Hava Durumu

#Çiftçi

Yeni Marmara Gazetesi - Çiftçi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çiftçi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Karadeniz'in kabusu Karacabey'i de istila etti Haber

Karadeniz'in kabusu Karacabey'i de istila etti

Longoz Ormanları ile bilinen Bursa'nın Karacabey ilçesindeki Boğazköy, Bayramdere ve Kurşunlu mahallelerini istila eden kahverengi kokarca, çiftçilerin kabusu oldu. Bulundukları ortama uyum sağlayan böcekler kiraz, erik ve dutlara büyük zarar verdi. Sonbaharda mahalleleri istila eden zararlılar, ilkbaharın gelmesiyle saklandıkları yerlerden çıkarak meyve ağaçlarını sardı. Kendilerini son derece iyi kamufle eden, bulundukları ortama uyum sağlayan böcekler, kiraz, erik ve dut gibi ürünlere büyük zarar verdi. Boğazköy Mahallesi Muhtarı Şenol Kuş, Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü ile belediyeye başvurduklarını ancak somut bir önlem alınmadığını belirterek, şunları söyledi; "Geçen yıldan bu yana görülüyor. Sonbaharda sayıları çok arttı. ilkbaharda mücadele edileceğini söylediler ama başlamadı. Böceklerle baş başa kaldık. Kiraz, erik ve dutlara zarar verdi. Ağaçlarda kiraz ve erik neredeyse hiç kalmadı. Önce zirai don sonra böcekler vurdu. Kendi çabamızla ilçe tarım müdürlüğünden aldığımız ilaçlarla bazı köylülerimiz ilaçladı ama fayda etmedi. Köyün bir kısmı yaptı. Odunluk ve kömürlükleri ilaçladık ama sayıları çok fazla ve hızlı ürüyorlar yok etmek imkansız." Sayılarının git gide arttığına dikkati çeken Kuş, "Aşırı derecede üreme yaptıklarını söylediler. Biyolojik düşmanlarıyla yok edeceklerini söylediler ama sayıları çok fazla nasıl olacak bilmiyoruz. Sebzelere de zarar veriyorlar. Meyvelerin suyunu emiyorlar çok değişikler ve gerçekten kabus gibiler" dedi. 'Böcek hapisleri'ni duyduklarını ve bu konuda destek beklediklerini dile getiren Kuş, "Acil önlem ve çözüm bekliyoruz. Bahçelerimizi, ağaçlarımızı ve ürünlerimizi bu zararlıya kaptırmak istemiyoruz. İlaçlıyoruz ama çok zaman geçmeden yine ağaçları sarıyorlar" diye konuştu. Kahverengi Kokarca Tarım ve Orman Bakanlığının bilgilendirmesine göre, kahverengi kokarca (Halyomorpha halys), tarımsal üretimde önemli ölçüde kayıplara neden olan tahripkar, istilacı ve polifag bir zararlı olarak biliniyor. Türkiye'de varlığı ilk defa 2017 yılında tespit edilen kahverengi kokarcanın yayılışı bitkisel materyallerle, ulaşım araçlarıyla, erginlerin uçuşuyla ve zararlının bulunduğu ülkelerle yapılan ticari faaliyetlerle gerçekleşiyor. Kahverengi kokarca, insan sağlığı açısından bir tehlike oluşturmamakla beraber yaz mevsimi sonunda kışlamak için özellikle ev, depo gibi korunaklı alanları tercih ettiği için fiziki rahatsızlık oluşturuyor. Birçok meyve ve sebze türüne zarar veren bu böceğin en önemli konukçuları arasında, başta fındık olmak üzere elma, armut, turunçgiller, şeftali, ceviz, trabzon hurması, mısır, fasulye, domates, biber, patlıcan yer alıyor. Bu ürünler ülke ekonomisi için stratejik öneme sahip bitkiler arasında yer alıyor. Meyve ve sebzelerde emgi yaparak birçok ürün için verim ve kalite kaybı riski oluşturuyor.

Çiftçi Yetiştiriyor 750 Kadın Üretiyor Haber

Çiftçi Yetiştiriyor 750 Kadın Üretiyor

Bursa'nın Nilüfer ilçesi kırsalında çiftçilerin yetiştirdiği ürünleri alan Nilüfer Tarımsal Kalkınma Kooperatifi (NİLKOOP), Hasanağa Gıda Merkezi'nde yaklaşık 750 kadının el emeğiyle 40 çeşit gıda ürünü üretip kendi marketlerinde satıyor. Nilüfer Belediyesi tarafından NİLKOOP işbirliğiyle 2023'te açılan Hasanağa Gıda Merkezi, hem bölge tarımına destek oluyor hem kadınlara gelir sağlıyor hem de tüketicilere sağlıklı ve doğal ürünler sunuyor. İlçede tarımın gelişmesi, üreticiye destek olunması ve belediyeye ait boş arazilerin tarımsal üretimle ekonomiye kazandırılması adına çalışmalar yürüten Nilüfer Belediyesinin açtığı Hasanağa Gıda Merkezi, yaklaşık 2 yıldır hizmet veriyor. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, ilçe kırsalında özellikle gençlerin tarımsal üretimin içinde olmasını sağlamak adına örnek çalışmalar yaptıklarını, projeler geliştirdiklerini söyledi. Tarımı, çiftçiyi ve gıda güvenliğini önemsediklerini dile getiren Özdemir, bu çerçevede bugüne kadar üreticilere fide, tohum gibi desteklerde bulunduklarını, kadın kooperatiflerine yönelik üretim odaklı çalışmalar yaptıklarını anlattı. Hasanağa Gıda Merkezi'nin tarladan sofraya sağlıklı gıdanın ulaştırılması, çiftçinin gelirinin artırılması ve kadınlara ek gelir sağlanması amacıyla yürüttükleri çalışmaların en önemlilerinden olduğuna dikkati çeken Özdemir, gıda merkezinde, kuru ve ıslak üretim alanları, ham madde, ambalaj ve işlenmiş ürünlerin yer aldığı kuru depolar, soğuk hava odaları, kalite kontrol laboratuvarı ve çalışma ofislerinin yer aldığını aktardı. Yaklaşık 800 metrekare kapalı alanda kurulu Hasanağa Gıda Merkezi'nde, NİLKOOP tarafından üretilen ya da tedarik edilen ham maddelerin gıda mühendisinin gözetiminde, kadın dernekleri üyeleriyle hijyenik ortamda işlendiğini, ambalajlandığını ve depolandığını dile getiren Özdemir, bu ürünlerin belediye marketlerinde satışa sunulduğunu söyledi. Gıda merkezinde üretilen ürünlerin gıda analizi laboratuvarında temel kalite kontrol analizlerinin de yapıldığını belirten Özdemir, şunları kaydetti: "Hasanağa Gıda Merkezi, kooperatif üretimleri ve kadın derneklerini gıda ürünlerinin üretimi, işlemesi için her aşamada desteklemektedir. Verilen eğitim ile üretilen ürünün ham madde hazırlığı, üretimi ve paketlenmesinde dikkat edilmesi gereken gıda hijyen ve sanitasyon kuralları anlatılarak, bu sayede gıda güvenliği bilinci artan dernek üyeleri gıda mühendisi eşliğinde doğal, sağlıklı ve güvenilir gıda ürünlerini geleneksel yöntemlerle üretmektedir. Ekonomik büyümeyi, sosyal adaleti dengeleyici ve sürdürülebilir hale getirmek için kadın odaklı üretim faaliyetleri artırılmaktadır. Hasanağa Gıda Merkezi üreticiyi teşvik etmek isteyen, gıda mevcudiyetini destekleyip sağlıklı ve güvenli gıdanın ulaşımını kolaylaştırmayı hedefleyen sürdürülebilir bir misyona sahiptir." 750'ye yakın kadın üretim yapıyor Nilüfer Tarımsal Kalkınma Kooperatifi (NİLKOOP) Başkanı Süleyman Ayyılmaz ise tüm gıda üretiminin gıda mühendisi kontrolünde kadınlar tarafından yapıldığını anlattı. Ham maddelerin genellikle kendi tarlalarında üretildiğini ve Nilüfer'in kırsal mahallelerinden çiftçilerden alındığını dile getiren Ayyılmaz, şöyle konuştu: "Turşu, reçel, erişte, sos, salça gibi 40 çeşit ürün üretiyoruz. Bunun dışında Mustafakemalpaşa ilçesinden kadın derneklerinden aldığımız ürünlerimiz var. Kars'tan yine kooperatif üretimi peynir çeşitleri ve Artvin'den bal da çeşitlerimiz arasında yer alıyor. Bölgenin kırsal kesimdeki kadınlar gelip bizim adımıza yevmiye ile üretim yapıyorlar. Mahalle derneklerinde çalışan kadınlara iş imkanı sağlamış oluyoruz. Kadın dernekleri sırayla üretim yapıyordu burada, halen de yapıyorlar. Ama biz sürekli üretimde olması için derneklerden bazı kadınları sürekli istihdam ettik." Bölgede bazen üreticinin elinde kalan biber ve domates gibi ürünleri alıp katma değere dönüştürdüklerini belirten Ayyılmaz, "Böylece köylüye, çiftçiye destek oluyoruz. 2023 yılı da açtığımızda Nilüfer'e bağlı derneklerden 625 kadın üretime katıldı. 2024'te ise 750'ye yakın kadın derneği üyesi bizimle çalıştı" Bölgede bazen üreticinin elinde kalan biber ve domates gibi ürünleri alıp katma değere dönüştürdüklerini belirten Ayyılmaz, "Böylece köylüye, çiftçiye destek oluyoruz. 2023 yılında açtığımızda Nilüfer'e bağlı derneklerden 625 kadın üretime katıldı. 2024'te ise 750'ye yakın kadın derneği üyesi bizimle çalıştı" dedi. Kırsaldan gelen kadınların geleneksel üretim yöntemlerini hijyenik yöntemlerle birleştirip belli bir reçete doğrultusunda sağlıklı ürünleri tüketiciyle buluşturduklarını vurgulayan Ayyılmaz, "Elemanlarımız teknik açıdan hijyenik açıdan kadınları yetiştirmiş oluyorlar. Nilüferlilerin, kendi çiftçisinin temiz tarımla ürettiği ürünleri uygun fiyata tüketmesini sağlıyoruz" ifadesini kullandı.

DSİ'nin çiftçinin hemen bölgeyi terk etmesini istemesi çiftçileri mağdur etti Haber

DSİ'nin çiftçinin hemen bölgeyi terk etmesini istemesi çiftçileri mağdur etti

Bursa'nın Kestel ilçesine bağlı kırsal Dudaklı Mahallesi sakinleri, Gölbaşı Baraj Gölü havzasındaki sebze üretimi için DSİ'den 45 gün süre istedi. DSİ'nin alanlar ekili olmasına rağmen çiftçinin hemen bölgeyi terk etmesini istemesi çiftçileri mağdur etti.  Gölbaşı Gölü'ndeki su miktarı, son yıllarda yaşanan iklim değişikliğine bağlı kuraklığın etkisiyle düşerken, çekilme nedeniyle suyun kapladığı alan da azaldı.  Suyun uzun yıllardır ulaşmadığı kısımda yer alan çalılıkla kaplı bölgeyi temizleyen Dudaklı çiftçileri, burada tarımsal üretime başladı.  Suyu bağlı bulundukları kooperatiften sağlayan çiftçiler, yaklaşık 10 yıldır göl havzasında DSİ'den aldıkları izinle sebze üretiyor.  Bu konuda haklarında yapılan şikayet üzerine soruşturma başlatılan çiftçiler, açılan davada mahkemece suçsuz bulundular.  Havzada üretim yapan çiftçiler adına konuşan Dudaklı sakinlerinden İsmail Esen, şu anda yaklaşık 100 dönümde marul, fasulye, maydonoz, dere otu gibi sebzelerin ekili olduğunu söyledi.  DSİ'nin kendilerine geriye dönük kira bedeli çıkardığını ve ödeyeceklerini dile getiren Esen, şöyle konuştu: "Buralar çalılıktı ve uygunsuz insanlar geliyordu. Araçlarıyla gelenler oluyordu ve anlatamayacağımız kötü görüntüler. Biz çalılıkları temizledik. Bölgeyi daha sakin hale getirdik ve tarım yaptık. DSİ, 5 Mayıs'a kadar süre verdi. Ürünleri kaldırmazsak 5 Mayıs'ta makinelerle gelip ürünleri kaldıracaklar. Çok maliyet yaptık. Zirai dondan zaten meyve zararımız çok. Bir de bundan olursak çok zor durumda kalırız. Mesela marul 15 gün sonra kesime gelecek. Hasatı falan derken bir al. Fasulye için 45-50 gün gerekiyor."  Ne devlete ne de DSİ'ye karşı olduklarını vurgulayan Esen, "Sadece zaman istiyoruz. Zaten buralara su gelmesi imkansız. 45-50 gün daha süre versinler. Ondan sonra bir daha buralara ekmeyiz. Yetişmiş ürün yazık olacak. 25 bin adet marul var. Şu anda kesilmez, yenmez. DSİ, 5 Mayıs'a buradaki tüm ürünü toprağa karıştıracak." dedi. 

Bursa Büyükşehir Belediyesi'nden Üreticilere Destek Haber

Bursa Büyükşehir Belediyesi'nden Üreticilere Destek

Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin Tarım Peyzaj AŞ yatırımıyla kente kazandırdığı Tarım Plast Fabrikasında, yüzde 100 geri dönüşüm hammaddesiyle üretilen 8 milyon 545 bin metre yassı boru ve 4 milyon 330 bin metre yuvarlak boru, Ramazan Bayramı'ndan sonra üreticilere dağıtılmaya başlanacak.  Tarım Peyzaj AŞ bünyesindeki Damla Sulama Boru Üretim Tesisi, daha önceden atıl halde bulunan Ovaazatlı Ürün İşleme Tesisi'ndeki 8500 metrekare alan üzerine kuruldu.  Tesiste 2 üretim hattında farklı özelliklerde yassı ve yuvarlak boru üretimi yapılabiliyor. Tesisin yıllık üretim kapasitesi yuvarlak boruda 17 bin 200 km, yassı boruda 43 bin km olarak belirlendi.  Modern teknoloji ile donatılan ve çiftçilerin ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap verebilmek için tasarlanan tesis, hammade olarak Bursa'daki büyük parklar, Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminali ve Bursa Büyükşehir Belediyesi iştiraki şirketlerden toplanan plastik atıkları kullanıyor.  Bunların yanı sıra çiftçilerin kullanım ömrü dolmuş borularını getirmesiyle Bursa'nın geri dönüştürülebilen atıkları çiftçiye nefes aldıracak bir destekleme olarak değerlendiriliyor.  Büyükşehir Belediyesi, bu çalışmayla hem çiftçileri destekliyor hem de çevreci bir yaklaşımla geri dönüşümün yaygınlaştırılmasını ve farkındalık oluşmasını sağlıyor.  Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, hem tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak, hem de su kaynaklarını korumak adına tesisin önem taşıdığını belirterek, Damla Sulama Boru Üretim Tesisi'nin hem doğaya hem de üreticiye nefes olacağını söyledi.  Kazanamadığı için üretimden çekilen çiftçi sayısının giderek arttığını vurgulayan Bozbey, "Yüksek maliyetler bunda en büyük etken. Biz çiftçiler kazandığı için üretsin istiyoruz. Maliyetlerinin düşürülmesi noktasında sulama borusu gibi birçok desteği hayata geçiriyoruz. Çiftçilerin tohum, fide ve gübre ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Büyükşehir olarak tarımın ve çiftçilerin yanındayız" dedi.  Türkiye'nin önemli kısmının yarı kurak iklime sahip olduğuna dikkati çeken Bozbey, şunları söyledi: "Yağış rejimi ve mevsimsel özellikler gibi bölgesel farklılıklardan dolayı sulanabilir özelliğe sahip alanlara teknik ve ekonomik şartlar kullanılarak sulanması gerekir. Vahşi sulama tekniklerinin yaygın kullanımı su kaynaklarını tehlikeye atmaktadır. Projemizin amacı destekle maliyetlerin düşürülmesinin yanında Bursa'daki vahşi sulama yapan çiftçileri modern sulama tekniklerini kullanarak verimli su kullanımına teşvik etmek. Ayrıca modern sulama teknikleri konusunda bilinçlendirmeyle doğru sulama tekniklerinin Bursa’da yaygınlaştırılmasını hedefliyoruz."  Bozbey, yüzde 100 geri dönüşüm hammaddesiyle üretilen 3 bin 418 adet 8 milyon 545 bin metre yassı boru ve 10 bin 825 adet 4 milyon 330 bin metre yuvarlak boruyu, Ramazan Bayramı'ndan sonra üreticilere dağıtmaya başlayacaklarını belirerek, üreticiye yönelik desteklerinin süreceğini, tarımı ve gıda güvenliğini önemsediklerini kaydetti.  Tarım Peyzaj A.Ş. Genel Müdürü Sedat Akar ise amaçlarının Bursa çiftçisinin önündeki engelleri kaldırarak, hafifleterek üretim yapmasını sağlamak olduğunu söyledi.  Birçok ile örnek olacak sulama borusu ve organik sıvı gübre üretimiyle ülke tarımında fark yaşatmaya çalıştıklarını dile getiren Akar, "Başkanımız Mustafa Bozbey, Tarım A.Ş'ye büyük önem veriyor. Özellikle çiftçilerin yanında olacak, maliyetlerini düşürecek, üretimin önünü açacak çalışmalar yapmaya çalışıyoruz. Kırsalda üretici kazanırsa herkes faydalanır" dedi. 

Bursa Büyükşehir Belediyesi'nden Çiftçiye Destek Haber

Bursa Büyükşehir Belediyesi'nden Çiftçiye Destek

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin kente kazandırdığı Tarım Plast Fabrikası, yüzde 100 geri dönüşüm hammaddesiyle üretilen 3 milyon metre yassı boru ve 2,5 milyon metre yuvarlak boruyu önümüzdeki günlerde üreticilere dağıtmayı planlıyor.   Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin geçtiğimiz aylarda Tarım Peyzaj AŞ yatırımıyla kente kazandırdığı Damla Sulama Boru Üretim Tesisi, yüzde 100 geri dönüşümden elde ettiği ham maddelerle damlama boru üretimini sürdürüyor. Parklardan ve terminalden toplanan plastik atıklar, modern teknolojilerle işlenerek çiftçinin hizmetine sunuluyor.  Hem tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak, hem de su kaynaklarını korumak adına tesisin önem taşıdığını söyleyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Damla Sulama Boru Üretim Tesisi’nin hem doğaya hem de üreticiye nefes olacağını belirtti. Üretilen boruların yüzde 100 geri dönüşümden yapıldığını hatırlatan Başkan Bozbey, "Eski sulama borularını geri dönüşüme kazandırmak isteyen çiftçilerimize de ‘eskisini ver, yenisini götür’ uygulamasıyla destek sağlıyoruz. Böylelikle çiftçilerimiz hem modern sulama borularına sahip olacak hem de topraklarının temiz kalmasına katkıda bulunacak. Hibe yoluyla sulama borusu desteği sağlayarak, tarımsal maliyetlerin önemli ölçüde azaltılmasını sağlayacağız. Çiftçimizin gelirlerinin artması konusunda da projelerimiz var. Bunları tek tek uygulayacağız" dedi.  Tarım Peyzaj AŞ Genel Müdürü Sedat Akar, "Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Bozbey’in vizyonuyla çiftçilere destek amacıyla kurulan Tarım Plast Fabrikası’nın ilk ürünlerini önümüzdeki günlerde çiftçilere dağıtacağız.52 günde yaklaşık 3 milyon metre yassı boru ve 2,5 milyon metre yuvarlak boru üretildi. Üretilen boruların ortalama adedi ise 8 bin 500 civarında. ziraat odalarının başkanlarıyla birlikte belirlenecek bir sistemle soruları çiftçimize dağıtacağız" dedi. 

Portakalın Fiyatı 5,45 Liradan 18,70 Liraya Çıktı Haber

Portakalın Fiyatı 5,45 Liradan 18,70 Liraya Çıktı

Mandalina, yüzde 327 artışla geçen yıl üretici fiyatları en çok yükselen ürün olurken, bunu portakal ve greyfurt izledi.   2024 yılı aralık ayına ilişkin Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksine (Tarım-ÜFE) göre, tarımda üretici fiyatları yıllık yüzde 37,01 arttı.  Tarım-ÜFE'de aralıkta bir önceki aya göre yüzde 0,39 azalış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 37,01 yükseliş ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 46,90 artış gerçekleşti.  Yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 212,94 artış ile turunçgiller olurken bu grup arasında mandalinanın fiyatı bir yıl içinde 4,27 katına ulaştı.  Mandalina üretici fiyatı 4,37 liradan yüzde 327 artarak 18,70 liraya çıkarken, bunu izleyen portakaldaki yükseliş yüzde 146 oldu. Portakalın fiyatı 5,45 liradan 18,70 liraya çıktı.  Limon ve misket limonunda üretici fiyatları 5,64 liradan yüzde 57 artarak 8,90 liraya ulaşırken,greyfurtun fiyatı 6,11 liradan 13,29 liraya geldi.  Geçen yıl birçok üründe çiftçi fiyat açısından umduğunu bulamazken mandalina ve portakal üreticisinin fiyat yönünden yüzü güldü. Halihazırda bu ürünlerin fiyatlarında bir düşüş olmadığından 2025 yılı da turunçgil çiftçisi açısından şimdilik iyi gidiyor.  Üretici fiyatları artarken market ve pazarda da fiyatlar durmadı. Mandalina market ve pazarlarda kilosu 60 liraya kadar çıkarken, portakalın kilosu 35-50 lira arasında alıcı buluyor. 

Bursa'da Ziraat Mühendisleri Günü Unutulmadı Haber

Bursa'da Ziraat Mühendisleri Günü Unutulmadı

Tarımsal Öğretimin 170. Yılı ve Ziraat Mühendisleri Günü dolayısıyla Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Rıfat Okuyan Salonu'da etkinlik düzenlendi.   Bursa Uludağ Üniversitesi (BAÜ) Rektörü Prof. Dr. Feridun Yılmaz, programda, arkada 180 yıllık bir tarım eğitimi tarihi olduğunu belirterek, gerilimli bir geleceğin de insanlığı beklediğini söyledi.  Dünyada iklim de dahil gelişmelerin ziraat fakültelerini ve tarım politikalarını yakından ilgilendirdiğini dile getiren Yılmaz, iklim değişikliğinin tarımda yeni alanlara yönlendirdiğini, farklı uygulamaları getirdiğini anlattı.  Tarımsız olmayacağını tüm dünyanın özellikle son yıllarda yaşanan gelişmelerle iyi anladığını vurgulayan Yılmaz, "Sanayi devrimi geldikten sonra tarımın çok azalacağına yönelik yanlış bir düşünce hakim oldu ancak öyle değil. Tarımsal üretim her zaman öncelikli olmaya devam etti. Bu çerçevede ziraat fakültelerinin daha da güçlenerek eğitim kalitesini artırmaları önem taşıyor" dedi.  BAÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Turgut ise tarımın tüm dünyada en stratejik sektörlerden olduğunu belirterek, bu çerçevede tarımsal eğitimin günün şartlarına uygun yeniden düzenlenmesi gerektiğine işaret etti.  Dünyada birçok etkene bağlı olarak hızlı bir değişim yaşandığını anlatan Turgut, öğrencilerin bu değişime ayak uydurması için çaba harcadıklarını söyledi.  Bitki koruma bayi açma yetkileri  TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak da ziraat mühendislerinin temel yetki ve sorumluluklarından olan bitki koruma ürünleri bayi açma ve işletme yetkisinin kimyagerlere, eczacılara ve son olarak da orman mühendisleri ve orman endüstri mühendislerine verildiği gibi, sınav zorunluluğu da getirilerek, bu konuda aldıkları 4 yıllık eğitimin yok sayıldığını kaydetti.  Gıdaların sağlıklı üretilip üretilmediği konusunda endişe içinde bulunduğumuz bir ortamda, gıda üreten işletmelerden 3 kilowat motor gücü, ya da 10 kişiden az personel çalıştıran gıda işletmelerinin denetimi yetkisinin de ellerinden alındığını aktaran Çakmak, şöyle konuştu:  "Meslektaşlarımızın iş alanı daraltılırken, halkımızın da sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişimi konusunda endişe duyacağı bir ortam ortaya çıkmıştır. Biyosistem mühendisliği mezunu meslektaşlarımız, ziraat mühendisliği yetki ve sorumluluğu alanlarının birçoğundan yararlandırılmamakta, yetki alanları daraltılmaktadır. Mesleğimizin yetki alanına yönelik bu tür sorunlarla, birlikte mücadele etmek zorundayız. Yetki alanlarımıza yönelik sorunların yanında, tarım topraklarımızın ranta kurban gitmesi de ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Ülkede önemli oranda tarım toprağını kaybettik."  Ziraat mühendisliği mesleğinin, 1980 yılına kadar altın çağını yaşadığını vurgulayan Çakmak, "Bu zaman zarfında ziraat fakültelerine gelen öğrenciler üniversite sınavlarında başarılı ve en seçkin öğrenciler olmuştur. 1980 yılından sonra tüm yüksek eğitim ve öğretiminde olduğu gibi tarımsal eğitim ve öğretimde de ciddi bir deformasyon ve dejenerasyon meydana gelmiştir. Fakülte sayıları ve bölümlerin öğrenci kapasiteleri birden bire bir kaç misli artırılmış ve ziraat mühendisleri çok ciddi bir istihdam sorunu ile karşılaşmıştır. Bu durum doğal olarak ziraat fakültelerini tercih eden öğrenci kalitesini de son derece olumsuz etkilemiştir." dedi.  Çakmak, küreselleşen dünya, iklim değişikliği, artan nüfus, azalan tarım toprakları ve gıda arzı, değişen tüketim alışkanlıklarının, tarım sektörünü ve dolayısıyla tarımsal eğitimi yeni zorluklarla karşı karşıya bıraktığını belirterek, "Bu zorlukların üstesinden gelmek için, disiplinler arası yaklaşımların benimsenmesi, teknolojik gelişmelerin eğitime entegre edilmesi ve uygulamalı eğitime daha fazla önem verilmesi gerekmektedir." ifadesini kullandı.  Gıda güvenliği stratejisi oluşturulmalı  Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Serkan Durmuş ise gıda güvenliği ve Güvencesi kavramlarının her geçen gün daha da önem arz ettiğini dile getirerek, iklim değişikliği, artan nüfus ve küresel ekonomik dalgalanmaların, gıda güvenliğini üzerine olumsuz bir etki oluşturduğunu anlattı. Bu süreçte Türkiye’nin yerli üretime dayalı bir gıda güvenliği stratejisi oluşturmasının kaçınılmaz olduğunu belirten Durmuş, şunları söyledi:  "Gıda israfını önleme politikaları ve üretici-tüketici zincirinin optimize edilmesi gıda güvencesi sorunlarına karşı çözümün ise alt yapısı oluşturacaktır. Sürdürülebilir tarım politikaları ise bir başka önemli konudur. Bu nedenle toprak ve su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı teşvik edilmelidir.Organik tarım, agroekolojik yaklaşımlar ve karbon ayak izini azaltan tarım uygulamalarına ağırlık verilmelidir. Çiftçilere eğitim ve nitelikli destek sağlanarak sürdürülebilir yöntemlerin yaygınlaştırılması teşvik edilecektir. Verimliliği artırma ve maliyetleri düşürmede kritik bir rol oynayacaktır. Çiftçilerimize dijital tarım araçlarının tanıtılması ve erişiminin kolaylaştırılmasıbu alanda verilecek destekler tarım sanayindeki verimliliğe büyük katkı sağlayacağı bir gerçektir."  Durmuş, veri tabanlı tarım politikaları ile üretim planlaması yapılmasının önceliklendirilmesi gerektiğini ifade ederek, "Tarımda eğitim ve gençleşmenin benimsenmesi bir politika olarak benimsenmeli ve gerekli adımlar ivedilikle atılmalıdır.Tarımsal öğretim kurumları, nitelikli tarım uzmanları ve girişimciler yetiştirmeye her zamankinden daha büyük bir istek ve gayretle çalışmalıdır.Gençlerin tarıma yönlendirilmesi için cazip teşvikler sağlanmalı tarımsal eğitimin modernleştirilmesi ve uygulamalı eğitim modellerinin artırılmalıdır." diye konuştu. 

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.