Hava Durumu

#Çay

Yeni Marmara Gazetesi - Çay haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çay haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yeşil, siyah, beyaz, oolong çayı derken şimdi de çayın çiçeğinden de çay yapılıyor Haber

Yeşil, siyah, beyaz, oolong çayı derken şimdi de çayın çiçeğinden de çay yapılıyor

Doğu Karadeniz bölgesinin geçim kaynağı çay yeni ürünü olan ve kilosu 6 bin TL'den satılan ‘Çay çiçeği çayı' ile dikkat çekiyor. Yaş çay sezonunun sona ermesiyle birlikte çay bitkisinden elde edilen çay çiçeği, çay bitkisinden üretimi sağlanan ek bir ürün olarak öne çıkıyor. 3 sürgün olarak toplanan çaydan yeşil çay, siyah çay, beyaz çay, oolong çayı üretiliyor. Fabrikada işledikten sonra geriye kalan çöpünden mangal kömürü imal ediliyor. Bitkinin bedeninden toplanan tohumundan yeni çay bitkisi için yapılan üretimin yanı sıra yağ üretim çalışmaları ise hız kesmeden devam ediyor. Rize, Trabzon, Artvin ve Giresun'da yetişen çayın ürünleri burada sınırlı kalmıyor. Bölgenin geçim kaynağı olan çay gün geçtikçe yeni ürünleriyle müstahsilin ekonomik gelirini de tazeliyor. Bu bereketli bitki şimdi ise çay çiçeğinden üretilen ‘çay çiçeği çayı' ile ön plana çıkıyor. Çay Araştırma ve Uygulama Merkezi (ÇAYMER) tarafından üretilerek 50 gramlık ve 100 gramlık paketler halinde piyasaya sürülen çay çiçeği çayı da artık müstahsiller için yeni bir gelir kapısı olma yolunda hızla büyüyor. Henüz üretimi az olan çay çiçeği çayı kilogram başına 6 bin TL'den satılıyor. Çay çiçeği çayının yapılışını anlattı Çay çiçeği çayının yapılış aşamalarını anlatan ÇAYMER Genel Müdürü Teoman Küçükmustafa, çayın antimikrobiyal özelliğinden dolayı tercih edildiğini kaydederek "Çay çiçeği özellikçe yaş çay sezonu bittikten sonra çay bitkisinden aldığımız bir üründür. Biz bu üründen çay çiçeği çayı yapıyoruz. Birkaç aşamadan geçiyor. Toplandıktan sonra ufak bir kurutma işlemi ve ardından fırınlarımızda belli bir derecede belli bir süre ve ölçülerde çay çiçeği çayını elde ediyoruz. Özellikle antimikrobiyal özelliğinden dolayı bu çayı özellikle sindirim sistemine ve bağışıklık sistemine iyi geldiği düşüncesiyle insanların sağlık için içmesi gerektiğini düşünüyoruz" ifadelerini kullandı. 3 sürgün bitti şimdi çay çiçeği hasadı zamanı 3 sürgün olarak toplanan çayın sezonunun kapanmasıyla çay çiçeği hasadına başlandığını ifade eden Küçükmustafa "Kasım ayında 40-45 günlük bir hasat süreci var. Bu süreçte müstahsillerimizden bu ürünü alıp içilebilir hale getiriyoruz. 2025 yılında 50 kilogramlık bir üretim gerçekleştirdik. Tüm paydaşlarımızla birlikte, özel sektör ile ve ÇAYKUR ile birlikte bu çayın tanıtımını yapıp hem üretimde hem de tüketimde daha fazla kitlelere ulaştırmak istiyoruz. Üretim kapasitesini günden güne arttırmak istiyoruz" dedi. 50 ve 100 gramlık paketlerle piyasaya sürüldüğünü kaydeden Küçükmustafa talebe göre toptan satış yapılabildiğini de ifade ederek "Perakende satış fiyatımız şuanda kilogram başına 6 bin TL. Biz bu ürünümüzü 50 gramlık, 100 gramlık ambalajlar halinde piyasaya sürüyoruz fakat isteyen olursa kilogram olarak da satıyoruz" şeklinde konuştu.

Dev bardağı görenler gözlerine inanamadı Haber

Dev bardağı görenler gözlerine inanamadı

Rize'de arkadaş grubunun dev çay bardağıyla çektiği video sosyal medyada milyonlara ulaşarak kısa sürede gündem oldu. Gerçek görüntüleri yapay zeka sanan kullanıcılar karşısında hayrete düşen ekip, bardağın tamamen gerçek olduğunu belirtti. İstanbul'da yaşayan ve bir arkadaşlarının talebi üzerine harekete geçen Yusuf Albayrak ve Furkan Balkan, dev çay bardağıyla dikkat çeken bir video çekmek için Rize'ye gitti. Çay bahçesinde hazırladıkları senaryoyu uygulayarak çekim yapan iki arkadaş, görüntüleri sosyal medyada paylaştıktan kısa süre sonra gündem olmayı başardı. Oyunculuk performanslarıyla da izleyenlerden tam not alan Albayrak ve Balkan'ın videosu kısa sürede milyonlarca izlenmeye ulaştı. Videoda yer alan dev çay bardağı ise kullanıcıların en çok merak ettiği detay oldu. Görüntülerin gerçek olduğuna inanmayan birçok kişi, dev bardağın yapay zeka ile oluşturulduğunu ileri sürdü. Albayrak ve Balkan ise söz konusu bardağın tamamen gerçek olduğunu belirterek, çekimlerde büyük emek harcadıklarını ifade etti. Dev bardağı görenler gözlerine inanamadı Yusuf Albayrak, yapay zeka ile yapıldığını baranların olduğunu söyleyerek, " Rize'de bir arkadaşım var, adı Davut. Bana, "Bardakla ilgili bir video çekebilir misin?" dedi. Zaten daha önce izlemiştim; o meşhur çay bardağı videosu 37 milyon izlenmişti. "Olur" dedim. Dron ile bir çekim yapabilir miyiz ? dedi. Ben de kabul ettim. Sonra İstanbul'daki arkadaşım Furkan'ı aradım, "Böyle böyle bir çay bardağı var, videosunu çekeceğiz" dedim. İlk başta inanmadı, "Yapay zeka mı?" dedi. Fotoğrafını atınca inandı ve "Hadi gidelim, Rize'ye çekelim " dedi. Bindik uçağa gittik. O akşam Davut'u arayıp, "Toplanalım, güzel bir video planlayalım" dedim. Toplandık, kararları aldık. Senaryoyu da Furkan yazdı. Sabah da "Çaylıkta bir video çekelim, güzel olur" dedim. Erken kalktım ve çekimleri yaptık. Şu anda video paylaşıldı ve izlenmeye başladı. Yorumlar çok güzel. Herkes "Bu bardak yapay zeka mı, gerçek mi?" diye soruyor. Ben de bunun tamamen gerçek olduğunu söylüyorum. Bardak yaklaşık 60 litre su alıyor, gerçekten emek verdik. Çok hoşumuza giden bir iş oldu. İnşallah bunun devamı gelecek, daha da güzel içerikler üreteceğiz. Videoyu milyonlar izledi Furkan Balkan ise videonun bir çok kişi tarafından izlendiğini ifade ederek, " Yusuf beni arayıp, arkadaşının bardakla ilgili bir video çekmek istediğini söyledi. İlk başta dron ile çekmeyi düşünmüşler. Ben de "Madem böyle bir şey var, dron çekimine gerek yok; gel biz buna güzel bir senaryo yazalım" dedim. İki gün sonra uçağa atlayıp gittik. Orada kendi çaylıkları vardı, çekimleri çaylığın içinde yaptık. Senaryoyu kendim yazdım ve hazırladım. Çekimleri de ben yaptım. İlk olarak bardağı aldık, çayla doldurduk. Bardağı getirirken, götürürken ve arka plandaki detaylarla birlikte çeşitli planlar çektik. İnsanlar videoyu çok beğendi. Açıkçası bu kadar patlayacağını biz de beklemiyorduk; şu an 3 milyona doğru gidiyor. Bardağın sahibi Yusuf'un arkadaşı Davut. Ona da bu dev bardak bir arkadaşı tarafından hediye edilmiş. Kargoyu almaya gittiğinde küçük bir şey beklerken dev gibi bir bardak çıkınca o da şaşırmış. Daha önce de küçük bir paylaşım yapmışlar, o da çok izlenmiş ve ilgi görmüş. Sonra bize ulaşıp 'yeni bir video' yapalım dedi. Ortaya gerçekten güzel bir iş çıktı. Şu an insanlar videonun devamını istiyor, "Part 2 gelsin" diyorlar. İnşallah devamını hem İstanbul'da hem Rize'de çekmeyi düşünüyoruz" diye konuştu.

Çay Fidanlarıyla Türk Bayrağı Oluşturuldu Haber

Çay Fidanlarıyla Türk Bayrağı Oluşturuldu

Rizeli çay müstahsili Şevki Yılmaz Gürel, bayrağa olan sevgisini çay fidanlarıyla nakış nakış işleyince ortaya köyün her tarafından görünen bir 'Çaydan Türk bayrağı' çıktı. Rize'nin Çayeli ilçesine bağlı Çeşmeli köyünde yaşayan Şevki Yılmaz Gürel, babası Adem Gürel'in düzensiz olan bahçesinde bir peyzaj çalışması yürüttü. Önce taş duvar yaptığı bahçede sonra toprak zemini sağlamlaştırdı. Sonrasında da üzerine odun çubuklardan bir Türk bayrağı çizdi. Çubukları referans olarak kullanan Gürel, babasının ürettiği çay fidanlarını aldı ve bu çubuklarına arasını özene özene doldurdu. Fidanlar biraz büyüyüp kendine geldiğinde ise ortaya muhteşem bir Türk bayrağı çıktı. Şevki Yılmaz Gürel'in il dışındaki işi nedeniyle ise bahçenin bakımı babası Adem Gürel'e kaldı. Baba Gürel ise gururlu görevi oğlundan seve seve devraldı. "Çok duygulanıyorum" Rize'nin simgesi çay ile Türk bayrağının hilali ve yıldızı birleşince ortaya güzel bir fotoğraf çıktığını ve bunu bahçesine kazandıran oğlu ile gurur duyduğunu ifade eden baba Adem Gürel, "Oğlum şu manzarayı benim kapımda yaşattığı için çok gururluyum. Ondan duygulanıyorum. Benim kapımda, Türkiye'mizin Türk bayrağını burada imgelediği için öncelikle çok duygulanıyorum. Bak bu güzel bir şey yani hem Türkiye'mizin açısından hem de içtiğimiz çayın simgesini burada gördüğüm için duygulanıyorum. Yani bundan gurur duyuyorum" şeklinde konuştu. "Ne mutlu bana ki böyle bir çocuğa sahibim" Öncesinde düzensiz ağaçların olduğu bir tarla olan alanı oğlunun yeniden düzenlediğini ifade eden baba Gürel "Önceden burası böyle bir harabe gibi bir yerdi. Ağaçlar vardı, meyveler vardı. Çocuğum onları söktü. Sonra duvarı yaptı. Ardından da altyapısını yaptı, düzenlemesini yaptı. Her geçen gün başka başka şeyler ortaya koydu. Önce çubuklarla bayrağı çizdi. Sonrasında benim yaptığım çay fideleri vardı, baktım onları alıp dikmeye başladı. Diktiği çubukların ortalarını doldurmaya başladı ve daha sonrasında baktım ki bu bayrak resmi ortaya çıktı. Çok duygulandım. Dedim 'ne mutlu bana ki böyle bir çocuğa sahibim.' Her geçen burayı görünce duruyor ve fotoğraf çekiyor. Buranın sahibini soruyorlar ve ben olduğumu sorunca Allah razı olsun diyorlar. Bana da tebessüm edip gidiyorlar" dedi. "Köye de yakıştı, yapana da yakıştı" Türk bayrağı figürünün köye çok yakıştığını ifade eden köy sakini Saffet Karakaş, "Bu bayrağı burada görünce duygulanıyorum. Biz memleketimize, bayrağımıza sevdalı bir insanız. Köyümüze de yakıştı, bunu yapan aileye de yakıştı" ifadelerini kullandı.

Dereden karşıya geçemeyince çayı bahçede kaldı Haber

Dereden karşıya geçemeyince çayı bahçede kaldı

Rizeli çay müstahsili yapılan dere ıslahı nedeniyle geçemediği bahçesinde olan çayını nasıl toplayacağını kara kara düşünüyor. Rize'nin Çiftekavak Mahallesi'nde yapılan dere ıslahı çay üreticisini mağdur etti. Yapılacak sanayi sitesi için gerçekleşen çalışmalar çerçevesinde dere ıslah edilmeye başlandı. Derenin yatağı DSİ tarafından kontrol altına alınmak istenirken taş duvarlar yüksek yapıldı. Yüksek yapılan taş duvar ise derenin karşısında çay tarım arazisi olan Atılgan ailesini mağdur etti. 3 sürgün toplanan çayın ilk 2 sürgününü dere yatağına su vermedikleri için çayını rahatlıkla toplatan Ali Atılgan, şimdi dere yatağından su aktığı için çayını toplayamıyor, toplatacak da kimseyi bulamıyor. Aile olarak çay sezonunu zor geçirdiklerini ifade eden Ali Atılgan, dereden karşıya geçmek için bir çözüm bulunması gerektiğini kaydederek, "Sadece benim değil kardeşlerimin de çayı zor geçiriyor buraya. Çok zorluk çekiyoruz burada. Çay dalında kaldı. Yarıcılarım işi bıraktı, yeni bir yarıcı aldım o da yapmak istemedi. ‘O zaman yukarı doğru teleferiğe taşıyın onu' dedim ‘Yukarı taşıyamam' dedi. Geçen ikinci çayda araba dere yatağına geldi. Şimdi dereyi verdiler orta yerden artık arabada giremiyor, yataktan olan yolumuzu da kapattılar. Geçişim çok zorlaştı. Geçende derenin üzerinden geçerek arazime ot temizlemek için geldim. Yarıcıya dedim bir şey yap topla şu çayı o da bakalım dedi. Bekliyoruz toplayacak mı toplamayacak mı belli değil. Dere akıyordu ama az akıyordu derenin içinden taşların üzerinden atlayarak geçiyorduk. Şimdi baya fazlalaştı geçemiyoruz artık. 73 yaşındayım ben toplayamıyorum yarıcılar toplarsa toplayacak yoksa dalında kalacak" dedi.

Nilüfer Çayı'na organik atık çözümü Haber

Nilüfer Çayı'na organik atık çözümü

Uludağ'ın güneyinden akan ve Bursa ovasını tek başına besleyen Nilüfer Çayı, yıllardır çevresindeki yoğun sanayileşme nedeniyle zehir saçıyor. Sanayi atıklarıyla kirlenen Nilüfer Çayı için harekete geçen Bursa Teknik Üniversitesi, şeker pancarı küspesi, alg ve su yosunuyla boyar maddeleri yüzde yüze varan oranda arıtan çevreci bir yöntem geliştirdi. Bursa'nın önemli su ihtiyacını karşılayan Nilüfer Çayı, çevresindeki sanayileşme nedeniyle zehir saçıyor. Kilometrelerce uzunluğuyla tarım alanlarının vazgeçilmez su kaynağı olan çayda bazı zamanlarda toplu balık ölümleri görülüyor. Geçtiği güzergah boyunca çok sayıda fabrikanın kimyasal ve boya atıklarıyla kirlenen Nilüfer Çayı'nın temizlenmesine yönelik adım Bursa Teknik Üniversitesi'nden geldi. Nilüfer Çayı'ndaki boyar maddeleri arındıracak. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü öğrencileri Dilara Doğancı, Deren Öner ve Tuğçe Selvi'nin, Doç. Dr. Derya Ünlü'nün danışmanlığında hazırladığı proje, TÜBİTAK tarafından da destek aldı. Tekstil atık sularının, su yosunu, alg ve şekerpancarı küspesinden elde edilen biyobozunur malzemeler ile arıtılması projesi sayesinde Nilüfer Çayı'ndaki kirliliğin önüne geçilmesi hedefleniyor. Elde edilen madde ile tekstil fabrikalarının boyar madde atıkları yüzde yüze varan oranda temizleniyor. Nilüfer Çayı'nı tekstil boya atıklarından kurtaracak proje geliştirilerek diğer zararlı maddelerin de arındırılması üzerine çalışılacak. Çözüm organik atıklarla geldi Elde edilen organik malzeme ile tekstil fabrikalarının atıklarında yüzde yüze yakın sonuç alındığını kaydeden MDBF Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Ünlü, "Bursa tekstil sektöründe oldukça gelişmiş bir şehir. Dolayısıyla tekstil sektörünün önemli atıklarından bir tanesi de boyar maddeler. Bu boyar maddeler arıtılmadan deşarj edildiği takdirde suların kirlenmesinde oldukça büyük bir paya sahip. Biz de bu noktadan yola çıkarak bir proje ürettik. Burada da odak noktamız aslında çevreyi kirletmeden bu atık suların arıtılmasını sağlamaktı. Bu amaçla da içerisinde biopolimer içeren ve atıkların kullanıldığı bir malzeme geliştirdik. Atık dediğimizde şeker pancarı küspesiydi. Şeker firmalarının önemli atıklarından bir tanesi yüksek oranda çıkıyor. Biz bundan sulardaki boyar maddeleri adsorban malzeme geliştirdik. Bunu hem gerçek atık sularda hem de laboratuarda kendimizin hazırladığı sentetik atık sularda denedik ve oldukça yüksek bir ayırma verimi elde ettik. Boyar maddeleri yüzde yüze yakın oranda giderdik" şeklinde konuştu. Tekstil atıkları haricindeki atıklar için çalışmalar başlatıldı Sadece tekstil atıkları için değil Nilüfer Çayı'nın maruz kaldığı tüm atıkları gidermek için çalışmaların devam ettiği söyleyen Doç. Dr. Ünlü, "Bu suların içerisinde sadece boyar maddeler yok. Tekstilden haricinde diğer firmaların da atık sularından gelen uçucu organik bileşenler, ağır metaller gibi yapılar mevcut. Son çalışmamızda da biz bunu hedefledik. Bunun yanında yani sadece boyar maddelerin değil, bu ağır metallerin, uçucu organik bileşenlerin gidereceği malzemelerle geliştirme üzerine çalışmalarımız sürüyor. Özellikle firmaların deşarj ünitelerine bu sentez dediğimiz adsorban maddeler filtre haline de getirilerek entegre edildiği takdirde arıtılmış bir şekilde deşarj edilmesi mümkün. Bu da yüksek oranda sulardaki kirliliği azaltacaktır ve önüne geçilmiş olacaktır" dedi. Kuraklığın önüne geçmek için arıtılan suların tekrar kullanılması önemli Firmaların deşarjdaki kirlilik oranını düşürüp arıtılmış suları tekrar kullanarak, muhtemel kuraklığın önüne geçebileceklerini söyleyen Doç. Dr. Ünlü, "Aslında firmaların kendi bazılarına çözüm üretmeleri gerekiyor. Çünkü deşarj edecekleri suların da ya da o suların tekrar değerlendirmesi de önemli. Çünkü bizim amacımız yani su tasarrufunu sağlamak olması gerekiyor. Tekstilde yüksek oranda su harcanıyor. Yani uygulanan işlemlerde çok yüksek konsantrasyonlarda ve yüksek oranlarda su harcanması durumu söz konusu. Dolayısıyla burada suların arıtılması ve sistem içerisinde yeniden kullanılması önem arz ediyor. Bu yüzden firmaların yani kendi içerisinde çözüm bulması ve bu deşarjdaki kirlilik oranını minimuma indirip ve o arıtılmış suyu da tekrar bünyelerinde yeniden kullanmaları önem arz ediyor. Suların çekilmesi büyük ihtimalle kuraklıktan kaynaklanıyor. Suyu yeniden kullansalar aslında o su miktarda azalma değil döngünün sürekliliğinden dolayı su miktarı daha stabil kalmasını bekleriz" ifadelerini kullandı.

Bu çayları taşımak daha pahalıya geliyor Haber

Bu çayları taşımak daha pahalıya geliyor

Bursa'da esnaflık yapan Ali İhsan Olcay, çaylarını 50 metre mesafedeki çay ocağından otomobiliyle taşıyor. Olcay, hem pratik olduğu hem de espri amaçlı tercih ettiği bu yöntemle şimdiye kadar hiç çay dökmediğini söylüyor. Bursa'da Osmangazi ilçesinde esnaf Ali İhsan Olcay, dükkanına 50 metre yakınındaki çay ocağından aldığı çayları, dükkanına kadar kendi otomobiliyle taşıyor. Kimi zaman komşularına da otomobiliyle çay servis eden Olcay, hem espri olsun diye hem de pratik olmasından dolayı bu şekilde taşıdığını söylüyor. Bu güne kadar ne bardak kırdığını ne de çayı dökmediğini belirten Olcay, aracıyla çay taşıdığı görüntülerin sosyal medyaya düşmesinden sonra nazar gelmesinden endişe ediyor. "Böyle daha pratik oluyor" Aracıyla çay taşıma görüntülerinin sosyal medyaya düşmesinin ardından telefonlarının susmadığını söyleyen Ali İhsan Olcay, "Biz tesadüfen öyle bir video çektik. Arkadaşlar sosyal medyada paylaşmış. 'Arabayla dükkana geçerken git gel yapmayayım' dedim. Çayları arabanın üzerine koydum. Arada geçerken çayları aracımla taşıyorum, ilk kez olan bir şey değil. Bazen komşuların çaylarını da alıyorum araçla dağıtıyorum. Arabayı bırakıp gitmektense böyle daha pratik oluyor. Bugüne kadar hiç dökmedim. Sosyal medyaya da düşünce herkes aramaya başladı. Benim haberim yoktu, dolayısıyla şaşırdım. Herkes şöhret olduğumu söylüyor, benim şöhret olmakla bir işim yok" şeklinde konuştu. "Bu güne kadar bardak kırmadı, kırarsa da canı sağ olsun" Çayları Ali İhsan Olcay'ın kendisinden daha iyi taşıdığını kaydeden çay ocağı sahibi Sabri Saim, "Kendi aramızda espri olsun diye öylesine çektik. Çayları arabasıyla alıyor, boşları yine arabasıyla getiriyor. Bu güne kadar hiç dökmedi, bardak da kırmadı. Bundan sonra kırarsa da canı sağ olsun, kalp kırılmasın" dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.