Hava Durumu

#Dünya

Yeni Marmara Gazetesi - Dünya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dünya haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yurt dışından gelen gençler Bursa'da Türk kültürünü deneyimledi Haber

Yurt dışından gelen gençler Bursa'da Türk kültürünü deneyimledi

Gençler Arası Değişim Programı kapsamında Bursa'ya gelen yabancı öğrenciler, Türk kültürünü yerinde deneyimleyip coğrafi tescilli Gürsu armudu şeklinde kurabiye yaptı. Gençler Arası Değişim Programı kapsamında yurt dışından Bursa'ya gelen 20 öğrenci, 10 gün boyunca belirlenen ailelerin yanında kalarak Türk kültürünü, örf ve adetlerini yakından tanıma fırsatı buldu. Program kapsamında gençler, Türk mutfağının eşsiz tatlarını deneyimleyip, kültürel etkinliklere katıldı. Bursa'nın Gürsu ilçesinde bulunan Adrenalin Park'ta düzenlenen 'Yemek Workshopu', gençlerin en keyif aldığı etkinliklerden biri oldu. Workshopta öğrenciler, coğrafi tescilli Gürsu armudundan esinlenerek yapılan kurabiyeleri hazırladı. Önlüklerini giyip hamur yoğurarak marmelat koyan öğrenciler, armut şekli vermek için yoğun çaba sarf etti. Renkli anların yaşandığı etkinlikte, öğrenciler hem el becerilerini konuşturdu hem de bolca eğlendi. Pişirdikleri kurabiyeleri afiyetle yiyen öğrenciler, armut şeklindeki kurabiyeyi çok beğendiklerini belirtti. Lezzetli molanın ardından öğrenciler, 400 metre uzunluğundaki zipline parkurunda adrenalin dolu anlar yaşadı. Su bisikletiyle eğlenen gençler, ardından Bursa manzarasına karşı dinlenerek günün keyfini çıkardı. Bu proje ile gençlere aile bağlarını güçlendirmeyi ve sorumluluk duygusu kazandırmayı amaçladıklarını söyleyen Gürsu Kadın Girişimi Üretim İşletme Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Sümeyye Işık, 20 öğrencimize bölgemizin coğrafi işaretli ürünü deveci armudu şeklinde kurabiye yaptırıyoruz. Kooperatif ortaklarımız, öğrencilere kurabiye hamurunun nasıl yapıldığını, birlikte hamur yoğurarak gösterdiler. Ardından, kurabiyeye armut şekli verme aşamalarını, marmelatını, pişirme şeklini ve süresini uygulamalı olarak anlattılar. Bugün onlara anne kurabiyesinin nasıl yapıldığını öğretmiş olacağız. Daha sonra öğrencilerimizle zipline yapacağız, göl bisikletine bineceğiz, göl etrafında trekking yapacağız ve hep birlikte keyifli zaman geçireceğiz. Bu etkinlik, sadece doğada eğlenmenin ötesinde, aile içinde de neler başarabileceğimizi, annemize babamıza nasıl yardımcı olabileceğimizi, hafta sonu birlikte sofraya oturup ev yapımı bir kurabiye eşliğinde kaliteli vakit geçirmenin önemini de vurgulamış olacak. Aile bağlarını güçlendirmeyi, çocuklara sorumluluk duygusu kazandırmayı amaçlıyoruz" dedi. Bu etkinliklerle gençlere geleneksel lezzetleri tanıtmayı hedeflediklerini belirten Türk Lions Kulüpleri Federasyonu Bursa GAD sorumlusu Nurgül Uslu, "Gençler Arası Değişim Programı, tüm dünyada gerçekleştirilen uluslararası bir programdır. Bu programdaki amacımız, karşılıklı olarak düzenlenen dünya kamplarında Türk gençleri ile farklı ülkelerden gelen gençlerin bir araya gelip kaynaşmaları ve güçlü bağlar kurmalarını sağlamaktır. Bu kapsamda, dünyanın çeşitli bölgelerinden gelen 20 gencimizi ağırlıyoruz. Gençlerimiz, programın ilk bölümünde 10 gün boyunca Türk ailelerinin yanında kalarak günlük yaşama dahil oluyor, ikinci bölümde ise Bursa kampımızda yer alıyorlar. Program süresince gençlerimize hem Türk kültürünün özelliklerini anlatıyor, hem de doğa etkinlikleri gibi özel hazırlanmış kamp aktiviteleriyle kültürümüzü uygulamalı olarak tanıtıyoruz. Bugün de Gürsu Belediyesi Kadın Kooperatifi ve HasTavuk ile ortak yürüttüğümüz bir proje kapsamında, gençlerimiz yemek etkinliğine katıldılar. Burada gençler, coğrafi işaretli deveci armudu şeklinde kurabiye yaparak Türk mutfağından bir tatlıyı hem tanımış hem de uygulamalı olarak öğrenmiş olacaklar" diye konuştu. HasTavuk Kurumsal İletişim ve Halka İlişkiler Müdürü Bircan Özkan ise, "Dünyanın 20 farklı ülkesinden gençlerimiz şu anda burada. Brezilya'dan Hollanda'ya, Almanya'dan İtalya'ya, Danimarka'ya kadar pek çok ülkeden öğrencilerimizi misafir ediyoruz. Yaşları 17 ile 21 arasında değişen bu gençlerimizle amacımız; Türk kültürünü, örf ve adetlerimizi, Türk müziğini, sanatını ve mutfağını onlara tanıtmak. Her birinin, ülkelerine döndüklerinde gönüllü birer Türk tanıtım elçisi olmalarını hedefliyoruz. HasTavuk olarak geleceğimiz olan gençlere desteğimiz her zaman devam edecek" ifadelerini kullandı.

Gıda Zehirlenmesine Dikkat Haber

Gıda Zehirlenmesine Dikkat

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre her yıl 600 milyon kişi besin zehirlenmelerinden etkileniyor. Diyetisyen Ceren Demir, yaz aylarında sıcaklığın artması ile birlikte besin zehirlenmesi vakalarının artığını söyledi. Besinler aracılığı ile insan organizmasına taşınan bakteri, virüs, parazit, toksin ve kimyasal maddeler besin zehirlenmelerine neden olabiliyor. Artan sıcaklıkların etkisiyle birlikte yaz aylarında görülen besin zehirlenmesi vakaları ciddi oranda artıyor. Diyetisyen Ceren Demir, besin zehirlenmelerine sebep olan dört bakteri çeşidi olduğunu söyledi. Bunlardan ilki, en çok görülen bakteri çeşidinin "stafilokok". Bu bakterinin et, süt, süt ürünlerinde ve iyi yıkanmamış malzemelerden yapılan salatalarda ortaya çıktığını ifade eden Demir, bakterili besin alındıktan iki veya üç saat sonra zehirlenme belirtilerin başladığını ve vücutta kusma reaksiyonunun görüldüğünü söyledi. Bakteriler ölümcül zehirlenmelere neden olabiliyor Et, süt ve salatanın neden olduğu besin zehirlenmelerinde en çok görülen bir diğer bakteri türünün "shigella" olduğunu söyleyen Diyetisyen Demir, bu bakterinin neden olduğu zehirlenmelerde belirtilerin ortaya çıkma süresinin bir veya iki gün olduğunu belirtti. Diyetisyen Ceren Demir, "Bu bakteri bulantı, kusma, ateş, kramplar, karın ağrıları ve dışkıda kan şeklindeki belirtiler ile görülür" dedi. En ciddi ve ölümcül besin zehirlenmesine neden olan bakterilerden biri de "clostridium botilinum". Bu bakteri konservelerde, ette, sebze ve meyvede bulunabiliyor. Diyetisyen Ceren Demir, "Bu bakteri felç yapabilir, solunumu engelleyebilir ve ölümle sonuçlanabilir" dedi. Et tüketiminde dikkat edilmesi gerekenler Öncelikle fiyatı düşük diye nasıl ve nerden geldiği belli olmayan aynı zamanda da nasıl muhafaza edildiği bilinmeyen, denetlenmemiş ve de açık bir şekilde tezgahlarda satılan ürünlerin satın alınmaması gerektiğini söyleyen Diyetisyen Ceren Demir, et tüketecek kişilerin etleri standartlara uygun şekilde işletilen şarküterilerden alması gerektiğini belirtti. Güvenilir markaların paketli ürünlerinin de alınabileceğini söyleyen Demir, "Paketli ürün alırken de paketin hasar görmediğinden emin olun. Mutlaka etiket okuma alışkanlığı edinin. Üzerinde yazılı olan üretim ve son tüketim tarihlerini kontrol edin. Hayvanlardan geçebilecek hastalıklar nedeniyle sütü çiğ tüketmeyin" ifadesini kullandı. Besinleri koruma önerileri Besinlerin bozulmasını önlemek için en pratik yöntemin buzdolabında veya dondurucuda saklamak olduğunu söyleyen Diyetisyen Ceren Demir, pişmiş besinlerin hemen tüketilmeyecek ise iki saat içinde buzdolabına konulması gerektiğini söyledi. Buzdolabında olan ve tüketilmesi için çıkarılacak yemeğin, yetmiş derece üzerinde ısıtılması gerektiğini söyleyen Demir, aynı yemeğin tekrar tekrar ısıtılmaması gerektiğini kaydetti. Demir, "Dondurucudan çıkardığınız besinleri çözüldükten sonra tekrar buzluğa koymayın. Pişmiş yiyeceklerle çiğ yiyeceklerin birbirine temasından kaçının. Kişisel hijyeninize dikkat edin. Besin hazırlığını yapan bireylerin ellerini mutlaka sabunla en az iki dakika yıkamaları besin zehirlenmelerini önlemek açısından önemlidir. Ayrıca elinde kesikler veya açık yaralar bulunan kişilerin besin hazırlığı yapmamaları, zorunlu durumlarda ise bu yaraların hiçbir şartta besinlerle temas etmeyecek şekilde sararak mutlaka eldiven kullanmaları gerekmektedir" açıklamasını yaptı. Sebze ve meyveler iyice yıkandıktan sonra tüketilmeli Özellikle kişilerin çiğ et, yumurta veya kümes hayvanları gibi besinleri hazırladıktan sonra ellerini mutlaka iyice yıkaması gerektiğini söyleyen Demir, bu tür riskli besinler ile pişirilmeden tüketilecek sebze ve meyveleri hazırlarken ayrı doğrama tahtası ve bıçakların kullanılması gerektiğini belirtti. Demir sözlerine şöyle devam etti: "Sebze ve meyveler iyice yıkandıktan sonra tüketilmelidir. Besinlerinizin iyi piştiğinden emin olun. Yeterli süre ve sıcaklıkta pişmeyen yiyecekler zararlı bakterilerin sindirim sistemine taşınmasına yol açabilir. İshal ve kusma durumunda mutlaka dinlenmeli ve temiz su, ayran, maden suyu, şekersiz çay ile sıvı alımınızı artırmalısınız. İshaliniz varsa; pirinç lapası, yoğurt, muz, şeftali, haşlanmış patates tüketmelisiniz."

Rahim ağzı Kanserinden Aşıyla Korunmak Mümkün Haber

Rahim ağzı Kanserinden Aşıyla Korunmak Mümkün

 Dünya Sağlık Örgütü istatistiklerine göre her yıl 300 bin kadın, rahim ağzı kanserinden yaşamını yitiriyor. HPV virüsünün sebep olduğu bu kanserden korunmanın yolu, HPV aşısı ve düzenli aralıklarla HPV taraması yaptırmak. Can Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Cenk Mustafa Güven “Anormal adet kanaması, uzun süreli kanlı ve kokulu akıntı, ilişki sırasında kanama, bele ve sırta vuran ağrı, bacakta ödem ve ağrılı idrar yapma gibi belirtileri olan kadınlar mutlaka hekime başvurmalı” dedi.   Ülkemizde her yıl yaklaşık 2 bin kadın, rahim ağzı (serviks) kanserine yakalanıyor, yine her yıl bin kadın da bu nedenle hayatını kaybediyor. Cinsel yolla bulaşan HPV virüsü, rahim ağzı başta olmak üzere vulva, vajen, makat, baş-boyun ve boğaz, penis gibi organlarda kansere neden oluyor.  Rahim Ağzı Kanser Farkındalık Ayı kapsamında açıklamalarda bulunan İzmir Can Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Cenk Mustafa Güven, HPV aşısıyla korunmanın ve tarama testleriyle erken teşhis edilerek tedavisinin mümkün olduğunu ifade etti.  9 yaştan itibaren HPV aşısı yaşam boyu koruyucu  Rahim ağzından korunmanın diğer kanser türlerine göre daha mümkün olduğunu belirten Güven, 9 yaşından 30 yaşına kadar HPV aşısı olmanın yüksek oranda ve yaşam boyu koruyucu olduğunu, aşının 9-15 yaş arası iki doz, 15 yaşından sonra ise 3 doz şeklinde uygulandığını ifade etti.  3 yılda bir HPV taraması şart  Doç. Dr. Cenk Mustafa Güven, aşılanmış olsun olmasın, 21 yaşından sonra her kadının 3 yılda bir HPV taramasından geçmesi gerektiğine değinerek, “HPV taşıyan biri ile cinsel ilişki, erken cinsel aktivite (16 yaş ve öncesi), erken yaşta doğum, çok cinsel partner, düşük sosyo-ekonomik düzey, cinsel geçişli diğer hastalıklar, HIV, sağlıksız beslenme ve obezite gibi bağışıklık sistemini bozan durumlar, 10 yıldan fazla doğum kontrol hapı kullanmak ve sigara içmek rahim ağzı kanseri açısından risk oluşturuyor” dedi.  Bu belirtilere dikkat!  Güven, hastalığın belirtileri hakkında şu bilgileri verdi: “Rahim ağzı kanseri, anormal adet ya da adet arası kanamalar, menopoz dönemindeki kanamalar, uzun süreli özellikle kanlı ve kötü kokulu akıntı, kadınlık kanalından (vajina) ilişki sırasında ya da sonrasında kanama olması, bele ve sırta vuran ağrı, tek ya da her iki bacakta ödem ve ağrılı idrar yapma belirtileri ile kendini gösterebilir.” 

Ulusal Süt Konseyinden Süt Firmalarına Ziyaret Haber

Ulusal Süt Konseyinden Süt Firmalarına Ziyaret

Ulusal Süt Konseyi (USK), 1 Haziran Dünya Günü çerçevesinde İzmir ve çevre illerindeki süt firmalarını ziyaret etti.  Ulusal Süt Konseyi, bölge ziyaretlerinin ikincisini İzmir ve Manisa’da gerçekleştirdi. Bölgede bulunan süt sanayicileri, süt üreticileri, yem fabrikaları ve çiftliklerini ziyaret eden USK, 1 Haziran Dünya Süt Gününde Tire’de sektör paydaşlarıyla bir araya geldi. Ulusal Süt Konseyi Araştırma Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Artık, “Dünya genelinde yılda yaklaşık 940 milyon ton süt üretiliyor. 21,5 milyon ton üretimimiz ile hem Avrupa’da hem dünya liginde üst sıralarda yer alıyoruz. Her yıl 100’den fazla ülkeye süt ürünü ihracatı yapan büyük bir ekosisteme sahibiz. Bunların yanında sektörümüzün bazı sorunları da var. Bunları konuşup çözüm üretmek veya bu sorunları çözüm üretebilecek otoritelere aktarmak için bir araya geldik” dedi.  Çiğ süt alım-satımıyla ilgili bilgi veren Artık, “Süt üretimindeki mevsimselliğe bağlı olarak çiğ süt arzının bol olduğu bir dönemdeyiz. Öte yandan uluslararası fiyatlara bağlı olarak süttozu ve peynir altı suyu tozu gibi ürünlerde ihracatımız geçtiğimiz yıl önemli ölçüde düştü. Sanayicilerimizin yurtiçi satışlarında ise beklenen artışın gerçekleştiremediğini görüyoruz. Yılın bu dönemlerinde çiğ sütün bollaşması ile arzın artması, talebin ise ihracat ve yurtiçi satışlarla desteklenememesi sonucu çiğ sütte arz-talep dengesi bozuluyor. Piyasanın bu atmosferine aslında sektörümüz yabancı değil. Hemen her yıl bu aylarda çiğ süt arzı artıyor” ifadelerini kullandı.  Sütün bollaştığı dönemlerde süt sanayicilerinin üreticileri mağdur etmemek için süttozu yaptırdığını vurgulayan Artık, “Bu dönemlerde sektör kendi regülasyonunu yapıyor. Süt sanayicilerimiz ihtiyacı olmasa bile üreticileri mağdur etmemek adına sütü alıp süttozu yaparak stokluyorlar. Ancak özel sektörün gücü sınırlı ve belirli bir noktada kamu gücüne ihtiyaç duyuyor. Bu dönemlerde Et ve Süt Kurumu (ESK) kanalıyla piyasa regülasyonunun devreye girmesi oldukça önemli. Sektörün şu an beklentisi ESK’nın geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi şu an fazla olan sütü piyasadan alarak süttozu yaptırması ve sütün azaldığı dönemlerde tekrar piyasaya arz etmesi” ifadelerini kullandı.  Ulusal Süt Konseyi Araştırma Danışma Kurulu üyesi, Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Üstüner'ün sunumuyla İzmir'de düzenlenen tv programına konuk oldu. USK ADK üyeleri, sütün sağlıkla ilişkisi, süt ve ürünleri hususundaki bilgi kirlilikleri, süt ve ürünleri ile ilgili ihracat konularında sektörü ve tüketicileri bilgilendirdi. Bu çerçevede Üstüner, süt üreten tüm çiftçilerimizin zorlu çalışmalarını ve sütün çiftlikten sofraya kadar olan yolculuğunun her aşamasında büyük emek olduğunu ve dünya süt günü vesilesiyle bu farkındalığın oluşturulması gerektiğini vurguladı.  Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) almış olduğu karar doğrultusunda 1 Haziran Dünya Süt Günü, 1 Haziran’ı içine alan hafta ise Dünya Süt Haftası olarak kabul ediliyor. Sütün insan sağlığı açısından önemine ilişkin farkındalığın artırılması ve sektörün oluşturmuş olduğu ektilere dikkat çekebilmek adına Dünya Süt Günü her yıl farklı ülkelerde çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.

Dikkat! Son altı yılın en güçlü güneş patlaması! Haber

Dikkat! Son altı yılın en güçlü güneş patlaması!

Güneşin Kızgın Yüzü: Son Altı Yılın En Güçlü Patlaması Nasıl Meydana Geldi? NASA, son altı yılın en güçlü güneş patlamasını kaydetti. Bu olay, Perşembe günü Dünya üzerinde bazı radyo iletişimlerini geçici olarak kesintiye uğrattı. Güneş yüzeyinde gerçekleşen bu şiddetli patlama, NASA'nın 2010 yılında fırlattığı ve güneş aktivitelerini sürekli izleyen Solar Dynamics Observatory(SDO) tarafından yakalandı. Bu, koronal kütle atımı (CME) olarak adlandırılan, oldukça enerjik bir fenomenin parıltılı renklerle dolu görüntüsüydü.     Etkileri Dünya'ya Ulaşan Patlama: İletişim ve Uzay Araçları Üzerindeki Etkisi NASA, bu X sınıfı patlamanın, radyo iletişimini, elektrik şebekelerini ve navigasyon sinyallerini etkileyebilecek yoğunlukta olduğunu açıkladı. Ayrıca, bu tür patlamaların uzay araçları ve astronotlar için ciddi riskler oluşturabileceği belirtildi. ABD'de ve dünyanın diğer bölgelerinde gündüz saatlerinde yaklaşık iki saat süren radyo kesintilerine neden olan bu patlama, güneşin şiddetli gücünü bir kez daha gözler önüne serdi.     Uzmanlar Ne Diyor: Olayın Bilimsel Önemi ve Analizi Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi'nin (NOAA) Uzay Hava Tahmin Merkezi, bu olayı "inanılmaz" ve "kaydedilen en büyük güneş patlamalarından biri" olarak tanımladı. Merkez, patlamanın radyo iletişimi üzerindeki etkilerinin Perşembegünü öğlen ve öğleden sonra 2 arasında hissedildiğini bildirdi. Bilim insanları, CME'nin "güneşin uzak kuzeybatı bölgesinden" kaynaklandığını ve diğer potansiyel etkilerini analiz etmektedirler.     Tarihsel Perspektif: 2017'den Bu Yana En Güçlü Patlama Bu patlama, 10 Eylül 2017'den bu yana kaydedilen en güçlü güneş patlaması olmakla kalmayıp, mevcut güneş döngüsünün de en şiddetlisidir. X sınıfı güneş patlamalarının çoğu genellikle 1 ila 9 arasında derecelendirilirken, bu son olay 8 olarak sınıflandırıldı. Tarihteki en güçlü güneş patlaması ise, 4 Kasım 2003'teki X28 olayı olarak bilinmektedir. HABER:İSMAİL KEMAL KEMANKAŞ

Dünyanın en iyi şehirleri belli oldu! Türkiye'den 3 şehir Haber

Dünyanın en iyi şehirleri belli oldu! Türkiye'den 3 şehir

2023 için dünyanın en iyi 100 şehri sıralandı. Paris, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da zirveyi kaptırmazken; listede Türkiye'den de üç şehir yer aldı. Uluslararası araştırma şirketi Euromonitor International'ın turizm performansı; turizm altyapısı; turizm politikası ve çekicilik; sağlık, güvenlik ve sürdürülebilirlik gibi kriterleri baz alarak oluşturduğu listede Paris üç yıldır ilk sırada yer alarak dikkat çekti. Paris'in hemen ardından ise Dubai, Madrid ve Tokyo sıralandı. Turizm altyapısındaki gelişmeler sayesinde dördüncü sırada yer alan Tokyo'nun ilk defa ilk 10'a girmesi ise önemli bir gelişme olarak görüldü. Tokyo'nun bu yükselişine karşılık Londra ise dört sıra gerileyerek 10. oldu. Araştırma şirketinin hazırladığı listeyi ilk 20'de12 şehri ve ilk 100'de 63 şehri yer alan Avrupa domine etti. Buna karşılık, New York dışında ilk 20'de yer alan tek ABD şehri ise 19. sıradaki Los Angeles oldu. TÜRKİYE'DEN ÜÇ ŞEHİR İLK 100'DE Veri şirketi Lighthouse ile birlikte hazırlanan rapora göre İstanbul, 2022'ye göre yüzde 26 artışla 20,2 milyon uluslararası varışla dünyanın en popüler yabancı destinasyonu oldu. İstanbul'un hemen ardından da 18,8 milyon ziyaretçiyle Londra geliyor ve onu 16,8 milyon ziyaretçiyle Dubai takip ediyor. Euromonitor International'ın üst düzey yöneticisi Nadejda Popova şunları söyledi: "Paris, olağanüstü performansının ardından dünyanın lider şehri unvanını korudu. Artan yaşam maliyetleri ve dalgalanan enflasyonun, özellikle küresel durgunluk devam ederse, 2024 ve 2025'te sektörün büyümesinde en büyük zorluklar olması bekleniyor. Tüketicilerin seyahat rezervasyonu yaparken paranın karşılığını veren seyahat tekliflerini aramaları ve sürdürülebilir turizm alternatiflerinin yanı sıra özgün ve yerel deneyimleri tercih etmeye devam etmeleri bekleniyor." Rapor, uluslararası seyahatin 2023'te güçlü bir toparlanma yaşadığını ve seyahat sayısında yüzde 38'lik bir büyümenin gerçekleştiğini gösteriyor. DÜNYANIN EN İYİ 100 KENTİ: 1. Paris 2. Dubai 3. Madrid 4. Tokyo 5. Amsterdam 6. Berlin 7. Roma 8. New York 9. Barselona 10. Londra 11. Singapur 12. Münih 13. Milano 14. Seul 15. Dublin 16. Osaka 17. Hong Kong 18. Viyana 19. Los Angeles 20. Lizbon 21. Prag 22. Sidney 23. İstanbul 24. Melbourne 25. Orlando, Florida 26. Frankfurt 27. Kyoto 28. Taipei 29. Floransa 30. Toronto 31. Atina 32. Zürih 33. Bangkok 34. Las Vegas, NV 35. Miami 36. Kuala Lumpur 37. Venedik 38. Abu Dabi 39. Stokholm 40. Brüksel 41. Tel Aviv 42. San Francisco 43. Şanghay 44. Varşova 45. Guangzhou 46. Kopenhag 47. Nice 48. Washington 49. Budapeşte 50. Shenzhen 51. Vancouver 52. Palma de Mallorca 53. Sevilla 54. Sao Paulo 55. Valensiya 56. Meksika 57. Antalya 58. Sapporo 59. Pekin 60. Busan 61. Fukuoka 62. Edinburg 63. Porto 64. Kudüs 65. Krakov 66. Rio de Janeiro 67. Honolulu, Merhaba 68. Montreal 69. Makao 70. Cancún 71. Marne-La-Vallée 72. Doha 73. Şarja 74. Rodos 75. Verona 76. Bolonya 77. Selanik 78. Buenos Aires 79. Lima 80. Phuket 81. Delhi 82. Kandiye 83. Tallinn 84. Pattaya-Chonburi 85. Ho Chi Minh Şehri 86. Playa Del Carmen 87. Johor Bahru 88. Santiago 89. Tiflis 90. Riyad 91. Marakeş 92. Vilnius 93. Muğla 94. Zhuhai 95. Mekke 96. Punta Cana 97. Guilin 98. Hanoi 99. Kahire 100. Maskat

Türkiye'nin dört bir yanından ziyaretçi akın ediyor!  Giriş ücretleri zamlanıyor Haber

Türkiye'nin dört bir yanından ziyaretçi akın ediyor! Giriş ücretleri zamlanıyor

Ailelerin, çocuklarıyla gönüllerince gezip eğlendiği Bursa Hayvanat Bahçesi'nin fiyat tarifesi, 2024 yılında zamlanıyor. Dünya standartlarında modern bahçe olarak 206 bin 600 metrekarelik alan üzerine kurulan Bursa Hayvanat Bahçesi'ne girişlerde yetişkin 15 liradan 24 liraya çıkarken, öğrenci ise 7 liradan 11 liraya yükseldi. 129 türden 969 hayvana ev sahipliği yaptığı hayvanat bahçesinin fiyat tarifesi Bursa Büyükşehir Belediyesi 2024 Mali Yılı Gelir Tarifesi Taslağı'nda yer aldı. Öğretmen nezaretinde gelen ilk, orta, lise ve yaz okulları öğrencilerinden, 0-6 yaş arası çocuklardan, ziyaretçi kafilesi getiren kokartlı tur rehberlerinden, engelli kimlik kartına sahip olan vatandaşlardan ve yanlarından bulunan 1 refakatçıdan, Hayvanat Bahçesi Şube Müdürlüğünün düzenlediği etkinliklere katılan okulların öğretmen, öğrenci ile velilerden, 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı günlerinden hayvanat bahçesini ziyaret edenlerden ücret talep edilmiyor. Özellikle çocukların ve ailelerin en çok ziyaret ettiği Bursa Hayvanat Bahçesi giriş ücretleri 2023 yılı itibariyle artırıldı. Yaklaşık 206 bin metrekarelik alanda 135 türden bini aşkın hayvanın bulunduğu ve yılda 1 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayan Hayvanat Bahçesi’nin bilet ücretlerinde cüzi miktarda artış yapıldı. İşte yeni fiyat tarifesi: Yetişkin : 15 TL Öğrenci : 7 TL (30 yaş altındaki öğrenciler için geçerlidir) Çocuk: (0-6 yaş) Ücretsiz Eğitim ve Öğretim döneminde öğretmenleri nezaretinde gelen grup öğrenciler ücretsizdir. Açılış – Kapanış Saatleri 09:30 – 17:30 Gişelerde bilet satışlarımız kapanış saatinden 1 saat önce (16.30’da) sona ermektedir. Ulaşım • Şehir merkezinden 15, 15/E numaralı otobüsler ile gişe önüne kadar • Kent meydanından Soğanlı-Botanik Park minibüsleri ile yürüme mesafesinde • Şehrin Batı bölümünden Terminal otobüsleri ile yürüme mesafesinde Bursa Hayvanat Bahçesine ulaşabilirseniz.

Dünyanın ilk beyin ameliyatına ait kafatası Haber

Dünyanın ilk beyin ameliyatına ait kafatası

Tarihi geçmişiyle birçok medeniyete ev sahipliği yapan ve Orta Anadolu’nun ilk yerleşim yeri olarak bilinen Aksaray’da yaşanan dünya ilkleri herkesi şaşırtıyor. İlkler arasında yer alan 10 bin 500 yıl önce dünyanın ilk beyin ameliyatına ait kafatası müzedeki ziyaretçilerini şaşırtıyor. Aksaray’ın Gülağaç ilçesine bağlı Kızılkaya köyünde bulunan Aşıklı Höyükte kazı çalışmaları her yıl aralıksız olarak devam ettiriliyor. 1989 yılında başlatılan kazı çalışmalarında birçok yaşam malzemelerinin yanı sıra genç bir kadına ait kafatası bulundu. Kafatasının 2 tarafından yaklaşık 11.2 milimetre genişliğinde bir delgi ile delindiği tıbben de kanıtlanırken, yapılan bilimsel çalışmalarda hasta kadının bu ameliyattan sonra 10 gün daha yaşadığı tespit edilmiş. Aşıklı Höyük ve ilk beyin ameliyatına ilişkin bilgiler veren Aksaray Müze Müdürü Yusuf Altın, kazı çalışmalarının 30 yılı aşkın bir süredir devam ettiğini söyledi. Tespit edilen 10 bin 500 yıl önceki yaşam koşullarını ve mücadelesini de anlatan Altın, ilk beyin ameliyatının burada yapıldığına işaret etti. Aşıklı Höyük’te 1300 yıllık bir yaşam serüveni olduğunun altını çizen Müze Müdürü Yusuf Altın, “Aşıklı Höyük bizim Cumhurbaşkanlığımız kararlı kazılarımızdan bir tanesidir. Kazı çalışmalarına yaklaşık 30 yılı aşkın bir süreçten beri devam edilmektedir. Buradaki kafatasına geldiğimiz zaman milattan önce 8500 yılıyla 7300 yılları arasında 1300 yıllık bir yaşam serüveni var orada. Yani o zamanki neolitik yaşam tarzı olarak normal ilkel kabileler tarafından yaşanmaktaydı. O dönemde ilk önce etçil bir toplum, aynı zamanda otçul bir toplum, avcı toplayıcı bir toplum ile hayvan evcilleştirilmesi var. Obsidyen taşlarımızla kemiklerle birlikte ilk değirmen yapıtlarını görmekteyiz. Sürtme taşlarıyla birlikte buğday ekerek tarım toplumuna da yavaş yavaş geçildiğini görmekteyiz. İlk mimari olarak mimari yapılarını da görmekteyiz. Etçil bir toplum, otçul bir toplum ve daha sonra da sağlık meydana geliyor. Sağlık meydana gelince de ilk beyin ameliyatını bundan 9500 yıl önce Aşıklı Höyük’te görüyoruz. Bu beyin ameliyatına geldiğimiz zaman 25-30 yaşlarında bir hanımefendinin kafatasından 2 tane delik açılarak böyle bir çalışma yapıyorlar. Bu çalışmayı da muhtemelen kemik ve obsidyen madenlerini kullanarak bu çalışma yapılmış. Bu çalışmalar yapıldıktan sonra hastanın 10 gün daha yaşadığı tespit edildi. Peki yaşadığı nasıl tespit ediliyor? Örneğin bir uzvumuz kırıldığı zaman bir kaynama süreci geçer ve yeni bir doku, kemik dokusu oluşma süresi var. Antropologlar ve tıp aleminde bununla ilgili gerekli çalışmalar yapıldı ve 10 gün daha yeni bir doku oluştuğu tıbben ispat edilmiştir. Öyle olunca da ilk beyin ameliyatı olarak müzemizin değerli envanterlerinden bir tanesidir” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.