Hava Durumu

#Chp

Yeni Marmara Gazetesi - Chp haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Chp haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Dayakçı başkan ceza alırsa belediye başkanlığı düşecek Haber

Dayakçı başkan ceza alırsa belediye başkanlığı düşecek

Denizli’de parke taşı döşemeyi sağlık sorunları nedeniyle kabul etmeyen zabıtaları sopayla döven CHP'li Kale Belediye Başkanı Erkan Hayla’nın hakkında şikayette bulunan zabıta memurlarına mobing uyguladığı ile sürüldü. Başkan Hayla’nın silahla yaralama suçunu kasten işlediğini, 2 yıl ve üzeri ceza almasının gündemde olduğunu ifade eden avukat Melih Nebi Yavuz, "durumda Erkan Hayla’nın cezasının kesinleştikten sonra Belediye Başkanlığı görevinin düşmesine neden olabilecektir" dedi. CHP'li Kale Belediye Başkanı Erkan Hayla'nın sağlık sorunlarını gerçekçe göstererek parke taşı döşemek istemeyen zabıta memurları Halil Sait Kocagümüş (34) ve Ceyhun Erukan Çabuk'un (42) üzerine yürüdüğü, Ceyhun Eruhan Çabuk'u ise elindeki sopayla dövdüğü anlara ait görüntüler kamuoyunda büyük tepki çekti. Başkan Hayla'nın mobbing yaptığı zabıta memurlarına moloz, inşaat, çöp ve çapalama gibi ağır işlerde çalıştırıldıklarını iddia edilirken; Başkan Hayla'nın 31 Mart seçimlerinin hemen 10 gün sonrasına Denizli Büyükşehir Belediyesi DESKİ Genel Müdürlüğü personeli S.S.'ye hakaret edip, boğazını sıktığı anlara ait olduğu ileri sürülen görüntüler sosyal medyada dolaşıma açıldı. Ceza alırsa başkanlığı düşecek Müvekkilleri Ceyhun Eruhan Çabuk ve Halil Kocagümüş aleyhine silahla adam yaralama suçundan suç duyurusunda bulunduklarını ifade eden Avukat Melih Nebi Yavuz, "Ağustos ayında Kale Belediye Başkanı Erkan Hayla’nın Ceyhun Eruhan Çabuk ve Halil Kocagümüş aleyhine silahla adam yaralama suçundan suç duyurusunda bulunduk. Bununla alaka olarak iddia makamı bir iddianame düzenledi. Kale Asliye Ceza Mahkemesine teslim edilen iddianamenin içeriğinde, Belediye Başkanı Hayla’nın silahla adam yaralama suçu işlediğini ve bu kapsamda Türk Ceza Kanunu’nun 53’üncü maddesi uyarınca da bazı kamu haklarından yoksun bırakılmasına yönelik güvenlik tedbiri talep etti. Bu şu anlama gelmekte; ilgili Belediye Başkanı Hayla’nın kasten yaralama sucunun nitelikli hali olan silahla yaralama suçunu kasten işlediği için 2 yıl ve üzeri ceza alması gündemde ve Türk Ceza Kanunu’nun 53’üncü maddesi uyarınca bir inceleme yapılması gerekirse; Belediye Başkanın 2 yıl ve üzerinde ceza alması kamu haklarında yoksun kalması anlamına geliyor. Bu durumda Erkan Hayla’nın cezasının kesinleştikten sonra Belediye Başkanlığı görevinin düşmesine neden olabilecektir. Hiçbir kamu memuru Kendi hiyerarşik gücünü ele alarak, bir gariban işçiye ya da memura şiddet uygulaması hukuk devleti sınırları içerisinde kabul edilemez bir durumdur. Bizde bu kapsamda hukuk mücadelemiz sürdürmeye devam edeceğiz" dedi. "Haklarını savunan zabıta memurları mobinge maruz kalıyor" Başkan Hayla tarafından darp edildikten sonra davacı olan zabıta memurlarının mobinge maruz kaldığını ifade eden Avukat Melih Nebi Yavuz, "Yargılama süreci devam ederken müvekkiller büyük bir mobing baskısı altında kalmaktadırlar. Sürekli güvenlik soruşturması ve yazılı savunmaları talep edilmekte. Müvekkillerimin asıl görev tanımı Veri Hazırlama Kontrol bölümünde görev almaktadırlar ve işlerini layıkıyla yerine getirmektedirler. Uygulanan bu mobing müvekkillerimin görevlerini layıkıyla yerine getirmelerine engel olmaktadır" ifadelerini kullandı.

CHP’nin Abant kampı başladı Haber

CHP’nin Abant kampı başladı

CHP’nin TBMM Grubu 28. Dönem 3. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı Bolu Abant’ta başladı. Açılış konuşmasını yapan Genel Başkan Özgür Özel, partisinin son seçimlerde 47 yıl sonra birinci parti olduğunu hatırlatarak "Meydanda, çarşıda, pazarda, tarlada biz varız ve gitgide güçleniyoruz" dedi. Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 2 gün boyunca sürecek TBMM Grubu 28. Dönem 3. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı, Abant’ta başladı. Saat 10.00’da milletvekillerinin katılımıyla saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan toplantıda CHP Genel Başkanı Özgür Özel açılış konuşmasını yaptı. "Son seçimin birinci partisiyiz" Son seçimlerde 1.parti olduklarını dile getiren Genel Başkan Özgür Özel, "70 günde 20 miting yaptık, sahayı sizler organize ettiniz. Onlarca belediyemizin yüzlerce açılışına hep birlikte gittik. Birileri klimalı salonlarda kendi atıklarına kendilerini alkışlatırken siz meydanlardaydınız, sahadaydınız, sokaktaydınız. Toplam 59 eylemimize 11 milyon vatandaş katılırken siz her biriniz olmanız gereken yerdeydiniz. Buradan iki milyon Cumhuriyet Halk Partisi üyesi adına, partiye 17,5 milyon oy vermiş seçmenler adına, Cumhurbaşkanı Adayımızı darbenin dördüncü günü 15,5 milyon kişiyle aday gösteren vatandaşlarımız adına, Cumhuriyet ki kimsesizlerin kimsesidir, onun kurucu partisinin grubuna yürekten teşekkür ediyorum. Her birinizi ayrı ayrı kutluyorum. Son yerel seçimlerde 47 yıl sonra partimiz birinci parti olmuştu. Partimizin seçmen desteğinin yaz dönemi boyunca artarak devam ettiğini memnuniyetle izledik. Birazdan sayın genel sekreterimizin sunumunda da Türkiye’deki bütün araştırma şirketlerinin ortalamalarını, partimize yapılan özel çalışmaları, başka partiler için yapılan çalışmaların yansımalarıyla bu sunumları ayrı ayrı göreceğiz. Ama herkes bilsin ki anketlerde birinci partiyiz, evet. Son seçimin birinci partisiyiz, evet. Ama en önemlisi artık sokakta çok daha güçlüyüz. Meydanda, çarşıda, pazarda, tarlada biz varız ve gitgide güçleniyoruz. Millet yüzünü Cumhuriyet Halk Partisi’ne döndü. Çünkü millet yüzünü yanında olana döner. Millet oy alırken yüz dönüp beş yıl boyunca sırt dönenlere, ‘Ne olursa olsun canım, nasılsa gelecek seçimlerden önce bir yerlerden para ayarlarız. Enflasyonu salarız. Seçimden sonra yine bedelini onlara ödetmek üzere biz bu emekliyi kandırırız, asgari ücretliyi kandırırız, çiftçiyi kandırırız, gençleri bir şekilde kandırırız’ diyenlere karşı artık millet seçimde yüz dönüp de sonrasında dönenler yerine seçimin ertesi gününden itibaren birinci parti olmalarına rağmen milletin derdiyle dertlenenleri, onları savunanları, yanında olanları görüyor" şeklinde konuştu. "Bin günlük bir kampanyanın içindeyiz" Bin günlük bir seçim kampanyası içerisinde olduklarını söyleyen Özel, "Bu yüzden de Cumhuriyet Halk Partisi kazandığı seçimin akşamında ‘Bu seçimin kaybedeni yoktur, kazanan millettir’ derken, ‘Sevinmeyeceğiz. Kaybedenleri, kaybeden partiye oy verenleri rencide etmeyeceğiz. Bundan sonraki seçimin ilk günüdür yarın sabah, gelecek seçim için ve iktidara yürümek için hep beraber çalışacağız’ demiştik. İddia ediyorum. Cumhuriyet tarihinin, dünya siyaset tarihinin en uzun soluklu seçim kampanyasını yapıyoruz. Rahmetli Demirel 300 gün kampanyayla ‘İktidara yürüyeceğiz’ deyip, 300 güne yakın bir kampanya yaparak iktidarı değiştirmişti. Bin günlük bir kampanyanın içindeyiz. Partimiz bu ağır saldırılara uğradığında seçimlere bin gün vardı, o günden beri sokaktayız. Otobüsün üstündeyiz, meydandayız, milletle birlikteyiz. Görünen o ki, millet bu iktidar yürüyüşünü kıymetlendirmiştir. Büyük bir anlam yüklemiştir. Bunu bir siyasi mücadeleden çok, Cumhuriyeti kuran partinin kendine ihtiyaç duyulduğunda, 100 yıl sonra bir kez daha kendini kurtarmasını, bir kez daha Cumhuriyetin olmazsa olmazı demokrasiyi kurmasını, bu millete ilk getirdiğinde milletin sarılıp bırakmak istemediği sandığı tehdit altında gören millet, sandığa sahip çıkan, Cumhuriyet Halk Partisi’ne sahip çıkmaktadır. Bunu hepimiz görüyoruz. Milletimize buradan Cumhuriyet Halk Partisi grubu olarak söz veriyoruz: O sandığı kimseye kaptırmayacağız, o sandıkla iktidarı değiştireceğiz, sizin yüzünüzü bir kez daha güldüreceğiz" ifadelerine yer verdi. "Partimize nasıl sahip çıkıyorsak onların kurumsal kimliklerine de öyle sahip çıkmak durumundayız" Muhalefet partilerinden destek gördüklerini ifade eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "1 Ekim’de, bir gün bizim Meclis’te olmamamızın iktidar partisini nasıl bir davranışa ittiğini, nasıl ruh hallerinin yalnızlaştığını ve bunu nasıl telafi etmeye çalıştıklarını bugün milletimiz gördü. Meclis Başkanı eliyle ve ağzıyla, partilerin liderlerine yapılan bir davete icabet etmiş olan sayın liderlere, sosyal medyada da basınında da herhangi bir yerde de yapılan tüm haksız saldırılardan büyük bir üzüntü duyduğumuzu açıkça ifade etmek isterim. Ancak orada yapılanın, içeride bulundurulan tek kamera ve tek fotoğraf makinası veya ekibi varken, özenle seçilmiş en insani gülüşlerin, duruşların hepimizin başına gelebilecek bir takım talihsiz bakışların, özellikle kimler tarafından çekildiğini, kimlerin paylaştığını, Cumhurbaşkanlığı fotoğraf servisinin ne özenle yaptığını hep birlikte gördük ve takip ettik. Ama bunun üzerinden sözümüze değer veren kim varsa, köşesinde yazan, televizyonda tartışan, sosyal medyada yorum yapan. Bu büyük haksızlığa, bu büyük lince, Meclis Başkanı’nın çağrısıyla gösterilen nezakete, bir linç kampanyasına kim katkı sağlıyorsa bunun bir an önce son verilmesi gerektiğini büyük bir samimiyetle söylüyorum. Çünkü bugün Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partisi bu ağır saldırı altındayken, Meclis’te bulunan ve Meclis dışında bulunan bütün muhalefet partilerinden sadece dostluk gördük. Tek başına Cumhuriyet Halk Partisi’ni savunmaya onları çağırmadık. Biz onlarla birlikte Türkiye’deki demokratik sistemi, sandığı savunduk, savunmaya da devam ediyoruz. Bundan sonra DEM Parti’den İYİ Parti’ye, Saadet Partisi’nden Deva Partisi’ne, Gelecek Partisi’ne, Emek Partisi’nden TİP’e, Meclis zemininde bulunan birlikte mücadele verdiğimiz bütün muhalefet partilerine, partimize nasıl sahip çıkıyorsak onların kurumsal kimliklerine de öyle sahip çıkmak durumundayız. Ben çok değerli Genel Başkanlarıyla ayrı ayrı görüştüm ve görüşmeye de devam ediyorum" dedi.

Bakanlıktan Bursa’daki tarihi eser için tahsis kararı Haber

Bakanlıktan Bursa’daki tarihi eser için tahsis kararı

Kültür ve Turizm Bakanlığı Bursa'daki tarihi Aydınpınar Kilisesi'nin kültür merkezi olarak kullanımı için CHP'li Mudanya Belediyesi'ne tahsisi konusunda yeşil ışık yaktı. Tahsis konusunda Dışişleri Bakanlığı'nca da sakınca bulunmadığı yönünde görüş bildirildi. Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu'nun Aydınpınar Kilisesi'ne ilişkin soru önergesine yanıt veren Kültür ve Turizm Bakanlığı, uzun süredir atıl duran tarihi yapının önündeki engellerin kaldırılacağını belirtti. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın kararını değerlendiren Nurhayat Altaca Kayışoğlu, "Tarihi mirasımız yalnızca geçmişin değil, gelecek kuşakların da emanetidir. Aydınpınar Kilisesi'nin restorasyonu ve kültürel merkeze dönüştürülmesi, Mudanya'ya hem turizm hem de sosyal yaşam açısından büyük değer katacaktır" dedi. Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu'nun TBMM'ye verdiği soru önergesine yanıt olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı, Mudanya Belediyesi'nin Aydınpınar Mahallesi'ndeki 19. yüzyıla tarihlenen Aydınpınar Kilisesi'ni (Hagios Apostoloi) kültürel-sosyal işlevli bir merkeze dönüştürmek üzere tahsis talebine ilişkin sürecin işleyişine dair ayrıntıları paylaştı. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın görüşü doğrultusunda Dışişleri Bakanlığı'nın da "sakınca yoktur" kararı verdiği, böylece kilisenin restorasyon ve tahsis sürecinin önünde diplomatik bir engel kalmadığı bildirildi. Söz konusu karar metninde şu ifadelere yer verildi: "Bursa ili, Mudanya ilçesi, Aydınpınar Mahallesi'nde bulunan Aydınpınar Kilisesi'nin (Hagios Apostoloi) restore edilmek ve sonrasında kültürel ve sosyal fonksiyonları içeren bir merkez olarak kullanılmak üzere Mudanya Belediyesi Başkanlığı'na tahsis edilmesi talebine Dışişleri Bakanlığı'nca sakınca bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir." Bakanlık, tahsis işlemlerinin ardından proje aşamasına hemen geçileceğini de vurguladı. Açıklamada, Mudanya Belediyesi tarafından hazırlanan onarım ve restorasyon projelerinin Bursa Koruma Bölge Müdürlüğü'ne sunulması halinde, dosyanın "ivedilikle" Koruma Bölge Kurulu gündemine alınacağı taahhüt edildi. Proje kapsamında öngörülen başlıca adımlar ise şunlar: Restorasyon Projelerinin Sunulması: Mudanya Belediyesi, kilisenin tarihi dokusuna uygun onarım projelerini Koruma Bölge Müdürlüğü'ne iletecek. Koruma Kurulu Değerlendirmesi: Projeler, Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından öncelikli gündem maddesi olarak ele alınacak. Uygulama ve İşletme: Restorasyon tamamlandıktan sonra yapı, sergi, atölye, kültürel etkinlik ve sosyal kullanım alanlarını barındıran bir kültür merkezine dönüştürülecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın yanıtını değerlendiren Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, "Tarihi mirasımız yalnızca geçmişin değil, gelecek kuşakların da emanetidir. Aydınpınar Kilisesi'nin restorasyonu ve kültürel merkeze dönüştürülmesi, Mudanya'ya hem turizm hem de sosyal yaşam açısından büyük değer katacaktır. Aydınpınar Kilisesi'nin yeniden canlandırılması yerel turizme önemli bir katkı sunacaktır. Restorasyon sonrasında açılacak kültür merkeziyle birlikte bölgeye yıl boyunca ziyaretçi çekilmesiyle esnaf ve yerel işletmelere katkı sağlayacaktır" dedi.

CHP'den Antalya'da coşkulu miting Haber

CHP'den Antalya'da coşkulu miting

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tutuklu Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'i cezaevinde ziyaret etti. Ziyaretin ardından belediye binası önünde düzenlenen mitingde konuşan Özel, "Adayımı bırak, sandığı getir. Adayımı yanımda sandığı önümde istiyorum. 2 Kasım'da o sandık gelecek" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Antalya programı kapsamında ilk olarak partisinin İl Başkanlığı'nı ziyaret etti. Ardından, 'rüşvet' soruşturması kapsamında tutuklanan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'i Döşemealtı L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda ziyaret etti. Cezaevi ziyaretinin ardından Özel, belediye binası önünde partililerin katılımıyla gerçekleşen mitingde konuştu. Belediye önündeki kalabalık, ellerinde Türk bayrakları ve parti flamalarıyla alanı doldurdu. Mitingde Özel'e, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Büşra Özdemir ile Başkan Böcek'in abisi ve yengesi de eşlik etti. "İlk kez üst üste kazanan başkan" Konuşmasında Böcek'in siyasi geçmişine değinen Özel, "Torosların evladı Muhittin Böcek, 26 yıldır belediye başkanı. İlkinde Konyaaltı, belde belediyesi. Konyaaltı'nı beldeden ilçe yapan belediye başkanı. Dört dönem Konyaaltı'nda, Konyaaltı'nı bugünlere getiren belediye başkanı. Sonra Antalya Büyükşehir. İlkinde her iki kişiden birinin oyunu alarak rekor kırarak seçiliyor ama işi zor. Cumhuriyet tarihi boyunca hem büyükşehirken hem öncesinde Antalya'yı iki kez üst üste kazanan yok. Niye? Bu kentin zorlukları var. İşte böyle bir süreçte iki dönem üst üste ilk kez hem turizmde rekorlar kıran hem de şehirdeki herkesin gönlünü kazanan Muhittin başkan, bugün bir kumpasla içeride tutuluyor. Ona sahip çıkmaya geldik" ifadelerini kullandı. Konuşması sırasında Böcek'in abisi ve yengesiyle yan yana olan Özel, zaman zaman onlara sarılarak duygusal anlar yaşadı. Böcek'in hastanede kaldığı COVID sürecini hatırlatan Özel, "Benim Muhittin Başkan'la ayrıca özel, duygusal da bir ilişkim var, 108 gün Covid'den yoğun bakımda yattı. Kapısının önünde kardeşi bekliyordu ve her gün kardeşiyle telefonda görüşüp, Muhittin Başkan'ın sağlığını soruyordum. Bir gün ümit yok dediler. Sadece dua edebiliriz dediler. Ben dua ettim, Antalya dua etti. Türkiye dua etti. Allah Muhittin başkanı bize ailesine geri verdi. O günlerde o kapıda olan kardeşini Covid'den kaybettik. Yenge hanım bize emanettir. Diğer biraderi burada, kardeşine yapılana karşı yüreği buruktur" diye konuştu. "Suç isnadı oğluna; baba nasıl sorumlu olur?" Özel, Böcek'e yöneltilen rüşvet suçlamasına ilişkin de şunları söyledi: "Bugün Muhittin Böcek'e diyorlar ki; ‘Senin oğlun ilk eşinden ayrıldı, boşanmak için eşi daire istedi, ona verilen dairenin parasını müteahhite vermediniz, bu rüşvettir.' Oysa Muhittin Başkan'ın oğlu kendi apartman yapıyor, site yapıyor, 70 tane daire yapılıyor. Ama daha o zaman yeni başlıyor. Bir başkasına diyor ki; "Bir daire senden alıp vereyim, burası bitince ben sana vereyim.' Veren kişi bunu mahkemede böyle anlatmış. Borç olarak istedi, verdim, bitirince ondan geri alacaktım diye. Muhittin Başkan'ın oğlu gelip ifadesini verecek, bu durumu söyleyecek. Tut ki bir yanlışlık var. Yok ama diyelim ki var. Yahu oğlan suç işledi diye baba mesul olur mu? Oğlan suç işledi diye baba belediye başkanlığından alınır mı?" "Bir daireye tenezzül edecek biri değil" "Antalya'da Muhittin Böcek'in her yıl en çok bağış yapan hayırsever olduğunu bilmeyen yok" diyen Özel, "Bir daireye tenezzül ettiğini söyleyenlere söylüyorum, bütün Antalya şahit. Sadece okul yapımı için 16 dönüm arazi bağışladı. O arsayı müteahhite verseydi, oğluna atfedilen dairenin 200 katını alırdı" ifadelerini kullandı. "Montaj değilse tamamını atacağız partiden dedim" Manavgat'ta partililerle ilgili olduğu öne sürülen görüntülere de değinen Özel, "Bir yandan Antalya Büyükşehir Belediyesi'nde bunlar olurken bir yandan da Manavgat'ta hepimizin yüzünü öne eğen, canını sıkan görüntüler ortaya çıktı. Yalan yok, gördüm. Montaj değilse tamamını atacağız partiden dedim. İki tane muhakkik görevlendirdim, gönderdim, çalıştılar. Raporları geldi. Önümüzdeki günlerde raporun gereğini yapacağız. Cumhuriyet Halk Partililerden de yanlış yapan, milleti zarara uğratan kim varsa Özgür Özel sözü. İlk günden beri söylüyorum, kimsenin gözünün yaşına bakmayacağım, söz veriyorum. Partinin genel başkanı diyor ki; hile yapan, hırsızlık yapan, rüşvet alan çıkarsa partiden gözünün yaşına bakmayacağım diyor. Herkes alkışlıyor, işte CHP budur" şeklinde konuştu. "Sandığı getir, adayım belli" Erken seçim çağrısını yineleyen CHP Genel Başkanı Özel, "Adayımı bırak, sandığı getir. Adayımı yanımda sandığı önümde istiyorum. 2 Kasım'da o sandık gelecek" dedi. Mitingde Böcek'in mektubu da okundu CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in konuşmasından önce tutuklu Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in miting alanına gönderdiği mektup okundu. Böcek, mektubunda şu ifadelere yer verdi: "Sizlere 8 m'lik hücremden sesleniyorum. Bu hücrenin bir duvarında sizlerin yüzlerini görüyor, sizleri duyuyorum; bir duvarında bir Türk bayrağının kim ne yaparsa yapsın şanla şerefle dalgalandığını görüyorum; bir duvarında benimle birlikte yol yürüyen belediyedeki ekip arkadaşlarımı görüyorum. Dört duvarın son duvarında ise hiçbir şartta vazgeçmemeyi, yılmamayı, yorulmamayı öğrendiğim mavi gözlü devin gözlerini görüyorum. Bu duvarlar bizleri tutsak etmiş gibi gözükse de meydanlarda yüz binler, milyonlar olmamızı sağladı; bunu da biliyorum. Ben Torosların, şu dağların, hemen yanı başınızdaki köylerinde doğmuş, büyümüş bir Yörük çocuğuyum. Vatan diye ektiğim toprakta, cumhuriyet sayesinde, milletin oylarıyla uzun yıllardır Antalya'da belediye başkanlığı yapıyorum. Çok zorlu dönemler gördüm. Acıları, sıkıntıları, hatta sizlerin dualarıyla sağ çıktığım COVID dönemini yaşadım. Ama ben bugüne kadar hukukun ve vicdanların bu derece keyfi hale geldiğini ilk kez görüyorum. Bizler belediye başkanlarıyız; hesap vermenin bir vazife, bir sorumluluk olduğunu biliriz. Çok şükür ne Antalya'ma ne de vatanıma veremeyeceğim hiçbir hesabım yok. Ben tüm partilerin oyuyla, desteğiyle seçilmiş; altı kez mazbata almış olduğum için buradayım, bunu biliyorum."

CHP'nin kritik kurultay davası ertelendi Haber

CHP'nin kritik kurultay davası ertelendi

Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) 38. Olağan Kurultayı'nın iptali talebiyle açılan davada mahkeme ara kararını verdi. Mahkeme, Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararı verdiği dosyaya ilişkin yapılan itiraz sonucunun bekleneceğini ifade ederek, davayı 8 Eylül'e erteledi. CHP 38. Olağan Kurultayı'nın iptali talebiyle açılan davaya devam edildi. Duruşmada Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kurultayda şaibe olduğuna ilişkin hazırladığı iddianamenin ve itirazların gönderildiği bildirildi. Gamze Taşçıer, Ali Haydar Fırat, Uygar Parçal, Bedirhan Berk Doğru, Nazan Güneysu, Baran Seyhan, Özgür Ceylan, Niyazi Şen, Şengül Yeşildaş, Selim Sayek Böke, Canan Taşer, Ali Haydar Hakverdi, İsmail Atakan Ünver, Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Murat Bakan, Berkay Gezgin, Mehmet Necati Yağcı, Saniye Barut, Hikmet Halıcı, Gökhan Zeybek, Ali Abbas Ertürk, Baran Bozoğlu, Gülşah Deniz Ataler, Erhan Adem, Bahattin Bahadır Erdem, Gül Çiftçi, Ulaş Karasu, Ecevit Keleş, Mahir Yüksel, Burcu Yazıcıoğlu, Zeliha Aksaz Şahbaz, Deniz Yavuzyılmaz, Melisa Uğraş, Berna Özgül, Aylin Nazlıaka, Deniz Yücel, Sevgi Kılıç, Gökçe Gökçen, Suat Özçağdaş'ın feri müdahillik talebinde bulunduğu kaydedildi. Duruşmada ilk olarak söz alan davacı Lütfü Savaş'ın avukatı Onur Yusuf Üregen, feri müdahillik talebinin davayı uzatmaya yönelik olduğunu iddia ederek şunları söyledi: "Sözlü yargılamaya geçilmesini istiyoruz. Söz konusu kurultay Divan Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tarafsız davranmaması nedeniyle mutlak butlanla batıldır. Bu husus Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesi ve 26. Asliye Ceza Mahkemesi'nin iddianameyi Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği gerekçeli karar ile sabittir. Kurultayda Özgür Özel'in genel başkan seçilmesi için pek çok suç işlenmiştir. Bu kapsamda pek çok delegeye para ve ayni destek verildiği, iş verildiği, desteklemeyen delegelerin yakınlarının ve kendilerini ise CHP yönetimindeki belediyelerde işten çıkarılmaya yönelik baskı yaptığı deliller ile ortaya konulmuştur. Genel başkan adaylarından olan Kemal Kılıçdaroğlu'na adaylıktan çekilmesi yönünde organize baskı yapılmış ve çekildiği yönünde yalan bilgi yayılarak, delege ve kurultay iradesi sakatlanmıştır. Divan başkanı tarafından oy sayım ve döküm işlemlerine müdahale edilerek Kılıçdaroğlu lehine verilen 18 oy hukuksuz iptal edilmiş ve Özgür Özel'in kazanacağına dair algı oluşturularak delege iradesi manipüle edilmiştir. Kurultay, organize şekilde suç işlenerek, anayasanın emredici hükümlerini, kamu düzenini ve demokrasinin asgari gereklerini ihlal edecek şekilde sakatlamıştır. Söz konusu kurultay, mutlak butlanla batıldır. 6 Nisan 2025 tarihli CHP 21. Olağanüstü Kurultay yönünden olağanüstü kurultay kararı yetkisiz genel başkan tarafından alınmıştır. Mutlak butlan kararı verilmesi durumunda bu kurultay da yok hükmünde sayılmalıdır. Kurultay kanuna karşı hileye başvurularak düzenlenmiştir. Söz konusu kurultay Özel'in kamuya açık kaynaklarda belirttiği gibi 38. Olağan Kurultayı'na açılan davadan kurtulmak için düzenlenmiştir. Söz konusu kurultay bu açıdan da sakattır. Zira elverişsiz bir salon belirlenerek ve sadece delegelerin katılımına izin verilerek partililerin delege olma hakları elinden alınmış ve gayrimeşru başkan tarafından bir mizansen sergilenmiştir. Katılım kısıtlanarak partililerin genel başkanlığına ve kararlara ortak alma hakları fiilen ortadan kaldırılmıştır. Nitekim Özgür Özel'in de belirttiği üzere seçilmeyen kimsenin genel başkan olması kabul edilemez. Mevcut başkanın kamu düzenini korumak için ivedilikle görevden el çektirilmesi ve partinin yönetiminin karar kesinleşene kadar seçilen son genel başkan tarafından partinin yürütülmesi gereklidir. Demokrasiyi korumanın yolu olmazsa olmaz bileşenleri olan siyasi partileri korumaktan geçer. Siyasi parti yönetimlerinin para gücüyle tasarlanması bir milli güvenlik sorunudur. Hukukun bu tür girişimleri muhafaza etmesi kendini inkar anlamına gelir. Bütün bu açıklamalarımız karşısında dava konusu 38. Olağan Kurultayı'nın mutlak butlanla batıl olduğuna, 21. Olağanüstü Kurultayı'nın yok hükmünde olduğuna karar verilerek kamu düzeninin korunması açısından dava sonuna kadar tedviren mevcut CHP yönetiminin görevden el çektirilmesine, önceki genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve karar organlarının göreve çağrılmasına ve davamızın talebimiz gibi kabulüne karar verilmesini talep ederiz." Üregen'in ardından CHP'nin avukatı Çağlar Çağlayan söz aldı. Feri müdahillik talebi hakkında konuşan Çağlayan, "Olası haksız bir davanın kabulü halinde delegenin verdiği görevi yerine getirememe durumu olacaktır. Bu yüzden bu kişiler davadan doğrudan etkilenmektedir ve taleplerin kabule edilmesi gerekir. Bu durum yargılamanın uzatılmasına etki etmez, tahkikat kaldığı yerden devam edecektir" dedi. Kurultay hakkında da savunma yapan Çağlayan şunları kaydetti: "Yöneltilen suçlamalar iddianamede dahi bulunmamaktadır. Divan başkanının kurultayda görevli olmadığı, görevi seçim kurulu hakime devrettiği ve işlemlerin seçim kurulu hakimince yürüttüğü ortadadır. Sunacağımız beyanlar göz önünde bulundurulmazsa mahkemenin ceza yargılamasındaki tanıkların ceza hakimi önünde bir ifade vermediğinin de göz önünde bulundurulması gerekiyor. Bu kapsamda ceza yargılaması kapsamında yapılacak inceleme, halihazırda devam eden ceza yargılanmasının beklenmesini gerektirmektedir. Kişilerin beraat etmesi durumunda, ki beklentimiz beraat etmeleridir, yargılama içinden çıkılamaz ve telafi edilemez bir hale sürüklenir. MASAK, Tapu Müdürlüğü, SGK ve dosyaya sunulan kamera kayıtlarından hiç kimsenin hiç kimseye bir menfaat verdiği ispatlanmamıştır. Ceza yargılamasında ihale ve işten çıkarma baskısına ilişkin bir ifade veya beyan da bulunmamaktadır. Bu yargılamayı ilgilendirebilecek ve yine mahkemenin görevli olmadığı tek husus iki seçim arasındaki süre konusudur. Burada divan başka o görevli değildir. Süreyi seçim hakimi belirler. Bu nedenle bu iddiadan bir iptal nedeni çıkarılması hukuken mümkün değildir. Davacı vekili beyanlarında konunun bir milli güvenlik sorunu olduğunu ifade etmiştir. Ceza soruşturması esnasında suçlayıcı ifadelerde bulunan yanlı bir tanık da şüphelilerle ilgili 'milli güvenlik sorunu' ifadesini kullanmıştır." "Biz CHP'ye sizden önce kayyım atatmayız" Ardından tekrar söz alan davacı Savaş'ın avukatı Üregen, "Ceza yargılamasının beklenmesine gerek yoktur. Bizim hiçbir kayyım talebimiz yoktur. Biz CHP'ye sizden önce kayyım atatmayız. Bizim de CHP'yi mahkeme koridorlarına düşürmek gibi bir derdimiz yok, ancak ortada bir şaibe var. Bu şaibeyi mahkeme huzurunda değerlendirerek ortaya çıkarmaktır. Bu siyasi değil, hukuki bir davadır" şeklinde konuştu. Avukat Çağlar Çağlayan ise, "Biz tanıkların yalan söylediğini ifade ettik. Esasa geçilmeden davanın reddini talep ettiğimizden tanık dinlenilmesine geçilmesine gerek olmadığını belirttik. Davanın reddine karar verilmesini talep ederiz" ifadelerine yer verdi. Davalı ve davacı avukat beyanlarının ardından mahkeme hakimi, "Normalde karar verecektik. Asliye Ceza'daki iddianameye verilen görevsizlik kararının sonuçlanmasını bekliyoruz. O yüzden erteledik" dedi. Savunmaların ardından hakim ara kararı açıkladı. Bazı PM ve YDK üyelerinin feri müdahillik taleplerinin kabul edildiğini açıklayan hakim, Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararı verdiği dosyaya ilişkin yapılan itiraz sonucunun bekleneceğini ifade ederek, davayı 8 Eylül'e erteledi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.