Hava Durumu

#Beyin

Yeni Marmara Gazetesi - Beyin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Beyin haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kronik ağrılarla mücadele: "Radyofrekans yöntemi" Haber

Kronik ağrılarla mücadele: "Radyofrekans yöntemi"

Beyin ve Sinir Cerrahı Doç. Dr. Mustafa Kılıç; trigeminal nevralji gibi kronik ve nöropatik ağrıların fiziksel sağlığı, psikolojik dayanıklılığı ve sosyal yaşamı olumsuz etkilediğini belirterek, hastaların yaşam kalitesini artıran cerrahi dışı etkili tedavi yöntemleri sunduklarını ifade etti. BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi'nden Doç. Dr. Mustafa Kılıç, radyofrekans tedavisini şu şekilde tanımladı: "Bu yöntem, sinir dokularına yüksek frekanslı radyo dalgaları iletmek suretiyle hedef sinire kontrollü ısı uygulanarak, ağrı iletiminin kesilmesini sağlar. Bu sayede, ağrıya neden olan sinirin ağrı sinyali taşıma kapasitesi ya azaltılır ya da geçici olarak durdurulur. İşlem, genellikle lokal anestezi altında, özel bir iğne yardımıyla gerçekleştirilmekte olup herhangi bir cerrahi kesi ya da genel anestezi gerektirmemektedir." "Ameliyata uygun olmayan hastalarda yüksek başarı oranları sunuyor" Radyofrekans tedavisi, yalnızca trigeminal nevralji değil; bel ve boyun fıtığına bağlı sinir sıkışmaları, siyatik ağrısı, zona sonrası gelişen sinir ağrıları (postherpetik nevralji), kronik eklem ağrıları, faset sendromu ve çeşitli nöropatik ağrılarda etkili bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Doç. Dr. Mustafa Kılıç, bu yöntemin özellikle ilaç tedavilerinden fayda göremeyen ya da genel sağlık durumu nedeniyle ameliyata uygun olmayan hastalarda yüksek başarı oranları sunduğunu vurguladı. "Cerrahiye alternatif: Güvenli, hızlı ve etkili" Doç. Dr. Kılıç, radyofrekans tedavisinin cerrahiye göre çok daha az risk taşıdığını, işlem sonrası komplikasyonların minimal düzeyde olduğunu ve hastaların aynı gün evlerine dönebildiğini belirtti. "Tedavinin hastanede yatış gerektirmemesi, işlem süresinin kısa olması ve hastaların günlük yaşamlarına hızla dönebilmesi, bu yöntemin öne çıkan avantajları arasında yer alıyor. Ayrıca, uzun süreli ağrı kesici kullanımının yol açtığı yan etkilerin önüne geçilmesi açısından da hastalar için oldukça faydalı bir seçenektir" dedi. Kişiye özel değerlendirme ve uygulama Her hastanın ağrı düzeyi, öyküsü ve genel sağlık durumu farklılık gösterdiği için yönetimindeki ekip tarafından tüm hastaların bireysel olarak değerlendirdiklerini ve kişiye özel bir tedavi planı oluşturduklarını belirten Doç. Dr. Kılıç, "Bu plan doğrultusunda, radyofrekans uygulaması hedef sinirlere yönlendirilerek ağrının kaynağına doğrudan müdahale edilmektedir. Tedavide başarının anahtarı doğru hasta seçimi, doğru hedefleme ve teknolojik altyapıdır" dedi. Bu süreci titizlikle yönettiklerini ifade etti. "Radyofrekans tedavisi gören hastaların büyük çoğunluğunda, işlem sonrası ilk birkaç gün içinde ağrının belirgin biçimde azaldığı, hatta tamamen ortadan kalktığı gözlemlenmektedir" diyen Doç. Dr. Kılıç, tedavi sonrası dönemle ilgili olarak da hastalara özel bir takip süreci uyguladıklarını, gerekli durumlarda destekleyici fizik tedavi veya ilaç planlaması ile sürecin başarı oranının daha da artırıldığını belirtti. Ağrısız bir yaşam mümkün Doç. Dr. Kılıç, "Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ve zamanla psikolojik sorunlara da yol açabilen kronik ağrılarla mücadelede radyofrekans tedavisi, umut verici bir çözüm sunmaktadır. Cerrahiye gerek kalmadan yüksek başarı oranıyla uyguladığımız radyofrekans tedavisi ile hastalarımızı yeniden kaliteli bir yaşama kavuşturmayı amaçlıyoruz" diyerek konuşmasını sonlandırdı.

"Ani hareket ve ağır ev işleri fıtığa yol açıyor" Haber

"Ani hareket ve ağır ev işleri fıtığa yol açıyor"

 Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen, çocukların telefon, tablet, televizyon ile vakit geçirmektense küçük yaşlarda mutlaka bir sporla ilgilenmeleri gerektiği bu sayede eklemler ve kasların gelişerek sağlıklı bir omurgaya sahip olacaklarını kaydetti. Tablet, bilgisayar ve akıllı telefonlar nedeniyle çocuklarda boyun ve bel rahatsızlıkları başta olmak üzere çok sayıda rahatsızlığın ciddi biçimde artış gösterdiği belirtiliyor. Bu aletler, yoğun biçimde kullanım nedeniyle gelişme çağındaki çocukların omurgalarında ciddi hasara yol açıyor. Konuyla ilgili Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Şen, "Omurga pozisyonunu korumanın yolları çocukluktan başlıyor. Bunun da asıl rolü ebeveynlerde. Çocukları mutlaka ebeveynler küçük yaştan itibaren spora yönlendirmeliler. Çocuklar maalesef hep masa başındalar. Bilgisayar, cep telefonu ve tabletle zamanlarını geçiriyorlar. Kısacası sıfır hareket ediyorlar. Ebeveynler ısrarla çocuklarını mutlaka yüzme veya farkı branşlara yönlendirmeliler" dedi. "Uzun süreli oturmalardan kaçının" Spor yapmanın sağlıklı bir yaşamın temelini oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Orhan Şen, "Çocuklar genç yaşa vardıklarında bu sporları ne kadar devam ettirirlerse kas güçleri o kadar gelişmiş olur. İnsanların mutlaka uzun süreli oturmalardan kaçınmaları gerekiyor. Okullarda dahi 45 dakikaya bir ara verirler, insanlarda mutlaka 2 saate bir boyun ve bel hareketi yapmalılar. Bunları yaptıktan sonra sağlığınızı hem bedensel hem de zihinsel anlamda korumuş olursunuz" diye konuştu. "Ani hareketlerden kaçınmak lazım Gündelik yapılan işlerde de ani ve ağır hareketlerden kaçınılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Şen, daha sonra şunları söyledi: "İnsanların uyku pozisyonları ve yattıkları yer çok önemli. Ortopedik sert yataklar en doğrusu. Çok sert ve çok yumuşak yataklarda yatılmamalı. Yataktan fırlayarak kalkmak doğru bir davranış değil. Ev temizliği yapan kadınlar da bazı hususlara dikkat etmeli. Eğilip yerden ağır bir şey almasınlar. Teknolojinin bu kadar gelişmesine rağmen bazı kadınlar dizlerinin üzerine çöküp temizlik yapıyor. Bunlar yanlış, kollu süpürge veya silme aletiyle temizlik yapın. Ani hareketlerden kaçınmak lazım. Bu dediklerimi yapmazlarsa diz problemi, boyun ve bel fıtığı rahatsızlıklarıyla karşı karşıya kalabilirler."

Yabancı dil öğrenmek beyin sağlığını koruyor Haber

Yabancı dil öğrenmek beyin sağlığını koruyor

Bilim insanlarınca ortaya konan araştırmalara göre yabancı dil öğrenmenin insan sağlığına olan olumlu etkisi, özellikle ileri yaşlarda küçümsenmeyecek kadar büyük önem taşıyor. Beyin yapısını geliştiren bu öğrenimin önemli olduğunu her fırsatta vurgulayan uzmanlar, çocukların ana dillerinin yanı sıra en az iki farklı yabancı dili de rahatça öğrenebileceklerini belirtiyor. Erken yaşta öğrenilen yabancı dilin ilerleyen yaşlarda beyni geliştirirken, bunama (demans) ve alzheimer gibi hastalıkları engelliyor. İşitme hassasiyetini desteklerken, hafızayı güçlendiriyor. Birden fazla işi aynı anda yapabilme becerisi sağlıyor. Dil aktivasyonunu hızlandırırken, analizi geliştiriyor. Tüm bu sebeplerle Türkiye’deki eğitim-öğretim kurumları, özellikle son yıllarda küçük yaşta başlayan yabancı dil eğitiminin önemine eğilerek ders müfredatlarını zenginleştiriyor. Devlet okullarının yanı sıra özel okullarda en az üç dil eğitimi aktif olarak ana ve ilkokullar düzeyinde verilirken ortaokul ve lise sınıflarında da yabancı dil eğitimi yoğunlaştırılarak devam ediyor. Yabancı dilde uygulanan eğitim-öğretim müfredatı kadar yabancı dil eğitiminin sistemli ve yoğunlaştırılmış şekilde, uzman öğretmenler tarafından öğrencilere aktarılması da önem taşıyor. Bursa’da bunun en iyi örneklerinden biri olan Uludağ Koleji, yaş gruplarına göre oyun, müzik, dans, sinema, kültürel günler, yemek tarifleri, drama çalışmaları, sunumlar, tartışma programları, bilgi yarışmaları, ulusal ve uluslararası projeler gibi etkinlikle çocukların küçük yaşlardan itibaren yabancı dili yaşayarak ve eğlenerek öğrenmesini sağlıyor. Öğrencilerinin dil gelişimlerini Ortak Avrupa Dil Referans Çerçevesi (Common European Framework of Refrence / CEFR) kriterleriyle takip eden Uludağ Koleji, İngilizce eğitimin yanı sıra 1. sınıf itibariyle öğrencilerine Almanca ve Fransızca olmak üzere seçmeli dersler veriyor. Öğrencilerin pratik kazanmaları için her hafta sonu English Speaking Club’da İngilizce konuşma dersleri veren Uludağ Koleji, 'Educall İngilizce Konuşma Dersleri' ile de her hafta düzenli olarak yurt içinden ve yurt dışından yabancı ve Türk öğretmenler eşliğinde telefon ya da görüntülü konuşma gerçekleştiriyor. Uludağ Koleji İngilizce Öğretmeni Halima Ratin, “Yabancı dil öğrenimi için erken yaşlar (3-4) oldukça önemli. Sesler ve hareketler ile bir yabancı dil öğrendiklerinin farkına dahi varmadan bunu yaparlar. Yani dil öğrenimine ne kadar erken yaşta başlatırsak çocuklarımız ilerde o kadar başarılı olacaklar. Çift dilli olmanın avantajı, bireyin dışlanmadan rahat bir şekilde farklı kültürlerin ve toplumların bir parçası olabilmesi. Ayrıca dünyaca ünlü üniversitelerin Amerika, İngiltere ve Avusturalya’da bulunduğunu biliyoruz” dedi. Uludağ Koleji Fransızca Öğretmeni Deniz Seda Erçetin ise, "Fransızca dünyada İngilizceden sonra en çok tercih edilen diller arasında ikinci sırada yer alıyor. Fransızca bilerek, karşınıza çıkan fırsatlarda bir adım daha önde olacaksınız. Birçok alanda avantaj sağlayacak olan Fransızca iş dünyasında en çok tercih edilen dillerden biri. Bunun yanı sıra ilgilenmek istediğiniz her alanda Fransızca ile karşılaşabilirsiniz. Şiir, sanat, müzik ve daha birçok alanda dünyaca başarısı kabul görmüş eserler Fransızca dilindedir" diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.