Hava Durumu

#Buz

Yeni Marmara Gazetesi - Buz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Buz haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Buz üstünde milli gurur: Yarın İsveç'e gidiyorlar Haber

Buz üstünde milli gurur: Yarın İsveç'e gidiyorlar

 İsveç'in ev sahipliğinde 7-8 Mart'ta 19 ülkeden 24 takımın katılacağı Dünya Gençler Senkronize Buz Pateni Şampiyonası'nda Türkiye'yi temsil edecek olan Buz41 Spor Kulübü hazırlıklarını tamamladı. Yarın yola çıkacak 17 sporcu ve antrenörleri yaşadıkları gururu, heyecanı ve çalışma ortamlarını İHA Muhabirine anlattı.  Dünya Gençler Senkronize Buz Pateni Yarışması'nda Türkiye'yi "junior" kategorisinde temsil edecek olan Buz41 Spor Kulübü'nün Team Elite Junior Takımı son hazırlıklarını tamamladı. 19 ülkeden 24 takımın yarışacağı dünya şampiyonasına katılacak takım 2'si erkek toplam 17 sporcudan oluşuyor. Kısa ve uzun program kategorilerinde piste çıkacak olan Buz41 SK'nın Kocaeli, İstanbul, Bursa ve Ankara'da yaşayan sporcuları İzmit'teki buz sporları salonunda yaptıkları antrenmanda bir araya geliyor.  Uzun çalışma saatleri nedeniyle buz pistinin en sakin olduğu gece saatlerinde 3-4 saat antrenman yapan genç sporcular ve antrenörleri dünya şampiyonasında Türkiye'yi temsil etmekten son derece gururlular. İhlas Haber Ajansı (İHA) Muhabirine antrenmanlarını açan şampiyon takım, yarın yola çıkacakları Gothenburg/İsveç'te dünya sıralamasına girmek için nasıl hazırlandıklarını gözler önüne serdi.   Ece Ongül Küçük: "Türkiye şampiyonu olup Fransa'da barajı geçtiler ve kotayı aldılar"  Buz41 Spor Kulübü'nün senkronize buz pateni Başantrenörü Ece Ongül Küçük, "Kulübümüz Buz41 Spor Kulübü dünya şampiyonasına katılacak. Ağustos ayında çalışmalara başladık. Genelde hafta sonu akşamları çalışıyoruz. Bursa, İstanbul ve Ankara'dan olmak üzere farklı illerden gelen sporcularımız var. Hepsinin okulları da var. Dolayısıyla hafta sonları geç vakitlere kadar çalışmamız gerekiyor. 1-2 saatlik çalışma programı bize yetmiyor. Genelde 3-4 saatlik uzun programlarla çalışmamız gerekiyor. Hedefimiz var; dünya şampiyonası. Biz ocak ayında yapılan Türkiye şampiyonasına katıldık ve güzel bir puanla Türkiye birincisi olduk. Sonrasında önümüze güzel bir yol açıldı. Eğer uluslararası bir yarışmada dünya şampiyonası için istenen puanı alırsak oraya gidebiliyorduk. Bizde hemen ocak ayının sonunda Fransa'da düzenlenen French Cup'a katıldık. Oradan da dünya şampiyonasının istediği baraj puanını aldık. Şimdi ayın dördünde İsveç'te düzenlenecek dünya şampiyonasını hedefliyoruz. İnşallah 4 Mart'ta İsveç'teyiz" dedi.  "Türkiye'yi temsil edeceğimiz için çok gururluyuz"  Katılacakları yarışmadan ve pistte sergileyecekleri programlardan da bahseden Küçük, "Dünya şampiyonasında da Türkiye'yi temsil edeceğimiz için biz çok gururluyuz. Oraya gidiyor olmak, göğsümüzde bayrağımızı taşıyor olmak, ellerimizde bayrağımızı dalgalandırıyor olmak bizi çok gururlandırıyor. Yarışmaya 2 programla katılmak durumundayız, kısa ve uzun program. Ayrı ayrı gereklilikleri, farklı kuralları var ve o kurallara uygun hareket etmek zorundayız. Senkronize buz pateni aynı anda, aynı hareketlerin yapılması demek. En az 16 kişi kayabiliyor. Bizim takımda 17 sporcumuz var ve dönüşümlü olarak kayıyorlar. Kimisi kısa programda kayıyor, kimisi uzun programda. Takımımız 17 kişiden oluşuyor, 2 tanesi erkek. 4 taneye kadar erkek sporcu kullanabiliyoruz. Ama biz şu an 2 erkek sporcuya sahibiz. Dünya şampiyonasında bizim federasyonumuzdan daha önce katılan takımlar oldu. Fakat bu sene baraj puanı geldi. Sadece bir kota vardı ve en iyi takım olan ve bu baraj puanını geçebilen takım katılabiliyordu. Şu an için sadece biz katılıyoruz. Dünya şampiyonasında 19 ülke, 24 takım olacak. Bizim dünya şampiyonasına katılıyor olmamız aslında bizim için çok güzel bir başarı çünkü ülkemizde çok daha yeni, gelişmekte olan bir branş. Şu an kendimizi dünyada ilk 24'ün içerisinde sayıyoruz. Sıralamamız ne olur biz de bilmiyoruz ama en azından birkaç takım geçersek, bizim çalışma şartlarımız ve performansımız için, bizim için büyük bir başarı olmuş olacak. Ama bundan sonraki yıllar içerisinde inşallah daha üst sıralarda olup marşımızı okutmak isteriz" diye konuştu.  "Velilerimiz olmasa çocuklarımız buza gelemez"  Küçük, ailelerin çocuklarını buz sporlarına göndermesi konusuna da dikkat çekerek, şöyle konuştu:  "İnsanların özendiği, televizyonda öne çıkan bazı isimler var. Çocuklarımız bunlara özenerek ya da birkaç velinin vizyonu sayesinde buraya başlayabiliyorlar. Bazı velilerimiz de çok korkuyor, 'Çocuğum düşerse ne olur?' diye. Aslında burada da her sporda olduğu kadar risk var. Ne kadar çok sporcu gelirse, altyapıdan küçük öğrencilerimiz gelirse biz onları yetiştirip daha sonrasında yaşları geldiği zaman bu şekilde şampiyonlara çıkabiliyoruz. Kocaeli'de çok fazla ilgi, çok fazla talep var. Halk seanslarına geldiğiniz zaman burayı görebilirsiniz. Erkenden gelip isim yazdırıp sırasının gelmesini bekliyorlar. Belki daha fazla buz pistiyle daha çok sporcuya ulaşabiliriz. Velilerimizde çok büyük özveri var. Çocuklarını buraya getiriyorlar, antrenman boyunca bekliyorlar. Daha sonrasında çocuklarını alıp tekrar eve gidiyorlar. Velilere çok fazla iş düşüyor. Onlara buradan çok teşekkür etmek istiyorum. Çünkü onlar olmasa çocukları buraya getirip götürecek kimse olmaz. Çünkü çalışma saatlerimiz gece"  Eylül Görgen: "Uyumumuzu dünya şampiyonasına da yansıtmak istiyoruz"   8 yıldır senkronize buz pateniyle uğraşan takımın başarılı sporcularından Eylül Görgen, "Buz pateni benim için çok önemli. Çok küçük yaşımdan beri buz pateniyle uğraşıyorum. O yüzden benim için her zaman zaman ayırabileceğim bir spor. Daha öncesinde bir sürü spor branşı denedim ama hiçbiri gerçekten buz pateni kadar beni kendisine çekmemişti. Öte yandan 11. sınıf öğrencisiyim. Okulla birlikte zor gidiyor çünkü derslerim yoğunlaşıyor" dedi.  Mutlu ve gururlu olduğunu söyleyen Görgen, "Ülkemizi böyle bir şampiyonada temsil etmek bizim için gerçekten çok büyük bir gurur. Yapabildiğimizin en iyisini yapmayı hedefliyoruz. Birçok ülke katılıyor. Biz de bunlardan biriyiz. Onlardan biri olduğumuz için de gerçekten çok mutluyuz. Çoğu arkadaşımla zaten 9- 10 senedir birlikteyiz. Sürekli birlikte zaman geçiriyoruz ve bunun bizi gerçekten çok uyumlu bir takım yaptığını düşünüyorum. O yüzden her şeyimiz çok ortak. Bu uzun saatlerde de birlikte olmak bizi gerçekten çok yakınlaştırıyor. Takım ortamımı ve arkadaşlarımı çok seviyorum. Bu uyumu sahada da gösterdiğimizi düşünüyorum. Bunu dünya şampiyonasında da sahaya yansıtmak istiyoruz" ifadelerini kullandı.   Oğuz Yaşar: "Ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğiz"  Senkronize buz pateni takımındaki iki erkek sporcudan Oğuz Berat Yaşar ise "12 yıldır buz pateni kayıyorum. Arkadaşlarımla birlikte burada kaydığım için çok mutluyum. Dünya şampiyonasına gideceğiz. Orada da ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğimizi düşünüyorum" diye konuştu.  Takımın dünya şampiyonası kafilesinde yer alan isimler  Buz41 Spor Kulübü'nün Başantrenör Ece Ongül Küçük ve antrenör Simge Ceylan Yazıcı'nın çalıştırdığı Team Elite Junior Takımı'nın Salı günü dünya şampiyonasına gidecek sporcu kadrosunda; Ayşe İpek Derin, Ada Yılmaz, Oğuz Yaşar, Eylül Görgen, Defne İnsel, Nefes Akıncı, Defne Burmalı, Zeynep Naz Doğan, Esila Ünsever, Ayşe Naz Er, Ela Kiriş, Nisa Öztürk, Ela Hayat Başoğlu, Mina Naz Göçmen, İpek Demirsoy, Melis Atalan ve Mina Oducu olmak üzere 17 sporcu yer alıyor. 

Karlı ve buzlu yollarda penguen yürüyüşü önemli Haber

Karlı ve buzlu yollarda penguen yürüyüşü önemli

Kış aylarının etkisiyle kar ve buz, yolda yürürken düşme ve ortopedik yaralanma risklerini artırıyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Gökhan Cansabuncu, özellikle karlı ve buzlu zeminlerde düşme sonucu meydana gelen yaralanmalardan korunmak için birkaç önemli noktaya dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.   Karla kaplı ve buz tutmuş yolların yayalar için büyük bir tehlike oluşturduğunu vurgulayarak, kayma sebebiyle oluşabilecek incinmelerin ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirten Medicana Bursa Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Gökhan Cansabuncu, bu risklerden korunmanın en etkili yolunun ise 'penguen yürüyüşü' olduğunu ifade etti. Op. Dr. Gökhan Cansabuncu, karlı ve buzlu ortamlarda güvenli yürüyüş için doğru ayakkabı seçiminin önemine dikkat çekti. Ayakkabıların geniş tabanlı, kaymayan ve düz yüzeylere sahip olması gerektiğini belirten uzman, ayrıca ayakkabının bileği sarmasının, burkulmalara karşı koruma sağladığını söyledi.  Yürürken ise küçük ve yavaş adımlar atmanın gerektiğini belirten Op. Dr. Gökhan Cansabuncu, "Ayakların dışa doğru çevrilmesi ve penguen tarzı yürüme, dengenin daha kolay sağlanmasına yardımcı olacaktır" şeklinde konuştu.  Op. Dr. Gökhan Cansabuncu, karlı havalarda kaygan zeminlerden kaçınılması gerektiğini belirterek, "Karın daha yumuşak olduğu zeminlerde ve buzlanmayı engelleyen çim gibi yüzeylerde yürümek düşmeleri engellemek için daha güvenlidir" diye ekledi.  Ayrıca, eğimli yollardan ve merdivenlerden inerken adımların dikkatli atılması gerektiğini vurgulayan uzman, yan korkuluklardan destek alınmasını önerdi.  Kaygan zeminlerde yürürken ellerin ceplerde olmaması gerektiğini belirten Op. Dr. Gökhan Cansabuncu, "Ellerin serbest olması dengeyi daha kolay sağlar ve bir düşme anında önlem almayı kolaylaştırır. Ayrıca, ağır cisimlerin ve çocukların kucakta taşınmaması gerekiyor" dedi. 

Kurban Eti Taşımada Dikkat Edilmesi Gerekenler: Uzun Yolculukta Sağlığınızı Koruyun Haber

Kurban Eti Taşımada Dikkat Edilmesi Gerekenler: Uzun Yolculukta Sağlığınızı Koruyun

Uzmanlar, kurban etinin hassas bir besin olduğunu ve yanlış taşınması durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği konusunda uyarıyor. Bu nedenle, kurban etini uzun yolculuklarda nasıl taşımalı, nelere dikkat etmeli sorularına yanıt vermek önemli. İlk olarak, kesilen kurban etinin güzelce soğutulması gerekiyor. Soğuyan etler, yarım kilogramlık buzdolabı poşetlerine ayrılmalı. Eğer etler kemikli ise, en fazla 1 kiloluk porsiyonlar halinde paketlenebilir. Ayrıca, etin kıyma haline getirilerek paketlenmesi de daha kolay taşınmasını sağlayacaktır. Paketlenen etler, yolculuğa çıkmadan en az 1 gün önce derin dondurucuya konmalı. Böylece etler güzelce donmuş hale gelecek ve taşıma işlemi daha güvenli olacak. Uzmanlar, etlerin mümkünse "strafor kutu" ya da "köpük kutu" denilen sızdırmaz ve yalıtımlı kutularda taşınmasını öneriyor. Bu kutulara buz akülerinin yerleştirilmesi de, etlerin taze kalmasını sağlayacaktır. Ayrıca, pişirilerek de taşınabilen kurban etleri, daha az risk barındırıyor. Kavurma gibi pişmiş etler, güneş ışığından ve sıcaktan korunarak yolculukta güvenle taşınabilir. Uzmanlar, özellikle toplu taşıma araçlarıyla yolculuk edeceklerin, kurban eti taşımamaları gerektiğini vurguluyor. Sağlık ve hijyen açısından oldukça riskli olan bu yöntem, hem kendiniz hem de diğer yolcular için tehlike oluşturabilir.

AMELİYATTA 41,7 DERECEYE YÜKSELEN ÖLÜMCÜL ATEŞTEN KURTULDU Haber

AMELİYATTA 41,7 DERECEYE YÜKSELEN ÖLÜMCÜL ATEŞTEN KURTULDU

Ateşin düşürülmesi için restoranlar ve soğuk hava deposundan hastaneye poşet poşet buz getirildi. Bir hafta önce asistan öğrencilere 40 bin hastada bir görülme ihtimali olan ‘malign hipertermi’ hakkında atılması gereken adımları anlatan doktorlar bu sefer karşılaştıkları durum karşısında ölümcül ateşten hastalarını kurtarıp hayat dersi verdi. Uzun yıllardır burnunda yaşadığı sağlık probleminden kurtulmak için Amasya Üniversitesi Sabuncuoğlu Şerefeddin Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvuran Mehmet Kaya, Dr. Öğretim Üyesi Sinan Seyhan, Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Erdoğan ve Dr. Öğretim Üyesi Mürsel Kahveci’nin de katıldığı ameliyata alındı. Daha önce geçirdiği ameliyatlarda anestezi alan 44 yaşındaki Kaya’nın ateşi ameliyatın tamamlanmasına az bir süre kala aniden yükselmeye başladı. Bu durumun 40 bin hastada bir görülme ihtimali olan ‘malign hipertermi’ olduğunu değerlendiren doktorları tedbirleri artırdı. Ameliyata kalp ve diğer anestezi doktorları da çağrıldı. Tırmanışa geçen vücut ısısının hızla düşürülmesi için hastanın etrafına buz kütleleri konuldu. Dışarıda telaşla bekleyen yakınlarına hastanın durumuyla ilgili bilgi verildi. Müdahale süresinin uzayabileceği ihtimaliyle buz stoklarının yetmeyeceği düşünülerek hasta yakınlarından ve telefonla iletişime geçilen esnaftan hastaneye buz getirmeleri istendi. Çok kısa sürede restoranlardan ve bir soğuk hava deposundan poşetlerle getirilen buz parçaları hastanın tedavisi için teslim edildi. ‘Malign hipertermi’ için belirli bölgelerde tutulan özel ilaç ise Amasya İl Sağlık Müdürlüğünün koordinesinde ambulansla Samsun’dan getirilerek hastanın tedavisinde kullanıldı. Zamanla yarış sonrası ateşi normal seviyeye düşürülen hasta 3 gün gözlem altında tutulduğu yoğun bakım ünitesinden servise alındı. İki gün sonda da tamamen sağlığına kavuşarak taburcu edildi. “Bir hafta önce derste işledik” Amasya Üniversitesi Tıp Fakültesinde bir hafta önce derste ‘malign hipertermi’ konusunu işlediklerini anlatan Anestezi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Mürsel Kahveci, “Mesleklerinde çok nadir görebileceklerini söylemiştim. ‘Umarım karşılaşmazsınız’ demiştim. Ne yazık ki başımıza geldi. Ama hastamızı kurtarmayı başardık” dedi. “Bütün Amasya seferber oldu” Bu durum karşısında tıbbi olarak yapmaları gereken şeylerin yanında hastanın vücudunun soğutulmasına ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Kahveci, “Soğutulma sürecinde çok yoğun buz gerekiyordu. Sadece bizim hastane değil. Bütün Amasya seferber oldu. Her yerden buz getirildi. Hastaya buz banyosu yaptırdık. Çünkü ateşi 41,7’lere çıkmıştı. Bu da hasta açısından kötü gidişin göstergesiydi. Samsun’dan ulaştırılan ilacı verdikten sonra da hasta yoğun bakımdaki tedavisinin ardından taburcu edildi” diye konuştu. “Halk ile sağlık çalışanları arasındaki uyum açısından örnek” Saniyelerle yarışılan operasyon esnasında görev alan hekim arkadaşlarına ve hastaneye buz ulaştıran Amasya halkına teşekkür eden Hastane Başhekimi Dr. Öğretim Üyesi Volkan Taşova, bu durumun halk ile sağlık çalışanları arasındaki uyum açısından örnek olduğuna değindi. “Hastalığın adını hiç duymamıştım, hasta sedyedeyken buharlar çıkıyor” Ameliyatında ölümle burun buruna gelen Mehmet Kaya, sağlığına kavuşmasını sağlayan doktorlara ve buz getiren yakınları ile esnafa şükran duyduğunu söyledi. Hiç duymadığı malign hipertermi hastalığını internette araştıran evli ve 2 çocuk babası Kaya, “Hasta sedyedeyken buharlar çıkıyor. Doktorların korkması gibi bir karikatür gördük. Allah kimseye göstermesin. Gösterirse de sağ olsun hocalarımız ateşi indiriyor” şeklinde konuştu. Nefes kesen ameliyat sürecinden haberdar olan Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi ise, “Gerekli hassasiyeti gösteren hekimlerimize, özverili çabalarıyla duruma yardımcı olan hasta yakınlarımıza ve bilhassa Amasya halkımıza canı gönülden teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı. Rektör Turabi, Mehmet Kaya’ya şifa dileklerini iletti.

Ağır işlerde çalışanlar bu haber sizin için! Haber

Ağır işlerde çalışanlar bu haber sizin için!

Acıbadem Bursa Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Saylık, omuz ağrılarının doğuştan kemik ve eklem yapısı ile ilgili olabildiği gibi daha sonra da yapılan ağır işlerde de ortaya çıkabileceğine dikkat çekti. Her yaş grubunda görülebilen omuz ağrılarının evde yapılacak uygulamalarla azaltılabileceğini, uzun süreli şiddetli ağrılarda mutlaka bir uzmana gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Murat Saylık, “Omuz hastalıkları neredeyse her yaş gurubunda görülen sıklıkla ağrı ve hareket kısıtlılığı şikâyetiyle ortopedi polikliniğine başvuran hasta gurubunu oluşturur. Omuz bölgesi vücudun en fazla hareket açıklığı sağlayan eklemidir. Bu geniş hareket açıklığını sağlayabilmek için, kemik yapı az kas ve tendon gibi yumuşak dokular fazladır. Geniş hareket açıklığı sağlayan kapsül kas tendon gibi yapılar aynı zamanda omuz ekleminde en sık ağrı nedenleridir. Uzun süre omuz üstüne yatmaya bağlı gelişen ve sıklıkla kendiliğinden düzelebilen omuz ağrıları görüldüğü gibi, omuz eklemi anatomisine veya travmaya bağlı gelişen medikal veya artroskopik cerrahi gerektiren omuz ağrıları azımsanmayacak orandadır” dedi. Doç. Dr. Saylık, omuz ağrılarının en sık nedenlerini şu şekilde sıraladı; “Omuz sıkışma veya daralma sendromu (Impingement) sendromu; omuz eklemini oluşturan skapula kemiğinin bir uzantısı olan akromiyonun tipine ve eklemde oluşturduğu daralmaya bağlı olarak görülür. Impingement sendromu Tip-1(düz akromion) da nadiren görülürken, Tip-2 (kanca) veya Tip-3 (konveks) aşağı eğimli akromionda humeroakromial eklemde oluşan daralma nedeniyle daha sık görülür. Otuz yaş üstü, kol açık vaziyette omuz üzerine düşme sonrası veya baş üstü aktiviteleri günlük yaşamda sık tekrarlayan kişilerde bu sendromun gelişme sıklığı artar. Impingement sendromu omuz bölgesinin ön ve yan kısmında ağrı ile görülür. Kol omuz seviyesinin üstüne kaldırıldığında ağrı şiddetlenir. SLAP lezyonu (Superior labral anterior posterior yırtıklar); glenoid labrumun yaralanmalarıdır. Biceps kasının uzun başının yapıştığı superior glenoid labrum bölgesinde avülsiyon (ayrılma) tarzı yırtıklardır. Biceps kasının tekrarlayan ağır yüklere maruz kalması veya akut şiddetli bir travma sonrası gelişebilir. Genç, aktif, ağır iş yapan erkeklerde sık rastlanır. Dirseğin vücuda yapışık olduğu, ön kolun yukarı ve dışa döndüğü harekette omuz ön dış kısmında şiddetli ağrı ve batma hissi oluşur. Sıklıkla herhangi bir omuz hareketi olmadan da omuz ön kısmında ağrı vardır. Akromioklavikuler eklem basısı; akromioklavikuler eklem klavikula (köprücük kemiği) ve skapula (kürek) kemiği arasında 10-12 milimetre uzunluk ve 5 milimetre genişlikte bir eklem olup, yoğun fiziksel iş yükü olan ve ağır spor yapan bireylerde omuz üst ve arka kısmında ağrıya sebep olur. Özellikle kolun sırt bölgesine veya karşı omuza uzandığı hareketlerde ağrı şiddetlenir. Bankart lezyonu; genellikle omuz çıkığı sonrası gelişir. Omuz çıkığı tedavi edildikten sonra 2 hafta omuz kol askısı ile hasta takip edilir. Omuz çıkığı esnasında gelişen labral yırtığın genişliğine bağlı erken dönemde ağrı ve yeniden omuz çıkığı riski geç dönemde omuzda boşluk hissi ve güç kaybı gelişebilir. Kolun yukarı ve dışa çevrilmesi ağrıyı artırır. Rotator manşet yırtığı; yaşla beraber rotator tendonlarda esnekliğinin azalması veya eklemde daralma ile gelişebilir. Kol yukarı kaldırıldığında saplanır tarzda ağrı gelişir. Omuz yan kısmında ve üst kola yayılan ağrı vardır. Donuk omuz; omuz eklemini ilgilendiren bir patoloji durumunda ağrı ve hareket kısıtlılığıyla başlayan bir süreçtir. Diyabet, tiroid gibi sistemik hastalıklar eşlik ederse omuzda hareket kaybı daha hızlı gelişir ve donuk omuz gelişir. Omuz ekleminin her yöne hareketi tamamen kısıtlanır.” “HER GÜN 10 DAKİKALIK PERİYOTLARLA BUZ UYGULAYIN” Omuz ağrılarının tedavisinde omuz ve kolların dinlendirilmesi gerekildiği vurgulayan Doç. Dr. Yaycı, “Ağrının olduğu bölgeye günde 3-4 kez 10 dakikalık periyotlarla buz uygulayın. Omzunuz ve kolunuzu dinlendirin. Ibuprofen veya asetaminofen gurubu ilaçlar ağrı kontrolünde faydalıdır. Ağrı azaldıktan sonraki süreçte fizyoterapist desteği alarak egzersizler başlanabilir. Bunlarla geçmeyen ağrılarda omuz bölgesini ilgilendiren veya yakın organlardan yansıyan (boyun fıtığı, aksiller LAP) ek hastalıklar olabileceğini düşünüp Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanına danışın. Ayrıntılı muayene ve radyolojik görüntüleme sonrası uygun tedavi seçenekleri konusunda bilgilendirileceksiniz. Medikal tedavi, fizik tedavi veya artroskopi (kapalı) cerrahi tedavi seçenekleridir” şeklinde konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.