  "Eğer biz bu kapıyı açarsak başka kulüplerde gördüğünüz, Allah’a çok şükür bizim kulüplerde yaşanmıyor dediğiniz şeyler bizim kulüpte de yaşanmaya başlayacaktır. Bizim içimiz acımıyor mu? Bu kadar mücadele, bu kadar uğraş, yeri geldi mi savaş. Kendi camiamızın belirli yerleri tarafından olmayan şeyler, iftiralar, hakaretler, haklı eleştirilerin dozunu artırıp, bambaşka yerlere taşınıp; en kolay şey, 'Yeter artık' deyip gitmek. Biz bu kapıyı açarsak, kudretli Fenerbahçe Spor Kulübü yönetimini unutun derim. Henüz yapacak işlerimiz var. Tamamlanacak yolumuz var. Çektiğimiz bütün sıkıntının, en azından finansal durumun 1-2 ay içerisinde üstesinden gelmeye, bundan dolayı bambaşka projeleri, yüzmüş yüzmüş ucuna gelmişiz. Biz kulübümüz için yönetimde görevimize devam edeceğiz. Kulübümüze çağ atlatacak projeleri yarım bırakacak, terk edecek lüksünde değiliz. İnanın buraya getirene kadar canımız çıktı. Kendi imkanımızla gemiyi yüzdürdük, mali bağımsızlığımız için büyük fedakarlıklar yaptık. Allah’ın izniyle bir daha buluştuğumuzda, Maltepe’deki tesislerimizde inşaatı sizlere göstermek için yapmayı planladığımız o buluşmada hep beraber bana göre her bir şampiyonluk kadar önemli olan Fenerbahçe Spor Kulübü kimseye muhtaç kalmayacaktır."  "Ben ve arkadaşlarımızla en büyük mahcubiyetimiz futbol"  Süper Lig'de havlu atmadıklarını belirten sarı-lacivertlilerin başkanı, "Bu sene futbolda topyekun baktığınızda gerçekten Fenerbahçe tarihi açısından da çok cesurca davranılan seneydi. Biz havlu atmadık. Bizim havlu atmaya ne anlayışımız ne de lüksümüz var. Futbolda neyin ne olacağı hiç belli olmaz. Biz mücadelemize devam edeceğiz. Finansal bağımsızlık seviyesine ulaştık. 7 senede ben ve arkadaşlarımızla en büyük mahcubiyetimiz futbol tarafı. Unutmayın ki bu sıkıntılı dönemleri ilk defa yaşıyoruz. Diğer kulüpler sık sık yaşadı. Bazılarınız mucizelere kaldı diyebilirsiniz" diye konuştu.  "Bankalar Birliği anlaşmasından çıkışımızı ilan etmeyi planlıyoruz"  "Fenerbahçe finansal olarak kendi ayaklarının üzerinde duracak" diyen Ali Koç, "Eylül ayında gerçekleştireceğimiz genel kurulda Bakan Birliği anlaşmasından çıkışımızı resmen ilan etmeyi planlıyoruz. Bunu da aslına yüksek divan kurulunda kutlayacağız. 3 milyar 628 milyon TL, Bankalar Birliği anlaşmasından sonra ödeme yapmışız. Futbol dışında sportif branşlarda yatırımı kesmiyor diye düşündünüz mü? Buradan çıkmak zorundayız, 3 milyar 628 milyonun sadece 140 milyon TL'si anaparaya gitti. 3.5 milyar faiz ödedik. Bu Fenerbahçe camiasının büyük bir zaferidir, sadece bizim değil. Kulübümüzün geleceğini ipotekten kurtarma kararlılığımızın göstergesidir. Kulübümüzün tam bağımsızlığı yolunda verdiği mücadelenin zaferidir. Bundan sonra da kimse buradan çıkıp finansal açıdan Bankalar Birliği konuşmayacak konuma gelme hamlesidir. Bu yeni stat projesi düşünülme hamlesidir. Fenerbahçe kendi emeğiyle, parasıyla, sahibi olduğu, stadı yapan ilk ve tek kulüptür. Aziz Yıldırım bunu cesaret ettiği dönemlerde de Türkiye’nin ekonomisi çok kötü durumdaydı. Biz ilk seçildiğimizde ne demiştim; futbolu bir yere taşıyacağız. Dereağzı tamamen futbol dışı branşlar için kullanılacak. Eskidi, yorgun, ilk olarak voleybolda başlayacağız. 4-5 bin kişilik voleybol salonu da yapmaya kararlaştırdık. Biz bunları konuşabilecek konuma geldiysek, nereden nereye geldiğimizi algılamanızı sizden rica ediyorum" açıklamasında bulundu.  "Kimse Fenerbahçe’yi sosyal medya üzerinden ele geçiremez"  Samandıra Can Bartu Tesisleri'nde Teknik Direktör Jose Mourinho ve futbolcularla konuştuğunu ifade eden Başkan Koç, "Yönetim olarak yapacağımız tek şey takımın başını dik tutmak. Destek ve moral vermek. Kadroyu biz yapmıyoruz. Hiçbir zaman da o konuya girmeyiz. Biz futbolcularımıza inanıyoruz. Hoca konusunda herkesin diyeceği bir şey olabilir. İstikrardan yanayız. Her sene baştan başlamayı istemiyoruz. O yüzden 2 sene kontrat yaptık. Başkanı olmadan önce de söyledim, Fenerbahçe’nin en büyük rakibi Fenerbahçe’dir. Bu realite her geçen gün kuvvetlenerek gidiyor. Mesela hisse satışımız; bütün kulüpler hisse satıyor. Biz yapınca olay oluyor. Bir de hisseyi ben almışım. Ben böyle gizli saklı işi, 60 bin üyesi olan, 35 milyon taraftarı olan Fenerbahçe’den gece yatağa girerken rahat uyuyacağımı mı düşünüyorsunuz? Fenerbahçe başkanına çok aşağılık bir şekilde dil uzatanlara niye hiç tepki vermiyorsunuz. Biz camia olarak tek tepkiyi kendimize vermeye alıştık. Bizi o noktaya getirdiler. Bırakacağım gün bunları çok farklı şekilde, yıllardır içimde tutuyorum. Bu da gidişat değildir. Beğenseniz de beğenmeseniz de mevkiye saygı duymak zorundasınız. Sonuna kadar desteklemek durumundayız. Burada gelip ültimatomlar vermek, Fenerbahçe dinamiklerini bilmiyorsanız şöyle olur demek, saygı duyarım. İstesek bugün basına kapalı yapardık, canlı yayınlamazdık. Kimse Fenerbahçe’yi sosyal medya üzerinden ele geçiremez. Sipariş haber yaptırmadık. Belki o yüzden ipini koparan bu şekilde yapıyor. Fenerbahçe’yi eleştirmenin yeri burasıdır. Hakan bey geldiği için saygı duyuyorum. İnsanlara haberler yaptırıp, röportajlar vermek olmaz. Bu kürsü herkese açıktır. Gelin burada konuşun" şeklinde konuştu.  "İnşallah konuştuğumuz projeler en kısa zaman hayata geçecektir"  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da görüşmesiyle ilgili de bilgiler veren Ali Koç, "Cumhurbaşkanı sağ olsun bizi kabul etti. Toplantıda Murat Kurum da vardı. Uzun süredir bekleyen projelerimizi istişare ettik. Biri salonumuzun yanındaki arazi, ikincisi kolej, üçüncüsü de Maltepe’de bize verilen araziye 60 dönüm daha lazım. Sahalarımızı sığdırdık ama bize gölet lazım. Üzerine 1-2 tane daha saha koyabilirsek bizim için çok önemli. Henüz üzerinden geçmediğimiz için stat projemizi Cumhurbaşkanımıza sunmayı doğru bulmadık. Birçok gece sabahın nasıl olacağını bilmeden yattık. Bir yükümlülüğü yerine getiremeyecek şekilde gece uyumak kimseye nasip olmasın. Cumhurbaşkanımıza projelerimizi dinlediği için teşekkür ediyorum. Sonra Murat beyle bakanlığa gittik ve istişarelerde bulunduk. İnşallah konuştuğumuz projeler en kısa zaman hayata geçecektir" diyerek sözlerini noktaladı. 

Başkan Aydın, madalya mücadelesi verecek milli sporculara başarılar diledi Haber

Başkan Aydın, madalya mücadelesi verecek milli sporculara başarılar diledi

Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Sırbistan’da düzenlenecek Gymnasium U15 ISF Dünya Şampiyonası’nda Türkiye’yi temsil edecek olan Osmangazi Belediyespor atletizm sporcuları Yağız Çorlak ve Muhammed Esad Ayna’yı makamında ağırladı. Başkan Aydın, madalya mücadelesi verecek milli sporculara başarılar diledi.   Uluslararası Okul Spor Federasyonu (ISF) tarafından organize edilen uluslararası birçok sporlu etkinlik olan Gymnasium U15 ISF Dünya Şampiyonası, 4-14 Nisan 2025 tarihlerinde Sırbistan’ın Zlibator kentinde düzenlenecek. 54 ülkeden toplam 2 bin 367 sporcunun yer alacağı şampiyonaya, Türkiye 8 sporcu ile katılım sağlıyor. Türk Milli Takımı’nda yer alan Osmangazi Belediyespor atletizm sporcuları Yağız Çorlak ve Muhammed Esad Ayna, şampiyonada madalya mücadelesi verecek. Genç sporcular, şampiyonaya gitmeden önce Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ı ziyaret etti. Başarılı sporcuları makamında ağırlayan Başkan Aydın, her iki sporcunun da ülkemizi en güzel şekilde temsil edeceğine ve Türkiye’ye madalyalar ile döneceklerine inandıklarını söyledi.  Milli sporculara şampiyonada başarılar dileyen Başkan Aydın, "Sırbistan’da ay yıldızlı formayı giyecek olan Osmangazi Belediyespor atletizm sporcularımız Yağız Çorlak ve Muhammed Esad Ayna’nın ilçemize başarılar kazanarak dönmesini temenni ediyorum" dedi. 

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç: "Bizim hikayemiz haram değil, alın teri" Haber

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç: "Bizim hikayemiz haram değil, alın teri"

 Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Türk futboluna adalet geldiği zaman sadece sarı-lacivertlilerin değil, herkesin kazanacağını söyleyerek, "Türk futbolu kazanacak. Avrupa'da daha başarılı olacağız. Milletçe birlik ve beraberliğimiz futboldan gördüğü zararı görmeyecek" dedi.  Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Toplantısı, Fenerbahçe Spor Kulübü Faruk Ilgaz Tesisleri'nde gerçekleştirildi. Toplantıda konuşma yapan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, farklı branşlarda alınan başarılı sonuçlar, futbolda yaşananlar, transferler ve birçok konuya dair açıklamalarda bulundu.  Son 1 ay kendisi ve camia adına üzücü bir dönem olduğunu belirterek sözlerine başlayan Başkan Koç, Bolu'da yaşanan yangın faciasında hayatını kaybedenlere rahmet, ailelerine başsağlığı diledi. Koç, "Yönetim kurulunda birlikte yol aldığımız Mehmet Salih Dereli’yi kaybettik. Kendisi doğduğundan beri ağabeyimin 3 arkadaşından biriydi. Her daim Fenerbahçe’mize sonsuz desteği verip, verdiği desteklerin konuşulmasını istemeyen, gönlünün cömert olan, iyi bir insanı kaybetmenin acısını yaşadık. Hem camiamıza, hem yönetim kurulumuzun başı sağ olsun. O akşamın sabahında futbolcumuz, büyüğümüz Ogün ağabeyimizi kaybettiğini ailesinden haberini aldık. Yaşamı boyunca Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı olması, vatanını ve bayrağını her şeyin üzerinde tutması onu ayrıcalıklı kılan özelliklerinden birisiydi. O malum terör örgütüne karşı mücadele etti. Camiamızın kanaat önderlerinden biri oldu. Nurlar içinde yatsın. Ailesine başsağlığı diliyorum. Onun üzerine Oğuz Çetin’in bir rahatsızlığı oldu. İlk güne göre çok daha iyi. İnşallah sağlığına tez zamanda kavuşur. Geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum" diye konuştu.  "Avrupa’daki yürüyüşümüz devam edecektir"  Futbol takımının son 4 yılda Avrupa'da istikrarlı bir takım haline geldiğini aktaran Ali Koç, "Her alanda iyi gidiyoruz. Sezon öncesi belirlediğimiz Avrupa hedeflerine sağlam adımlarla gidiyoruz. Kadın basketbol takımımızı tebrik ediyorum. Onlardan geçen sezonki başarıyı bekliyoruz. Erkek takımımız Euroleague’de ikinci. Tam bir takım havası veriyor, müthiş mücadele ediyor. Yeri geldi 7 maçı arka arkaya kaybetti. Ancak bugün geldiğimiz nokta itibarıyla Final Four'a emin adımlarla gidiyoruz. Kadın voleybolcularımız en büyük isteklerimizden biri Final Four'u kazanmak. Sahamızda bu kupayı kazanmak en büyük arzumuz. Onlara da inancımız tam. Anderlecht karşısında güzel bir futbolla 3-0 yendik. Havaya girmeyelim, hocamızın dediği gibi ikinci bir 90 dakika var. İnşallah rövanşı da geçip son 16’ya kalacağız. Son 4 yıldır Avrupa’da istikrarlı bir takıma dönüştük. Ülke sıralamasında 10. sıradayız. Son 5 yılda alınan puanların 3’te 1’i Fenerbahçe'den gelmiştir, onurluyuz. Biz kısacası hangi kulvarda olursa olsun, tarihimiz boyunca ülke bayrağımızı en yüksek tutmak için örnek olduk, pozisyon aldık. Taraftarlarımızın kıvanç duyduğu her kulvardaki Avrupa'daki yürüyüşümüz devam edecektir. Allah onların yanında olsun, şans yanımızda olsun" diye konuştu.  "Fenerbahçe, Avrupa’nın ilk 5 ligine sıçrayabilme tahtası olarak görülmektedir"  Futbolda iyi bir transfer süreci geçirdiklerini vurgulayan Başkan Koç, "Takımımızın başında çok değerli hocamız var. Yeri geldi değersizleştirildi, niye? Cesurca gerçekleri aktardığı için. Oyuncularımız onu daha iyi anladıkça, sistemine daha da ayak uydurdukça daha sık başarılar gelecektir. Kendisiyle devam etme fikrine katılıyorum. Artık sabretmemiz lazım. Sonuçlar ne olursa olsun, yönetim gider hoca kalır mesajını kendisine verdik. Transfer bir süreçtir. Kış transfer döneminde eksiklerimizi giderecek, daha da önemlisi taraftara verdiğimiz sözümüzü daha da kuvvetlendirecek isimleri aldık. Biz yapınca konuşuruz. Yapacağız, edeceğiz, bekliyoruz yok! Biz yaptığımız zaman konuşuruz. Hedeflediğimiz her pozisyon için önceliğimizde ya 1., ya da 2. isimleri kadromuza kattık. Yönetim kuruluna çok teşekkür ediyorum, bu imkanları sağladıkları için. Fenerbahçe transfer konusunda istikrarlı şekilde gidiyor. Fenerbahçe futbolcuların gözünde, Avrupa’nın ilk 5 ligine sıçrayabilme tahtası olarak görülmektedir. Bu da transferde elimizi güçlendiriyor. Cazibe haline geliyor. Talisca biliyorsunuz uzun zamandır istediğimiz bir futbolcuydu. Hayalimiz ocak başında getirmekti. Sonra anlaştık, Arap kulübünde yönetim değişikliğine gidildi. Skriniar’ı transfer ettikten sonra malum kulüp de araya girdi, 2 milyon Euro daha fazla teklif etti, etmedim demesinler. Hem Talisca, hem de menajeri verdikleri sözde durdular. Uzun süre beklemelerine rağmen, 93. dakikada rakibimizin sürece dahil olup, çok daha yüksek teklifler vermesine rağmen itibar etmedi. Hem ona hem menajerine teşekkür ediyorum. İnşallah ona yaptığımız yatırımı alacağız. Fenerbahçe, Skriniar’ı transfer etmeden, 'Fenerbahçe Skriniar’ı transfer edecek' haberlerini duymamışsınızdır. Inter'in kaptanı PSG’ye transfer oldu. Orada hocayla görüş ayrılığından dolayı bizim için bir fırsat doğdu. 'Türkiye’den önce diğer alternatiflerimi değerlendirmek istiyorum ancak Türkiye’ye gelirsem Fenerbahçe’den başka kulübe gelmem' dedi. Bu şekilde 3 hafta opsiyonları değerlendirdi. Türkiye’de verdiği sözü tuttu. Biz sadece çok iyi futbolcu değil, büyük bir karakter, büyük bir lider transfer ettik. İnşallah o da uzun zaman Fenerbahçe'ye hizmet eder. Zaten ayağı alıştı. İstanbul ve Fenerbahçe'den etkilenmemek mümkün değil. Mimovic geleceğe yatırımdır. Ferdi etkisi oluşturacaktır. Bu fırsatı kaçırmak istemedik. Maximin'in Napoli’ye gitme ihtimali vardı. İyi ki de gitmedi ona ihtiyacımız var. Mimovic, Zenit’e gitti, şampiyonluk yarışında olmak istedi. Göreceksiniz önümüzdeki sezon ondan çok fayda sağlayacağız" ifadelerini kullandı.  Başkan Koç'tan taraftarlara teşekkür  Başkan Ali Koç, sarı-lacivertli taraftarların her müsabakada takıma desteğinin altını çizerek şunları söyledi:  "Taraftarlarımız kayıtsız, şartsız desteğini futbolcusuna yansıttı ve son dönemde aldığımız sonuçlarda payı oldu. Zaten deplasman tarafına hiçbir şey demek istemiyorum. Göğsümüzü kabartıyorlar. 300-500 kişi gittiğimiz statlarda da, 1500 kişi gittiğimiz statlarda farklarını hissettiriyorlar. Onlara da teşekkür etmek istiyorum. Geçen sezon deplasmanda hiç yenilmedik. Burada deplasman taraftarının katkısı malumunuzdur, iç sahada da aştığımızı düşünüyorum."  "Fenerbahçe huzuru bozan değil, terör örgütüne sarı duvar örerek göğsünü siper eden kulüptür"  Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, barkovizyondan Galatasaray Başkanı Dursun Özbek'in daha önce yaptığı açıklamalarını göstererek sunum yaptı. Yarıda kalan Adana Demirspor maçıyla ilgili de suçlayanlara cevap veren Koç, "Ne kadar çelişkili bir kulüp olduklarını sadece 2 açıklamayla gösterelim dedi arkadaşlarımız. Huzura ihtiyacımız var diyen kişilerin huzuru bozan kişilerle aynı olduğunu kamuoyuna göstermemiz lazım. Futbol dinamik bir dünya, olup bitenlerin hızına yetişemiyoruz. Aslında karşımızdaki ruh hali bu. Rizespor maçında hakem otoritelerin tümünün hakemlerin verdiği kararların doğru olduğunu söylemesine rağmen bize hırsız iftirası atıyorlar. Fenerbahçe, hırsıza 'Hırsız var' diyen taraftır, bunu anlamadılar. Her seferinde bunun tutacağını sandılar ama artık tutmuyor. Yarıda kalan bir Adana Demirspor maçı var. Gündem değiştirmekte o kadar muhteşemler ki, iş Fenerbahçe - Galatasaray işine döndü. Kamuoyu uyanık değil. Biz mi yaptık? O zaman şunu yazın 'Mertens seneye Fenerbahçe'de'. Bu kurgunun gerçek olabilmesi için planın öznesi Mertens değil mi? Mertens de dolayısıyla kurgunun içinde. O kadar deli saçması işleri halka yedirmeye çalışmışlar ki, buna devam ediyorlar. İtidal çağrısı yapanlar da kendileri. Artık kimse itibar etmiyor. Artık insanlar görüyor, tepki veriyorlar. Fenerbahçe huzuru bozan değil, Türk toplumunu uçuruma götüren terör örgütüne sarı duvar örerek göğsünü siper eden kulüptür. Bunu sizin çocuklarınız için de yaptık. Kısacası burada beka problemi vardır" dedi.  "Bu mücadeleyle Türk futbolu temizlenecekse hepimize yarayacaktır"  Saha içinde kalmaya devam edeceklerini belirten Koç, sözlerine şöyle devam etti:  "Futbol içinde yaşananları bir Fenerbahçe-Galatasaray kavgasına çekip, bizi Anadolu kulüpleri ile karşı karşıya getirmek isteyenleri gülerek izliyoruz. Ben Kulüpler Birliği başkanlığı yaparken, oradaki kulüpler benim duruşumu bilirler. Sizin algınız bizi Anadolu kulüpleri ile karşı karşıya getirmek. Anadolu kulüplerine sesleniyorum; hangi takım sizin futbolcunuzu ayarttı? Hangi kulüp futbolcularınızı, aileleri üzerinden, menajerleri üzerinden köşeye sıkıştırdı? Fenerbahçe mi? Bir tane örnek gösterin. Anadolu kulüpleri de bilsin, bu mücadele Türk futbolu temizlenecekse hepimize yarayacak mücadeledir. Özellikle bir camianın son 30 yılda kimlerle, hangi iş birlikçileriyle, hangi yöntemlerle, hangi düzenin parçası olarak avantaj sağladığını, nasıl korunduğunu artık tüm kamuoyu biliyor. Bu düzen öyle hale geldi ki bir nesil için bu korunma ortamı norm haline geldi. 30'lu yaşlarda biri yaşananların normal olduğunu düşünürse haksız da değil. Kendi camiamıza da kırgınım, onlarca yıllarca oluşan düzen aylar içinde çözülmüyor. Biz mücadelemizi veriyoruz. Kenetlenin, sadece sahada değil, saha dışında da ihtiyacımız var. Her şeyi yapanların bugün dahil mağduru oynamaya devam edebilmeleri, bizim kavrayabileceğimiz bir ruh hali değildir."  "Türk futboluna adalet geldiği zaman herkes kazanacak"  Türk futbolunun yeniden inşası gerektiğini belirten Ali Koç, "Olay TFF’nin istifası, MHK’nın istifası değil. Biz Türk futbolunun kurtuluşunun, kurulan yapının yerine herkes için adaleti getirecek bir sistem olduğunu düşünüyor ve bunun mücadelesini veriyoruz. Hareketlerimiz, söylemlerimiz, davranış şeklimiz 1 gram sapmaz. Yalandan istifaya çağırıp, ondan sonra tarihin en kötü kurulu ve başkanı dediğiniz insanların görevine devam edebilmeleri için entrikalara girmeyiz. Tükürdüğümüzü yalamayız. Son olarak sorunu kabul edip, kaynağını tespit ettikten sonra cesaretli ve iradeli şekilde ki bugünkü yönetim bunu yapmaya çalışıyor. Kuvvetli bir iradeyle Türk futbolunun yeniden inşası gerekiyor. İllegal bahiste olduğu gibi tek başımıza mücadele edeceğiz. Türk futboluna adalet geldiği zaman sadece Fenerbahçe değil, herkes kazanacak. Türk futbolu kazanacak. Avrupa’da daha başarılı olacağız. Milletçe birlik ve beraberliğimiz futboldan gördüğü zararı görmeyecek. En önemlisi başta saf çocuklarımız olmak üzere tüm kamuoyu, Türk futboluna olan güveni tekrar tesis edecek. Ülkenin marka değeri artacak. Marka değeri arttıkça ekonomisi düzelecek. Biz bunun mücadelesini veriyoruz" şeklinde konuştu.  "İnanın, güzel günler bizi bekliyor"  Veremeyecekleri hiçbir hesap olmadığını ifade eden sarı-lacivertlilerin başkanı, "Bizim veremeyeceğimiz hiçbir hesap yoktur. Devletimizin yetkililerine ifade ettiğim gibi; bizim gibi insanları, bizim gibi kulüpleri, bizim gibi insanları gayrimeşruya itmeyin. Kayıt dışına itmeyin. Rekabet ettiğimiz yerlerde varsa sorun lütfen giderin. Yoksa bizi de sevk etmeyin. Biz girmeyiz. Devletimiz, devletliğini göstersin ve herkese güven versin. Biz benzer durumda olsaydık, nefes alamazdık. Müfettişler gelir, içimizden geçerdi. Bizim tek isteğimiz varsa usulsüzlük gereken ağır cezalar da verilsin ki ağır cezalar alsın. Biz bilmiyor muyuz illegal bahis sitelerinden reklam almayı. Dünyanın en büyük lüksü gece yatarken huzurlu yatmaktır. Bizim hikayemiz haram değil, alın teri. Fenerbahçe taraftarı geçmişte olduğu gibi bugün de kulübün yanında olmaya devam etmeli. İnancımız tam, kararlarımız güçlü. İnanın, güzel günler bizi bekliyor. Biz inanırsak, karşımızda kimse duramaz" diyerek sözlerini noktaladı. 

ABB Başkanı Yavaş: "Hukuk herkese eşit uygulanmalı" Haber

ABB Başkanı Yavaş: "Hukuk herkese eşit uygulanmalı"

Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, "Bilime inanmazsak akıllanmayız. Deprem öldürmez, bina öldürür. Japonya’da benzer şiddette depremler yaşanırken can kaybı olmuyor çünkü tedbir alıyorlar" dedi.   Ankara Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Daire Başkanlığı ve Ankara Kent Konseyi, 6 Şubat Depremlerinin 2. Yıl dönümü dolayısıyla "Olası Bir Deprem’e Hazır mıyız?" etkinliği düzenledi.  Dirençli kentler ve olası bir depremin zararlarının en aza indirilebilmesi amacıyla düzenlenen ve konuşmacı olarak Deprem Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Afet Yönetimi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen, Deprem Uzmanı Yoshinori Moriwaki, İTÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz, AKUT Ankara Sorumlusu Günal Mahir Yatağan, Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği Başkanı Nazmi Şahin ve Sismolog-Ankara Kent Konseyi Başkan Yardımcısı Dr. Süleyman Basa gibi isimlerin yer aldığı etkinliğe Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, ABB Afet İşleri Daire Başkanı Özkan Erel ve İtfaiye Daire Başkanı Levent Çeri katıldı. "Deprem öldürmez, bina öldürür"  Konuşmasında Türkiye’de afet yönetimi ve deprem tedbirlerine yönelik eksikliklere dikkati çeken ABB Başkanı Yavaş, Türkiye’de afet yönetimine yönelik zihniyet değişiminin şart olduğunu belirterek, "Bilime inanmazsak akıllanmayız. Deprem öldürmez, bina öldürür. Japonya’da benzer şiddette depremler yaşanırken can kaybı olmuyor çünkü tedbir alıyorlar" dedi.  Afet sonrası koordinasyonsuzluk nedeniyle yardımların ulaşmasında yaşanan aksaklıklara da değinen Yavaş, "Deprem bölgesinde kamyonlar dolusu yardım malzemesi israf oldu, çünkü planlama yoktu. Oysa teknolojiyi etkin kullanarak yıkım alanlarını tespit edip yardım ekiplerini yönlendirebiliriz" ifadelerini kullandı.  "İki saat içinde yola çıkmaya hazır afet ekibimiz var"  Ankara’nın az riskli bölgeler arasında yer aldığını ama yine de önlemlerin alındığını belirten Yavaş, "Anında afete müdahale edecek bir alan oluşturduk. İki saat içinde yola çıkmaya hazır bir afet müdahale ekibimiz var. Allah göstermesin, deprem olmasın, afet olmasın ama olursa da biz hazır bir şekilde bekliyoruz. En hazır olmamız gereken konu da değerli arkadaşlarımızla beraber olmak" ifadesini kullandı.  Yavaş, gönüllü arama kurtarma grupları ile beraber çalışmalar yaparken iş birliği taleplerinde de bulunduklarını dile getirerek, şöyle konuştu:  "Kurs vermek istiyoruz ya da birlikte çalışmak istiyoruz. Çünkü deprem anında en iyi şekilde, en usta şekilde betonun altındaki insana zarar vermeden çıkarabilecek insanlar onlardır dedik. Maalesef çağrımız da sonuçsuz kalmıştı. İnşallah akıllanırlar, diyecek başka bir şeyim yok. Vebali onlara ait, biz üstümüze düşeni yapacağız. İnşallah olmasın ama olabilecek afetlere ve depremlere karşı hep birlikte el ele vererek, hiç kimseyi ayırmadan herkesle beraber olarak bu çalışmalara katılmaya sürdürmeye de gönüllüyüz."  "Hukuk herkese eşit uygulanmalı"  17 Ağustos ve 6 Şubat Depremlerinden ders çıkarılması gerektiğini ifade eden Yavaş, cezasızlık algısının afet yönetiminde büyük bir sorun olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:  "Hukuk gerçekten eşit uygulanmalı. İhmali olanlar cezalandırılmalı ki bir daha aynı hatalar yapılmasın. Bakıyoruz bazı müteahhitler siyasi kimliğine göre çok kısa süre yatıyor ve çıkıyor, cezalandırılmıyor algısı var. Oysa her zaman bahsettiğimiz hukuk gerçekten hukuk olarak uygulansa, herkes bu hukuka tabi olsa, bu toplumda bazıları hukuka karşı sorumlu olduklarını anlasa ve soruşturulmayan hiç kimsenin olmayacağını ve hukukun hiç kimseyi siyasi görüşünü ya da bir başka nedenden dolayı soruşturmamazlık yapmayacağını anlasa Herhalde önce oradan başlamamız lazım."  "Biz insan canı için gidiyoruz"  6 Şubat depreminde karşılaşılan zihniyetten de bahseden Yavaş, Ankara’dan giden yardımların engellenmeye çalışıldığı bir zihniyetle karşı karşıya olduklarını söyleyerek, "Oradaki insanların çile çekmesini öyle seyrediyorlar. Ya da araç gönderiyorsunuz, iş makinesi gönderiyorsunuz. Orada görünmesin diye hadi şuradan gel hemen siz bir geri dönün anlayışı var. Sayın Cumhurbaşkanı gelecek diye Kahramanmaraş hava yolu üzerinde bizim çadırlarımızı kaldırıp AFAD’ın çadırlarının konması gibi Böyle komik mi desem ucuz mu desem ne dersem diye bir sürü şeylerle karşılaşıyoruz. Halbuki gittiğimiz yerde kim olursa olsun biz insan canı için gidiyoruz" şeklinde konuştu.  "30 büyükşehir belediyesi hazır olmalı"  Türkiye’de kamu kurumlarının afetlere hazırlık açısından eksiklik yaşadığını belirten Yavaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:  "Büyükşehir yasası çıktıktan sonra kamuda hemen hemen hiçbir kurumun aracı yok. Allah korusun bir afet esnasında 30 tane Büyükşehir Belediyesine anında aynı akşam hadi yürüyün dendiği zaman biz büyük bir ekipmanla oraya yeni bir belediye kuracak güçteyiz. Hepimiz, 30'u da. Dolayısıyla şu belediye gelsin, şu belediye gelmesin demenin anlamı var mı? Yok işte, aracı yok devletin. Karayolları tamamını ihaleyle yapıyor. Sadece Devlet Su İşlerinin bir de Orman Genel Müdürlüğünün araçları var. Dolayısıyla biz burada ayırmak yerine veya kıskanmak yerine bunu siyaset konusu yapmak yerine şimdiden 30 büyükşehir belediyesinin bütün illere bölmek suretiyle, en yakın illerine bölmek suretiyle böyle bir afetle karşılaşıldığı zaman emir almadan, talimat bile almadan bu bizim görevimiz deyip koşarak önce oraya gitmesini sağlamak çok da zor değil. İnanın ki çok daha erken müdahale edeceklerdir. Biz bunu bizzat yaşayarak gördük."  Afet yönetiminde koordinasyon eksikliğinden de bahseden Yavaş, "Deprem gönderilen yardımların bir kısmı ihtiyaç sahiplerine ulaşmadan ziyan oldu. Bazı bölgelerde ekmek ve su bulunamazken, kavşaklarda yığılan malzemeler lojistik düzensizlik nedeniyle boşa gitti. Aynı durum arama-kurtarma çalışmalarında da yaşandı; iş makineleri müdahale edemeden beklerken, enkaz altında hayat mücadelesi veren insanlar vardı" ifadelerini kullandı.  "Afet yönetiminin dijitalleşmesi gerekiyor"  Afet yönetiminin dijitalleşmesi gerektiğini vurgulayan Yavaş, şöyle konuştu:  "Bu tür krizlerin önüne geçebilmek için coğrafi bilgi sistemlerinin devreye alınması gerekiyor. Deprem anında havadan görüntüleme yapan dronelar ile yıkımın boyutu hızla tespit edilebilir, algoritmalar sayesinde ekipler en kritik bölgelere yönlendirilebilir. Ancak bırakın dijital çözümleri, deprem bölgesinde temel iletişim altyapısı bile çökmüş durumdaydı. İnternetin kesilmesi nedeniyle akaryakıt istasyonları araçlara yakıt veremedi. Çünkü akaryakıt satış sistemleri, anlık olarak merkeze veri göndermek zorunda. İnternet bağlantısı kesildiğinde, sistem çalışamaz hâle geldi ve istasyonlar depremzedelere yakıt sağlayamadı. Bu durum, ancak siyasi müdahalelerle çözülebildi. Yaşananlar, afet yönetiminde ciddi bir zihniyet değişimine ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Dijital altyapının güçlendirilmesi, yapı denetiminde belediyelere daha geniş yetkiler verilmesi ve kesilen taşıyıcı kolonlara karşı daha sıkı denetimler uygulanması gerekiyor. Son olarak, Japonya ve Tayvan gibi ülkelerde yaşanan büyük depremlere rağmen can kaybının minimum seviyede olması, Türkiye’nin de afetlere karşı daha bilinçli ve hazırlıklı olması gerektiğini ortaya koyuyor. 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiği bu felaket, artık bir milat olmalı. ‘Daha ne olmalı?’ sorusunu sormak yerine, bir an önce harekete geçilmeli." 

Başkan Şadi Özdemir Zeytin Topladı Haber

Başkan Şadi Özdemir Zeytin Topladı

Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir Konaklı Mahallesi’nde Nilüfer Belediyesi’ne ait arazideki zeytin hasadına katıldı. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, “Topladığımız zeytinlerden elde ettiğimiz zeytinleri, sofralık ve yağlık olarak hazırlayıp, Nilüfer Bostan’larda halkımızla buluşturuyoruz” dedi.  Tarım alanlarının korunması ve iyi tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması için örnek çalışmalar yürüten Nilüfer Belediyesi, yıl boyunca belediyeye ait arazilerde farklı ürünlerin hasadını gerçekleştiriyor. Zeytin hasadının başladığı bu dönemde de Konaklı ve Fadıllı Mahalleleri’nde ürün toplama işlemi sürdürülüyor. Çalışmaları yakından takip eden Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir de Konaklı Mahallesi’ne giderek, hasat dönemi ile ilgili bilgi alarak, işçilerle birlikte zeytin topladı.  Nilüfer Belediyesi’nin Konaklı Mahallesi’nde 350, Fadıllı Mahallesi’nde ise 100 ağaçlık bir arazisinin bulunduğunu belirten Başkan Şadi Özdemir, “Bu zeytinler sofralık ve yağlık olarak ayrılıyor. Sofralık olarak ayrılan zeytinler Hasanağa Gıda Merkezi’nde işlenerek, hazır hale getiriliyor. Yağlık olarak ayrılan zeytinlerimiz ise soğuk sıkım yapılıyor. Ürünlerimizi, Nilüfer Bostan satış noktalarında halkla buluşturuyoruz” dedi.  “Gözümüz gibi bakmalıyız’’  Zeytinin korunması gerektiğine vurgu yapan Başkan Şadi Özdemir, “Siyah inci olarak da adlandırılan zeytine, gözümüz gibi bakmamız gerekiyor. Bizler de üretimi canlandırmak için belediye olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.  “Kooperatif kurun’’  “Nilüfer’in köylüsü Nilüfer’in efendisi olsun” anlayışı ile hareket ettiklerini dile getiren Başkan Şadi Özdemir, “Çiftçi arkadaşlarımıza sesleniyoruz. Örgütlü olun, kooperatif kurun. Satamıyorsanız biz satın alacağız. Satış sorununuz olmayacak. Nilüfer’de toprak analizlerini de yaptırdık, mühendis desteği de veriyoruz. Oraya ne ekmek istiyorsanız, ekeceğiniz ürünün ihtiyaç duyacağı mineralleri de bildiğiniz için ona göre sizi doğru yönlendireceğiz. Siz yeter ki üretin” diye konuştu. 

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.