Hava Durumu

#Doktor

Yeni Marmara Gazetesi - Doktor haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Doktor haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Soğuk Havalara Dikkat! Haber

Soğuk Havalara Dikkat!

Sonbahar ve kış aylarında cilt, soğuk hava, rüzgar ve düşük nem sebebiyle daha fazla bakıma ihtiyaç duyduğunu ifade eden Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Turan,“Kış mevsiminde havadaki nemin azalması ellerde egzama, yüzde hassasiyet ve ciltte matlaşmaya yol açabilir. Bu sebeple hyaluronik asit gibi maddelere kış aylarında daha çok ihtiyaç duyulur” dedi.   Mevsim geçişlerinde yaşanan sıcaklık farkları ve olumsuz hava şartları, cildimizi de önemli ölçüde etkiliyor. Retinoik asidin kış aylarında cilt bakımında altın değeri taşıdığını belirten Medicana Bursa Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Turan, bu etken maddenin ince kırışıklıklar, lekeler ve sivilcelerle mücadelede etkili olduğunu vurguladı. Kış aylarının, retinoik asidin cildin üst katmanını hafifçe soyarak, alt katmanında sağlıklı kollajen sentezi oluşmasına imkan tanıdığını ifade etti. Uzm. Dr. Turan, kış mevsimiyle birlikte nem oranının azaldığını, bu durumun ellerde egzama, yüzde hassasiyet ve ciltte matlaşmaya yol açtığını söyledi. Bu sebeple hyaluronik asidin kış aylarında daha çok ihtiyaç duyulduğunu belirten Uzm. Dr. Turan, temiz bir yüze hyaluronik asit serum veya krem uygulanmasının önemine vurgu yaptı.  Ellerde kuruma ve çatlamanın başladığını fark edenlere seslenen Dr. Işıl Turan, bu durumun nemlendirici kullanımının ihmal edildiğini gösterebileceğini belirtti. Ellerin kötüleşmeden ve kortizon ihtiyacı olmadan bakıma başlanmasını öneren Turan, özellikle cica içerikli nemlendiricilere ihtiyaç duyanların, mevsim geçişlerinde bu ürünleri kullanmalarını tavsiye etti. Uzm. Dr. Işıl Turan, kış aylarında birlikte profesyonel cilt bakımlarının glikolik veya salisilik asitlerle yapılmasını önerdi. Bu bakımların, ölü derilerden arınmayı sağlayarak cildin güzelleşmesine katkı sağladığını ifade etti.  Epilasyon mevsiminin açıldığını belirten Turan, güneşlenme ve solaryumun epilasyon etkinliğini azaltıp yan etki riskini arttırdığını söyledi. Bu sebeple kış döneminin, epilasyon öncesi daha güvenli ve etkili olduğunu belirtti. Ayrıca lekelerden muzdarip olanlara leke tedavisi öneren Uzm. Dr. Işıl Turan, güneş mevsiminde tedaviyi alevlendirecek uygulamalardan kaçınılması gerektiğini söyledi.   

Düztabanlık Tedavisinde Erken Müdahale Haber

Düztabanlık Tedavisinde Erken Müdahale

Düztabanlık tedavisinin genellikle çocukluk çağında başladığını belirten Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yalkın Çamurcu, “Çocuklarda ayak kemeri genellikle 4-6 yaşına kadar gelişir. Eğer bu yaşlarda kemer gelişmezse ve semptomlar ortaya çıkarsa, tedaviye başlanabilir. Erken müdahale, uzun vadede daha iyi sonuçlar elde edilmesini sağlar” dedi.   Düztabanlığı (Pes Planus, Pes Planovalgus) ayak tabanında olması gereken kavisi oluşturan kemerin çökmesi sonucu ayak tabanının düz bir görünüm alması durumu olarak tanımlayan VM Medical Park Bursa Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yalkın Çamurcu, dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgilendirmede bulundu. Ayak tabanı ve ayak kavisini oluşturan ayak kemerinin, yürüme ve koşma sırasında vücudun ağırlığını dengelediğini ve darbeleri emdiğini belirten Prof. Dr. Yalkın Çamurcu, “Düztabanlık, bu kavisin olmaması veya yetersiz olması durumunda ortaya çıkar ve ayakta ağrı, yorgunluk, ayak bileği, diz, kalça ve bel sorunlarına yol açabilir. Düztabanlık doğuştan olabilir veya zamanla gelişebilir. Bebeklerde ve küçük çocuklarda ayak kemerinin gelişimi tamamlanmadığı için düztabanlık normaldir. Ancak, 6-7 yaşına kadar kemer gelişmezse, bu durum kalıcı hale gelebilir ve tedavi gerekebilir” şeklinde konuştu.  Düztabanlık (pes planus), ayak kemerinin çökmesi olarak ortaya çıkan bir ayak şekil bozukluğu olduğunun altını çizen Prof. Dr. Çamurcu, bu durumun bazı istisnalar dışında 6 yaşına kadar normal gelişim (fizyolojik) olarak kabul edildiğini ifade etti. Düztabanın neden geliştiği sorusunun birçok yanıtının olduğunu dile getiren Prof. Dr. Çamurcu, genel olarak genetik faktörler, kas ve tendon zayıflıkları, yaralanmalar, yaşlanma, obezite, nöromüsküler hastalıklar ve gelişimsel faktörlerin hastalığın ortaya çıkmasında etkili olduğunu belirtti. Prof. Dr. Çamurcu, düztabanı en çok tetikleyen 8 faktör hakkında şu bilgileri paylaştı:  "Ailede düztabanlık öyküsü olan bireylerde bu durum daha yaygın görülür. Genetik yatkınlık, ayak kemerinin yeterince gelişmemesine neden olabilir. Liya Xu ve arkadaşlarının yaptığı bir sistematik inceleme ve meta-analiz çalışması, düztabanlığın genetik faktörlere bağlı olabileceğini göstermektedir. Bu çalışmada, 2001-2021 yılları arasında yayınlanmış 3 bin 602 çocuk üzerinde yapılan 15 çalışma meta-analize dahil edilmiştir. Sonuçlar, erkek çocukların düztaban olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu ve yaşla birlikte düztabanlık oranının azaldığını göstermiştir. Kas güçsüzlüğü, ayak kasları ve tendonlarının zayıf olması, ayak kemerinin çökmesine yol açabilir. Tendon problemleri, ayak bileği etrafındaki tendonların zayıflaması veya yaralanması düztabanlığa neden olabilir. Travma, ayak veya ayak bileği yaralanmaları, kemik ve eklem yapısını bozarak düztabanlığa yol açabilir. Cerrahi müdahaleler, ayakta veya ayak bileğinde yapılan cerrahi müdahaleler, kemik veya tendon yapısını etkileyerek düztabanlığa neden olabilir. Yaşlanma sürecinde, ayak kasları ve bağ dokuları zayıflar ve elastikiyetini kaybeder. Bu durum, ayak kemerinin çökmesine neden olabilir. Fazla kilo, ayak kemerine ekstra yük bindirerek kemerin çökmesine neden olabilir. Bu, özellikle uzun süre ayakta duran veya yürüyen bireylerde daha belirgin hale gelir."  Düztabanlığın tedavisinin mümkün olduğunu işaret eden Çamurcu, hastalığın nedenlerinin doğru belirlenmesinin uygun tedavi planı oluşturulması açısından önemli olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Çamurcu, tedavi seçenekleri arasında ameliyat dışı yöntemler (ayak egzersizleri, tabanlıklar, ortopedik ayakkabılar) ve cerrahi müdahaleler bulunduğunu; tedavi sürecinin ise bireyin yaşına, şikâyetlerine ve düztabanlığın (şekil bozukluğunun) derecesine bağlı olarak planlandığını dile getirdi. Prof. Dr. Çamurcu, düztabanlık tedavisinde hafif vakalarda ayak egzersizleri, ortopedik ayakkabılar ve tabanlıkların yeterli olabileceğini ancak daha şiddetli vakalarda ise fizik tedavi veya cerrahi müdahale gerekebileceğini ifade etti. 

Prostat Kanseri İçin Erken Teşhis Haber

Prostat Kanseri İçin Erken Teşhis

Eskiden 80'li yaşlarda görülen prostatın artık 40'lı yaşlara kadar indiğini belirten Prof. Dr. Bülent Oktay, erkeklerin sadece bir damla kan vererek prostat kanseri olup olmadıklarını öğrenebileceklerini söyledi.  Eylül ayının prostat kanseri farkındalık ayı olduğunu vurgulayan Acıbadem Bursa Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Oktay, prostat kanserinin önceki dönemlerde 80'li yaşlardan itibaren görüldüğünü ama bu yaşın artık 40'lı yaşlara kadar düştüğünü belirtti. Bu yüzden erkeklerin prostat kanseri konusunda daha bilinçli ve dikkatli olması gerektiğini ifade eden Oktay, şunları söyledi:  "Prostat, yer olarak derinde bir yapı. Doktorlar muayenede ancak makattan muayene ile ulaşabiliyor. Dolayısıyla kişinin kendi kendini muayene ederek anlaması mümkün değil. Ancak Prostat Spesifik Antijen (PSA) denilen tarama testi, kanserin erken tespit etme imkan veriyor. Basit bir testtir. Hastadan kan alınır ve incelenir. Yani prostat kanseri olduğunuzu bir damla kan vererek öğrenebilirsiniz. 40 yaşlarından sonra yılda bir kez PSA testi yaptırmalarını öneriyorum. Böylece erken teşhis olabilir ve erken teşhis ile tedavi başarısı artar."  Prostat kanserinin genetik yatkınlıkla da ilişkisi olduğunu belirten Prof. Dr. Oktay, ailesinde birinci derece yakınlarında prostat kanseri varsa, bu kişilerin daha erken zamanda bir üroloji uzmanına başvurmaları ve takiplerini ihmal etmemeleri gerektiğini söyledi. Prostat kanserinde beslenmenin önemine değinen Prof. Dr. Bülent Oktay, "Prostat kanserinin beslenmeyle kısmi ilgisi var. Prostat kanseri hastalarının yaşamına bakıldığında bazı ortak noktalar olduğunu görüyoruz. Öncelikle sigara tüketimleri var. Ayrıca karbonize dediğimiz aşırı kızartılmış ve yanmış yiyeceklerle beslenmeyi seviyorlar. Yağ oranı yüksek ve et ağırlıklı besinleri tercih ediyorlar. Oysa bu beslenme tarzı, birçok hastalık gibi, prostat kanseri riskini de artıyor" dedi.  Sebze ağırlıklı beslenmenin prostat kanserinden koruduğuna belirten Oktay, "Kanserden korunma yöntemlerinin birçoğunda olduğu gibi burada da dengeli beslenme ve sebze ağırlıklı tüketim gerekiyor. Tabi ki vücudun ete ihtiyacı var. Özellikle kan yapımı ve kas gücü için et yiyeceğiz. Ama her gün değil. Prostat kanserinden korunmak için ayrıca brokoli başta olmak üzere, kabak çekirdeği tüketilmelidir. Ancak bunların az miktarda yıllarca tüketilmesi lazım. Yani bir ay kür yapıp, kabak çekirdeği ve brokoli yiyerek korunmaya çalışmak çok doğru değil. Sağlıklı beslenme bir hayat tarzı olmalı" diye konuştu. 

Doktorlardan çaldıkları e-imza ile reçete yazıyorlardı! Haber

Doktorlardan çaldıkları e-imza ile reçete yazıyorlardı!

   Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde İzmir Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, doktorların e-imza cihazlarını çalarak yeşil ve kırmızı reçeteye tabi ilaçları temin eden, temin ettikleri bu ilaçları kullandıkları şebeke üyeleri vasıtasıyla uyuşturucu madde ticareti yaptıkları belirlenen şahıslara yönelik 07 Kasım 2023 tarihinde eş zamanlı operasyon yapıldı. 27 şüpheli hakkında düzenlenen operasyonda, şahıslardan 15'i tutuklandı.  Operasyonda 2. dalga      İzmir Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin MASAK ile koordineli olarak yaptığı titiz çalışmalar sonucunda şüphelilerin para trafiği tespit edildi. Olaylara dahil kamera görüntüleri izlendi ve uyuşturucu içerikli ilaçların satımından elde edilen paranın takibi sıkı bir şekilde yapılarak, şebekeyle bağlantılı oldukları tespit edilen eczacılar ve çalışanları belirlendi.      Doktorlardan çalınan e-imza (TOKEN) cihazları ile usulsüz olarak 3. şahıslar adına renkli (yeşil/kırmızı) reçete yazdıkları, bu reçeteye bağlı olarak uyuşturucu özelliği bulunan sentetik ilaçları temin etmeye çalıştıkları tespit edilen şahıslara yönelik yapılan operasyonun 2. dalgasında ilaç alınan eczaneler, eczane sahipleri ve çalışanlarına yönelik İzmir, İstanbul, Antalya ve Aydın illerinde ikamet eden toplam 22 şüpheliye yönelik eş zamanlı operasyon düzenlendi. Ekiplerin baskınlarında 20 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı.  Yapılan aramalarda 2 adet silah, 3 adet şarjör, 87 adet 7.65 fişek, çok sayıda dijital materyal ve usulsüz olduğu tespit edilen reçeteye el konuldu. Adli mercilere sevk edilen şüphelilerden 8'i tutuklanarak cezaevine gönderildi. 

Uzmanından Çocuklu Ailelere Uyarı: Güneş Çarpmasına Dikkat! Haber

Uzmanından Çocuklu Ailelere Uyarı: Güneş Çarpmasına Dikkat!

Özellikle ailece çıkılan tatillerde, bebek ve çocukları başta güneş çarpması olmak üzere birçok yaz hastalığından korumak için tedbir almak gerekiyor. Uzm. Dr. Emrullah Yüksel, “Çocuklar, uzun süre güneş altında kaldıklarında bitkinlik, bilinç kaybı ve yüksek ateş gibi güneş çarpması belirtileri gösterebilir. Özellikle 5 yaş altındakiler güneş çarpmasından daha çok etkilenir” uyarısı yaptı.   Okulların kapanmasının ardından uzun yaz tatili başladı. Çocuklarıyla tatil planı yapan aileler için aşırı sıcak havanın getirdiği riskler ve yaz hastalıkları zorlayıcı olabiliyor. Medicana International İstanbul Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Uzm. Dr. Emrullah Yüksel, yaz tatilinde en sık rastlanan sorunlardan birinin güneş çarpması olduğunu belirterek “Tatil sezonunda çocuklar açık alanlarda, havuzda ya da denizde daha fazla zaman geçiriyor. Ancak yüksek sıcaklıklar, en çok bebek ve çocukları etkiliyor. Özellikle 5 yaş altı çocuklar güneş çarpmasıyla karşı karşıya kalabiliyor. Yüksek sıcaklık, vücudun su, mineral ve tuz kaybetmesine neden olur. Güneş çarpması; bitkinlik, bilinç kaybı, artan uyuma isteği, ciltte kızarıklık, kalp atışında hızlanma, ağız ve dudak kuruluğu, terleme eksikliği, yüksek ateş ve denge sorunlarıyla kendini belli eder” açıklamasında bulundu.    Bol sıvı alınmalı, fast food tarzı gıdalar tüketilmemeli  Uzm. Dr. Emrullah Yüksel, güneş çarpmasından korunmak için alınması gereken önlemleri ise şöyle sıraladı:  “Uzun süre dışarıda kalmamak, güneş ışınlarının dik geldiği 10.00-16.00 saatlerinde açık havaya çıkmamak, güneş koruyucu kullanmak, çocuklara ince ve açık renkli giysiler giydirmek, bol sıvı takviyesi yapmak, serin yerlerde zaman geçirmek, dışarı çıkıldığında UV filtreli güneş gözlüklerinden yararlanmak, fast food tarzı besinler tüketmemek; güneş çarpmasından korunmak için gereklidir.”  Güneş çarpması durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Yüksel, “Güneş çarpmasından korumak için yeterli sıvı alınması çok önemlidir. Çocuklar su, meyve suyu ve ayran gibi içecekleri, kavun-karpuz gibi yaz meyvelerini bolca tüketmelidir. Güneş çarpması meydana gelmesi halinde ise çocuğun sıvı alımı iyi değilse ya da kusma varsa mutlaka sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır" şeklinde konuştu.  İsiliği önlemek için bebekler her gün yıkanmalı Yaz aylarında bebeklerde çok sık isilik görüldüğünü de ifade eden Uzm. Dr. Emrullah Yüksel, “İsilik, ter kanallarının tıkanması nedeniyle meydana gelir. İsilikte, cilt yüzeyinde içi su dolu kabarcıklar oluşabilir ve kaşıntıya neden olur. Kaşıntı sonucunda kabarcıklar enfeksiyon kapabilir. İsilikten korunmak için bebekleri yaz aylarında her gün yıkamak, dar kıyafetler giydirmemek, aşırıya kaçmadan nemlendirici kullanmak, aşırı sıcağa maruziyeti önlemek gerekir. İsilik genelde birkaç gün içinde kendiliğinden geçer. Hekimin önerdiği kremler de kullanılabilir” dedi.  Orta kulak iltihabını önlemek için kulak tıkacı kullanılmalı  Havuz ya da denizde vakit geçirmenin üst solunum yolu enfeksiyonu, alerji, rinit ve sinüzit gibi etkenlerle orta kulak iltihabına zemin hazırlayabileceğini söyleyen Uzm. Dr. Yüksel, “Kulak enfeksiyonlarının en sık görülen belirtisi ağrıdır. Çocuklarda kulak çekiştirme, iştahsızlık, ağlama, ateş de görülebilir. Orta kulak iltihabından korunmak için havuza, denize girerken kulağa su kaçmasını engelleyecek kulak tıkaçları kullanılabilir. Belirtiler görüldüğünde ise hekime başvurulması önemlidir" diye konuştu.  Islak mayoyla oturmak idrar yolu enfeksiyonuna neden olabilir  Islak mayoyu değiştirmemenin kız çocuklarında idrar yolu enfeksiyonlarına yol açabileceğinin altını çizen Uzm. Dr. Emrullah Yüksel, “Ateş, kusma, karın ağrısı, idrar yaparken ağrı; bu hastalığın belirtilerindendir. İdrar yolu enfeksiyonunda erken teşhis önemlidir. Bu nedenle belirtiler başladığı an mutlaka hekime başvurulmalıdır. Denizden veya havuzdan çıkınca duş alınması, ıslak mayoyla oturulmaması idrar yolu enfeksiyonlarına karşı koruyucu tedbirlerdir” dedi.  Uzm. Dr. Yüksel, çocuklarda güneş yanıklarıyla ilgili ise “Cilde soğuk ve ıslak kompresler uygulanabilir. Yanığa bağlı ağrı varsa parasetamol verilmelidir. Güneş yanığı olan bölgelerde kaşıntı varsa, kaşıntının azaltılması için antihistaminikler kullanılabilir” bilgisini verdi. 

Dr. Günsel'den Kalp Hastalarına Önerilerde Bulundu Haber

Dr. Günsel'den Kalp Hastalarına Önerilerde Bulundu

Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıkları, en çok kalp hastaları için risk oluşturuyor. Kardiyoloji uzmanı Dr. Aziz Günsel, kalp hastaları için aşırı sıcaklarda hayat kurtaracak önerilerde bulundu.   Haziran ayında hava sıcaklıkları, sadece Türkiye ve Kıbrıs’ta değil neredeyse bütün Avrupa’da mevsim normallerinin çok üzerinde seyretmeye devam ediyor. Üstelik Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün tahminleri bu yıl, yaz mevsiminde sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde kalmaya devam edeceğini gösteriyor.  Aşırı sıcaklar ise birçok hasta grubu için risk oluşturuyor. Kalp hastaları ise sıcak havalardan en çok etkilenen risk gruplarının başında yer alıyor. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji uzmanı Dr. Aziz Günsel, hava sıcaklığının artması nedeniyle kalp hastalarının karşı karşıya kalabileceği risklerle ilgili uyarılarda bulunarak alınması gereken önlemleri sıraladı.  Sıcaklıkların artmasıyla birlikte terlemeye bağlı olarak yaşanan su ve tuz kaybının kalp hızında artışa neden olduğunu vurgulayan Dr. Aziz Günsel, bu durumun kalbin iş yükünü artırdığını söyledi. Dr. Günsel, bu nedenle yüksek tansiyon, kalp yetmezliği, kalp damarlarında tıkanıklık veya stent bulunan ya da bypass hikayesi olan hastaların sıcak havalarda özellikle dikkatli olmaları gerektiğini belirtti.  Sıcak havalarda beslenme çok daha önemli  Dr. Aziz Günsel, kalp hastalarının sıcak havalarda alabileceği önlemlerle ilgili de açıklamalarda bulundu. Yaz aylarında beslenme ve uygulanacak diyetin çok daha önemli bir hale geldiğini söyleyen Dr. Günsel, “Kalp hastaları yaz aylarında yağlı, kızartma türü ağır ve sindirimi zor gıdalar yerine sebze ağırlıklı, bol posalı, haşlama veya ızgara türü gıdalar almalıdır. Öğünler sık ve alınan gıdaların da az miktarlarda olması faydalı olacaktır” ifadesini kullandı.  Gününüzü sıcaklığa göre ayarlayın  Dr. Günsel’in dikkat çektiği konulardan biri de günlük aktivitelerin zamanlamasının iyi ayarlanması. “Gündüz güneş ışınlarının dik olarak yansıdığı saatlerde dışarı çıkılmaması, denize girilmemesi, bu saatlerde aşırı efor gerektiren aktivitelerden kaçınılması ve sıcak saatlerde alkol alınmaması gerekmektedir” diyen Dr. Günsel, “Tok karnına denize girmek kalp hastaları için tehlikeli olabilir” dedi. Efor sarf ettirecek aktiviteler için doğru zamansa, sabah erken ve akşam serin saatleri. “Bu saatlerde kalp hastalarının kendilerini aşırı yormayacak şekilde yürüyüş yapması veya yüzmesi yararlı olacaktır” diyen Dr. Günsel, “Göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, baygınlık hissi gibi şikayetler oluştuğunda en yakın sağlık merkezine başvurarak kontrolden geçilmelidir” uyarısında da bulundu.  İlaç kullanımı doktor denetiminde yaza uygun planlanmalı  Düzenli ilaç kullanan kalp hastalarının, ilaç dozlarının hava sıcaklığı ve vücutta neden olduğu değişimler göz önünde bulundurularak doktor denetiminde yeniden düzenlenebileceğini söyleyen Dr. Aziz Günsel, özellikle idrar söktürücü ilaç kullanan hastaların dikkat etmesi gerektiğini vurguladı. “İdrar söktürücü ilaç kullanan kalp yetmezliği veya yüksek tansiyon hastalarında aşırı sıvı kaybına maruziyet, halsizlik, yorgunluk veya ritim bozuklukları görülebilir” diyen Dr. Aziz Günsel, bu tip ilaç kullanan hastaların doktor takibinde ilaç dozlarının yeniden düzenlenmesini öneriyor. 

Dr. Önder Taşkın: “Hastamızı 8 saat süren ameliyatın ertesi günü yürüttük”  Haber

Dr. Önder Taşkın: “Hastamızı 8 saat süren ameliyatın ertesi günü yürüttük” 

Amasya’da omurgasındaki eğrilik ameliyatla düzelen kadının boyu bir günde 5 santim uzadı. Beş yıldır yaşadığı sağlık problemlerinden 8 saat süren operasyonla kurtulan 55 yaşındaki Şadiye Çakıcı, bir gün sonra ayağa kalkarak yürümeye başladı.  Vücudunda geçmek bilmeyen ağrılar ve sol ayağındaki kısmı felç nedeniyle Özel Amasya Kolmed Hastanesi’ne başvuran hastaya bir dizi tetkik yapıldı. Skolyoz tanısı konulduktan sonra ameliyata karar verildi. Omurgasında oluşan eğriliği başarılı bir operasyonla düzeltilip sağlığına kavuşan evli ve 3 çocuk annesi Çakıcı, “Yol yürüyemez, yemek yapamaz, küçük bir poşet bile taşıyamaz haldeydim. İyice kamburlaşmıştım. Eskiden 1,72 olan boyum 1,67’lere kadar düşmüştü. Şu an yine aynı boydayım. Boyum 4,5 santim uzadı” dedi.  “Hastamızı 8 saat süren ameliyatın ertesi günü yürüttük”  Omurgada eğrilik ve duruş bozuklukları ile oluşan skolyoz rahatsızlığı tanısı koyduğu hastasının ameliyatını yapan Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Önder Taşkın, “Hastamızı 8 saat süren ameliyatın ertesi gün yürüttük. Ayağındaki kuvvetsizlik çok hızlı bir şekilde düzeldi. Artık yürüyebiliyor. Ayakta uzun bir süre kalabiliyor” diye konuştu. Taşkın, benzer sağlık problemleri olanların alanlarında uzman doktorlara başvurmalarını istedi. 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.