Hava Durumu

#Cilt

Yeni Marmara Gazetesi - Cilt haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cilt haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Dikkat, cilt lekelenmesi kansere gidebiliyor Haber

Dikkat, cilt lekelenmesi kansere gidebiliyor

Havaların ısınması ile birlikte artan cilt lekelenmelerinin cilt kanserine kadar gidebildiğini belirten Cilt hastalıkları uzman doktoru İnci Deniz İnanç, yapılması gerekenler ile ilgili bilgiler verdi. Havaların ısınması, güneşin yakıcı sıcaklığı ile beraber cilt lekelenmelerinde de artış meydana geldi. Lekelenmelerin çözümleri ve yapılması gerekenler ile ilgili bilgiler veren Düzce Atatürk Devlet Hastanesi Cilt Hastalıkları Uzman Doktoru İnci Deniz İnanç, "Yazın güneş ışınları daha dik açıyla geldiği için uzun süreli ve korunmasız güneş teması ciltte lekelenmelere sebep olmaktadır. Ultra viyola A ve B ışınları ciltte lekelenmelere sebep oluyor. Erişkinler ve çocuklarda cilt lekelenmeleri görülmektedir. Cilt lekeleri genetik yatkınlık, hormonal faktörler ve cilt tipi ile uyumlu olarak değişkenlik gösteriyor. Çocuklarda hormonal faktörler hariç cilt lekelenmeleri ön plana çıkıyor. Çocuklarda mineral filtreli güneş koruyucuları erişkinlerde mineral ve kimyasal filtreli güneş koruyucuları hangisi cilde uygunsa kullanılmasını öneriyorum. Açık tenli bireyler ve 10 yaş altındaki çocuklar güneş yanıklarına ve lekelerine daha çok yatkındırlar. Güneş hasar sadece lekelenme değil cilt kanserlerine kadar uzanabilir. Bu sebepten güneş koruyucuları dışarı çıkmadan yarım saat önce sürülmesi ve 2-3 saatte bir yenilenmesi gerekiyor. Çocuklarda mineral filtreli erişkinlerde ise ihtiyaca göre mineral veya kimyasal filtreli güneş koruyucuları kullanılabilir. Güneşin daha dik açılarda olduğu sabah 10.00 ila 16.00 arasında güneşten ve temaslardan kaçınılması gerekiyor. Bu saatler arasında oluşan yanıklar daha kalıcı hasar bırakmaktadır. Cildimizde daha ciddi sıkıntılar oluşturmaktadır" şeklinde konuştu.

Denize girenler dikkat!  Haber

Denize girenler dikkat! 

Güneşin cilde olan etkileri geniş bir yelpazeyi kapsadığını belirten uzmanlar, doğru koruma olmadığında ise cilt sağlığı üzerinde olumsuz etkilerinin oluşabileceğini söyledi. Güneş ışınları, ultraviyole (UV) ışınları olarak bilinen UVA ve UVB ışınlarından oluştuğunu belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Kamberoğlu Turan, Her ikisi de farklı derinliklere nüfuz ettiğini, cilt üzerinde farklı etkiler oluşturduğunu, özellikle de yaz döneminde cildi yaşlanmadan korumanın bazı önlemlerle mümkün olduğunu söyledi. Güneş, sakınılmadığı zaman cildi yaşlandırdığını ifade eden Medicana Bursa Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Kamberoğlu Turan, bunun için de en etkili yol güneş kremi kullanılması olduğuna dikkat çekti. Derinin iki katmandan oluştuğunu söyleyen Turan, "UVB ışınları derinin üst katmanında kalırken, UVA ışınları alt katmana geçebiliyor. Bulutlu günlerde bile etkisi gösteren ve hatta camdan içeri sızan UVA ışınları dünya yüzeyine yansıyan ultraviyole ışınlarının yüzde 95'ini oluşturuyor. Bu ışınlar foto yaşlanma dediğimiz cildin destek yapılan olan kollajen ve elastin liflerin dokusunu kaybetmesine ve cilt sıkılığının azalmasına sebep oluyor" dedi. UVB ışınlarının güneş ışınlarının yüzde 5'ini oluşturduğunu belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Kamberoğlu Turan, "Bu ışınlar, bulut ve camlardan geçemezler ancak derinin üst katmanına nüfuz edebilirler. Reaktif oksijen radikallerine karşı bariyer fonksiyonunu iyi sağlayamadığımızda bronzlaşma, güneş yanıkları, güneş alerjisi ve cilt kanserlerinden sorumludurlar. Güneş kremi seçerken hem UVA hem de UVB koruma sağlamasına mutlaka dikkat etmeliyiz. Doğru güneş koruyucuyu seçmek bazen kafa karışıklığı oluşturabilir" ifadelerini kullandı. Güneş koruyucu seçerken etiket okumanın önemini vurgulayan Uzm. Dr. Işıl Kamberoğlu Turan, "Koruyucuların etiketinde UVA ve UVB ortak koruma amacıyla geniş spektrumlu (broad band) yazması son derece önemlidir. UVA koruması, PPD / PA; UVB koruması SPF değerleri ile ölçülür. SPF'nin dört farklı koruma düzeyi vardır. Düşük (6 -10 faktör), orta (15 -25 faktör), yüksek (30 -50 faktör) ve çok yüksek (50+ faktör). Güneş koruyucularda ne kadar çok uygulama yapılırsa o kadar çok korunulur. Bu sebeple dışarı çıkmadan 30 dakika önce sürülmesi ve mutlaka 2 saatte bir kremlerin yenilenmesi gerekir" dedi. Denize girenler dikkat! "Denizde, suda uzun süre kalınacağı dönemlerde suya dayanıklı formüller tercih edilmelidir" diyen Uzm. Dr. Işıl Kamberoğlu Turan, "Güneşten koruyucular yüzme, aşırı aktivite ve kurulanma sonrası tekrar uygulanmalıdır. Koruma yanıtı cilt tipinize göre de değişecektir. Gebe ve çocuklarda fiziksel bariyer oluşturan titanyum dioksit ve çinko oksit içerikli filtreleri tercih etmek halen güvenli gözüküyor ancak bu kremler beyaz renk bırakarak, yapışkan bir doku hissi veriyor. Fiziksel filtreler, ışığın deriden emilmesini engelleyerek ışığı yansıtırlar ancak kimyasal filtreler ışığı emerek, zararsız ısı ya da ışık olarak geri verirler. Kimyasal filtreler arasında PABA, sinnatlar, salisilatlar ve benzimidazoller başlıca UVB koruyucular iken, benzofenonanlar, metinil antranilat ve kamfor birleşikleri UVA ışınlarına etkilidir. Lekeli ciltler için ise renkli güneş koruyucular ön plana çıkarken; rozase yada kızarık hassas ciltler için kimyasal filtrelerden uzak durmayı öneriyoruz" diye konuştu. "Cilt bakımı bilginin sihrini taşır" Uzm. Dr. Işıl Kamberoğlu Turan, şöyle devam etti: "İyi bir güneş koruyucuda hem UVA hem UVB filtresi, suya ve tere dayanıklı olması önemlidir. Bunun yanında yüksek koruma faktörü, maliyetinin erişilebilir ve sürdürülebilir olması da gerekir. Ayrıca alerjik etki olmamalıdır. Güneş insanları yaşlandırdığı için en etkili yaşlanmayı önleyici krem güneş koruyucudur. Kişiye özel uygulama için, mutlaka dermatolog kontrolünde ürün seçmeyi öneriyoruz."

Cilt Sağlığı İçin Güneşe Dikkat! Haber

Cilt Sağlığı İçin Güneşe Dikkat!

Uzmanlar, güneşin cilde olan etkilerinin geniş bir yelpazeyi kapsadığını, doğru koruma olmadığında ise cilt sağlığı üzerinde olumsuz etkilerinin olduğunu söyledi. Güneş ışınlarına maruz kalmanın, cilt yaşlanmasının bir numaralı sebebi olduğunu ifade eden Dermatoloji Uzmanı Uzm. Dr. Işıl Kamberoğlu Turan, en etkili yaşlanma önleyici kremin güneş koruyucu olduğunu söyledi. Düzenli olarak güneş kremi kullanmak ise cilt kanserinin ve erken yaşlanma belirtilerinin önlenmesi için kesinlikle en etkili yol olduğunu ifade eden Medicana Bursa Hastanesi Dermatoloji Uzm. Dr. Işıl Kamberoğlu Turan, "Güneş ışığı, dünyaya ulaşan iki tür zararlı ışından oluşur. Bunlar, UVA ışınları ve UVB ışınlarıdır. Bunların her ikisi de erken yaşlanmaya, kırışıklıklara ve cilt kanserine yol açabilir. Güneş ışınları insanları yaşlandırdığı için en etkili yaşlanma önleyici krem, güneş koruyucudur. UVB ışınları derinin üst katmanında kalırken, UVA ışınları alt katmana geçebilir. Bulutlu günlerde bile etkisi gösteren ve hatta camdan içeri sızan UVA ışınları dünya yüzeyine yansıyan ultraviyole ışınlarının yüzde 95'ini oluşturur. Bu ışınlar foto yaşlanma dediğimiz cildin destek yapılan olan kollajen ve elastin liflerin dokusunu kaybetmesine ve cilt sıkılığının azalmasına sebep olur. Bunun yanı sıra güneş alerjisi olarak bilinen kızarıklık, kaşıntı, polimorf ışık erüpsiyonu şikâyetlerinin de sebebini oluşturur. Hamilelik maskesi, yanak ve alında koyu lekeler, hatta cilt kanseri oluşumuna da sebep olabilir" dedi. UVB ışınlarının güneş ışınlarının yüzde 5'ini oluşturduğunu belirten Uzm. Dr. Işıl Kamberoğlu Turan, "UVB, bulut ve camlardan geçemezler ancak derinin üst katmanına nüfuz edebilirler. Reaktif oksijen radikallerine karşı bariyer fonksiyonu iyi sağlanamadığında bronzlaşma, güneş yanıkları, güneş alerjisi ve cilt kanserlerinden sorumludurlar. Güneş kremi seçerken hem UVA hem de UVB koruma sağlamasına mutlaka dikkat etmek gerekir" şeklinde konuştu. Uzm. Dr. Işıl Kamberoğlu Turan, "Doğru güneş koruyucuyu seçmek konusu bazen kafa karışıklığı oluşturabilir" derken, "Etiket okurken dikkat etmek gereken bazı noktalar var. UVA ve UVB ortak koruma amacıyla geniş spektrumlu (broad band) yazması son derece önemlidir. UVA koruması: PPD / PA, UVB koruması: SPF değerleri ile ölçülür. SPF'nin düşük, orta, yüksek ve çok yüksek olmak üzere dört farklı koruma düzeyi vardır. Güneş koruyucularda ne kadar çok uygulama yapılırsa o kadar çok korunma sağlanır. Bu sebeple dışarı çıkmadan 30 dakika önce güneş kremi sürülmesi ve 2 saatte bir krem yenileme önerilir. Denizde, suda uzun süre kalınacağı dönemlerde suya dayanıklı formüller tercih edilmelidir. Güneşten koruyucular yüzme, aşırı aktivite ve kurulanma sonrası tekrar uygulanmalıdır" ifadelerini kullandı. "İyi bir güneş koruyucunun hem UVA hem UVB filtresi, suya ve tere dayanıklı olması gerekir" diyen Uzm. Dr. Işıl Kamberoğlu Turan, "Güneş insanları yaşlandırdığı için en etkili yaşlanma önleyici krem güneş koruyucudur. Kişiye özel uygulama için, mutlaka dermatolog kontrolünde ürün seçmeyi öneriyoruz. Unutmayın cilt bakımı bilginin sihrini taşır" dedi.

Cilt Kanserine Dikkat Haber

Cilt Kanserine Dikkat

Cilt kanserine karşı farkındalık oluşturmak amacıyla açıklamalarda bulunan Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Hilal Ayvaz Çelik, "1-31 Mayıs Cilt Kanseri Farkındalık Ayı" kapsamında korunma yolları hakkında uyarılarda bulundu.  Giderek artan güneş maruziyeti ve yaşam tarzı faktörleri, cilt kanseri vakalarında dikkat çeken bir artışa yol açıyor. Memorial Sağlık Grubu Medstar Antalya Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Hilal Ayvaz Çelik, "1-31 Mayıs Cilt Kanseri Farkındalık Ayı" kapsamında yaptığı açıklamada, cilt kanserinin belirtileri, risk faktörleri ve korunma yöntemlerine dikkat çekti. Doç. Dr. Çelik, erken teşhisin hayat kurtardığını belirterek, vatandaşları düzenli dermatolojik kontroller konusunda uyardı.   Benlerdeki değişim ihmal edilmemeli  Cilt kanserlerinin deri hücrelerinde oluşan bazı mutasyonlar sonucu ortaya çıktığını belirten Doç. Dr. Hilal Ayvaz Çelik, bu kanserlerin kimi zaman belirti vermeden mevcut benlerin üzerinden gelişebileceğini, bazen de yeni oluşan benlerle kendini gösterebileceğini söyledi. Özellikle 40 yaşından sonra çıkan yeni benlerin dikkatle takip edilmesi gerektiğini ifade eden Çelik, "Benlerin renginde, şeklinde ya da boyutunda meydana gelen değişiklikler; kendiliğinden kanama, kaşıntı veya ağrı gibi durumlar ciddi bir uyarı işareti olabilir. Bu tür durumlarda mutlaka bir dermatoloji uzmanına başvurulmalıdır" dedi.  En tehlikelisi 'malign melanom'  Cilt kanserlerinin en yaygın üç türü hakkında bilgi veren Çelik, bazal hücreli kanserin (BCC) en sık görülen ancak en az tehlikeli tür olduğunu, genellikle burun, yanak ve kulak gibi güneşe açık alanlarda görüldüğünü belirtti. Skuamöz hücreli kanserin (SCC) ise cildin daha dış tabakalarında geliştiğini ve iyileşmeyen yaralar ya da yanık izleri üzerinden ortaya çıkabileceğini ifade etti. En tehlikeli türün ise malign melanom (MM) olduğuna dikkat çeken Çelik, "Melanom genç yaşlarda bile görülebilir ve çoğu zaman teşhis konulduğunda yayılmış olabilir. Bu nedenle şüpheli benler hızla değerlendirilmelidir" diye konuştu.  "Risk faktörleri göz ardı edilmemeli"  Cilt kanserine yakalanma riskini artıran faktörleri sıralayan Doç. Dr. Çelik, açık tenli olmak, yeşil ya da mavi göz rengine sahip olmak, çilli bir cilde sahip olmak, çok sayıda bene sahip olmak, ailede cilt kanseri öyküsü bulunması, güneşe yoğun maruz kalmak ve çocuklukta güneş yanığı geçirilmesinin en belirgin risk faktörleri olduğunu söyledi.  "Kesin tanı biyopsi ile konuyor"  Şüpheli lezyonlar görüldüğünde kesin tanının biyopsi ile konulduğunu belirten Çelik, "Lokal anestezi altında alınan doku örneğiyle kanserin tipi ve yayılma durumu belirlenir. Gerekli görülürse ileri görüntüleme yöntemleriyle hastalığın yayılımı da değerlendirilir" dedi.  "Tedavi yöntemi kişiye özel belirleniyor"  Tedavi sürecinin hastanın yaşı, kanserin tipi ve yaygınlığına göre değiştiğini söyleyen Doç. Dr. Çelik, öncelikle cerrahi müdahalenin uygulandığını, ancak bazı durumlarda krem tedavileri, kriyoterapi, fotodinamik tedavi, kemoterapi veya radyoterapi gibi alternatif yöntemlerin de kullanılabildiğini ifade etti.  "Cilt kanserinden korunmak mümkün"  Cilt kanserine karşı alınabilecek önlemler hakkında da bilgi veren Çelik, yaz-kış güneş koruyucu kullanımının ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı. Güneş kremlerinin 2 saatte bir yenilenmesi gerektiğini ifade eden uzman, deniz veya havuzdan sonra koruyucunun tekrar sürülmesinin önem taşıdığını belirtti. Dışarı çıkarken UV koruyuculu kıyafetlerin, şapkaların ve gözlüklerin kullanılmasını öneren Çelik, özellikle çocukların ve bebeklerin güneşten korunmasına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.  Solaryumdan uzak durulması gerektiğini belirten Çelik, bronzlaştırıcı kremlerin ya da gıdaların da deri sağlığı açısından risk taşıdığını ifade etti. Kalıcı oje uygulamalarında UV ışığa maruz kalmadan önce tırnak çevresine güneş koruyucu sürülmesinin önemini vurguladı.  "Ben kontrolleri ihmal edilmemeli"  Sigara ve tütün kullanımının da cilt sağlığına zarar verdiğini hatırlatan Doç. Dr. Çelik, ciltteki benlerin düzenli olarak ayna karşısında ya da duş sonrası incelenmesi gerektiğini söyledi. "Benlerde renk değişimi, asimetri, boyut artışı veya kanama gibi değişiklikler varsa bu ciddi bir uyarıdır" diyen Çelik, yılda en az bir kez dermatolog muayenesinin hayat kurtarıcı olabileceğini vurguladı. 

"Sağlıklı yeterli ve dengeli beslenme, cilt sağlığı için önemli" Haber

"Sağlıklı yeterli ve dengeli beslenme, cilt sağlığı için önemli"

Cilt sağlığının yaş, stres, beslenme gibi pek çok faktörden etkilendiğini belirten Uzman Diyetisyen Pakize Gizem Akgül, "A, C, D ve E vitaminleri ile çinko ve selenyum gibi eser elementlerin yeterli miktarda alınması, bağışıklık sistemi için önemlidir. Bu da cilt sağlığıyla ilişkilidir" dedi.   Sağlıklı ve ışıltılı bir cilde sahip olmak için sadece cilde dışarıdan yapılan bakımların tek başına yeterli olmadığı, aynı zamanda besin tercihleriyle de ilgisinin bulunduğu belirtiliyor. Diyetin de, cildin içten dışa doğru beslenmesinde önemli bir rol oynadığı, araştırmalarda tüketilen besinlerin yaygın cilt rahatsızlıklarının gelişiminde ve önlenmesinde önemli olduğu ortaya konuluyor.  "Cilt sağlığı birçok etkene bağlı"  Acıbadem Adana Hastanesi'nde görevli Beslenme Uzmanı ve Diyetisyen Pakize Gizem Akgül, sağlıklı ciltle ilgili İhlas Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu. Cilt yapısının, genetik faktörlere ve çevresel etkilere bağlı olarak farklılık gösterdiğini dile getiren Diyetisyen Akgül, "Cilt sağlığı yaş, cinsiyet, beslenme, stres düzeyi, yaşam tarzı ve diğer birçok etkene de bağlıdır. UV ışınları, hava kirliliği, sigara dumanı, stres, yorgunluk ve diğer çevresel faktörlere karşı korunma da yeni aktörler haline gelebilir. Bu faktörler cildin sağlığına ve görünümüne etki eder ve cilt sağlığı için düzenli bakımın önemini vurgular" diye konuştu.  "Sağlıklı yeterli ve dengeli beslenme, cilt sağlığı için önemli"  Diyetisyen Akgül, yapılan klinik araştırmaların, bu işlevsel besinlerin cilt sağlığı üzerinde "Yaşlanma belirtilerini geciktirici rol oynadığını" ortaya koyduğunu aktararak şunları söyledi:  "Araştırmalar, A, C, D ve E vitaminleri ile çinko ve selenyum gibi eser elementlerin, insan bağışıklık sistemi için hayati önem taşıdığını ve enfeksiyon riskini azaltmada önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Bu nedenle, bu besin öğelerinin yeterli miktarda alınması, sağlıklı bağışıklık sistemi için önemlidir. Sağlıklı yeterli ve dengeli beslenmenin, cilt sağlığı ile uzun süredir ilişkili olduğu bilinmektedir. Kuruluk, sivilce, yaşlanma ve hatta güneş direnci gibi çeşitli cilt durumları beslenme düzeninden etkilenmektedir."  "Fenolik bileşikler yaşlanmayı geciktirebilir"  Bitkisel gıdalarda bulunan 'Fenolik bileşikler'e değinen Akgül, "Bazı çalışmalar meyve sebze, tahıl ve çeşitli bitkisel ürünlerde doğal olarak bulunan ve bu gıdaların renk, tat, koku gibi çeşitli karakteristik özellikleri sağlayan fenolik bileşiklerin cilt görünümü ve işlevinde yaşa bağlı bozulmayı geciktirmek ve hatta önlemek için faydalı etkilerini göstermiştir. Fenolik bileşikler tahıllar, yağlı tohumlar ve bakliyatlar başta olmak üzere birçok bitkisel temelli gıdada fazla miktarda bulunmaktadır" diye konuştu.  "Meyve ve sebzeler önemli bir besin kaynağı"  Cilt sağlığına iyi gelen besinleri sıralayan Akgül, fındık, badem ve ceviz gibi sert kabuklu yemişlerin, antioksidan özellikleri nedeniyle polifenoller içerdiğini anlattı. Meyve ve sebzelerin, cilt sağlığı için önemli bir besin kaynağı olduğuna dikkat çeken Akgül, "İçerdikleri vitamin, mineral ve antioksidanlar sayesinde ciltteki hasarları onararak, sağlıklı bir görünüm sağlar. Bu nedenle, bu meyve ve sebzeler doğal antioksidanların ideal bir kaynağı olarak kabul edilebilir. Yüksek antioksidan kapasitesine sahip işlevsel besinlere örnek olarak, ahududu, çilek, kızılcık, yaban mersini, böğürtlen, nar gibi meyveler ile ıspanak, brokoli, lahana, Brüksel lahanası ve karnabahar gibi sebzeler verilebilir. Yeşil çay, antioksidan özellikleri sayesinde cilt sağlığına birçok fayda sağlayan bir içecektir. Omega 3 yağ asitleri, cilt sağlığı için önemli bir besin ögesidir" ifadelerini kullandı. 

Cilt İçin En Önemlisi Nemlendirme Haber

Cilt İçin En Önemlisi Nemlendirme

Soğuk havalar ve düşük nemin cilt sağlığını olumsuz etkilediğini belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Turan, kış aylarında hyaluronik asit ve retinoik asit kullanımının önemine dikkat çekerek, düzenli nemlendirme ve profesyonel cilt bakımlarının cildi yenileyip koruduğunu vurguladı.   Sonbahar ve kış aylarında soğuk hava, rüzgar ve düşük nemin, cilt sağlığını olumsuz etkilediğini ifade eden Medicana Bursa Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Turan, bu dönemde cildin daha fazla bakıma ihtiyaç duyduğunu belirtti. Havaların soğumasıyla birlikte nem oranındaki azalma, ellerde egzama, yüzde hassasiyet ve ciltte matlaşmaya yol açabileceğinin altını çizen Dr. Işıl Turan, bu süreçte hyaluronik asit içeren ürünlerin kullanımının önemine dikkat çekerek, cilt bakımında hyaluronik asit serum veya kremlerin temiz bir yüze uygulanmasını tavsiye etti. Ayrıca, mevsim geçişlerinde yaşanan sıcaklık farklarının cilt üzerinde oluşturduğu hassasiyete karşı düzenli bakım yapılması gerektiğini belirten Turan, kış aylarında retinoik asidin cilt bakımında altın değer taşıdığını söyledi. Dr. Işıl Turan, bu maddenin ince kırışıklıklar, lekeler ve sivilcelerle mücadelede etkili olduğunu belirtti. Retinoik asidin, cildin üst katmanını hafifçe soyarak alt katmanda sağlıklı kolajen sentezine imkan sağladığını dile getiren Turan, bu tür ürünlerin profesyonel önerilerle kullanılmasını tavsiye etti.  Ellerinde kuruma ve çatlama fark edenlerin nemlendirici kullanımını ihmal etmemesi gerektiğini belirten Turan, "Cildin kötüleşmesini beklemeden, nemlendirici bakımına başlamak önemlidir. Özellikle cica içerikli nemlendiricilerin, hassas ciltler için mevsim geçişlerinde faydalı olduğunu unutmamak gerekiyor. Kış aylarında glikolik ve salisilik asitlerle yapılan profesyonel cilt bakımları cildi yeniliyor. Bu dönem aynı zamanda epilasyon işlemleri için de idealdir. Güneş ışınlarının azalmasıyla epilasyon daha güvenli ve etkili bir şekilde yapılabilir" dedi.  Dr. Işıl Turan, kış aylarının leke tedavileri için uygun bir dönem olduğunu belirtti. Güneşlenme ve solaryum gibi uygulamaların leke tedavilerini olumsuz etkilediğine dikkat çeken Turan, "Bu mevsimde, güneş kaynaklı sorunları alevlendirecek uygulamalardan kaçınılmalı" diyerek sözlerini tamamladı. 

Soğuk Havalara Dikkat Haber

Soğuk Havalara Dikkat

Sonbahar ve kış aylarında cildin soğuk hava, rüzgar ve düşük nem sebebiyle daha fazla bakıma ihtiyaç duyduğunu ifade eden Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Turan, “Kış mevsiminde havadaki nemin azalması ellerde egzama, yüzde hassasiyet ve ciltte matlaşmaya yol açabilir. Bu sebeple hyaluronik asit gibi maddelere kış aylarında daha çok ihtiyaç duyulur” dedi.   Mevsim geçişlerinde yaşanan sıcaklık farkları ve olumsuz hava şartları, cildi de önemli ölçüde etkiliyor. Retinoik asidin kış aylarında cilt bakımında altın değeri taşıdığını belirten Medicana Bursa Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Turan, bu etken maddenin ince kırışıklıklar, lekeler ve sivilcelerle mücadelede etkili olduğunu vurguladı. Kış aylarının, retinoik asidin cildin üst katmanını hafifçe soyarak, alt katmanında sağlıklı kollajen sentezi oluşmasına imkan tanıdığını ifade eden Uzman Doktor Işıl Turan, kış mevsimiyle birlikte nem oranının azaldığını, bu durumun ellerde egzama, yüzde hassasiyet ve ciltte matlaşmaya yol açtığını söyledi. Bu sebeple hyaluronik asidin kış aylarında daha çok ihtiyaç duyulduğunu belirten Uzm. Dr.Işıl Turan, temiz bir yüze hyaluronik asit serum veya krem uygulanmasının önemine değindi.  Ellerde kuruma ve çatlamanın başladığını fark edenlere seslenen Dr. Işıl Turan, bu durumun nemlendirici kullanımının ihmal edildiğini gösterebileceğini belirtti. Ellerin kötüleşmeden ve kortizon ihtiyacı olmadan bakıma başlanmasını öneren Turan, özellikle cica içerikli nemlendiricilere ihtiyaç duyanların, mevsim geçişlerinde bu ürünleri kullanmalarını tavsiye etti. Uzm. Dr. Işıl Turan, kış aylarında birlikte profesyonel cilt bakımlarının glikolik veya salisilik asitlerle yapılmasını önerdi.  Epilasyon mevsiminin açıldığını belirten Turan, güneşlenme ve solaryumun epilasyon etkinliğini azaltıp yan etki riskini arttırdığını söyledi. Turan, kış mevsiminin , epilasyon öncesi daha güvenli ve etkili olduğunu kaydeden Turan, "Ayrıca lekelerden muzdarip olanlara leke tedavisi öneriyoruz. Güneş mevsiminde tedaviyi alevlendirecek uygulamalardan kaçınılmalı" diye konuştu 

Cilt Problemi Olanlar Dikkat! Haber

Cilt Problemi Olanlar Dikkat!

Kış aylarında havaların soğuması ile ciltte bazı sorunlar oluşmaya başlayabileceğini belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Ümit Bostancı, soğuk havalarda el, yüz, boyun, kulak gibi bölgeler iyi korunmalı ve özellikle sık sık nemlendirilmesi gerektiğini söyledi.   Soğuk havanın deride kuruluğu artırarak farklı rahatsızlıklara sebep olabileceğini, onun için kış aylarında cilt fazladan bir özen istediğini belirten Medicana Bursa Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Ümit Bostancı, "Cildi yüzeyde saran yağ tabakası çevre ile insan derisi arasında koruyucu bir bariyer oluşturur. Bu koruyucu bariyerin çeşitli sebeplerle bozulması deriden su kaybını artırarak kuruluğa ve dolayısıyla kaşıntıya sebep olur. Soğuğa bağlı bazı deri hastalıkları da kış aylarında ortaya çıkar. Özellikle kuru cilde sahip kişiler sonbahar ve kış aylarında vücuda nemlendirici kremler uygulamalı ve deri yağ bariyerini güçlendirmelidir” diye konuştu.  Bol sıvı tüketilmeli ve soğuk hava sebebiyle deriden artan su kaybı dengelenmesinin önemli olduğunu belirten Bostancı, “Soğuk havalarda el, yüz, boyun, kulak gibi bölgeler iyi korunmalı ve özellikle sık sık nemlendirilmelidir. Çok sıcak ve soğuk suyla el ve yüz yıkamamalıdır. İdeal su sıcaklığı 35 derecedir. Çok sıcak suyla duş alınmamalı, banyoda çok yoğun lif ve kese uygulaması yapılmamalı ve banyo sonrası vücut nemlendirilmelidir.  Özellikle karlı havalarda yansıyan güneş ultraviyole ışınları sebebiyle güneş yanığı riski arttığından mutlaka yüksek faktörlü güneş koruyucu kremler uygulanmalıdır. Deri yaşlanmasının önemli sebeplerinden olan sigara ve alkolden uzak durulmalıdır. Peeling, dermapen veya çeşitli lazer uygulamaları için güneşin az olduğu kış ayları tercih edilmelidir. Özellikle dudaklar soğuktan çok etkilenir ve aşırı kurumaya eğilimlidir. Dudaklar özellikle iyi nemlendirilmelidir. Banyoda klasik sabun veya duş jelleri yerine sabun içermeyen yıkama barları tercih edilebilir” dedi. 

Soğuk Havalara Dikkat! Haber

Soğuk Havalara Dikkat!

Sonbahar ve kış aylarında cilt, soğuk hava, rüzgar ve düşük nem sebebiyle daha fazla bakıma ihtiyaç duyduğunu ifade eden Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Turan,“Kış mevsiminde havadaki nemin azalması ellerde egzama, yüzde hassasiyet ve ciltte matlaşmaya yol açabilir. Bu sebeple hyaluronik asit gibi maddelere kış aylarında daha çok ihtiyaç duyulur” dedi.   Mevsim geçişlerinde yaşanan sıcaklık farkları ve olumsuz hava şartları, cildimizi de önemli ölçüde etkiliyor. Retinoik asidin kış aylarında cilt bakımında altın değeri taşıdığını belirten Medicana Bursa Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Turan, bu etken maddenin ince kırışıklıklar, lekeler ve sivilcelerle mücadelede etkili olduğunu vurguladı. Kış aylarının, retinoik asidin cildin üst katmanını hafifçe soyarak, alt katmanında sağlıklı kollajen sentezi oluşmasına imkan tanıdığını ifade etti. Uzm. Dr. Turan, kış mevsimiyle birlikte nem oranının azaldığını, bu durumun ellerde egzama, yüzde hassasiyet ve ciltte matlaşmaya yol açtığını söyledi. Bu sebeple hyaluronik asidin kış aylarında daha çok ihtiyaç duyulduğunu belirten Uzm. Dr. Turan, temiz bir yüze hyaluronik asit serum veya krem uygulanmasının önemine vurgu yaptı.  Ellerde kuruma ve çatlamanın başladığını fark edenlere seslenen Dr. Işıl Turan, bu durumun nemlendirici kullanımının ihmal edildiğini gösterebileceğini belirtti. Ellerin kötüleşmeden ve kortizon ihtiyacı olmadan bakıma başlanmasını öneren Turan, özellikle cica içerikli nemlendiricilere ihtiyaç duyanların, mevsim geçişlerinde bu ürünleri kullanmalarını tavsiye etti. Uzm. Dr. Işıl Turan, kış aylarında birlikte profesyonel cilt bakımlarının glikolik veya salisilik asitlerle yapılmasını önerdi. Bu bakımların, ölü derilerden arınmayı sağlayarak cildin güzelleşmesine katkı sağladığını ifade etti.  Epilasyon mevsiminin açıldığını belirten Turan, güneşlenme ve solaryumun epilasyon etkinliğini azaltıp yan etki riskini arttırdığını söyledi. Bu sebeple kış döneminin, epilasyon öncesi daha güvenli ve etkili olduğunu belirtti. Ayrıca lekelerden muzdarip olanlara leke tedavisi öneren Uzm. Dr. Işıl Turan, güneş mevsiminde tedaviyi alevlendirecek uygulamalardan kaçınılması gerektiğini söyledi.   

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.