Hava Durumu

#Devlet Bahçeli

Yeni Marmara Gazetesi - Devlet Bahçeli haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Devlet Bahçeli haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yüksekovalılar, "Devlet Bahçeli’nin her bir adımı Türkiye'ye huzur ve barışı getirecek" Haber

Yüksekovalılar, "Devlet Bahçeli’nin her bir adımı Türkiye'ye huzur ve barışı getirecek"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin öncülüğünde başlatılan ve kamuoyunda "Terörsüz Türkiye" süreci olarak adlandırılan gelişmeler, bölge halkı tarafından memnuniyetle karşılanıyor. Özellikle MHP lideri Bahçeli'nin 22 Ekim 2024 tarihinde yaptığı çağrıyla başlayan ve adım adım ilerleyen süreç, karşılıklı görüşmelerle iyi sonuçlar verirken, Bahçeli'nin Selahattin Demirtaş ile ilgili açıklamaları bölgede sevinçle karşılandı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Selahattin Demirtaş ile ilgili yaptığı son açıklamalar, Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde yaşayan vatandaşlar arasında olumlu yankı uyandırdı. Yüksekovalılar, Bahçeli'nin bu sürecin başından beri attığı adımların Türkiye'ye huzur ve barışı getireceğine inandıklarını belirterek, MHP liderine teşekkürlerini iletti. Yüksekovalı vatandaşlar, "Devlet Bahçeli'nin her bir adımı Türkiye'ye huzur ve barışı getirecek ve bu barışçıl adımlarından dolayı teşekkür ediyoruz. Yıllardır gözyaşı ve kan kimseye bir faydası olmadı. Özellikle Devlet Bahçeli'nin cesur ve güvenilir süreç adımları bizleri fazlasıyla mutlu etti. İnşallah bu süreç en güzel şekilde sonuçlanır. Özellikle bu sürece destek sağlayan tüm liderlere teşekkür ediyoruz" dediler. Sürecin mimarlarına minnettar olan Yüksekovalılar, "İlk günden beri liderlerin göstermiş olduğu başarılı süreç adımları için hepsine teşekkür ediyoruz" ifadelerini kullandı. Uzun yıllar süren çatışma ve gerilimin ardından gelen bu olumlu gelişmeler, bölge insanının geleceğe dair umutlarını artırdı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz: "Liderimize hadsizce saldıranların milletimizin yüzüne bakacak halleri kalmayacaktır" Haber

MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz: "Liderimize hadsizce saldıranların milletimizin yüzüne bakacak halleri kalmayacaktır"

MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, Bursa'da 6 ilin katıldığı toplantıda gündeme dair açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin istikrarlı bir şekilde Terörsüz Türkiye vizyonunu sürdürdüğünü söyleyen Durmaz, yurt içerisinde terörün bitme noktasına geldiğini kaydetti. Durmaz sözlerinin devamında, "Milliyetçi Hareket Partisi'ne ve liderimize hadsizce saldıranların, haksız ithamlar ve maksatlı iftiralarla suçlayanların o gün geldiğinde emin olunuz ki, aziz milletimizin yüzüne bakacak halleri dahi kalmayacaktır" ifadelerini kullandı.   Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Bursa İl Başkanlığı ev sahipliğinde 6 ilin yönetimlerinin katılımıyla istişare ve değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi. Bursa, Balıkesir, Eskişehir, Çanakkale, Bilecik ve Yalova teşkilatlarının katıldığı toplantı MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz yönetiminde yapıldı.  Programda konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, sözlerine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin selam ve sevgilerini ileterek başladı.  MHP'li belediyelerin şehirlerin ihtiyacını gözeterek vizyon ürettiğini kaydeden Durmaz, "Milliyetçi Hareket Partisi, yarım asrı aşan siyasi tarihinde, milliyetçi-ülkücü hareketin temsilcisi olarak, köklü değerleri ve ilkeleriyle öne çıkmıştır. Genel başkanımızın milli hafızalara kazıdığı, "Önce Ülkem ve Milletim" sözüyle özetlediği siyaset anlayışı, "Türk ve Türkiye Yüzyılı" hedeflerimize ulaşmada anahtar kavramdır. "Önce Ülkem ve Milletim" anlayışı, popülist söylemlerden ve günü kurtarmaya yönelik politikalardan uzak, milletin uzun vadeli refahını, huzurunu ve mutluluğunu hedefleyen bir yaklaşımı ifade eder. Bu doğrultuda, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, genel başkanımızın liderliğinde, ülkemizin sadece bugününe ait sorunlarına değil, gelecekte ortaya çıkması muhtemel sorunları da öngörerek kalıcı çözümler üretmek durumundayız. Bu anlayışla, ‘Her şeyden Önce Türkiye' diyerek tüm çalışmalarımızı milli ve manevi değerlerimiz ekseninde şekillendiriyor, ahlaki ilkeleri önceleyen bir Belediyecilik anlayışı ortaya koyuyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi'nin Üretken Belediyecilik vizyonuyla, vatandaşlarımıza samimiyetle hizmet ediyor, şehirlerimizin önceliklerini gözeterek, yaşanabilir kentler oluşturmak için çabalıyoruz. Her şeyin en iyisini hak eden aziz milletimizin her ferdinin talep ve ihtiyaçlarını titizlikle takip ediyor, belediye başkanlarımızın, seçim dönemi taahhütlerini gerçekleştirmeleri hususunda uyarı ve destek görevimizi yerine getiriyoruz. Ayırmadan, ayrışmadan Türkiye için canla başla çalışıyoruz. Bizim için vatandaşlarımızın huzuru, refahı ve güvenliği her şeyin önündedir. Öte yandan, hasbelkader kazandıkları belediyelerde, sosyal medya ve heykel belediyeciliğinden öteye geçemeyen, belediye kadrolarını eş dost akraba atamalarıyla dolduran, hizmetten çok algı yönetimine odaklanan CHP'li belediyelerin elinde şehirlerimiz heba olmaktadır. Bölücü zihniyete sahip çıkarak, sadece seçim dönemleri hatırladıkları Atatürk'ün aziz hatırasını lekeleyen, belediye başkanlığı yapmak yerine şahsi ikballerinin peşine düşerek şehirleri hizmetten yoksun bırakan bu anlayış elbette milletimizin hafızasında kaydedilmektedir" şeklinde konuştu.  "Terörsüz Türkiye vizyonunun sonuç vereceği günler yakındır"  Türkiye'nin terörle mücadele kararlılığı ile yurt içerisinde terörün bitme noktasına geldiğini belirten Durmaz, "Yarım asrı aşan siyasi hayatında Milliyetçi Hareket Partisi, devletini ve milletini önceleyen siyasi anlayışıyla, milli ve manevi değerlerimizi korumayı, Cumhuriyetimizi kuran iradenin ayak izlerini takip etmeyi kendine şiar edinmiş bir duruşun temsilcisidir. Bu duruşunun bir sonucu olarak, Türk milletinin bağımsızlık ve egemenliğine karşı oynanan bütün kirli oyunlar Milliyetçi Hareket Partisi'nin milli siyasetiyle hamdolsun her seferinde bozulmuştur. Kurucu genel başkanımız hangi inisiyatifleri alıp, devletin ve milletin önüne konulan sorunları bertaraf etmişse, bugün genel başkanımız da aynı istikamette ilerlemekte, sorunları çözerek, oyunları bozarak kutlu yürüyüşü sürdürmektedir. Türkiye'nin içinden geçtiği her kritik dönemde, liderimiz aldığı önemli kararlar ve yaptığı yerinde hamlelerle Türk siyasi hayatına büyük damga vurmuştur. Türkiye'nin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Cumhur İttifakı ile yakaladığı ivmeyi, içeride ve dışarıda elde ettiği kazanımları görmezden gelenler, geçmişin istikrarsız Türkiye'sine geri dönmek arzusunda olanlar, Türkiye üzerinde hesap yapan küresel güçlerin içimizdeki aparatlarından başkası değildir. Ömrünü büyük Türk milletine adayan Genel Başkanımız Devlet Bahçeli bugün Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi gerçekleştirmek ve yeni yüzyılda ülkemizi terör belasından tam anlamıyla kurtarmak için bir vizyon ortaya koymuştur. Terörsüz Türkiye Vizyonu, emperyalizmin taşeronu olan bölücü terör örgütünün hem ülkemiz hem de bölgemiz açısından tehdit olmaktan çıkarılmasını hedefleyen kararlı bir adımdır. Türkiye Cumhuriyeti, devleti ve milletiyle bu konuda büyük bedeller ödemiştir. Ülkemizin terörle mücadeledeki kararlılığı ve başarısı sayesinde terör örgütü yurt içerisinde yok denecek hale gelmiş, komşu coğrafyalarımızda ise hareket alanı son derece kısıtlanmıştır. Liderimizin, "Terörsüz Türkiye" vizyonuyla ortaya koyduğu iradenin sonuç vereceği günler Yüce Allah'ın izniyle yakındır. Milliyetçi Hareket Partisi'ne ve liderimize hadsizce saldıranların, haksız ithamlar ve maksatlı iftiralarla suçlayanların o gün geldiğinde emin olunuz ki, aziz milletimizin yüzüne bakacak halleri dahi kalmayacaktır" ifadelerini kullandı.  Programın devamında Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Bilecik, Eskişehir ve Yalova teşkilatları istişare toplantısı basına kapalı bir şekilde devam etti. 

MHP'li Vahapoğlu'ndan Dikkat Çeken Nasuh Mahruki açıklaması! Haber

MHP'li Vahapoğlu'ndan Dikkat Çeken Nasuh Mahruki açıklaması!

27. Dönem Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Bursa Milletvekili Dr. Hidayet Vahapoğlu, son günlerde tartışmalara yol açan Nasuh Mahruki ile ilgili açıklamalarda bulundu. Vahapoğlu, Mahruki ile kişisel bir ilişkisi olmadığını belirterek, ancak onun başarılarını takdir ettiğini ifade etti. Vahapoğlu, Mahruki'nin özellikle Türkiye'nin ilk sivil acil yardım ve kurtarma ekibini kurma konusundaki başarılarına dikkat çekti. Vahapoğlu, "Nasuh Mahruki’yi tanımam, telefon dahil hiç konuşmadım, hayatta aynı mekanda da hiç bulunmadım. Ancak Yalova depreminde kayınbiraderim merhum İsmail’i enkazdan çıkaran ve Uludağ Üniversitesi Hastanesi’ne yetiştiren ekibin başındaki insan olarak onu biliyorum. 7 gün sonra hastanede vefat etti. Mahruki’nin kurduğu ekip, o dönemde büyük bir başarıya imza atmış ve sivil acil yardım organizasyonlarında örnek alınan bir model olmuştur" dedi. Mahruki’nin Türkiye’ye Zarar Verecek Bir Tavır İçinde Olacağına İnanmıyorum Vahapoğlu, açıklamalarında Nasuh Mahruki hakkında kamuoyunda oluşan olumsuz algıya da değindi. Mahruki’nin Türk halkına zarar verecek bir düşünce ya da kasıtlı tavır içinde olacağına inanmadığını belirten Vahapoğlu, "Mahruki’nin, Türkiye’ye ve Türk insanına zarar verecek bir düşünce ya da kasıtlı tavır içinde olacağına inanmıyorum. Kendisi, bu ülkeye önemli katkılar sağlamış bir organizatördür ve başarılarıyla her zaman takdir edilmiştir" diye konuştu. Nasuh Mahruki’yi tanımam, telefon dahil hiç konuşmadım, hayatta aynı mekanda hiç bulunmadım. Onu Yalova depreminde kayınbiraderim merhum İsmail’i enkazdan çıkaran ve Uludağ Üniversitesi hastanesine yetiştiren ( 7 gün sonra hastanede vefat etti) ekibin başındaki insan ve ilk defa… pic.twitter.com/FUr4sxVilo — Dr. M. Hidayet VAHAPOĞLU ???????? (@HVahapoglu) December 4, 2024 Toplumsal Yardımlaşma ve Kurtarma Çalışmalarına Vurgu Vahapoğlu açıklamalarında, özellikle afetlerde toplumsal yardımlaşma ve acil yardım çalışmalarının önemine dikkat çekti. Mahruki'nin, Uludağ Üniversitesi Hastanesi'ne kurtarma ekibiyle birlikte hastaları ulaştırma çabası ve sivil acil yardım ekibinin kurulması gibi başarılarının, afet yönetimi ve kriz anlarında önemli bir örnek teşkil ettiğini belirtti. Milliyetçi Hareket Partisi Bursa Milletvekili Dr. Hidayet Vahapoğlu’nun yaptığı bu açıklama, Nasuh Mahruki’ye yönelik eleştirilerin ardından dikkat çekerken, Vahapoğlu’nun, Mahruki'nin geçmişteki başarılarına olan saygısını vurgulaması, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Vahapoğlu, Mahruki'nin kamuoyundaki imajına zarar vermeden, Türkiye'nin yararına olan çalışmalarını takdir etmeye devam ettiğini ifade etti.

MHP Lideri Bahçeli: “Özgür Bey, yolun yol değildir” Haber

MHP Lideri Bahçeli: “Özgür Bey, yolun yol değildir”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Suriye Arap Cumhuriyeti'nin siyasi ve toprak bütünlüğüne saygı ve riayet kuşkusuz esastır” dedi.   Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Piyasaya sürüldüğü iddia edilen sahte dolarlara ilişkin konuşan Bahçeli, “Son günlerde 600 milyon dolara yakın sahte paranın piyasa sürüldüğüne dair iddialar bir maksada matuf olup külliyen yalan ve saptırmadır. Bir anda tetiklenen panik ortamının ticaretin bel kemiği Kapalı Çarşı'ya kadar sirayet etmesi, döviz bürolarının alım-satım işlemlerini bıçak gibi kesmesi, bize göre Türkiye'ye yönelik bir operasyondur. Sahte dolardaki ilk akışın Güneydoğu sınırımızdan kaynaklandığının ileri sürülmesi de son günlerdeki pozitif ülke gündemini gölgeleme sinsiliğinde ekonomik ayağın faal olduğunu düşündürmektedir. Sahteliğin ve sahtekârlığın geçer akçe olduğu bugünkü dünyada, insanın bile sahtesi varken, dövizin sahtesine dudak bükmek elbette ikna edici bir durum değildir. Her ayrıntıyı, kuytuda gizlenen her ihtimali araştırmak esas olmalıdır” ifadelerini kullandı.  “Ülkemizin sahte parayla anılmasını planlayanların pirelenmiş hevesleri pis kursaklarında bırakılmalıdır”  “Sahteliğe ve sahtekârlığa karşı mücadele amasız ve amansız şekilde sürmelidir” diyen Bahçeli, “Ülkemizin sahte parayla anılmasını planlayanların pirelenmiş hevesleri pis kursaklarında bırakılmalıdır. FETÖ'cü alçakların, bölücü ve yıkıcı terör örgütü yandaşlarının sosyal ve ekonomik ahlakı zehirleme teşebbüslerini engellemekle birlikte, dolandırıcılığın ve kalpazanlığın azılı fail ve figüranlarını kıskıvrak yakalayarak hesap sormak herkese de ders ve ibret olacaktır. Vatandaşlarımızı, ekonomik aktörleri soğukkanlılığa, sükûnete ve sakin olmaya davet ediyorum. Telaşa lüzum olmadığını, bilakis Türkiye düşmanlarının bunu arzuladığını düşünüyorum” şeklinde konuştu.  “Suriye Arap Cumhuriyeti'nin siyasi ve toprak bütünlüğüne saygı ve riayet kuşkusuz esastır”  Suriye'de 14 yılı bulan istikrarsızlık ve işgal sarmalında cephe üstüne cephe açıldığını söyleyen Bahçeli, “Suriye Arap Cumhuriyeti'nin siyasi ve toprak bütünlüğüne saygı ve riayet kuşkusuz esastır, başka türlüsünü bırakınız düşünmeyi, kafamızdan geçirmek dahi abestir. Ne var ki Suriye Arap Cumhuriyeti, Şam ile Lazkiye arasına sıkışan, topraklarının üçte ikisi kontrol dışına çıkan, egemenliği ölümcül yaralar alan, solunum cihazına bağlı halde bulunan tartışmalı devlet konumundadır. Merkezi otoritenin kaybı halinde nelerin yaşanacağını, paylaşım sofrasına oturmak için nasıl da kuyrukların oluşacağını Suriye özelinde görmek trajik bir gerçek olarak karşımızdadır” dedi.  “Esad, Türkiye'nin uzanan elini tutmamış, uzlaşma ve görüşme çağrılarına kulağını kapatmıştır”  Suriye Devlet Başkanı Esad'ın, Türkiye'yle ön şartsız temas ve diyalog kurması, normalleşme iradesi göstermesinin önce kendi hayrına, sonra da ülkesinin çıkarına olduğunu belirten Bahçeli, “Esad, Türkiye'nin uzanan elini tutmamış, uzlaşma ve görüşme çağrılarına kulağını kapatmıştır. Toprakları gasp edilen, askerleri çatışma alanlarından kaçan, ülkesi deprem geçiren bir devlet başkanı kuyruğu dik tutma çabasındadır. Ülkesi baştan ayağa infaz ve istila edilmişken, Türk askerinin terör örgütleriyle mücadelesini hazmedemeyip devamlı geri çekilmemizi şart koşan Baas zihniyetinin bugünkü özeti, kabul edelim ki, tam bir rezalettir. Bize göre hala vakit geçmiş değildir. Türkiye Cumhuriyeti'nin hiçbir ülkenin toprağında gözü yoktur ancak vatan topraklarımızda gözü olanlara, yerinden çıkarılacak gözleri olan bu sırtlanların sırtını sıvazlayanlara tahammülümüz de söz konusu olamayacaktır. Suriye'den kaynaklanan bölücü terör musibeti tamamıyla gündemden çıkarılasıya kadar huzur ve barış ortamını tesis ettiğimiz sahaları boşaltmamız Anadolu coğrafyasını ateşe atmakla eşdeğerdir. Esad rejiminin her şeyden önce bunu idrak etmesi lazımdır” diye konuştu.  “Türkiye ve Suriye arasında diplomasi ve diyalog süreçleri, canlandırılmalıdır”  Suriye'nin istikrar ve güvenliğe kavuşması, iç otoriteyi tekrar kurmasının samimi dilek ve temennileri olduğunun altını çizen Bahçeli, “Bu gerçekleşmeden, üstelik her taşın altında, pek çok ülkenin, emperyalizmin ve terör unsurlarının farklı hesap ve hedeflerinin kaynadığı coğrafi mıntıkaları terk etmek felaketlere buyur gel demektir. Türkiye Cumhuriyeti'ne işgalci diyenlerin, ABD-Rusya ve terör örgütlerine üst perdeden itirazdan inatla kaçınması en hafif tabirle korkaklık ve kifayetsizliktir. Türk beklenendir, Türk bilinendir, Türk özlenendir, Türk çağrılandır, Türk adalet ve müşfik muamelenin mihver başı, zirve bağrıdır. Türkiye ve Suriye arasında diplomasi ve diyalog süreçleri, üçüncü tarafların herhangi bir bozucu etkisi olmadan canlandırılmalıdır. Başka çare ve çıkış yolu kalmamıştır” şeklinde konuştu.  “Biz, Suriye'nin sarsılan toplum ve devlet yapısına umut bağlayamayız”  Konuşmasını devamında “Geçici koruma statüsü altında bulunan Suriyelilerin evlerine dönüşü, sınır ticaretinin diriltilmesi kararlılığının derhal hayat ve zemin bulmalıdır” diyen Bahçeli, “Biz, Suriye'nin sarsılan toplum ve devlet yapısına umut bağlayamayız. Biz, Suriye'nin emperyalizmin ve terör maşalarının doymaz kursaklarında lokma lokma öğütülmesinden memnuniyet duymayız. Biz, Suriye'nin rehin alınmış, parçalanması hususunda ittifak sağlanamadığından dolayı icazetli ömrünün uzamasına tamam denilmiş mevcut statükosuna yatırım yapacak fırsatçılığa tenezzül edemeyiz. Esad yönetimi aklını başına almalıdır. Mezhep taassubunu terk etmelidir. Düşmanı dost sayan, dostu da düşman gören ilkel ve ilkesiz siyasi dürtülerle arasına çizgi çekmelidir. Esad yönetimi kabuğuna çekilip uzun süre ayakta kalacağını düşünüyorsa biliniz ki, yanıldığını er veya geç anlayacaktır” dedi.  “Halep'ten İdlib'e kadar tekrar açılan çatışma güzergahının Türkiye'ye yansımalarını enine boyuna düşünmekle mükellefiz”  Halep'in Suriye'deki muhalif grupların eline geçmesi ile ilgili değerlendirmede bulunan Bahçeli, "İsrail ile Lübnan arasında yapılan ateşkes anlaşmasından hemen sonra Halep krizinin doğması üzerine başlayan tartışmaların, bir tesadüf mü yoksa bir tertip mi olduğuyla ilgili münakaşaların, o güne kadar biriken çatışma enerjisini, artan coğrafi basıncı hesaba katmadığı anlaşılmaktadır. Bir yanda zafer çığlıkları atılırken, diğer yanda felaket tamtamlarının çalınması ifrat ve tefrit dozajı yüksek düşüncelerin eseridir. Mücavir coğrafyalarımızda Türkiye'ye musallat olabilecek, bölgesel krizi yaygınlaştıracak hiçbir silahlı hareketlenme ve hesaplaşmayı doğru ve meşru göremeyiz. Halep'ten İdlib'e kadar tekrar açılan çatışma güzergahının Türkiye'ye yansımalarını enine boyuna düşünmekle mükellefiz” açıklamasında bulundu.  “Tel Rıfat temizlenmiş, ümit ederim ki sırayı Menbiç almıştır”  ABD ve Rusya'nın verdiği hiçbir sözü tutmadığını dile getiren Bahçeli, “5 Mart 2020 Moskova Mutabakatı kısmen bir çatışmasızlık iklimi sağlamış olsa da, bu mutabakatı ihlal eden, İdlib'i kurcalayan, M-4 ve M-5 karayollarının çevresinde somutlaşan güvenlik koridorlarının işlevini sakatlayan, İdlib Gerginliği Azaltma Anlaşmasıyla Astana süreçlerini yıpratan, 22 Ekim 2019'da Soçi Mutabakatı kapsamında, PKK/YPG/PYD'yi Menbiç ve Tel Rıfat'tan çekecek olan fakat buna bir türlü yanaşmayan da ülkeler az çok bellidir. Şimdi Tel Rıfat haşeratlardan, çıyanlardan, insan suretinde dolaşan alçaklardan köşe bucak temizlenmiş, ümit ederim ki sırayı Menbiç almıştır. Ayrıca sınırlarımızın hemen yanı başında yuvalanan terör örgütünün sökülüp atılmasından rahatsız olan DEM Parti'nin nerede duracağını henüz kestirememesi, terörle arasına mesafe koymaktan sürekli imtina etmesi yanlıştır, demokrasi ve hukuk dışı bir çarpıklıktır. Gelişmelerin Kürt kardeşlerimizle hiçbir ilgisi yoktur. Tel Rifat'tan sürülüp çıkarılan canilerin kiralık katil sürüsü olduğunu sadece biz değil, şerefli Kürt kardeşlerim de itiraf edeceklerdir. Bölücü terör örgütüne hayat haramdır. Tüm terör örgütleri bizim karşımızdadır. Kürtler bizim canımız, PKK/YPG/PYD can düşmanımızdır” şeklinde konuştu.  “DEM, ya Türkiye partisi olacak ya da tükenmekten ve derdest edilmekten başka seçeneği kalmayacaktır”  Suriye topraklarının Suriyelilere ait olduğunu kaydeden Bahçeli, “DEM, ya Türkiye partisi olacak ya da tükenmekten ve derdest edilmekten başka seçeneği kalmayacaktır. Terör ya bitecek ve Türkiye bahara uyanacaktır ya da bölücü katiller son silahlı teröriste kadar tek tek canlı hedef olmaktan kurtulamayacaklardır. Bu ülkenin demokrasi sınırları içinde anayasal sisteme geçmesi şarttır. Halep'in huzur ve sükûnet bulması da yegane dileğimizdir. Halep deyince yüreği titremeyen bir vatan evladına rastlayamazsınız çünkü Halep iliklerine kadar Türk ve Müslüman'dır. Bunu sadece biz söylemiyoruz; tarih söylüyor, coğrafya söylüyor, hakikat söylüyor, ecdat söylüyor, Halep kalesine çekilen Türk bayrağı söylüyor. İstanbul'un Kapalı Çarşısı neyse Halep'in Kapalı Çarşısı odur” dedi.  “Özgür Bey, yolun yol değildir”  CHP'nin halktan umudunu kestiğini savunan Bahçeli, "Hemen seçim çağrıları yapsalar da CHP yönetiminin gözü başka kaşı başka oynamaktadır. Her gün farklı kisveye bürünen çıkar gruplarının artan rekabetine, azgın hiziplerin çadır tiyatrosuna dönen CHP'nin demokrasi dışı arayışların düşünü kurduğunu ifade etmek hatalı değildir. Disiplinsiz teğmenleri savunan, laik-anti laik kutuplaşmasını sahneye çıkaran, rejim değiştirmekten bahseden, ekonomik sorunları sistem ve devlet sorununa tahvil eden, ülkede istikrarsızlık ortamı varmış gibi iddiada bulunan, her dört gençten üçünün ülkemizden gitmek istediğini gafilce ileri süren, İstanbul Cumhuriyet Başsavcımız başta olmak üzere hukuk insanlarımıza edepsizce saldıran ve avukatlık mesleğini aşağılayan, CHP'li belediyelerin vergi borçlarını ve SGK primlerini ödememesini dayatan, milletimizin hassasiyetlerini kaşıyan, sinir uçlarına basan ve sürekli hukuk ihlali yapan Özgür Özel ve ekibinin vesayet nöbeti tutmuş, ara rejim merakı sarmıştır. CHP, genetik mirasına sarılarak eski hastalığının pençesine düşmüştür. Özgür Bey, yolun yol değildir” ifadelerini kullandı. 

Ümit Özdağ:''Devlet Bahçeli İmralı'da MHP İlçe Başkanlığı Açsın, Bir Oy Bir Oydur'' Haber

Ümit Özdağ:''Devlet Bahçeli İmralı'da MHP İlçe Başkanlığı Açsın, Bir Oy Bir Oydur''

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'dan Bahçeli'ye sert tepki.  MHP lideri Devlet Bahçeli, geçen haftalarda PKK elebaşı terörist Abdullah Öcalan'a yaptığı Meclis çağrısını yineleyerek "Sözümün arkasındayım" dedi.  "Türk Milliyetçilerinden Alamayacağınız Oyu Öcalan'dan Alırsınız" Özdağ, "Devlet Bahçeli'ye İmralı'da MHP İlçe Başkanlığı açmasını öneriyorum. Bir oy, bir oydur. Türk milliyetçilerinden alamayacağınız oyu Öcalan'dan alırsınız" dedi. İşte Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ Açıklamalarının Tamamı: ''Bahçeli'e soruyorum, terörist başı Öcalan sizden PKK’yı dağıtmak için ne istedi, siz ne verdiniz? MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bugün MHP Grup Toplantısında yaptığı konuşmada terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın umut hakkı çerçevesinde affını istemiş ve TBMM’de DEM grubuna hitap ederek PKK’nın lağv edilmesini istemesini tekrar gündeme getirmiştir. Bahçeli, Abdullah Öcalan’ın serbest kalması için çalışmaktadır. Türkiye Yüzyılı, süper güç, gibi süslü lafların arkasına saklanarak terör örgütü elebaşısı Öcalan’ı İmralı’dan çıkarmak için mücadele etmektedir. Bahçeli, ‘Tabular kalktıkça, ezberler bozuldukça statüko delindikçe, insanlar birbirine dürüst davrandıkça içlerinden geçeni özgürce söyledikçe bir anlaşma ve mutabakat noktasından diğerine küçük adımlar ile ilerlemek daha kolaydır.’ Diyerek açıkça Öcalan ve PKK terör örgütü ile müzakereleri savunmaktadır. Öcalan’a umut hakkı vermek, Türk Milletinin gelecek umudunu elinden almaktır. Öcalan’a umut hakkı vermek binlerce asker, polis, jandarma, öğretmen, savcı, hakim, korucu şehidinin ailelerinin adalet umudunu ellerinden almaktır. Öcalan’a umut hakkı vermek, bacağını, kolunu gözünü bazen hepsini kaybetmiş şehitlerimizin gazilerimizin adalet umutlarını ellerinden almaktır. Bahçeli Türk Milletini Öcalan’ın serbest bırakılmasının ile terörün biteceği konusunda aldatmaktadır. Öcalan’ı ‘TBMM’ye gelse ve PKK’yı lağvettim, terörü lanetliyorum’ dese de PKK içinde birçok grup bu açıklamayı reddedecek, PYD Suriye’de, PJAK İran’da varlığını ve terör eylemlerini sürdürecek, Türkiye için tehdit olmaya devam edecektir. Devlet Bahçeli, terörist başının ‘TBMM DEM parti grubuna gelmesine itiraz ediyor da İmralı’da kalmasına niye tepki göstermiyor? Bu ne yaman çelişkidir’ diyor. İnanılır gibi değil. TBMM Gazi, İstiklal Harbi vermiş milli mabettir. İmralı ise Türk adaletinin terörist başını yolladığı hapishane. Nasıl bir akıl bahçelinin söylediğini söyleyebilir. Bunu Türk Milletinin sağ duyusuna bırakıyorum. Öcalan’ı TBMM’de konuşmaya davet etmek, Türkiye Cumhuriyeti’ni terör örgütü karşısında mağlup etmek demektir. Bahçeli, Atatürk’ün Şeyh Sait’i TBMM’de konuşmaya davet ettiğini duymuş mu? Bahçeli, Atatürk’ün Seyyit Rıza’yı TBMM’de konuşma yapmaya davet ettiğini duymuş mu? Türk Milleti hiç böyle rezil bir teklif ile karşı karşıya gelmedi. Bahçeli, ‘Zaman Türk ve Türkiye yüzyılı zamanıdır’ diyor. Biz de Bahçeli’ ye soruyoruz, Türk ve Türkiye yüzyılını Öcalan’ı TBMM de konuşturarak mı kuracaksınız? Bahçeli, ‘Osmanlı İmparatorluğu yerel kültürleri ve etnik toplulukları bünyesinde nasıl bir arada tutup barış ve sükunet ortamına tesis etmişse, ecdadımızın ayak izlerini takip ederek Türk barışı devrinde aynısını yaşatabilecektir ’diyor. Türkiye Cumhuriyeti milli-üniter-laik devletinin 101. yılında Bahçeli’nin kafasında gelmiş olduğu yer burası mıdır? Üstelik Osmanlı yerel kültür ve etnik toplulukları bünyesinde tutamadığı için parçalanmıştır Şimdi, Türk Milleti önünde ve Türk tarihi önünde Devlet Bahçeli’ye şu soruları soruyorum: Mayıs 2023 de ‘önümüzdeki günlerde çok şey değişecek, inşallah Türkiye değişmez’ dediniz. Türkiye’yi nasıl bir badireye sürükleyeceksiniz ki inşallah Türkiye değişmez diyorsunuz? Yapacaklarınız Türkiye’nin parçalanmasına neden olabilir mi? Mayıs 2024’te TBMM’de ‘Türkiye Milleti’ dediniz. Milletimizin adını bu şekilde mi değiştireceksiniz? Öcalan sizden PKK’yı dağıtmak için ne istedi, siz ne verdiniz? Osmanlı Devleti’nin verdiği hakları mevcut Anayasamızın ilk dört maddesini değiştirmeden nasıl vereceksiniz? Erdoğan ve Bahçeli’nin temel amacı Erdoğan’ın ölene değin cumhurbaşkanlığı yapacak bir düzenleme için Türk Devleti ve Türk Milletini bir tehdit ile karşı karşıya getiriyorlar. Bahçeli basın toplantısında ‘Sefaletin doruk noktası bir başkasının iradesine bağımlı olmaktır.’ diyor. Evet, gerçekten de bu sefaletin doruk noktasıdır. Son olarak size İmralı’da ilçe başkanlığı açmanızı öneririm. Bir oy bir oydur. Türk milliyetçilerinden alamadığınız oyu Öcalan’dan alın.''

MHP Lideri Bahçeli: “İmralı adası Türk toprağı değil midir” Haber

MHP Lideri Bahçeli: “İmralı adası Türk toprağı değil midir”

Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Terörist başı hakkındaki sözlerimin arkasındayım, teklifimde ısrarlıyım” dedi.   MHP Lideri Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Türk ve Türkiye Yüzyılında terörün kökünün kazınacağını ifade eden Bahçeli, “Kürt kardeşlerimizle tek yüreğiz, bölücü teröre karşı aynı cephedeyiz. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan teröristbaşı, terörün bittiğini, PKK’nın lağvedildiğini, ihanet ve bölücülüğün çıkmaz sokak olduğunu söyleyecekse, haydi DEM grubuna gelsin, bunları teker teker söylesin, ak koyun kara koyun ortaya çıksın, umut hakkından da istifade etsin. Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım. Tabular kalktıkça, ezberler bozuldukça, statüko delindikçe, insanlar birbirine dürüst davrandıkça, içlerinden geçeni özgürce söyledikçe, bir anlaşma ve mutabakat noktasından diğerine küçük adımlarla ilerlemek daha kolaydır. Anlaşmazlıkların çözümü milli nitelikli kapsayıcı bir düşünce biçimi oluşturmaktan, sorunlara başka türlü bakmaktan, yapıcı, sahici, olgun ve ikna edici tavır almaktan geçmektedir.  “Kürtlerle kucaklaşma asıldır, terörle mücadele esastır”  Türk milletinin esaret ve bağımlılığı tarih boyunca reddettiğini dile getiren Bahçeli, “Kürtlerle kucaklaşma asıldır, terörle mücadele esastır; silahlı eşkıyayı temizlemek kaçınılmazdır, siyasette uzlaşmak ortak yararımızadır. Kürt kardeşlerimizle aramıza hiçbir mihrak giremez. Kürt kardeşlerimizi Türk milletinden ayrıştırmaya hiçbir şerefsizin eylem ve provokasyonu kafi gelemez.23 Ekim TUSAŞ saldırısı, Türk milletini hedef almıştır. Rahmet ve minnetle andığımız beş şehidimizin ve ikisi ağır 19 yaralı kardeşimizin acısı ve hüznü Hakkari’den Edirne’ye, Şırnak’tan Balıkesir’e, Mardin’den İzmir’e ülkemizin tamamına çökmüş ve herkesi sarsmıştır. Teröre tolerans sıfırdır, terör örgütünün ürediği neresi varsa orası meşru hedeftir. Kürtler başka, terör örgütü başkadır” ifadelerini kullandı.  “Bizimle vatanseverlik hususunda tartıya çıkmaya yüzleri olmayanların, DEM’lendiklerini, PKK’ya nasıl selam saldıklarını unuttuğumuz mu sanılıyor”  Terör örgütünün Türkiye düşmanlarının taşeronu, hunhar maşası, silah tutan kuklası olduğunu söyleyen Bahçeli, “DEM Parti de kararını derhal netleştirmeli, silahla-siyaset arasında gelgitli tutumundan uzaklaşmalı, nerede durduğunu, terörle arasına kalın duvarlar örüp örmeyeceği muammasını açıklığa kavuşturmalıdır. Kahramankazan’a kadar gelerek TUSAŞ’a sızan caniler, bu hainlerin destekçileri ve kiralık bölücü terör örgütü 85 milyon Türk vatandaşının iki cihan düşmanıdır. Hiç kimse karnından konuşmasın, hamaset çukuruna saplanmasın, sahte efelenmelere sapmasın. Bunlar kurusıkı atmasın, palavra anlatmasın, ederinin ve ciğerinin kaç okka olduğunu çok iyi bildiklerimiz fason meydan okumalara hiç mi hiç heves etmesin. Beyler, siz giderken biz geliyorduk, hangi ara bu denli mankurtlaştınız? Bize milliyetçilik dersi vermeye cüret edenlerin, ganimet avında anısızın av olacaklarını, dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan mahrum kalacaklarını hafıza kayıtlarından çıkarmamaları tavsiyemdir. Bizimle vatanseverlik hususunda tartıya çıkmaya yüzleri olmayanların, düne kadar altılı masada kimlerle nasıl can ciğer kuzu sarması halde bulunduklarını, işbirliği yaparak nasıl DEM’lendiklerini, PKK’ya nasıl selam saldıklarını unuttuğumuz mu sanılıyor” dedi.  “İmralı adası Türk toprağı değil midir”  TBMM’nin milli iradenin tecelligahı olduğunu kaydeden Bahçeli, “Öcalan İmralı’da yatıyor, fakat DEM Grubu’nda 57 Öcalan gölgesinin ayakta olduğunu niye görmüyorsunuz? Neden itiraf edemiyorsunuz? Cesetlerinin çiğnenmesinden bahseden aslan parçaları, 1965 yılından bugüne kadar; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ters bakan 339 bölücü milletvekilinin Meclis çatısı altında görev aldığını size nasıl anlatalım? Bu sarih gerçeği daha nasıl açıklayalım? TBMM, gazidir, Türk milletinin kalbidir. Peki İmralı adası neresidir? Nereye bağlıdır? Hangi ülkenin toprağıdır? Bir de şöyle sorayım; İmralı adası Türk toprağı değil midir? Bu adadan vazgeçildi de bizim mi haberimiz olmadı” ifadelerini kullandı.  “Ceset edebiyatı yapanlar, eğer kendilerine güveniyorlarsa, Mehmetlerimizin yanına gitsinler, dağın başında nöbete girsinler”  TBMM ile İmralı adasını egemenlik ölçeğinde ayırmak iflah olmaz bir ahmaklık olduğunu ifade eden Bahçeli, “Teröristbaşının, Türkiye Büyük Millet Meclisi DEM Parti grubuna gelmesine itiraz ediliyor da İmralı’da kalmasına niye tepki gösterilmiyor? Bu ne yaman bir çelişkidir? Bu nasıl bir izan eksikliğidir? Teröristbaşının tecridi kalkarsa, DEM Parti grubunda bölücü terör örgütünün eylemsel, pratiksel, amaçsal ve araçsal olarak bittiğini ve sonlandığını açıklamasından şimdiden rahatsızlık duyanlar, terörden geçinen, kandan nemalanan köksüzlerden başkası olmaz, olamaz. Ceset edebiyatı yapanlar, eğer kendilerine güveniyorlarsa, buyursunlar terörle mücadele maksadıyla Mehmetlerimizin yanına gitsinler, dağın başında nöbete girsinler, o zaman göreyim alayının ense tıraşını. Diyorlar ki, yeni anayasa hazırlık süreci için tahkimat yapıyormuşuz. Diyorlar ki, Sayın Cumhurbaşkanımızı bir kez daha seçtirmek için yol arıyormuşuz” şeklinde konuştu.  Hedeflerinin yeni yüzyılda terör kamburundan kurtulmak olduğunu belirten Bahçeli, Devlette devamlılık, siyasette istikrar, Türkiye Yüzyılının inşası için Recep Tayyip Erdoğan’ın tecrübesiyle ve birikimiyle kendilerine göre tek seçenek olduğunu söyledi.  Kürtlerin ayrı etnik topluluk olmayıp, Türk milli dokusunun asıl ve temel unsurlarından olduğunun altını çizen Bahçeli, muhalefetin ve bölücü zihniyetin, bu eksende ürettiği laçkalaşmış ve marazileşmiş yuvarlak çözüm önerilerinin mahut bariz gerçeği asla değiştirmeyeceğini ifade etti.  “Sözde Kürt sorunu kanlı emperyalistlerin tuzağıdır”  Türkiye’de Kürt sorununun olmadığını vurgulayan Bahçeli, “Tarihsel süreç içinde Türk milleti üzerinde oynanan oyunlar ve bölücülük kalkışması vardır. Sözde Kürt sorunu kanlı emperyalistlerin tuzağıdır. Sözde Kürt sorunu bölücü terörün hain ve kanlı eylemlerini sakladığı ihanet kılıfıdır. Küresel emperyalizmin hiç değişmeyen stratejisi, karşısındaki güçleri dıştan kuşatmak, sanal sorun alanlarını genişleterek içten çökertmektir. Türk milleti halklar koalisyonu, etnik kökenler mecmuu değildir. Türk milleti uçurum gibi derinleşen farklılıkların geçici ittifakıyla kurulmuş yığın veya gevşek topluluk asla olmamıştır. Sorun yaygarası koparanlar, en başta Kürt kardeşlerimizin canı ve varlığı üzerinde pazarlık yapan namertlerdir” şeklinde konuştu.  “Geçici olarak görevden uzaklaştırılan belediye başkanları hukuki süreçlerin sonuçlanmasını sabırla beklemelidirler”  Kayyum atanan belediyeler hakkında konuşan Bahçeli, “Esenyurt, Halfeti, Batman ve Mardin belediyelerine atanan kayyımlar demokrasinin ve milli iradenin inkarıyla ilişkili değil, söz konusu belediye başkanlarının terör örgütüyle irtibat, iltisak ve illiyet bağlarından dolayıdır. Türkiye’de hukukun üstünlüğü havi ve hâkimdir. Yargı kararlarına riayet ve saygı şüphesiz mecburidir. Geçici olarak görevden uzaklaştırılan belediye başkanları hukuki süreçlerin sonuçlanmasını sabırla beklemelidirler. Adaletten ödün vermek ve yargı kararının hükümet eliyle icrasını savsaklamak hiç kimseye bir şey kazandırmayacaktır. Anayasa ve ilgili yasalar son derece açıktır. Ancak CHP’nin uzlaşmaz ve provakatif hamleleri, Cumhurbaşkanımızın ve bizim en son grup toplantılarımızdaki konuşmalarla iyice canlanan kardeşlik ortamının sabote edilmesini hedef almaktadır” dedi.  “Ahmet Türk’ün istismar edilmesi, İmralı’yla DEM Parti arasına çomak sokma sinsilikleri CHP’nin başını çektiği kara kampanyanın dış bağlantılı mahsulüdür”  CHP’nin kaynağından kopan, yatağına küskün akan dere gibi olduğunu dile getiren Bahçeli, “Özellikle ciddi sağlık sorunları olan, yaşı kemale ermiş bulunan ve köklü bir aileye mensup olduğu da bilinen Sayın Ahmet Türk’ün istismar edilmesi, İmralı’yla DEM Parti arasına çomak sokma sinsilikleri CHP’nin başını çektiği kara kampanyanın dış bağlantılı mahsulüdür. Özgür Bey çığırından çıkmış, çılgına dönmüş, gergin yüz hatları, bozuk ve bulanık dil yapısı içine sürüklendiği krizin büyüklüğünü gözler önüne sermiştir. CHP Genel Başkanı şaşırmış, su kaynatmıştır. Buradan bakınca CHP ile DEM Parti’yi ayırt etmekte çok zorlandığımızı, hatta CHP ile PKK’yı birbirine karıştırdığımızı söylemek abartılı bir iddia olmayacaktır. Özgür Bey’in, Esenyurt’ta adalet müessesine saldırması, Cumhuriyet savcılarımıza hakaret etmesi, Sayın Cumhurbaşkanımızı suçlaması normalleşme masalı anlatan CHP’nin kısa devre yapmasına, milletimizin sinir uçlarıyla oynamasına yol açan nezaketsizlik ve su katılmamış edepsizliktir” diye konuştu.  “Belediye başkanları ya adam gibi görevlerini yapacaklar, ya da Türk devletinin hukuk sınırları içinde aldığı meşru ve haklı tasarruflara katlanacaklardır”  Cumhuriyet’in yeni yüzyılında, iç barış ve huzur ortamının ihyası mucibince sivri akım ve tutumların örseleneceğini belirten Bahçeli, “Dış desteğe bağlanmış iç tehditler kıpırdayamaz hale gelecektir. Fitne enflasyonundan arındırılmış milli duruş mukavemetiyle önümüzdeki yüz yıla mühür vuracağız. Kendi kozamıza sıkışıp kalmayacağız. Buz tutmuş gönülleri sevgiyle ve dayanışmayla eriteceğiz. Sorunları çözemediğini kanıtlayan bir medeniyet çökmekte olan bir medeniyettir. Biz böyle bir medeniyetin mirasçıları değiliz. Terör dilinin, bölücü dayatmanın, Kandil provokasyonlarının, sokağı adres gösteren şeytanlıkların sonu ve sonucu olmayacaktır. Belediye başkanları ya adam gibi görevlerini yapacaklar, ya da Türk devletinin hukuk sınırları içinde aldığı meşru ve haklı tasarruflara katlanacaklardır” dedi.  “Ekrem İmamoğlu Bey’in siyasetini tasvip etmediğim için kendisiyle görüşmeyi uygun bulmuyorum”  Bahçeli, grup toplantısı çıkışında bir basın mensubunun Ekrem İmamoğlu’nun randevu talebine bir yanıtınız olacak mı? şeklindeki sorusuna “Ne maksatla randevu talebinde bulundular. Bilemiyorum. Ama Ekrem İmamoğlu Bey’in siyasetini tasvip etmediğim için kendisiyle görüşmeyi uygun bulmuyorum. Çünkü bu görüşmeden istismarla yanlış yorumlarla Türkiye’de bazı gelişmelerde MHP’yi de bulaştırmak isteyebilirler. Daha dikkatli olmak mecburiyetindeyiz” cevabını verdi. 

Fatih Erbakan vatandaşın yüreğine su serpti! Haber

Fatih Erbakan vatandaşın yüreğine su serpti!

Geçtiğimiz günlerde Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terörist başı apo için söylediği , “Gelsin meclise Dem Parti sıralarına katılsın, örgütün silah bıraktığını dünyaya ilan etsin” sözleri vatandaşların çoğunluğunu çıldırtırken çok küçük bir kısmı da “devlet aklı” düşüncesiyle sakinleştirdi. Cumhur İttifakı olarak söz ve politikalarında farklı cümleler sarfetmeyen Erdoğan ve Bahçeli’nin bu konuda da ortak düşündüğü düşünülüyor. Bir de Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun Bahçeli’ye destek açıklaması ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in, Selahattin Demirtaş’ı cezaevinde ziyaret edip, “Yarın Selahattin Demirtaş özgürlüğüne kavuşacak gibi hissediyorum” sözleri de vatandaşları şok üstüne şoka uğrattı. Konuyla alakalı yalnızca Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın,  “Terörle masaya oturulmaz, terörle pazarlık yapılmaz. Teröristlere söz verilmez, teröristlerin sözüne güvenilmez!” sözleri ise vatandaşın gözünde tek takdir bulan çıkış oldu. İşte Fatih Erbakan’ın milletin yüreğine su serpen o sözleri, Terörle masaya oturulmaz, terörle pazarlık yapılmaz. Teröristlere söz verilmez, teröristlerin sözüne güvenilmez! pic.twitter.com/oVVjSsMfLm — Dr. Fatih Erbakan (@erbakanfatih) October 25, 2024

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.